/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 26.
    +3
    ikinci soru ,"Melezleşme"nin olup olmadığıdır.

    "Melez"in doğru tarifi, aşağı yukarı eşit miktarda iki ayrı ırkın karışmasıdır.
    Ya genetik bir istikrarsızlık vardır ya da istikrara varılmış bambaşka bir soy meydana gelmiştir.

    Türkler bu iki kategoriye de uymaz.

    Özellikler asırlar boyu devam etmişler ve ne doğudaki nede batıdaki Türkler yeni iki ırk oluşturmuştur.

    Lehçe farkı" gibi olan bu "tip farklılıkları" nedendir öyleyse? izahı şöyle:
    ilk Türkleri doğrudan "evlenme"den doğanlarda (yani Asya'nın batısındakilerde), Alpin ırkın "düz göz kapağı, açık ten ve göz" genleri biraz daha fazlaydı; Ön-Türklerinkinde ise "hafif çekik göz, koyuca ten ve göz" genleri baskındı.

    Her ne kadar tarih boyunca ilk Türklerle Ön Türkler kaynaşmışlarsa da,
    doğudakilerde Kızılderili,

    batıdakilerde Akdeniz ırklarının izi daha belirgindi.

    Doğu Asya Türklerini alalım:
    Hemen her yerde, her millette olduğu gibi onlarda komşu soylarla bir dereceye kadar karışmışlardır.
    Bu Türklerin, göz çekikliği abartılı olan Moğollarla ve Çinlilerle evlendikleri olmuştur. Bir hesaba göre bunun derecesi 15-20 kadardır.
    Türklerin genetik özelliğinde, ecdattan biri olan Kızılderililerden miras hafif göz çekikliği de ilave edilince bu göz çekikliği biraz daha belirgin olmuştur (tenin ve göz-saç renklerinin biraz daha koyulaşması da aynı sebepten). Şunu hemen belirtmeli ki bu "normdan kayış" ,
    sadece "yabancı evliliği" yapan ailelerde kalmamış, daha sonraki nesillerde , "toplumların genetik havuzu" dolayısıyla bütün Orta Asya Türklerinin tiplerine yansımıştır. Aksi yönde buna benzer bir değişim Batı (Avrasya, Anadolu ve Balkan) Türklerinde de oluşmuştur. O coğrafyada şu ırklar yaşıyordu: Avrasya'da Kuzeyli Nordic) ve Slavic;
    Anadolu'da ise Akdeniz (Mediterranean Aryan ve Semitic), ilk Türk (“Hatti” ve Kuzeyli “Aryen Hitit”) soylarıdır.
    ···
   tümünü göster