1. 10001.
    +9
    buse ile, hali hazırda güzel güzel sürmekte olan muhabbetimizi içim kan ağlaya ağlaya sonlandırıp, "ya bir arkadaşıma merhaba diyim ben, gelicem hemen, ayıp olmasın (: kusura bakma :/" diyerek, bin bir mahcubiyetle kalktım masadan... kız, "yok canım nolcak (:" deyip o ölümcül gülümsemelerinden biriyle uğurladı benim..

    ah..ah ulan ah..resmen demir atmışsın kalbime.. topraktan sökmek gibi, göğsümü yırtarcasına..abi çekip gider mi lan insan sevdiğinin yanından böyle?..gitmesem de rezillik çıkacak diye korkuyorum.. burçin malı masaya filan gelip çemkirirse?..of of... düşünmek bile istemiyorum... o potansiyeli de var biliyorsunuz.. dıbını gibtimin... bu gece de ne tak diyeceksen de de, gibtir git sonra hayatımdan..

    bir yandan, geride bıraktığım masaya baka baka, yine klagib, sol taraftaki masalardan birine, tek başına oturmuş olan burçinin yanına ulaştım.. geldiğimi görünce gözlerini dikti, oturana kadar da ayırmadı..vay be..burçini sanki yıllardır görmüyormuşum gibi hissettim ..

    karşısına geçtim.. sıkkın sıkkın bakmaya başladım yüzüne.. konuştu,

    "meşgulsün gene? her zamanki gibi.." deyip acı acı gülümsedi..

    omuz silktim..bir şey demeden bakmaya devam ettim yüzüne.. gözleri derinleşti yavaş yavaş.. yüzünün hatları bulanıklaştı.. kendini kötü hissediyor olabileceğini hissettim..

    "sigaranı söndürür müsün?" dedim ters ama kaba olmayan bir tonla,

    daha yarısında olan parlamenti kültablasına bastırdı.. ezdi..ezdi.. kıvırdı..hıncını izmaritten çıkardı..

    yine bakışmalar..

    iyi de, zaman geçiyor be güzelim?..yan gözle buselerin masaya bakmaya çalıştım ama bir şey göremedim..

    birazdan rakçılar çıkıp ortalığın dıbına koymaya başlayınca, sen de konuşmaya başlarsın anasını satayım..

    "konuşmak istiyordun?" dedim daha fazla dayanamayıp sabırsızca..

    kafa salladı,

    "evet?..konuşmamız lazım? sence de öyle değil mi?"

    ya..kasma beni lütfen.. gözünün çapağını seveyim..

    "evet.. bence de öyle.. dinliyorum seni?" diyerek baskı yaptım..

    titreyen elini otomatik olarak sigara paketine attı, bakışlarımı görünce geri çekip diğer eline kavuşturdu..

    "tsigalko..bir şey sorucam önce?"

    gözlerimi irileştirdim, buyur sor..

    "sence bizim aramızda yaşananlar, yaşanış şekilleri.. doğru mu? normal mi yani böyle..bu tarz bir.. ilişki diyeyim.."

    "değil" dedim düşünmeden.."normalde kimseyle 2-3 hafta bakışarak iletişim kurmam"

    "hıı... yavaş kaldık yani öyle mi?"

    "yoo.. mesele, yavaşlık ya da hızlılık değil..bu şekilde olmaz yani.. tarz olarak.. anladın mı?"

    "anladım.." dedi kafasını ileri geri sallayıp.. yüzü gittikçe daha da bulanıyor..

    "ayrıca kimseyle bu denli polemik yaşamamıştım daha önce.. yani..yaptıkların... kafede bırakıp gitmelerin..son olanları söylemiyorum bile.. sayende bir kaç gün kendimden soğudum.. bana berbat bir pgiboloji yaşattın, teşekkürler.."

    içimdeki irini yavaş yavaş akıtmaya başlamıştım..o bana kayacak, ben ona kayacağım, nihayetinde de bir daha birleşmemek üzere birbirimizden kopacağız.. sonsuza kadar.. umarım..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster