1. 12401.
    +9
    Saat pek geç sayılmazdı, buseyi aradım,

    “bitanem.. nasılsın, keyfin yerinde mi? (:”

    Her iki cümlede bir bunu sorunca, iyi olduğunu pek çok kez tekrarlamak zorunda kaldı telefonun öbür ucundan sevimli sevimli gelen mayışık sesiyle..

    Canım sevgilim benim.. hassas, ince düşünceli, naif sevgilim.. fedakar sevgilim.. bunlardan bizi kurtaracağım ve sen fark etmeyeceksin bile olanları.. sonrası, huzur..

    “yarın gece bende kalır mısın?”

    “olabilir, böyle yeni bir keşifmiş gibi niye heyecanlı heyecanlı söyledin (:”

    “(: senin içinde olduğun her an benim için heyecanlı? Hep keşfedilmeye değer güzel şeyler var :p ”

    “şımarık (: “

    “(: ..sen, gerçekten iyisin demi bebeğim.. bütün bunlar bizi yoruyor evet ama bir çaresini bulacağım, söz veriyorum sana..”

    “iyiyim..iyi olacağım.. hattımı değiştirmeyi düşünüyorum, tek korkum, bunu yapanların bize fiziksel olarak da saldırma ihtimali.. aslında zaten sadece ondan korkuyorum.. yoksa gerisi laf zaten, umurumda değil..ben seni tanır, sana güvenirim..”

    Hattını değiştirmek?

    Ağzından kaçırdı..

    “hattını değiştirmekle bu durumların ne alakası var ki?” diye sordum hemen, oha, şansa bak ulan, ben de gizli gizli öğrenmek zorunda kalacağım diye hayıflanıyordum.. artık ağzından kaçırdığına göre, bana mesajları da, numarayı da gösterecek..

    Hattın karşısından bir soluk kesilme efekti geldi.. sonrasında da uzun bir sessizlik..

    “buse?!..hattını değiştirmekle ne alakası var?..mesaj geliyor sana değil mi? mesaj atıyor o şerefsiz huur çocuğu sana değil mi?”

    “tsigalko nolur sakin ol”

    “olamam.. olamam sakin makin.. neden söylemiyorsun daha önce?!”

    “ben.. kendim hallederim diye düşündüm.. seni dışarıda tutmak istedim.. başını belaya sokarsın tsigalko.. korktum..”

    “iyi.. artık dışarıda değilim, o mesajların geldiği numaraya, birazdan mesaj olarak istiyorum.. hemen!”

    “aşkım yalvarırım.. daha kötü yapar bu her şeyi..”

    “buse!..yollayacaksın o numarayı bana birazdan, duydun mu? hayır.. yollayacaksın..evet.. şimdi..yo yo..belaya filan bulaşmayacağız sen merak etme, bu şekilde zaten gidemez.. duydun demi bak, hemen istiyorum, yurdunun önüne dikme beni gecenin göründe, senin yüzüden nezarette uyumayayım ona göre..”

    Ağlaya ağlaya ikna oldu..

    Çok özür dilerim sevgilim.. çok, çok özür dilerim.. hepsi geçtiğinde, bütün bunlar geride kalınca, dizlerine kapanıp af dilemek için ömür boyu zamanım olacak zaten..ve sana en büyük armağanım da bize bunu yapanların kellesini sunmak olacak önüne.. çok özür dilerim.. ağlama..yine, yeniden, milyonuncu kez, milyon parçaya bölündü yüreğim..ne olur ağlama..

    Birkaç dakika sonra 536 lı bir Türksel numarası mesaj kutumda yerini almış vaziyette duruyordu..

    Hiç umut görmediğim halde, numarayı tüm rehberimle karşılaştırdım, elbette ki eşleşen kişi olmadı..

    Bu, özel bir amaç uğruna alınan, son derece özel bir hat olmalıydı.. tanıdığım birine ait, tanımadığım bir numaraydı..

    “seni seviyorum bebeğim, seni üzecek, bize zarar verecek bir şeyi asla yapmam, her şeyi en az iki kere düşüneceğim yapmadan önce ve nihayetinde bizi bu kötülükten kurtaracağım. Yalvarırım bana güven, teşekkür ederim yardım ettiğin için.” Yazıp yolladım buseye..

    Malum numarayı, rehberime “huur evladı” şeklinde kaydettikten sonra ilk hamlemi düşünmeye başladım..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster