http://fizy.com/tr#s/1d69kg
allah yardım etti herhalde beyler..yani aslında yardım mı etti pek de emin değilim, ama o zaman öyle göründü bana..
ben iyice sinir olmuş, sağa sola bakınadururken, alt katta (yani orkestranın olduğu kat, biz asma katın kıyısındayız böyle..aşşağıyı net görebiliyoruz) tam kafamı masadan sağa çevirip bir miktar aşağı açı yapınca görebildiğim, mekanın kapıya en yakın, duvara dayalı "l" şeklinde koltuklu bir masada, sarışın bir hatun gördüm.
yalnız epey sarışın yani, epey beyaz tenli, saç rengi ve ten rengi gülşenin şu son haline benziyor, ya da seçkin piriler e de benzetebiliriz..tek farkı bu hatunun doğal olarak o saç rengine sahip olması..
o tarafa doğru bakmaya başladım, çünkü kız cidden değişik bir tipti, farklı bir güzelliği vardı ve dikkat çekiciydi.
mine o yöne baktığımı görünce kafasını çevirip masada oturan kız grubuna baktı,
"olta mı sallıyorsun?" deyip kıkır kıkır güldü..bu girişimimi ciddiye almamıştı..
ben laf arasında bakmaya devam ettim, ta ki malum hatunla göz temasını kurana kadar,
işin tuhafı, o teması da kurduk beyler
*
şimdi burada konuyu biraz kesip güncel bir toplumsal problemden bahsetmek istiyorum;
beyler fok balık çok yal...
elbette konumuz bu değil
* ... konumuz yine kızlar-kadınlar..ve onların her geçen gün değişen, teknolojiye ayak uyduran abuk subuk huyları..facebook meselesi değil..erken bir tahmin oldu bu, daha sonra bunu da konuşacağız hikaye aralarında detaylıca,
konumuz kızların eline artık, doğuştan otomatik ve fiks olarak yapışık vaziyette geldiğine inanmaya başladığım telefonlar..evet bildiğiniz cep telefonları lan..
özellikle üniversiteliyseniz,
gidin, kampüsünüzün kafesinde bir masaya oturun..bir çay söyleyin kendinize, simit alın..
sonra da etrafa bakınmaya başlayın..masaları gözlerinizle tarayın..ve yalnız kızların bulunduğu masalara odaklanın..
5 üzerinde ya da 10 üzerinde değerlendirme yapmanızı isteyeceğim, yapan olursa sonuçları paylaşabilir,
değerlendirme konumuz ise,
masada yalnız başına oturan kızlardan kaçının elindeki telefonla uğraştığı..
evet, olay bu beyler..
masalarında yalnız otururken..
sokakta yalnız yürürken..
tuvalette yalnız sıçarken..
her hangi bir şekilde bir yerde yalnız başına bir şey yaparken, elindeki telefonla, mesajlaşan,(aslında büyük çoğunluğu mesajlaşıyormuş gibi yapan) kızları görmüyor musunuz zaten?
her daim,
sanki ellerine yapışmış gibi değil mi? kafalarını asla kaldırmıyor..dış dünya ile asla kontak kurmuyorlar..yolda yürürken hele..ya mesajlaşıyorlar,
ya da sizin karşıdan geldiğinizi görünce telefonlarını ceplerinden çıkarıp "az önce gelen(!)" mesajı okumaya başlıyorlar..
dediğim gibi..masaları kontrol edin..yalnız kızları bulun..eğer o an için elinde telefon yoksa bile, sizinle göz göze geldikten sonra çok yüksek ihtimalle çantasının ya da cebinin bir yerinden çıkarıp o "az önce gelen (???)" mesajı okumaya başlayacaklardır.
eğer bu oran yarı yarıyadan aşağı çıkarsa züt capsimi koyacağım aq..
şaka bir yani, size bu konuda bir anımı da paylaşayım,
bir gün ikinci öğretimlerle derse girmiş, gece minibüsle merkeze dönüyorum..minibüse bindim, ilk başta epey tenha, kimse yok, en önde oturan bir hatun var, hoşumsu, onu da kestim girerken, sonra da hafif arka çaprazındaki tekli koltuğa oturdum..yarım açıyla kesmeye devam ediyorum..
bu tabi beni gördü hem girişte bakarken hem o ara..
sonra cebinden telefonu çıkardı..
genin karanlığına tezat, beyaz ışıklarla aydınlatılan minibüsün içinde, telefonunun ekranının camdan yansıma yapıp gözüktüğünden habersiz, telefonunun mp3 playerine girip çıkmaya başladı...
* belki 15-20 kere tekrarladı bu hareketi, sonra telefonu indirdi,
1-2 dakika sonra bir daha...
ben tabi gülmemek için dudaklarımı ısırıyorum... salak, az önce "hoş hatun" diye içimden geçen düşünceler bir anda "mal aq" ya dönüşmüş durumda..
ha gerçi muhtemelen o da beni beğenmedi, ama o mallık da nedir yani aga?
gibicez mi seni?
yani evet aslında temelde amaç o uzun vadeli düşünürsek ama,
yani otobüsün ve insaların içinde güvendesin be bebeğim... o kadar kasmana gerek yok kendini... mp3 gireee çıkaa...
*
neyse beyler, buradan nereye bağlayacağım diyorsunuz muhtemelen... bağlayalım,
sene 2005... bu hareketler yaygın değil pek..insaların birbirine göstermek için kıçını yırttığı i phoneler filan yok tabi, bundan kelli, benim kestiğim ekstra sarışın hatun da, ne eline telefon aldı... ne de gözlerini kaçırdı..
bir kaç kontaktan sonra, hiç tanımadığım ve aramda en az 8-10 metre olan bu güzellikle, masamda-karşımda da bir kız oturuyor olmasına rağmen, 1-2 dakikada bir, bir kaç saniyelik uzunluklarla ciddi ciddi bakışmaya başlamıştık..