1. 51.
    +1
    Bir ekonomideki paranın alım gücü, paranın üzerinde yazan değerden bağımsız olarak, o ekonomideki üretmiş mal ve hizmetlerin değeri kadardır. Üretim artmadan (büyüme) ekonomideki para miktarının artması (emisyon), paranın değerini (başka bir ifade ile alım gücünü) düşürecektir. Bir para otoritesinin faiz olarak vermeyi taahhüt ettiği miktarın, eğer söz konusu para üretime dönüştürülüp faizi de karşılayacak kadar üretim yaratılmazsa, ekonomide karşılığı yoktur. Faize yatırılan para, ya para otoritesi tarafından veya başka bir yatırımcı tarafından kiralanarak üretime dönüştürülmelidir.

    Bu süreci iki kişinin olduğu bir piyasa üzerinden şu basit örnek ile açıklamak mümkündür: Bir ekonomide 100 tane misket vardır, A kişisinin de 100 TL’si vardır. Dolayısıyla bir misket 1 TL’dir. B kişisi bir ekonomideki para otoritesidir ve A kişisinin kendisine 100 TL vermesi durumunda bir sene sonra 200 lira vermeyi taahhüt etmektedir. A kişisi parasını B kişisine vermekte ve sene sonunda 200 TL almaktadır. Ancak ekonomide üretim olmamış ve hala 100 misket vardır. Piyasadaki para ise 200 TL’dir. Bu durumda piyasadaki paranın alabileceği en çok 100 misket olduğundan (200 / 100 = 2) misketlerin tanesi 2 TL olacak, başka bir ifade ile paranın üzerinde yazan değer 200 lira olacak ve A kişisi parasının arttığını sanacak ancak paranın alım gücü düşecek ve aslında alım gücü geçen senenin 100 lirasına eşit olacaktır. (Bakınız: Para yanılgısı, Likidite tuzağı)

    kaynak : wikipedia: kıtlık (ekonomi)
    ···
   tümünü göster