1. 1.
    +3 -3
    bundan sonra, bir takım erkekleri ve kadınları gördüm.
    bunları bakırdan fırınlar içine oturtmuşlardı. altlarından
    ateşler ve alevler çıkıp başları ile beraber bütün
    vücutlarını bürüyordu. gayet kötü kokular geliyordu.

    -- bunlar kimlerdir? diye sordum;
    malik şöyle anlattı:
    bunlar, zina eden erkek ve kadınlardı.
    peki, bu kötü koku nedir? dedim;
    bunu da şöyle anlattı:
    onların ferçlerinden çıkan şeyin kokularıdır.

    bundan sonra, bir kısım kadınları gördüm ki,
    asılmışlar. bunların elleri boyunlarına sıkıca bağlanmıştı.
    -- bunlar kimlerdir? diye sordum;
    malik şöyle anlattı:
    kocalarına hıyanet edip mallarını telef edenlerdir.

    peygamber efendimiz sav; bir kavim gördüm ki,
    bunların cesetleri hınzırına, yüzleri de köpek yüzüne
    benziyordu. dübürlerinden ateşler çıkıyordu. yılanlar,
    akrepler onları sokuyor; etlerini yiyorlar.
    -- bunlar kimlerdir? dedim;
    malik şöyle anlattı:
    bunlar ümmetinizden namaz kılmayan,
    gusül etmeyenlerdir.

    bundan sonra, bir takım erkekleri ve kadınları gördüm.
    bunlara ateşte azap ediliyordu. bunların üzerine zebaniler
    musallat olmuştu. bunlar feryad ettikçe, zebaniler sopalarla
    vuruyorlardı. karınlarına ateşten süngüleri saplıyorlardı.
    vücutlarını da ateşten kamçılarla dövüyorlardı.

    bunların azapları pek çetin gördüm.
    -- bunlar kimlerdir? diye sordum;
    malik şöyle anlattı:
    bunlar ana ve babalarına isyan ederek
    karşı gelenlerdir.

    yine bir kavim gördüm;
    bunların boyunlarına ateşten dağlar gibi büyük
    halkalar geçirmişlerdi.
    -- bunlar kimlerdir? diye sordum;
    malik şöyle anlattı:
    bunlar, üzerlerinde bulunan emanetleri
    sahiplerine vermeyenlerdir.

    bundan sonra, bir kavim gördüm; zebaniler bunları
    ateşten bıçaklarla boğazlıyorlardı. ama bunlar aynı
    saatte diriliyordu. bunlar dirilince, zebaniler tekrar
    onları boğazlıyorlardı.
    -- bunlar kimlerdir? diye sordum;
    malik şöyle anlattı:
    bunlar haksız yere adam öldürenlerdir.

    bir kavim daha gördüm; gayet çirkin ve kötü kokulu
    cife yiyorlardı.
    -- bunlar kimlerdir? diye sordum;
    malik şöyle anlattı:
    bunlar gıybet edip insanların etini yiyenlerdir.

    bunlardan başka,
    cehennemde iki sınıf kimse gördüm;
    bunların bir sınıfı erkeklerden, bir sınıfı da kadınlardandı.
    bunların azabı gayet şiddetli idi.
    -- bunlar kimlerdir? diye sordum;
    malik şöyle anlattı:
    bu erkekler, beylerin önünde sopa ve kamçılarla gidip
    zavallı fakirlere vurup zulüm edenlerdir.
    o kadınlar ise sureta libas giyip hakikatte cümle azası belli,
    açık hükmünde ve erkeklere aşikar olanlardır.
    ayrıca dışarı çıktıkları zaman, erkekleri kendilerine
    çekenlerdir. bu sebepten, başları deve hörgücü gibi
    büyük olup selametle doğruca cennete giremezler.

    bundan sonra, cehennemde bir alay erkek ve dişi
    kimseler gördüm. bunların azabı birbirine benzemiyordu.
    her birine bir başka türlü azap olunuyordu. bu tabakada
    azap olunanlar arasında bunlardan şiddetli azap olunan yoktu.
    şöyle bir azap ediliyorlardı. bunları ateşten sopalar üzerine asmışlardı.
    etleri pişip dökülüyor; sadece kemik kalıyorlardı. hak teala onların
    etlerini bitiriyor; yine önceki gibi etleri pişip dökülüyordu.
    bazıları da, ateşten zincirlerle, bukağı
    -- bunlar kimlerdir? diye sordum;
    malik şöyle anlattı:

    bunların vücut sağlığı yerinde iken namazı
    terk edenlerdir. ve şöyle dedim:
    -- ey malik, kapıyı kapa,
    bakacak takatim kalmadı.

    malik şöyle dedi:
    ya resulullah, mübarek gözünüzle müşahede ettiğiniz
    azapları gördüğünüz gibi ümmetinize bildirin. ümmetinizi
    çok çekindirin. masiyetlerden, allahın emrine aykırı
    hareketten onları alıp men edin. allaha tam itaate teşvik
    edip ibadet yoluna getirin. allahın azabı şiddetlidir.
    cehennemi yedi tabakadır. bu gördüğünüz ilk tabakasıdır.
    aşağıları daha şiddetlidir.' bunu dinledikten sonra,
    resulullah sav efendimiz ümmetine şefkatından
    dolayı ağlamaya, şefaat ve niyaza başlar.

    ümmetinin zaafı ve o gibi azaba takat getiremeyeceklerini
    anlatıp o kadar çok ağladı ki ; cebrail, mukarreb melekler ve
    orada bulunan diğer melekler dahi ağlamaya başladılar.
    resulullah sav efendimizin tazarru ve niyazına: amin!: dediler.

    bunun üzerine,
    izzet sahibi yüce hakk'tan şu hitap geldi:

    habibim, senin değerin benim katımda büyüktür;
    duan makbuldür. şefaatın makbuldür. gönlünü hoş tut;
    seni muradına eriştirdim. kıyamette sana bir makam vereceğim;
    şu kadar asileri sana bağışlayacağım, ta ki:
    -- yeter. diyesin. senin ümmetini sair ümmetlerin
    üzerine seçtim. seni de onlara şefaatçı kıldım.
    dilediğin kadar şefaat eyle; kabul ederim.

    sonra... malikten başka,
    cehennem hazinler on sekiz tanedir;
    malikle 19 olurlar.
    'onun üzerine on dokuz melek tayin edilmiştir.'(74/30)
    resulullah sav efendimiz ümmeti ndıbına mahzun oldu;
    halas olmalarınıı diledi.
    bunun üzerine yüce hakk şöyle buyurdu:
    senin ümmetine on dokuz harfli bir cümle ihsan eyledim.
    ümmetin onu devamlı olarak bırakmadan okursa.
    kendilerini o on dokuz cehennem hazinlerinden ve
    onların yardımcıları olan zebanilerin azabından emin kılarım.

    o cümle şudur:
    bismillahirrahmanirrahim.
    hak teala cümlemizi, resulullah sav efendimiz hürmetine cehennemden azad eylesin. amin.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster