+4
Başını göğe çevirdi, Yardım et dercesine uzun uzun baktı, düşüncelere daldı. Onbaşının tok sesi onu hayata döndürmeye yetmişti.
- Mirza Aktemir!
Onbaşı Barsbek'e dönerek;
- Söyle be!
- Niçin dalgınsın? Özge diyarda aşık mı oldun? Seni Aybek'in ölümü neden etkilesin? işine geldi be!
- Lafını bilde konuş topal! Biraz daha sesin çıkarsa şu bozkırın ortasına seni ağaç diye dikerim!
Barsbek korkmuştu lakin çerilerine hissettirmemek için "Hadi oradan be!" diye sessizce homurdandı. Uzun saçlarını omuzundan aşşağı saldı, alnındaki derin kılıç yarası ortaya çıkmıştı. Sarı saçları ve seyrek sakalları ile tam bir Kıpçak beyi idi.
Aybek'in yanında uzun süre savaşmış, nice kelleler almış, nice yakınlarını kaybetmişti.
Kimseye güvenmez, kimseyi de sevmezdi.
Bunu bilen Aktemir ona mesafeli yaklaşıyor, pek zıtlaşmak ta istemiyordu lakin Barsbek'in sivri dili onu çileden çıkartabiliyordu.
Ufukta kale ve tuğlar görüldü. Her bey'in tuğu neredeyse orada idi. Aktemir kendi ailesinin tuğunu göremedi lakin babasının geleceğine kesin olarak emindi. Ağır adımlarla salonun kapısına doğru hareket ediyordu ki kolundan onu birisi tuttu, arkasına baktı...