ibretlik güneydoğu asker hikayesi

beyler ciddi aldım o cezayı askeri mahkemeye çıktık amk... gerçi 48inci günde saldılar beni anlatçam durun amk...

neyse beyler karakolda günler geçiyo kimse yanaşamıyo komutanlarda karışmıyo amk... santralden çıkıyom gece köpekli devriyeye yolluyolar yüriimde kilo veriim diye sözde amk...
olm karakol ne kötüymüş lan insanın ruhu sıkılıyo alışmışız gezmeye... bi gün nöbet yazdırdım kendime dedim 2 hava alalım amk... abi termosla soğuk su alıyoz yanımıza... kantinde (kantin dediğim bitane camekanlı dolap var gazinoda bide çay ocağı var makina o kadar... ) bi su sebili var... nöbetçiler nöbete çıkarken soğuk suyu alır çıkınca kantinci yeniden doldururur sebili... sebilde eski tip üstten açıyon haznesi var içine dolduruyon altta 2 tane musluk ordan içiyon suyu... bin kantinci bide devrem olcak tam bizim torun su almadan önce fullemiş suyu... bizimkide farketmemiş doldurmuş... abi çöl sıcağı kavruluyoz dedim getir hele şu suyu bi su içelim... amk sudan bi yudum aldım imamın abdest suyu gibi... sinirden kuduryom amk... nöbet zarzor bitti karakola bi döndük nerde lan dedim o yavşak kantinci... girdim kantine daha hücum yeleğim üstümde... dedim bana garezinmi var puşt niye doldurdun sıcak suyu... e sonra soğumuyo biz ne içicez burda amk demezmi... nerden açılıyo lan bu dedim... burdan dedi... aç amk dedim... neden dedi... dedim aç sen... kapağı açasıyla bi elimle yakasından bi elimle kemerinden bi kavradım bini zaten bi damla bişey 155mi ne buy var 52-53 kilo bişey , kafalama daldırdım sebile... ama nasıl biliyonmu çimento torbası gibi attım bini... bu çırpındıkça kavradım belimden bastırıyom... baarıyom bi yandan al hadi iç amk umun çocuğu diye... boğuyodum muallakyi aldılar elimden...