+2
Bu bir cinayettir. Beni öldüren sizin taktan düşünceleriniz, taktan hayalleriniz, taktan yaşam tarzınız. Hepsi yerin dibine batsın.Ben robot değilim.
Sizin Fikirlerinize, tarzlarınıza itaat etmek zorunda hiç değilim.Bir insanı değiştirmeye çalışmak en büyük cinayettir. Nolurdu bıraksaydınız da istediğim
gibi yaşasaydım. Sizin Gözünüzde her zaman umutsuz bir vakaydım. Belkide öyle.Ama bu benim yaşantım kahrolası zütlek herifler. Benden bir tak olmazmış, odamdayken
diğer odadan ben duyayım diye şahsıma bağırılarak edilen hakaretler...
Evet. Belkide haklısınız. Benden bir tak olmaz.Her şarta,her işe aykırıyım.(Yapmaktan keyif alabileceğim işler yok belki.)Benden beklenenler o kadar bayat ki.
neyse girmeyeyim oraya. Konuyu Fazla dağıttım. Benim iyiliğimi isteyenlerden nefret ediyorum. Bırakta benim için iyi veya kötü olana ben karar vereyim.
Neymiş 5 yıl sonra kafamı taşlara vuracakmışım. iyide başımı taşa vuran benim bundan sanane.
Belki acı çekmekten zevk alıyorum. Hayır, hayırr kesinlikle zevk almıyorum hatta ve hatta midem bulanıyor acı çektikçe.Ama sürekli rahatsız edip huzurumu kaçırmak
bir numaralı işidir hanımefendinin. Sanki bundan haz duyuyordu.Ben ne kadar taktan biri olduğumu zaten biliyorum.Bu taktan kişiliğimi her gün yüzüme vurup beni
daha da taktan birine dönüştürdüğünün farkında değildi galiba.
gibtir git! gibtir Git!!
Evet iki kere söyledim ve odamın kapısını tüm gücüyle kapayıp olağanüstü bir gürültü kopararak gerizekalı diye haykırdı. Peki neden böyle birşey yapmıştım.
Önce kalp kırıp, işe yaramaz bir insan olduğumu yüzüme söve söve vurduktan sonra bundan pişmanlık duyarcasına 5 dakika sonra sosis kızarttım diyip pişkin pişkin
yanıma gelmesiydi beni sinirlendiren. Odamın kapısını kırılırcasına kapattı sonrada anahtarını alıp evden çıktı. Nereye gittiği hakkında hiçbir fikrim yok. Merakta etmi-
yorum zaten.
isterseniz size biraz odamdan bahsedeyim. istemesenizde bahsedeceğim zaten. Odamın kapısı.. Açıldığında uzun bir koridoru görür.Çoğu zaman kapalı tutarım o uzun koridor-
dan tiksiniyorum. içeri girdiğimde ilk gözüme çarpan ağabeyimin bırakıp gittiği baza.Üstünde dünyanın en gereksiz sinema cd'leri ve bilgisayarım bulunuyor. Yerde ise
uzunca dandik bir halı. Hemen sol tarafta milattan önce üretilmiş bir masa, üstünde de okumaya kıyamadığım kitaplarım...
Bu tarihi masanın yanındada benim bazam bulunuyor. Yattığım yere hiç özel bir anlam yüklemedim. Birde pencerem var. Perdesi her zaman kapalı. Klagib taktan bir oda. Gerçi
mükemmel bir oda nasıl olabilir onuda bilmiyorum.Hep böyle salak salak atıp tutuyorum.
Hiç bir zaman maddeci olmadım. Anlamadılar.Hiç bir zaman dindar olmadım. Anlamadılar.Hiç bir zaman ırkçı olmadım. Anlamadılar.Ah neyse dış kapım tekrar açıldı.
içeriye terliklerini sürte sürte girdi ve vestiyere hırkasını astı. Görmüyordum,sadece seslerini işitiyordum. Kalbini kırmıştım. Aslında bir bakımdan kısas olmuştu.
Çok düşünceliydi galiba içeriden hiç ses gelmiyordu. Acaba nerede hata yaptığını mı düşünüyor ya da benim ne denli gerizekalı işe yaramaz bir it olduğumu mu? Kalıbımı
basarım ikinci seçeneği düşünüyordur. Ondan pek bir şey beklemiyordum. Sadece beni olduğum gibi kabullenmesini istyordum. Gerçi oda haklı kim işe yaramaz bir tak parça-
sıyla yaşamak ister. Artık hiç bir şey beklemiyorum.Ümit etmiyorum ve öleceğim günü hayal edip keyif sigarası yakıyorum.