/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +2 -1
    Taş gibi bir hatun vardı bir zamanlar hayatımda. Yeme yanında yat cinsinden. Koklamaya kıyamadığımız özel kadınlar olmuştur; bu hatun da benim için özeldi arkadaşlar.

    Yalnız bir sorun vardı ona hiç belli etmediğim. Bir türlü anlam verip sebebini çözemediğim. Ta ki o güne kadar..

    Sevgilim 35 yaşında olmasına rağmen; 18'lik kızlara taş çıkartan cinstendi. Beyaz tenli, uzun bacaklı, yosun yeşili gözleri olan mermer gibi pürüzsüz bir manitaydı.

    Bowling salonunda tanışmıştık. Topu kuğu gibi süzülerek atarken ; düzgün uzun bacakları çapraz olur, fındık zütü havaya 10 pare top atacakmış gibi dışarı doğru çıkardı. Ben o pozisyona aşık olmuştum. Ve hiç vakit kaybetmeden akşdıbına tavlamıştım.

    Kısa bir zaman içinde kaynaştık. Haftada bir buluşmalarımız, her gün düzeyine yükselmişti. En sonunda birbirimizi görmeden yapamaz hale gelmiştik.

    ilk zamanlar pek üstünde durmamıştım. Fakat devamlı bi şekilde aynı şeyin varlığı dikkatimi çekmeye başlamıştı. Ama yine de başka nedenlere baģlıyordum.

    Arkadaşlar gün geçtikçe iyice bu durum kafamı kurcalamaya başladı ve paranoyaklaştım.

    Nerden geliyordu bu dıbına koduğumun kokusu! Evet dostlar, sevgilimle her buluşmam da çürümüş bir şeylerin kokusu burnumun direğini sızlatıyordu. Böyle pürü pak bir kızın kokması imkânsızdı.

    Buluştuğumuz zaman ćaktırmadan oturduğumuz yerin etrafını teftiş ediyordum. Acaba çöpün, pis bir şeyin yanına mı oturduk diye şüpheleniyordum. Yok, hiçbir şey bulamıyordum. Sonra kendimden şüphelendim, her buluşmamızdan önce hamama gitmeye başladım. Hâlâ koku burnumuzun dibindeydi ve sinirlerim iyice yıpranmıştı.

    En sonunda- salak kafama sıçıyım- ilk şüphelenmem gereken şeye ihtimâl vermemem yüzünden o kokuyu uzun süre çekmek zorunda kalmıştım.

    Bir gün iyice şu kızı bi yoklayım dedim. Bir bahaneyle eve getirdim. Öpmeye kıyamadıģım kızı gibmek zorunda kalacaktım. Bu sebeble de kokunun kaynağına da ulaşacaktım.

    Önce sıcak şarap leblebi, romantik aşk filmi filan derken ; birbirimize yıkama yağlama çekmeye başlamıştık.

    Yavaş yavaş ben aşağılara doģru indikçe koku daha da artmaya başladı. Tam o noktaya gelip tangasını sıyırdığımda.. beyler inanmayacaksınız ama loğar kapağı açılınca nasıl ince kesif bir duman, kokuyla dışarı çıkar, tangayı indirmemle kapamam bir oldu.

    Banyoya zor yetiştim. Nasıl böğüre böğüre kusuyorum anlatamam.

    Bu hemen yanıma geldi. "Ne oldu aşkım yediğin bi şey mi dokundu " diye. Ulan kukusunun kokusuna o kadar alışmış ki; kokuyu almıyor kız.

    Hemen giyin hastahaneye gidiyoruz dedim. Konuşmasına fırsat vermeden acilde aldık soluğu.. Acile gelir gelmez doktora durumu çaktırmadan söyledim. Bunu yataģa yatırdı, altını açmasıyla , doktor düşüp bayıldı.

    Amk hastahaneyi karantinaya aldılar. Bunu başka bir yere nakletmektense, Avrupa'nın en iyi kadın doktorunu gece 12 de helikopterle Türkiye 'ye getirdiler.

    Doktor hanım maskesiyle bizim hatunu tedavi etmek için yanına girdi. 1 saat sonra çıktı ve beni yanına çağırdı.

    Şimdi söylediklerini aynen aktarıyorum; kelimesi kelimesine : " Bu kadın hayatında hiç yannan yüzü görmemiş. Hiç kulanılmadığından kuku çürümeye yüz tutmuş. Yakında kurtçuklar da çıkmaya başlar. Fakat üzülmeyin, geç kalınmış ama tedavisi mümķün. " Ben heyecanla sordum tabi "Ne yapmamız gerekiyor lütfen söyleyin"

    Kadın doktor elindeki maskeyi bana uzatarak "ilk bir ay bu maskeyi takarak sabah akşam bam bam bam"  nasıl yani demeye kalmadan, doktor" taktik maktik yok, bam bam "

    Daha sonra bir yıl boyunca da aralıksız dölleyin. Normale dönecektir diyerekten beni gönderdi.

    Dediği gibi de oldu. Kuku kullanılmaya başlandıkça kokudan eser meser kalmadı. Hatta gittikçe güzel bile kokmaya başladı.

    Tüm kadınlarda bu olaydan ibret alır umarım. Bir şeyi kullanmazsanız çürür, kezbanlık yapmayın verin.

    Hepinize Bam Bam Bam'lı geceler dilerim.
    ···
   tümünü göster