gelin beyler müthiş bir hikaye yazıyorum

akşam yemekleri hazır olunca burçin
-hakaaan gel hazır sofra! diye seslendi mutfaktan. hakan kitabı yatagına koyup mutfaga doogru gitti ve
-çok güzel kokuyor. nedir bunun adı?
-taze fasülye. şu pilav. ikimize yetecek kadar ekmeğimiz biraz da kolamız var. buyur otur dedi. hakan amsaya oturdu ve ellerini dizlerinin arasına sıkıştırdı. annesinin agzına sebze çorbası dolu kaşığı uzatmasını bekleyen bebek gbiydi.
-ne oldu neden yemiyorsun?
-önce sen ye.
-merak etme zehirlemem seni. ayrıca çok iyi yemek yaptığımı söylerler hep.
-ondan değil bunların nasıl tutlacagını bilmiyorum. öğrenmek istiyorum. dedi hakan ve burçin hemen yanına geldi kendi çatalı ile. çatalın nasıl tutulup nasıl batırılacağını bıçakla beraber nasıl kullanılacagını ve çatalın sol elde olması gerektiği gibi temel şeyleri öğrettikten sonra uygulamasını istedi.pek zorluk çekmedi hakan ve hızlıca yemek yedi.
-eve geldiğinden beri yemek yemiyorsun. aptallık bende ya sen niye yemk bişey ikram etmezsin adama.
-senin suçun değil kenimle boğuşurken yemek yemem gerketiğini dahi unutmuşum. suçlama kendini. dedi yemek esnasında pek konuşmadılar. yemekden sonra hakan bir incelik yapmak istedi. tabakları sofradan kaldırmak istedi.ama hepsini bi taraftan alıp bir tarafa yığmaktan başka bişey yapmadı. bulaşık makinasının varlıgını öğrenmesi için daha zamanı olugunu düşünen burçin çok teşekkürler. deyip onunla beraber salona gitti.