/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 401.
    +55
    Beyler hemen okumanızı beklemiyorum aq. 30 part var ve 10 part kaldı. Bugün 2 tane daha atayım bırakayım mı yoksa bugün bitireyim mi? Bu arada dediğim gibi reze göre değil şuku ya göre yazıyorum.

    Hocanın bana cin bağladığı günden bu yana iki gün geçmişti. Hafsanın sürekli yanımda oluşu dışında bir fark hissetmiyordum.

    Rüyalar konusunda Mustafa hoca haklı çıktı yatarken Hafsa başımda bekliyordu ve şimdiye kadar herhangi bir kötü rüya görmemiştim.

    Bana bağlı cinlerin olması fikri en başlarda korkutucu gelse de alışmam uzun sürmemişti. Hatta şu an halimden gayet memnun olduğumu söyleyebilirim.

    Dün biraz kafa dağıtmak için köyü gezmek istedim evden çıktığımda yalnızdım ama daha sonra yanımda birilerinin varlığını hissettim. Bir şekilde o kişiyi tanıyordumda. Hafsayı gözümle görmesem bile yanımda olduğu zamanlar hissedebiliyordum.

    Bana etrafımdaki insanların düşüncelerini fısıldıyordu. Şu an beni rahatsız eden tek şey Mesut hoca ile aramızdaki gerginlik. Olay çoktan yaşanmış bitmiş olsada o hâlâ bana bozuk davranıyordu.

    Evin içinde resmen benden kaçıyordu. Karşılaşmamak için özel bir çaba sarf ediyordu. Arada bir yemek için toplandığımız vakitlerde ise odanın bana en uzak köşesine geçip onaylamaz bakışlarını bana yolluyordu.

    Hafsa sayesinde benim hakkımda ne düşündüğünü de biliyordum. Kızgınlığının en büyük sebebi onun sözünü çiğnemiş olmam dı. Her ne kadar rahat bit nefes almama en az benim kadar seviniyor olsada ona yaptığımın saygısızlık olduğunu düşünüyordu.

    Arkadaşlarım da Tahsin başta olmak üzere bu duruma henüz alışamamışlardı. Her gece yatağa girdiklerinde gözlerini başımda dikilen Hafsa'dan ayırmıyorlardı.
    Hatta tahsin bazen uykudan uyanıp onu karşısında gördüğünde çığlık atıyordu.

    Hafsa bana her zaman yanımda olacaklarını ve gerektiğinde beni koruyacaklarını söylemişti. Ona bunu yapıyor olmalarının nedenini sorduğumda ise "müslüman olduğumuz için her ne yaparsak Allah rızası için yaparız " diyerek karşılık vermişti.

    Onunla Onur hakkında da konuşmuştum. Onur'u sakladıklarını ama eğer istersem onu bulmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Onu bulmak istiyordum çünkü yaptıklarının bedelini bir şekilde ona ödetmeliydim. Şimdi elimde bunu yapabilecek gücü barındırıyordum.

    Bu sefer elimden kurtulamayacaktı. Yapacaklarımdan zerre çekincem yoktu. ilk başlarda vicdanım beni baskı altına almış olsa da bana büyü yaptırdığını öğrendiğim gün içimde en ufak bir acıma bile kalmamıştı.

    Şimdi ise yanımda duran Hafsaya dönerek ilk isteğimi belirttim." Onu bulup bana getirin. Hesap vermesini istiyorum!" Hafsa hafif bir baş hareketi ile beni onayladıktan sonra gözlerini boşluğa dikip bir şeyler fısıldamaya başladı.

    "Bulmak için yola çıktılar. Seni uyarmam gerek. Onu buraya getirmek Kâbiri daha da kızdıracaktır. O insanı tamamen sahiplenmiş."

    " Onur onların yanında kaldıkça bizim için daha tehlikeli bir hâl alabilir sonuçta hepimizi çok iyi tanıyor. En büyük korkularımızı biliyor. Bize karşı kullanması işten bile değil. Rüyamda en çok korktuğum iki şey ile saldırdılar. Yanlızlık ve karanlık. "

    Rüyamdan bahsettiğimde genelde ifadesiz olan yüzünde ufak ta olsa bir neşe gördüm. " Neden gülümsedin ?"
    " Rüyan bize yarar sağlayabilir. Kâbirin sana göstermiş olduğu bir rüya olduğu için seni çekmeye çalıştığı yeri göstermiş olabilir. Onur'u da orada tutuyor olabilir."

    Düşününce mantıklı gelmişti. Sonuçta kendimi ona teslim etmem ile ilgili bir şeyler söylemişti. Rüyamın detaylarını hatırlamaya çalıştığımda aklıma bir fikir geldi. " Dere!" O dereyi daha önce de görmüştüm.

    Onur'un kaçırıldığı gün ormanda geçirdiğimiz zamanı hatırladım. Ormanın iç kısımlarındaki dere rüyamda gördüğüm yer di. " Ormandaki dereyi kontrol edin!" Sanırım bir şeyler bulmuştuk. Verdiğim komut ile birlikte Hafsa bir anda yok oldu.

    • **
    Hafsa gideli yaklaşık yarım saat olmuştu hava kararmaya başlamıştı. Ben heyecan ve meraktan yerimde duramıyordum. Odada bir o yana bir bu yana volta atarken kulaklarımı dışardan gelen çığlık sesleri doldurdu.

    Hemen koşup pencereden dışarı baktım. Bu oydu Onur sırt üstü bir şekilde ormandan sürüklenerek getiriliyordu. Onu tutanlar görünmüyordu ama havadaki ayaklarından anladığım kadarı ile onu ayaklarından tutup çekiyorlardı.

    Saniyeler içerisinde evin kapısı büyük bir gürültü ile açıldı ve Onur'un çığlıkları evin içinde yankılanmaya başladı. Koşarak odadan çıktım ve aşağı kata indim. Yerde kurtulmak için çırpınan Onurun gözlerindeki korku içime resmen serin sular serpiyordu.

    Bana bunları yapan kişinin acizliğini seyretmek hoşuma gitmişti. Ayaklarımın ucunda çaresizce yatan bedene odaklanmışken arkamdan yükselen hayret dolu nidalar ile evdeki herkesin buraya toplandığını anlamıştım.

    Şimdi ödeşme vakti !!
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      bitirrr lannnn müptelası oldum
      ···
      1. 1.
        0
        Bitirdim dostum.
        ···
   tümünü göster