1. 1.
    0
    benim de benzer bir hikayem vardır , çok acıttığı için bahsetmeyeceğim ama ne kadar huurnun sıçtığı olduğunu da düşünsem senin ,düşüncelerimi paylaşmak isterim, hikayeyi biraz başa alıyorum.

    durağan anların birleşiminde, sabit bir anda görülmeyen fonksiyon farklılığı bilinmeyen bir zamanda başlayıverdi, adı hayat. canlılık kompleksitesi arttıkça gitgide ölme çeşitliliğinin de kompleksiği , canlının hayatta kalma arzusunun yönetimi de o denli mükemmelleşti, her parçası ayrı olan canlılar nasıl bir yöntemle kendi hayatları pahasına parçaları oldukları sistemi hayatta tutma bilincine kavuştular?

    benim düşünce tarzım şu, nasıl olduğu bilinmez sistem işliyor, var olan fizik kendi ideal dünyasında varlığını sürdürmenin en ideal yapısını kovalıyor, her yapının yapısı kendilerinden büyük bir sistemin devamlılığını sağlayacak şekilde, ancak garip olan bu yapının sadece ama sadece insanın bunu gözlemleyecek yapıya ulaşmasıyla sekteye uğraması. daha önce de biyerlerde yazmıştım, ne kadar hızlı koşsa antilop, ondan bir tık hızlı koşmalı aslan, ne kadar hız o kadar verimsiz, devamlı bir adaptasyon, daha zor şartlarda yaşayabilir hale gelme; ne kadar açgözlü ise evren o kadar hızlı tükeniyor, bilinçle de buluşunca da bu daha fazlasını isteme arzusu, insanda olduğu gibi, tüketim maksimum ve bu verimsizliğin yan etkileri, şişmanlık kanserler vs.

    kendi kendini dengede tutan dünyadan hızla yok olan dünyaya doğru geçiş ve bir yerlerde o inanılmaz ve dayanılmaz hayatta kalma içgüdüsü evrenin, kalacaktır da.

    kafa gibtikten sonra meseleye geçeyim, şöyle böyle deyip uzatmayacağım, dinler tarihinine bakın; mason ne diyorsa onu düşüneceksin objektif değerlendirirsen, dinler evrim geçirir ve daha iyi bir yolla varoluşu anlama kavuşturmaya çalışır. kainatın var olduğu günden beri gözlemsiz kalan bunca içgüdünün ve gelişimin insanın geldiği güne kadar nasıl anlaşılmaktan uzak bir mucize yarattığına bir bakın! eğer olmasa insan ne anlamı kalır tüm olanların? ancak demek ki gezegenleri uzay boşluğunda dönmeye zorlayan güç insanında bunu bilmesini gerektiriyor, evrenin varoluş içgüdüsünün hayata gelmesi mucizesini bunun bir parçası tarafından gözlemlenmesini getiriyor sonuç olarak.

    dinlerin söylediklerine bir bakın, mucize olarak fiziksel zorlukları olan doğal olayları gösterirler, çünkü insan basit bir canlıdır şimdilik basit anlamda imkansız olandan etkilenir, parmaklardan su akma, bakireden doğma bir mucizedir onun için, ancak asıl mucize suyun hayatın temelindeki tüm problemleri çözen , imkansızlıktan doğan ve başka türlüsü sonuçları hiçbir netliğe kavuşturamayacak sonsuz ihtimalden doğru çözümdür, mucizeyi "bakire" den değil "doğum" dan beklesen aslında ey zayıf insan, canlının kendi bünyesinde verimsiz kullandığı hayat sonucunda yok olmasının acısını yeni bir hayatı devama getirme gücüne dönüştürmesi ne kadar epik bir zaferdir.

    filmin anlattığına değil imdb puanına bakıp seven insan yine hikayenin büyüsüne kapılmış ve anlattığındansa inananların nitelikleri daha önemli hale gelmiş dine dikey anlamlar yüklemişlerdir. firavun yaptıysa piramit olmak için ölümsüz, daha büyük prodüksüyondur namaz kılmaktan kalmak için sonsuz, dinlerin anlattığı cennet bu yüzden çok acıklı geliyor bana, bilincin getirdiği zayıflığın sömürüsü gibi sanki.

    bu düşünceler doğrultusunda kardeşim, insan rüyadan uyanmış doğanın bilincidir bana göre, içine sindiremez var olmanın yok olmayı gerektirecek olması diyalektiğini gou3 çü felsefeye göre, alt beynine yalan söyleyeme çalışır "oku" der, "oyalan" oralarda, yaşlanmayı ölümü bilip bir zaman içine sıkışmak dayanılmaz olmasa bu yalanlar der, haklıdır da, bilemiyorum yok olmayı bilinç nasıl kabul eder, anlar? ama öldükten sonra da son insan, nasıl insanı doğurduysa doğa bilinmeli diyerek bunca emeği, bir algı görecek bunları, yazdıklarımı yeni gelenler, onlara mesajım şu olur; "bunları düşünmeyin, üzülmeyin, sevmeyin" , yok olacaksa bir güzel duygu, bir güzel canlı sevilmiş, o varlığa duymak pahasına sevgiyi, yol açmayın bir acıya yok edemediğiniz sürece yok olmayı, öyle acı ki çünkü gerçekten yok olmak, var olmamayı seçerdim bilseydim babam yok olacak.
    hayat tatlı, hayat acı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster