eğer yanımda olsaydı bugün on yıl olacaktı

aldım elemanı nosunu. aradım ertesi gün.

+ alo?

- iyi günler birader cenk sensin değil mi?

+ evet buyurun kim soruyor?

- ben tarık elçin'in sevgilisi tarık! seninle konuşmamız gerek neredesin sen?

+ kuruçeşme kahvesindeyim gelecek misin? yoksa başka bir yere geçeyim mi?

- (amk oğlu aklı sıra paran yeter mi demeye getiriyor!! Bende gaza geldim amk) geliyorum bekle sen!

+ tamam.

beyler gittim kuruçeşme'ye oturuyordu bu 4-5 kişilik bir grupla hepsi tiplerinden belli zengin bebelerdi 2 tanede kız vardı masada onlarında şekli yerindeydi. selamün aleyküm dedim oturdum.

- hanginiz cenk?

+ benim sen de tarık sanırım?

- evet ben tarık.

+ mesele nedir dostum?

- yalnız konuşalım milletin içinde olacak iş değil!

+ tamam şuraya geçelim

başka bir masaya geçtik. garson geldi. 2 çay dedim. ben frappe alayım dedi bu huur çocuğu artistlik yapacak ya. dıbına kodumun oğlu.

ben direkt olarak girdim muhabbete!

- bak koçum beni sen tanımazsın bende seni tanımam. ama şunu söyleyeyim elçin'e sürekli askıntı olduğunu biliyorum. Yapma! bak insan gibi söylüyorum uzak dur bu kızdan. beni tanımıyorsun daha dediğim gibi. ama ben seni aşağı yukarı tanıyorum. sen hayatın boyunca yokluk görmemiş adamsın hiç varoş görmemişsin hiç kaybedecek bir şeyi olmayan bir adam tanımamışsın yokluktan gelen! ben o adamım işte bizim dünyamızda sizin gibilerden çok vardır. biliriz aşağı yukarı genel tipinizi. ama şu kadar söyleyeyim sana eğer bu kıza askıntı olmaya devam edersen. bu kez seninle bu kadar kibar konuşmam. ne ailen ne başkası elimden alamaz seni. kızı rahat bırak. ben içeri girip çıkmış adamım biraz sor soruştur beni az çok bilenler vardır. eski işlerimden uzağım elçin için bıraktım hepsini gerekirse elçin için yeniden girerim batağa!! o yüzden kızı rahat bırak huzurumuzu bozma!!

buna benzer epey uzun bir konuşma yaptım siparişler gelincede ortaya cebimdeki taksi parası hariç tüm parayı bıraktım masaya çektim gittim mekandan.