Sıradan gidiyorum,
Vestel marka telefonların mantığı Fiat marka arabalar gibi. Yani her hangi bir %100 yerli durumu yok. Yurt dışından özellikle Çin'den getirilen parçaların yerli üretim parçalarla Türkiye'de montajlanması durumudur. Fiyatı da bana kalırsa hala gereksiz pahalıdır. 3bin dolar ya da TL'lik telefon hiç kullanmadım, kullanılmasını ben de hoş karşılamıyorum o ayrı bir konudur.
Çıkar sözcüğünü "çare" ya da "yol" anlamında kullandım. Senin bu partiden bir çıkarın var anlamında değil.
Rusya, iran, Çin, Kuzey Kore yani nam-ı diğer DEMiR PERDE ÜLKELERi yıllarca ekonomik ambargolarla boykotlarla mücadele etmiş devletlerdir. (Aynı ambargoyu Amerika ve Avrupa istemediği halde Kıbrıs Harekatı'nı düzenlediği için rahmetli Ecevit zamanında Türkiye de yaşadı. Düşün ki tüm dünya sana sırt çeviriyor. Üretsen bile kimseye satamıyorsun... ihtiyacın olanları da alamıyorsun.) Ekonomilerini şu son 20 yılda yaptıkları atılımlarla güçlendirmiş devletlerdir demir perde ülkeleri. Benim bahsettiğim gerçek ekonomisi sağlam ülkeler Almanya ingiltere vb. bildiğin ülkeler. Ve "krizlerden bizim kadar etkilenmediler" dedim dikkat ettiysen. Etkilenmemeleri imkansız tabi ki. Ama hiç ambargo görmemiş bir ekonomi ile ambargo yaşamış ekonomileri kıyaslamak yanlış olur.
iş beğenmeme konusunda diyecek bir sözüm yok, insanları yaptıkları işlerle yargılayanlar yetersiz düşünce yapısına sahip gelişmemiş, cahil kalmış kesimdir bana göre de. Yoksa üniversite zamanlarımda yaptığım işlerden (bkz: http://www.incisozluk.com.tr/e/199213985/) bir liste yapsam bana da gülerler kesin ama önemli olan sonuçtur. işsizlik dediğimiz kavram bu değil. işsizlik gerçek anlamda işin olmamasıdır esnafın yanında çalışarak yanlış anlama çıraklık yaparak ev geçindirilmiyor. Fabrikaların kapatıldığı, küçük işletmelerin battığı bir çok kişinin ekmek kapılarının yok olduğu zamanlar yaşadık bu son 15 yılda...
Velhasıl kelam, iyiye değil kötüye doğru bir gidişin olduğu gerçeği gözümüzün önünde duruyor. Düzeltmek için ne yapıldı diye sorgulamak gerek. 15 yılda onlara "dur - yapamazsın - onaylamıyorum" diyecek kimse olmadan tek söz hakkıyla yapamadıkları yüzünden kızgınız. istedikleri an istedikleri yasayı çıkardılar, yeni vergiler koydular, devlete ait bir çok kurumu kimseye danışmadan sormadan sattılar bunu yapabildiler ve kimseye hesap vermediler. 15 yıl dile kolay. Bu kadar rahatlarken vatandaşı düşünmüyorlardı... Şimdiki kızgınlığın sebebini umarım anlamışsındır.