+1
-1
Ben bir konuya temas etmek istiyorum. 2010-2011 yıllarını hatırlar mısınız, Arap baharının başladığı yıllar. Tunusta başlayan sokak eylemleri 3 ülkenin liderini değiştirdi ve gösteriler suriyeye sıçradı. Suriyede göstericiler daha sonra silahlandı ve rejime karşı savaşmaya başladılar. Ahmet davutoğlu dışişleri bakanı iken tüm suriye politikamızı o belirledi, o ise tüm emir ve talimatlarını amerikadan alıyordu yani bizim milli çıkarımız için değil de abd nin çıkarları için dış politika üretiyorduk. Abd türkiyeye sözde bir vaatte bulundu, esad devrilecek ve muhalefet iktidar olacaktı. Böylece arap dünyası ve katarla yakınlaşacaktık ve türkiye yanlısı muhalefet ile birlikte hem akdenizde hem de ortadoğuda çok güçlü olacaktık. Amerika her zamannki gibi bizi yüzüstü bıraktı. Katar ve türkiyenin desteği ile muhalefet tam esadı devirmek üzereydi ki abd bir plan yaptı çünkü öso nun iktidarı ele alması israil için ve abd nin akdenizdeki çıkarları için tehdit demekti. Amerika işidin iktidarı ele almasını istiyordu, öso nun değil. işid denen it sürüsü bir gün suriyeli savaşan muhaliflerin liderlerini topladı. Birlik kurulacağını sanan tüm muhalif liderler toplantıya gitti ama işid tuzak kurmuştu ve tüm muhalif liderlerin kafasını kestiler. Amerika işide onbinlerce tır silah verdi, ağır silahlar, tanklar, füzeler ve daha bir çok silah. işid de tüm muhalefeti yok etti ve tamamen amerikanın istekleri doğrultusunda hareket etti çünkü işidi kuran abd dir.
işide bir kıyak da ırakta yapıldı. 2014 yılında amerika musul havalimanına onbinlerce ağır silah ve mühimmat bıraktı ve işide teslim edildi o silahlar. Herifler bir kurşun sıkmadan musulu ele geçirdi. Örgütün işgal ettiği yerler hep petrol zengini olan bölgelerdi.
Amerika daha sonra pyd den ordu kurmaya karar verdi ve işidin elindeki topraklar direk pyde ye teslim edildi. Aralarında savaş bile olmadı çğnkü her iki terör örgütü de abd nin kuklasıydı.
Amerikanın gazıyla ve ahmet davutoğlunun beceriksiz politikalarıyla suriyeye girmemiz iç savaşı körükledi. Bir bakıma ordaki savaşta ve masum insanların katledilmesinde bizim de yanlış politikalarımız sebep oldu. Kimse keyfinden yurdunu barkını bırakıp kaçmaz.
Türkiyeye kaçan suriyeliler işid ve rejimin zulmünden kaçtı. Ordaki muhalefeti rusya ve işid dağıttı. Dolayısıyla ya kalıp öleceklerdi ya da kaçacaklardı o insanlar. Türkiye vicdan yapıp içeri aldı o insanları. Ama kişisel kanaatim türkiyeye gelen bir çok suriyeli aslında savaştan kaçanlar değiller. Şamdan, hamadan hatta lazkiyeden de milyonlarcası fırsat bu fırsat deyip içeri girdi. Bana kalırsa türkiye hepsine izin vermemeliydi ve gelenler de kamplarda tutulmalıydı.
Tümünü Göster