Hayalleriniz gözlerinizi kapattığınızda gördükleriniz midir? Yoksa gözlerinizi açtığınızda görmek istedikleriniz mi?
Onunla güzel bir ayrılık konuşması yaptıktan sonra; o gözlere son kez baktığım düşüncesi beni deliye çevirdi. Önce; elimi, parçalayana kadar duvara vurdum. Ardından içmek istedim. Ama midem izin vermedi.
Sonra dağıtmak istedim. Doğan abimin yanına gittim. Bmwsini istedim. Lafımı iki etmedi verdi. Ehliyetsiz biraz hız yaptıktan sonra kendime eğlence bulmaya karar verdim.
Gittim bir kareoke bara, para savurdum. Neye diye sorarsan ben de bilmiyorum. Ama harcadım parayı yani. Yemek de yemedim fazla. Ardından Doğan abim de benimle gelmek istedi.
Gittim onu aldım arabayla sonrasında kareoke bara geri döndük. Saat 1 civarı gece. Doğan abim bir şarkı söyledi. Sesi fenadır. Facebook fenomenlerinden sayılacak adamlardan. Adam adam
*.
Dağıttım kafayı biraz ama sinirimi atamıyorum. Dedim napayım bişeylere zarar veriyim. Bastım köye.
Ankara bizim köy arası 2.5 saat. Ben 1 saat 20 dkda gittim siz düşünün. Gittim bizim köy evindeki tüfeği aldım. Bir tane de köyde kalan bir abimden tüfek aldık. Onu da Doğan abime. Çıktık ava.
Açtım arabanın farını tavşan arıyoruz. Mallar araba farını görünce züt gibi kalıyorlar
*. 3 tane tavşan vurduk. 10 15 mermi de domuzlara salladık. Benim sinirim geçti.
Sonra çıktık bizim dağdaki minik kulubeye yüzdük birini , pişirdik yedik. Diğerlerini de köy evinin buzluğuna attık.
Tavşan ışığı görünce büyülenir mi? Yoksa korkar mı? Ya da sadece doğası mı böyle? Tavşan olmadan bilebilir miyiz?