1. 6526.
    +9
    Gitmeden önce çiçeği burnunda odamda birkaç gece geçirme fırsatım oldu, yeni yatağımı, masamı, dolaplarımı raflarımı izledim durdum, dokundum vernikli ahşabın her bir köşesine, pastel duvarları yokladım ellerimle.. benim odam.. yeni bir ben, e yeni bir oda…ben yenilik ve değişiklik istedikçe, şaşılır şekilde hızla ve bir biri arkasına geliyordu yenilikler.. çiftler ayrılır, dargınlar barışıyor, insanlar-dünya değişiyordu.. insanlar taşınıyor, insanlar tanışıyor, insanlar sevişiyordu…hızla, bitmek bilmeyen bir devinimin rüzgarına kapılmış bir şekilde, hayatlar, hayatım bambaşka bir biçime bürünüyor, öyle ki düne bakıp hatırlamaya çalıştığımda, sanki yıllar öncesinden kalma tozlu bir defterin silik satırlarını okumaya çalışır gibi hissediyordum.

    Bizimkilerle vedalaştım.. anneannem yine ve yine ağladı..bir tanem benim, koruyucu meleğim.. annem beni epey şaşırtarak “böbrek-dalak-alırlar-aman-dikkat et” gibi kelimeleri random olarak içeren tavsiyelerinde bulunmadı, onun yerine ebruya selam söyledi ve sözde sevgilime zütürmem için fazladan sarma ve zeytin koyduğunu söyledi.. ayçaya versem? (:

    Babamla motorcu çetelerinin reyizleri gibi sıkı bir vedalaşma yaşadık, kardeşimden josh ve Leonardo ya selamlarımı iletmesini söyleyip böğrüme veda cimciğini yedim..

    öyle ya da böyle, bu kısa görünümlü ama yoğun ziyaretimin ardından yeniden hayallerimi yıkan, yerine yenilerini koyan ve beni başkalarının hayallerini yıkmam için sürekli zorlayan malum şehre doğru yola çıkmıştım yeniden..
    daldığım bir sırada rüyamda ceydayı gördüm, el ele yürüdüğümüz yabancı bir sokakta bana dönüyor ve “daha bir şey görmedik aşkım” diyerek sıcacık gülümsüyordu, ardından “yetişelim, onu kaçırmak istemezsin” diye neşeyle cıvıldadıktan sonra dalgalı kızıl saçlarını uçuştura uçuştura, koşuyor, beni de peşinden sürüklüyordu adeta.. koşa koşa ilerlediğimiz yabancı yol tanıdık bir yere, mühendislik kantinine çıktı..
    zaten tavşan uykusu modunda olan şekerlememden aniden uyandım, normalde otobüste hayatta uyuyamam, hele ki gündüz vakti.. nasıl dalmışım hayret.. yanımda göz ucuyla beni izleyip gülen yaşlıca amcayla göz göze geldik,

    “gece uyku tutmamış heral yeğenim” deyip gevrek gevrek güldü, oradan bir muhabbettir başladık, manisada inene kadar konuştuk adamla..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster