1. 576.
    0
    ve paris.
    titriyordum nedense..
    şuan bile bunu istanbul manzarasına bakarken yazıyorum..
    kimisi bu yazdıklarımı izmir kordon manzarasına bakarken okuyordur..
    kimisi ankara..
    kimisi erzurum...

    herkesin manzarası başka bir yerdir.
    benim manzaram ise nathalie idi.
    sonuçta ulaşacaktım ona..
    sonunda gidiyordum ya işte...

    nathalie nin evinin önüne öyle yavaş geldik ki sanki yol altı saat sürmüştü..
    kim bilir gerçekte kaç dakika da gelmiştim..
    ironi ya..
    zaman işte..
    istersin geçmez..
    istemezsin geçer...

    nathalie nin kapısındaki genç eleman yoktu..
    elimi kolumu sallayarak girdim içeriye..
    kendime bir baktım..
    övünmeyi sevmem beyler ama jilet gibiydim.
    son bir kez kendime baktım telefon ekranında..

    evet bunu bir tek siz yapmıyorsunuz..

    kapıyı çaldım sertçe..
    erkeğin geldi diyeceğim ya...
    kapıyı bir ev arkadaşı açtı..
    suratı mos mor oldu..
    güldü deli gibi.
    o bile sarıldı bana..
    sessiz olmasını gösterdim ve nathalie nin odasına yöneldim..
    kolumu tuttu.
    çekti ve hayır girme dedi...
    ···
   tümünü göster