/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5
    sosyalizmin ekonomik problemleri
    - değer problemi

    -emek değer teorisi

    en basit anlatımla değer emekten gelir der bu teori. insan ihtiyaçlarını karşılamak için üretmek zorundadır. üretimin çeşitli türleri birbirinden farklı zorluklar
    içerir. ve üretimi daha zor olan şey daha fazla çalışma zamanı gerektirir. o halde değer onu üreten emeğin çokluğundan başka bir şey değildir. ve değeri ölçmenin yolu
    onun ne kadar emek -yani çalışma zamanı- içerdiğini bulmaktır. örneğin tek bir masanın üretimi için gereken toplam süre 6 saat, bir sandalye için gereken süre
    ise 2 saattir. bu demek oluyor ki bir masanın değeri = 3 sandalyenin değeri... emek değer teorisinin kısaca açıklaması bu şekildedir.

    emek değer teorisi ne kadar doğrudur?

    üretimin temelinde insanın tatmin etmek istediği ekgiblikleri yatar. örneğin açlığını gidermek, ona yönelik bir tatmin yaşamak için yemek yeriz.
    yemek yemek için tarlayı sürüp ondan mahsül çıkarmak zorundayız. aynı şekilde giysi giyme ihtiyacı için
    terzilik yapmak zorundayız. ulaşımın zorluklarını azaltmak için araba, iletişim kurmak için ise cep telefonu üretmek zorundayız. bütün bu üretimler insanı
    bir şekilde tatmin etmek içindir. insanı tatmin etmeyen şeylerin ise bir değeri olduğu kesinlikle söylenemez. mesela tuvalet kağıtlarının üzerine imzanızı
    atıp neden pazarda satamazsınız? çünkü bir tatmin yaratmaz. oysa bir patatesi satabilirsiniz. çünkü patates insanın beslenme ihtiyacını gideren, insanı tatmin eden bir
    şeydir. yani değer tatminlerin bir yansımasıdır. değer ancak tatminlerden gelir.

    bunun aksini iddia eden bir komünist aynı emek ve aynı ham madde içeren 2 tshist düşünsün. birisinin üzerinde che guavera, diğerinin üzerinde ise milton friedman resmi basılıdır. ve ikisi de 5 liradır. hangisi sizin gözünüzde daha değerlidir. bunun cevabını dürüstçe verdikten sonra ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=MZMWVt01M0w burada açıklanmış. buradaki kilit nokta şudur. eğer herhangi bir hizmet, emek, nesne, insanlarda bir tatmin yaratmıyor ise DEĞERSiZDiR. ne kadar sermaye, emek içerirse içersin. Buraya kadar olan kısmın özeti: Değer kendisini oluşturan emek veya sermayeden bağımsızdır. Değer doğrudan doğruya insanların üzerinde oluşturduğu tatminden gelir.

    peki tatminler nasıl ölçülür? bir tabak pilavı yedikten sonra size yönlendirilen "ne kadar tatmin oldunuz?" sorusunu nasıl cevaplayabilirsiniz? vereceğiniz cevap
    matematiksel olarak ifade edilebilir mi? tatmininizin birimi nedir? newton mu, tesla mı, celcius mu? cevap şu ki tatminler ölçülemez. az önceki soruları hiçbir insan net
    bir biçimde cevaplayamaz. tatminler ve dolayısıyla değerler ölçülemez.
    bu bilgiler ışığında emek değer teorisini eleştirecek olursak:
    tatminlere hitap etmeyen bir emeğin değeri nasıl olabilir. pazarda satmaya çalıtığım imzalı tuvaket kağıtları emek içermektedir. lakin hiçbir şekilde tatmin yaratmamaktadır.
    yani emek içermesine rağmen imzalı tuvalet kağıtları insanlar tarafından değerli görülmemiştir.
    pekala emeğin sonucu oluşan ürün tatmin sağlasa bile, ne kadar sağladığı nasıl ölçülecektir? tatminler ölçülemez, emeğin oluşturduğu tatmin de ölçülemez, dolayısıyla
    emeğin de değeri ölçülemez. bu bilgiler ışığında artık şunu söylemek yanlış olmayacaktır: emek değer kuramı pek çok ekgiblikler içermektedir. ve karl marx'ın kurguladığı
    şekliyle komünizmin iktisadi temelini emek değer kuramı oluşturmaktadır. bu sadece tüketim maddelerinin değer belirleme sorunu değildir. üretim unsurlarının da kendine
    özel değerleri vardır. bir torna makinasının bigiblet fabrikasında mı, yoksa el aletleri üreten bir fabrikada mı kullanılırsa daha fazla tatmin getireceği bilgisi
    kesinlikle bilmemiz gereken bir şeydir. kapitalist sistemde biz fiyatlar sayesinde hangisinin daha iyi olduğunu biliriz. ama sosyalizmin bunu bilmeye şansı yoktur.

    3. ekonomik hesaplama sorunu
    ekonomik hesaplamanın özü basittir. ve günlük hayatımızda da bunu çokça tecrübe ederiz. aynı domatesi daha pahalı satan satıcıyı değil ucuza satanı tercih ederiz.
    aynı sonuca ulaşacaksak maliyeti daha düşük olan yöntemi tercih ederiz. ekonomik hesaplamanın özü budur. serbest piyasa ekonomisinde bu hesaplamayı yapmak kolaydır.
    çünkü fiyat sistemi vardır. fiyatlar içerisinde piyasanın tüm bilgilerini barındırır. ve bizler yalnızca fiyatlara bakarak bir karar
    verebiliriz. örneğin bir domatesi daha ucuza almak, bir evi daha ucuza imal etmek. böylelikle daha aynı sonuca daha az değer kullanarak ulaşırız. geriye arta kalan
    değeri ise diğer alanlara yönlendiririz. ve elimizdeki imkanlardan en iyi şekilde yararlanırız.

    peki sosyalizmde bu hesaplama nasıl yapılacaktır. sosyalizmde serbest piyasa ve fiyat sistemi yoktur. sosyalist sistemde hesaplama maliyet açısından en az fiyat yerine
    en az emeğin kullanımı şeklindedir. örneğin bir evi toplam 50 saat emek ile değil de 30 saat emek ile üretmek. tabii burada hammaddenin üretim süreleri de dahildir.
    yukarıda açıkladığım üzere emek değer kuramı değerleri ölçmemektedir. bir evin üretimi için gidilebilecek 2 yol olsun. bu yolları söyle değerlendirelim. a yolu toplam 50 saat emek
    b yolu 30 saat emek. aynı koşullarda serbest piyasada ise söyle olsun a yolu 80 milyon para b yolu 100 milyon para. tabloda gösterecek olursak
    ev üretimi için>>>>>>>>a yöntemi>>>>>>b yöntemi
    sosyalist sistemde>> 50 saat emek 30 saat emek (b yöntemi tercih edilmeli)
    serbest piyasada >> 80 milyon para 100 milyon para (a yöntemi tercih edilmeli)

    burada doğru olan hesaplama serbest piyasa hesaplamasıdır. çünkü yukarıda ifade ettiğim üzere emek değer kuramı değer ölçmede pek bir başarısızdır.
    sosyalist sistem b yöntemini tercih etmiş, lakin yanılmıştır. kaynaklarını boşuna harcamış 20 milyon para ile yapabileceklerini hiç etmiştir. sosyalist sistem emeği
    az tutmuş, lakin diğer üretim unsurlarında(hammadde, makine, yakıt gibi) zarar etmiştir. diğer üretim unsurlarını daha fazla gerekli olduğu yerlere değil daha az
    gerekli yere aktarmıştır.
    bu sebeplerden dolayı sosyalist sistemde ekonomik hesaplama imkansızdır.

    4. üretimin yapılmasına karar vermek
    serbest piyasa ekonomisinde üretime karar vermek basittir. eğer üretiminiz kar ediyorsa üretime devam etmeli kar etmiyorsa ya yöntem değiştirmeli ya da işi sonlandırmalısınız.
    yapacağınız iş sadece şudur. maliyetten kazancı çıkarırsınız. geriye kalan karın işi sürdürmeye değeceğini düşünüyorsanız işi sürdürürsünüz. eğer zarar ettiğiniz sonucuna
    varırsanız ya yöntemi değiştirirsiniz ya da işi bitirirsiniz. elimizde fiyatlar var ve biz bu fiyatlar ile üretime karar verebiliyoruz.
    örneğin selfie çubuğu. tanesini 3 liraya imal edip 5 liraya sattınız. 2 lira cebinize kaldı. karlı bir iş dersiniz. ya da 3 liraya imal ettiniz ama ancak 2 liradan alıcı buldunuz.
    zarar ettiniz. ya maliyetleri düşürmenin bir yolunu bulursunuz. ya da üretimi sonlandırırsınız.
    peki ya sosyalizmde?
    fiyatlar yok. üretimi yapacaksınız ama nasıl? mesela selfie çubuğu üreteceksiniz. bu üretim için hammadde ve emek harcayacaksınız. aklınızda şu soru: selfie çekmek
    harcayacağımız emek ve hammaddeye değecek mi? harcadığınız emek ve hammadde mi değerlidir yoksa selfie çekmek mi? eğer selfie çekmek daha değerli ise iyi bir iş yapıyorsunuz.
    tam tersi hammadde ve emek değerli ise yanlış bir iş yapıyorsunuz. kapitalist dünyada yaşıyoruz ve biliyoruz ki bazı insanlar için selfie çekmek vereceği 10 liraya
    değmektedir. ve bazı insanlar da selfie çubuğu üretiminden para kazanmaktadır. peki sosyalist sistemde harcayacaklarımızın selfie çekmeye değip değmeyeceğini nasıl
    bilebiliriz. gerçek şu ki selfie çekmenin değerini emek değer ile ifade edemezsiniz. böyle bir ifade imkansızdır.
    bu örnekte sosyalizm bir kez daha çuvallamıştır. üretimin yapılıp yapılmayacağına bile karar verememiştir.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      -1
      Bahsettiğin kavramlar/sorunlar aman aman çok önemli şeyler değil. Bahsettiğin emek değerleri hakkında şunu söylemek istiyorum. Sosyalizmde üretim araçlarının karı işçide kalacağı gibide üretim planlamasını devlet yapar. Herhangi bir girişimcilik yada başıboşluk yoktur sosyalizmde. Emek değerlerini aynı günlük aynı saatlere bölüp yaparsak değişen birşey olmuyor. işçi az emekli ürünü belki günlük 6 saatlik dilimde 1 ay da yapıyorsa çok emek gerektiren ürünü 3 ay da yapar ama üretim sürekli devam edeceği için(bu yüzden üretim ekonomisi diyoruz)Emek/zaman kuramında herhangi bir aksaklık olmaz. Sadece ürünün ortaya çıkma zamanlaması düşük olur oda çalışan sayı artımı ile çözülebilecek bir durumdur. Demek istediğim ürünlerin zorluk derecesi üretici birimlerin arttırılmasıyla çözülebilir ve günlük emek değerini eşitliyebilir
      ···
      1. 1.
        0
        lütfen yazıyı bir daha oku. çünkü orada sosyalizmin belki de en büyük sorunu yatmaktadır. sscb'nin bir numaralı yıkılma sebebi, kuzey kore ve venezüeladaki sefaletin de sebebi budur. emek değer kurdıbının "şeylerin" değerini ölçemeyeceğinden bahsediyorum.
        ···
      2. 2.
        -2
        Kuzey koreyi sefil ülke sıfatı koyduğuna göre artık tartışacağımız pek birşey kalmadı
        ···
      3. 3.
        +1
        istersen gösterebilirim. http://i.dailymail.co.uk/...500000578-155_964x644.jpg buyur.
        ···
      4. diğerleri 1
   tümünü göster