11 Mart (Cuma)
Dershane- kurs her ne gibimse tatil gibiydi. Lâkin denemeler de vardı. Seri denemelerimizin son sınavlarını oluyoruz ygs yaklaşıyor mâlum. Tuhaf yeşil kutulara ilerleyecektim vazgeçtim. Geri kursa girip 1 konu daha bitireyim dedim. Sınav yerimi, sınav günü sıkıntı çekmemek için öğrenip ziyaret etmeye karar verdim. Yeşil kutulardan, üzerinde sarı sarı harflerle C5 yazanına bindim. Tam evimizin önünden geçecekti ki alışkanlık olmuş düğmeye bastım. Durdu, kapı açıldı psss diye. Bekliyor birinin inmesini. gibsen inmem. Yine kart basıp aynı otobüse binecek değilim ya bir de beklemesi var bunun oohoooo. Kronometreyi açtım. Şoför hasbinallaahh mı dedi hasgibtir mi dedi pek emin olamadım gerçi umrumda da değil. Etrafıma bakındım yandaki demire tutunan kızla kesiştim gülümsedik karşılıklı biraz. Fermuarımı işaret etti açık unutmuşum. Beklediğim durağa dek geldim okulun tabelayı farkettim durağa çok yakınmış seviniyorum ama Utancımdan dolayı unutuyordum az kalsın kronometreye bakmayı. Durdurdum süreyi hesapladım en kötü ihtimalle 5 dk daha ekledim not aldım. Yavaş yavaş iniyo herkes. Ben de en arka koltuklardan birine geçtim. inersem karşıya geçip orada otobüs bekleyecektim hem boşa zaman kaybı hem boşa masraf. Uyuyor numarası yapayım dedim. Son durak diye bağırıyor otobüste yalnızız. Duymamış gibi yaptım tekrarladı bağrışını uyumaya devam ettim. Yavaş yavaş adımlarla yanaştı. Kameradan beni mi kesiyor aq gayi bilmiyorum ama bi şekilde farketmiş. Dürttü son durak dedi. Abi biz bir tur daha atalım dedim. Tekrardan has ile başlayan sonrasını anlayamadığım kelimeyi kullandı. Göbeği dönüp son durakta biraz bekledi. Tam kalkıcaz arkadan karının teki savaş çığlığı gibi " kepteeğğğnn" şeklinde bir ses çıkarttı. Kaptan duymamış olacak ki bozuk paralarla arka kapıya saldırdı. Başta anlamadım lâkin Otobüsçü dilinde yeni bir cümle öğrenmiştim. şlak şlak şlak kapıyı aç demekti galiba. Ya da onun gibi bir şey. Kapı tıss diye açıldı. Kadın hemen yanıma oturmaya yeltendi. Yer miyiz bu numaraları. Türbanından colugundan cocugundan hiç değilse yaşından karnındaki 80 kilo fazlalıktan utan. Karşıya geçti. Arkada yalnız yalnız kafamı cama dayayıp romantik film gibi düşüncelere daldım. Hiç de bile o geyikteki gibi katır kutur kafam cama çarpmadı gayet temiz ilerliyordum. Kendimi istemsizce o yaşlı kadınla gibişirken hayal ettim korktum hem biraz da terledim. Tiksinerek bağırdım ikisi de bana döndü tekrar hass lı şeyleri söylediler. Kendimden tiksindim ıslak mendil çıkartıp terimi ellerimi falan sildim. Hem hava almak için hem de ıslak mendili atmak için kapıyı açmasını istedim durağa gelince açarız dedi. Durağa geçtik. Açmadı huurcocugu. inada inat diye cebimdeki 25 kuruşu çıkardım hızlı hızlı cama tıklattım. Nasıl da sevinçle-refleksle kapıyı açtı. Hiçbir şey olmamış gibi çöpümü atıp 2-3 sıra yana kaydım. Ama anladı dik dik baktı. Mahalleme geldik düğmeye bastık. Tam inecekken durup camdaki şikâyet numarasına yaklaşıp fotoğrafını çektim dik dik baktım ben de ona. Bence korkmuştu korksun inş korkar aq cocugu. Ygs ruhumu emiyor gibi. Sana da zaman ayırmakta zorlanıyorum sevgilim günlük. Bana iyi geceler

10 mart 2016 (perşembe)

Bu gün uyandığımda sesim yoktu. Geç de uyanmıştım zaten. ikisinin siniriyle terli terli koşuşturuyorum etrafta. Seri denemeler var Ygs'ye az kaldı diye. Soru çözümü falan da var testleri vs arıyorum. Geçtim dershaneye. Arkadaş ile birlikte onun sınava gireceği yeri önceden ziyaret edelim dedik. Net cafeye gidip adresi aldık kendimizce bir kroki çizdik. Okulu bulduktan sonra saatlerimize baktık geç olmuştu. Orada ayrıldık.

Ben otobüse bindim. Acaba bu gün hangi tuhaflık başıma gelecek diye bekliyordum. Her otobüse mutlaka en az 1 tuhaf yaratık biner. Eğer etrafta tuhaf birileri yoksa o sizsiniz. Neyse beklediğim tuhaflık geldi. iki kere kart bastı. Biraz bekledi. Şoför "pardon?" diye sordu. " Benim kartım tam kart oğlum ise öğrenci. Ben de tam kart ile iki kere bastım" şeklinde savunma yaptı aq evladı. 25 kuruş için yaptığı muameleye bak. Şeytan diyor çıkartıp fırlat buradan o cebindeki 25 kuruşu. Ama zütüm yemiyor. Veledi ile beraber bana yanaştı. Biraz bakıştık. "Biz iki kişiyiz sen de bir kişisin" dedi. Vay amk sayılarla arası iyi olmalıydı. Çocuk zaten boş çuval gibi kendi imkânlarıyla ayakta duramaz. Adam bakmaya devam ediyor. Niyeti beni mi gibmek amk ? Homofobik olduğumu belirtmek için çocuğun beslenme çantasındaki gök kuşağını karaladım. Niyetini anladığımı anlamıştı. Otobüs bizim siteye yanaştı. Geçtim içeriye. Ufak liseli kardeşim ıslık çalıyordu. imamın biri "Islık çalınca şeytan geliyormuş" demiş. Şeytanı gibmeye çalışıyor galiba. Küçükken cin gibmeye çalışan adamdan ne beklenir ki. Dersler nedeniyle pek yazamıyorum. Ben uyuyorum bana iyi geceler.

09. Mart 2016 ( Çarşamba)

Sabah her zamanki gibi durakta bekleyip otobüse bindim. Hatırladığım kadarıyla bir önceki günüm boş geçmişti. Ne kitap okuyabilmiştim ne de yeni bir kelime öğrenmiştim. Seri denemelerin zamanıydı. Denemeye girdim 150 dakika zar zor dayanıp çıktım ordan. Matematik hocamız çay ocağında bir kaç öğrenci ile oturmuştu. Sohpeti uzaktan dinledim, pek katılmadım. Kitapçığımı alıp çıktım çay ocağından. Yolda ilerlerken zehra aradı. Bir ton derdini anlattı, bana konuşma fırsatı bile vermedi. Anasını gibtiğimin kızı numaramı nerden bulmuş 1 yıldır hâlen merak ediyorum. Anlattığı hiçbir şey aklımda değil şimdi. En son ßeNi dinLeMioN yaĞğ dedi suratına kapadım. Eve geçtim aynanın karşısında garip hareketler sergiledim. Gözüm eski kitaplığa takıldı. Açtım kapağını. Elime ilk gelen kitabı okumayı planladım. Ama köşede bayağı gizemli görünen bir kitap vardı. Kırmızı renkli kalın kapaklı ismi yazmayan(yırtılmış) kokusuz bir kitaptı. Direkt ortadan başladım. 20-30 dk anlamaya çalıştım. Garip bir dilde yazılmış olmalıydı fakat türkçe kelimeler de barındırıyordu. Bir sayfaya baktım sadece fffff yazıyordu. Ardındaki sayfada ise jjjj yazıyordu. Galiba kriptolanmış bir devlet sırrı falandı ve saklanabilecek en iyi alandaydı. Sayfalar ilerledikçe anlamsızlıklar karmaşıklaşıyordu. fjfj jfjf şeklinde birleştiriliyordu. Şimdilik basit görünüyor ama ilerleyen sayfalarda "fjdklseuıe şeklindeki kelimeler tekrar tekrar yazılmıştı. Google'a ffff jjjj yazdım. Saçma sapan videolar çıktı. Daha karmaşık ve önemli görünen " fjdklsuıe" yazdım "Aradığınız -fjdklseuıe- ile ilgili hiçbir sonuç çıkmadı" sonucu çıktı. Ödüm koptu kesinlikle çok çok gizli bir belge olmalıydı. Belki de değildi. Kim bilebilir ki? Zehranın da fikrini alayım dedim. Sonuçta zeki olan herkese ilham veren bir salak vardır bu hayatta. Aradım durumu anlattım tırstı. Kapamak için bahane aradı. Bahane bulamayınca açıksözlü davranıp "hyr bni blaştrma " ağzıyla konuştu. Anca gibişip gibişip beni aramayı bilir. Efkârlandırdı aq kızı. Ve ben efkârlıyken süt içme gibi bir huya sahibim. Buzdolabına baktım süt bitmiş. Koştum kapüşonun cebine baktım 2 lira vardı. Kapıp çıktım. Dışarıya adımımı attığım an sitenin en gerizekalı çocuğunu fark ettim. Gazoz kapaklarını taşla eze eze düzeltip taso yapmış oynuyor. izledim biraz. Beni fark etti. Yaklaştım "biraz da sen yaklaş aq" dedim hemen geldi emret abi diyor binoz .

" 2 görevin var. 1.si çok çok gizli 2.si ise az gizli ama çok önemli. ilk önce hangisinden başlamak istersin"

"çok önemli gizsiz olanı" dedi. Alay etti sanıp ensesine yapıştırdım bir tane.

"Al şu parayı bime koş 1 litre yarım yağlı süt al" dedim kabul etti. Ama önce şu çocuğu yenmeliymiş. Karşıda çocuk yok ki aq evladı diyecekken anlamıştım. Küçükken herkesin yaptığı karşıdaki birinin varlığını hayal ederek bi onun yerine bir de kendi yerine oynaması olayını yapıyordu. Sen git ben yenerim deyip aldım tasolarını. Oturdum. Önce çocuğun yerine sonra kendi yerime oynadım. Kaptırmışım hararetli hararetli oynamaya başladım. Küçükken de böyleydim. Küfürler ettim oynarken. Hatta kadının biri " beyefendi 1.75 " dedi. Kızdım. Benim boyum bir ciksen lan dedim. Hayali kişiyi üttüm. Kısa bir süre sonra velet geldi. insanların beynini okuyabilme gibi bir yeteneğim var. Bana " para üstü koşarken cebimden düştü kayboldu" cümlesini söyleyecekti. O lafa girmeden ben " üstü kalsın senin olsun" dedim. tasolarını da uzattım ona, bayağı sevindi. Devlet sırrını sordu. Bütün ciddiyetimi toparlayıp "şş tena bir sokağa geçelim" dedim. Ardından anlatım olayı " kitap var. Bir sayfa dolusu fff fff ffff fffff yazıyor. " dedim. O da " ardından jjjj jjjj jjjjj yazıyor mu" dedi. Ödümü kopardı. Ajan mısın amk. Yürüdüm üzerine tuttum yakasını. Korkmuş gibiydi çünkü üsleri bizi burada bulamazdı. ikimiz de biliyorduk.

" Anlat bildiğin bütün her şeyi anlat çabuk on saniyen var"

"kitabın devamında kodlar karmaşıklaşıyor fdjk falan "

"devam et nerden öğrendin hepsini. Söyle amk söyle"

" kitabın adını biliyor musun? hatırlamadın mı "

" kitabın adı mı var? kitap sende de mi var?" cevap vermiyordu pekekent. Yakasından tutup kaldırdım duvara yapıştırdım. Heyecan yapma oç! Türk dizisi misin sen?

bağırınca hemen " 26 saatte on parmak klavye kullanımı " dedi. Şimdi hatırladım amk. Ufak abimin kitabıydı bu. Çocuğu bıraktım yere düşüp kaçtı. 25 kuruşumu da bırakmış gururlu oç. Tasoları 25 kuruşu ve sütü aldıktan sonra binanın önündeki banklara doğru yürüdüm. Süt kartonuyla bakıştık. Ağzını açıp öpüşmeye yeltendi. Sevdiğim var diyip reddettim. Kitabı da abimin hapisteki arkadaşına yollayacağım yarın. Hiç sevmezdim zaten. Anlamsızca konuşurdu hep. Umarım mesajı alır ehüeüh kudur huur evladı.

Yazısı zar zor okunuyor ama yazmaya başlıyorum şimdiden. Gece paylaşırım

edit: Beyler Lys çalışıyorum ben de. Vakit buldukça atacağım her yazışta 3-4 gün