tüm okul hayatım boyunca uçlu kalemi olan arkadaşlarımın bir ucunu kırar atardım uç alsınlar da ekonomi canlansın diye aranızda durduk yere ucu kaybolan varsa muhtemelen benimdir

lisedeyken okulda deneme yapardık kötü yaptığım halde cevap anahtarına bakarken kendimi hep iyi gösterirdim. ygs\'den sonra kimseyle görüşmedim.

lisede sınıfta uyuyanların atkı gibi küçük şeyleri varsa çöpe atardım.

okulun cdıbını kırmıştım.

çok rotring kalem çaldım niye bilmiyorum o kaleme ilgi duyuyorum.

arkadaşın kedisini 3. katın balkonundan aşağı atmıştım. hayvan geri kalan ömrü boyunca topalladı.

ilkokul öğretmenimi dersin ortasında durduk yere çıplak hayal ederdim. aslında önemli bir şey değil de aklıma nasıl kazınmışsa hâlâ çıkmıyor. kadın da güzel değildi.

arkadaşın kardeşi vardı 8 aylık falan arkadaş yanımdan gidince tokatlıyordum bunu

arkadaşın annesinin saçını kestim uyuyordu farketmedi uyandığında arkadaşa kızdı

sürücü kursu hocasını düşünerek 31 çekiyorum

arkadaşın babasının telefonunu kırdım farketmediler sanıyordum. ben gidince babası arkadaşıma o çocukla bir daha görüşme demiş.

lisede tüm su şişelerini durduk yere çöpe boşaltırdım hep çöp kokardı hem de su içemezdi huur çocukları

lisede bir kızın gözlüğünü kırdım

14 yaşındayken 6 yaşındaki çocukları toplayıp birbirlerinin taşaklarına tekme attırıyordum

komşunun bahçesine boşalmıştım

komşum süt kaynatıyordu içine tükürdüm içti mi bilmiyorum

domates gibtim

arkadaşımın annesinin sütyenine boşalmıştım

tercih yapan arkadaşımın tercihlerini değiştirdim benim sayemde yarak gibi bir yerde okuyor (aptal oç niye bana kimliğini şifresini veriyorsa)

komşunun kızının saçını kesmiştim

öğretmen masasını kırmıştım

okulda camlı dolap vardı cdıbını kırdım

arkadaşımın ablasının memesini falan elliyordum

okulda hademenin çocuğuna iğne falan batırırdım en son söyledi disipline gittim pek bir şey olmadı

okul tuvaletinin sabunluğuna boşalırdım

lise öğretmenime aşık oldum. bedenine falan değil öyle ergence, olgun bir insan gibi direkt ruhuna, kişiliğine, ilgisine, gülüşüne, bakışına, gözlerine ama söyleyemedim üzülür diye. belki de en büyük pişmanlığım budur. ama söylesem de olmazdı.

başka aklıma gelmiyor

edit: ekledim biraz daha