-
1.
0...Tümünü Göster
ama sonra bir gün öğretmen oldum. mutluluğu nerede bulduğumu anlatayım sizlere.
bir dersimizde şunları anlatmaya başladım öğrencilerime:
"-size birisi hayat nedir diye sorarsa ona şöyle cevap verin cocuklar:
hayat kapılardan geçmektir.
(bunu söyledikten hemen sonra saat gösterilir.)
-işte bakın, zaman geçiyor.
görünmez kapılardan geçiyoruz. yürüyüp giderken bir görünmez kapı bize kendisini açıyor. her dakika bir kapıdır çocuklar. hatta belki her saniye. evet, işte, bir kapı, iki kapı, üç kapı... durun! bu kapıyı beraber geçiyoruz işte. her kapı bizi farklı farklı yollara zütürür. şu an konuşurken bile arkamızda en az beş kapı bıraktık.
-ögretmenim gectiğimiz kapıya bir daha dönebiliyor muyuz?
-aa ne yazık ki cocuklar. ardımızdaki kapılar yıkılır. her zaman önünüze bakmalısınız. bir kapıda takılıp kalmamalısınız. önünüzdeki her kapıya heyecanla bakmalı acaba bu kapı beni nereye zütürecek diye kendinizi heyecanlandırmalısınız.
size kovalardan bahsetmiştim çocuklar. her insanin görünmez bir kovası olduğunu söylemiştim. hatta her hayvanın, bitkinin. eğer o insanları, hayvanları, bitkileri sevindirir, mutlu edersek hem onların kovaları dolacak hem bizim kovamız dolacaktı. yüzde tatlı bir gülücük oluşacaktı. hatırladınız mı?
- eevet öğretmeniiim.
-iste arkadaşlar o kovalarımızla bu kapılardan geçeriz.
-öğretmenim benim kovam delik.
-...
-onarırız çocuklar. pes etmeyeceğiz. gülümseyeceğiz. kovalarımız hep dolu olacak. kapıları gülerek geçeceğiz.
-peki öğretmenim ya bir kapıyı özlersek?
-o zaman o kapıda bir fotoğraf çekinip özlediğimiz zaman ona bakarız çocuklar.
-iyi ki bizim öğretmenimizsiniz öğretmenim.
-sizler de iyi ki benim oğrencilerimsiniz.
dipnot: kovası delik öğrencim yanıma geldi. kendisinin annesi üvey. hayat erken başlamış onun için. dayak yediğini vs anlatmıştı bir ögretmen arkadaş. fakat sevgi öyle kuvvetli ve tamir eden bir duygu ki. yanıma geldi, dört topu olan ve her birisinin yüzünde bir gülücük olan anahtarlığını bana hediye edip şöyle söyledi:
-öğretmenim kovanız her boşaldığında bu gülücüklere bakıp gülümseyin."
işte o fotoğraftaki gülücükler bağladı beni hayata. her baktığımda ona güldüm. fakat dostlar gülücükler silinmeye başladı.
yine de... böyle, mutluluk bu. yemişim parasını. ikisinin gülücüğü neredeyse silindi. ama ben üzgün olduğum her dakika öğrencimin hediye ettiği o gülen yüzlere bakıp gülümsüyorum. her şeye rağmen ey hayat, çok güzelsin, çok güzelsin çocuklarla.
bu hayatta sevebildiğin tek canlının çocuklar oluşu bir yalnızlık hali midir? söyleyin bana.
başlık yok! burası bom boş!