
- 0 / 0 / 128 entry
- 42 başlık
- 380.89 incipuan
federico giunti analtıncı nesil normal
-
+18
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Kapısının önündeydim. Telefonu çıkardım. Numarasını hiç kaydetmemiştim. Mesaj kutusundan, öncelerde attığı bir mesaja cevap olarak yazdım.
– sen in bugün aşağı- yazdm. kafam döndüğü için, uzun sürmüştü bu mesajı yazmam.
Ama o hemen cevap attı.
–saçmalama- diye.
Mesaj atacak durumda değidim. Aradım. açtı
-5 dakika için olsa da in, yoksa….-deyip, sustum.
Kafayı kaldırıp, dairelere baktım. Bir pencereden bakıyordu. Onu seviyordum, birkez daha bu geldi aklıma.
-tamam geliyorum- dedi.
indi. pijama vardı üzerinde.
Bir kız pijamayla ne kadar güzel olabilir bilmiyorum ama o çok güzeldi.
Hiç makyaj yoktu yüzünde. Bu hali çok güzeldi.
içimden –sıkılır mıyım- dedim..
Bir yaz sabahı,o uyurken, perdenin arasından giren güneş, onun yüzüne değse, izlemekten sıkılır mıyım?
Bilmiyorum... Hiç de öğrenemeyeceğim bunu.
Elinde anahtar, yüzünde hafif sinir vardı. yan sokağın köşesinde durduk.
-ne oldu- dedi.
-sarıl bana- dedim.
-sarhoşsun- dedi.
bir şey demedim. yüzüme bakıyordu
-akli dengen yerinde değil senin-dedi.
-sen sağlıklı değilsin- dedi.
-istesem, geldiğin gibi üzerine atlayıp sarılırdım sana. zorla. hatta şu an, yine yapabilirim bunu.-dedim
-niye yapmıyorsun o zaman-dedi.
-sen sarıl. içinden gelerek ama. Sadece bir defa. Sadece bir kez. –dedim
- saçmalıyorsun. Gidiyorum ben-dedi
- her türlü rezilliği çıkarırım z. Yaparım bunu biliyorsun-dedim.
Rezildim zaten, yapardım. Onun için tek iyi şey yapamazdım belki ama her türlü rezilliği yapardım.
Biliyordu…
Durdu gitmedi.
-şu hale inanamıyorum- dedi.
Gülmemek için zor tutuyordu kendini. Sinirden.
Bir süre düşündü.
-hemen gideceksin ama. Daha da saçmasapan şeyler yapmayacaksın.-dedi.
-tamam- dedim.
Yaşamam bile gerekmezdi, bi kere sarılsaydı. Öylece bitseydi hayatım, sorun olmazdı. Şikayet etmezdim.
Biraz durdu.
Tek kolunu uzattı. -Bitsin artık bu anlar- demekti sanki, tek kolunu uzatması.
Bana değil, başka yere bakıyordu.
Bakmadığı yerde ben ölüyordum.
Biliyordu, yüzden bakmıyordu.
Geri çektim kendimi.
istediğim böyle değildi. gerçek olanı istiyordum.
-ona sarılır gibi sarıl- dedim.-söz, daha bir şey yapmam.-
Hiçbir şey demedi. Kimi dediğimi biliyordu. sadece yüzüme bakmaya başladı.
-istediğim hiçbir şey olmuyor bu hayatta. Bir türlü olmuyorum. Ulan diyim, yine de sarıldı bana. 1 defa da olsa, içinden gelerek sarıldı.-dedim.
Bu sefer, o hiçbir şey demiyordu. Sadece bakıyordu.
Cenneti gördüm.
ilk defa, tek bir defa. Ama cenneti gördüm.
Sımsıkı sarıldı. Başını boynuma dayadı, sımsıkı sarıldı.
Canı acımasın diye, ben sımsıkı sarılmadım. Ama sarıldım.
Hayat, sadece onun saçlarının kokusuydu o an. Bütün her şeyin durması, hiçbir şeyin devam etmesini istemedim. Sadece bana sarılışla, kıyamete kadar öylece dursun dünya istedim.
saçlarını kokladım, duyasıya içime çektim.
çok sessiz dedim kulağına
-seni çok seviyorum ben-dedim.
Hiç gelmeyen bir kız, kaç defa gidebilir?
Çok defa gidebilir.
Yüzümü bakmadı, gözlerimi bakmadı. Kafasını kaldırmadı bile.
Beni bıraktığı an, koşar gibi gitti.
Yüzünü göremedim. Ne hissediyor, nasıldı yüzü, göremedim.
Yine gitmişti.
Hiç gelmemişti ama yine gitmişti.
Hep böyle olmuştu. Hiç gelmemişti ama hep gitmişti… -
+4
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
2 si tutmuştu kuponların biri yatmıştı. En yüksek miktarı veren yatmıştı.
Diğer 2 kupon toplam 90 lira civarı bir para aldım. Çıktım iddaa bayiinden.
Aklıma z geldi.
Tahmin edebileceğimden çok daha fazla hayatımın içine girmişti.
Kaç defa başbaşa oturmuştuk. Konuşmuştuk. Ama fazlası yoktu. O kadardı.
Tekel bayiine girdim. Z yi düşünmeye başlamıştım çünkü.
Onu düşününce, sadece o ve içki oluyordu aklımdan. Başka hiçbir şeyin, gücü yetmiyordu aklıma girmeye.
5 tane bira aldım. Marlbora light aldım. Normalde lark içiyordum ama marlbora light aldım.
Bahadırı yanına döndüm. Şaşırdı.
-lan mal mısın, ne yaptın?- dedi.
-sen git gib, ben gelmiyorum- dedim. açtım birayı. Diktim birinciyi kafaya, yarısına kadar geldim.
-bu fırsat kaçmaz oğlum. Rus lan, sabaha kadar-dedi
-bana ne lan. istemiyorum rus mus- dedim.
- çirkin sudeyi gibmeye önce giriyordun, rus istemiyon şimdi? Oğlum sen denyosun dıbına koyim-dedi.
- tamam lan uzatma-dedim. ilk kutu bitirmiştim.
ikinciyi açtım.
-ne zaman gidiyosun?- dedim.
-orhan arayacak bekliyorum. Karşıdan geliyordu. Rahat iç sen- dedi.
-ben zaten rahatım – dedim.- bir süre bir şey konuşmadık ama aklında rus karılar vardı. Belliydi. morali bozulsun diye
-zehrala aran nasıl- dedim.
-fena değil. Sevgilisiyle kapışmışlar bizim yüzümüzden. Babasından fırça yemiş.-dedi.
-niye lan. Kavgayı biz yaptık. Kızın suçu ne?-dedim.
-iti kopuğu niye çağırıyorsun, demiş sevgilisi- dedi
-onun ben anasını gibeyim.-dedim
-zehrada kimi çağırıp, çağırmayacağımı sana mı sorucam demiş, öyle kapımışlar.- dedi.
-gelip bunları sana mı anlattı-dedim
-yok lan. M anlattı-dedi
-onu nerede gördün lan-dedim
-faceden eklemiştim.- dedi. Yine güldü, sıfatını gibtiğim
-oğlum bunların bütün sülalesini ekledin facebooktan- dedim
-kovalıyoruz lan işte, belki bir şey çıkar-dedi
-m yi ayarladın mı?- dedim
- yok. Sevgilisi varmış.-dedi
- yine avucunu yaladın desene-dedim
- niye avucumu yalayım oğlum. Sansımı deniyorum. –dedi
- çocuğu gördün mü?, sevgilisini?-dedim
-facesine baktım. Allahı var senden benden yakışıklı çocuk. Boylu poslu. Nasıl m ye bakmış anlamadım-dedi
-oğlum çocuğun senden benden yakışıklı olması bir şey ifade etmiyor.-dedim
-niye lan.-dedi
-sokaktan birini çevir, zaten senden benden yakışıklıdır. En kötü, bizim kadardır. Bizden bile çirkinse yaşamasın huur çocuğu-dedim
Bir güldü.
-sürekli bizi gibiyorsun lan sende. Neyimiz varmış bizim bu kadar – dedi.
3 biraya geçtim. Kalktım. Bahadırların garajında köşe bir yere işedim. döndüm geri. diktim kafaya birayı.
-senin anlamadığında bu bado... Bizim bir şeyimiz yok. Sorunda burada zaten dıbına koyim. Bizim hiçbir şeyimiz yok... - dedim.
Yine kalktım. Bir daha gidip işedim. Dönüp devam ettim 3 biraya. Bitti. Aç karnına müthiş hızla içtim o gün biraları.
Orhan aradı 20 dakika sonra.
-Arabayla geçerken alıcam seni, şuraya gel- dedi.
Bahadır -eve git sen- dedi ama. Arabaya bineceği yere kadar gitmek istedim onunla. Bütün dünya dönüyor.
Orhana selam verdim. Sallanyordum.
Bahadır- eve nasıl gitcen lan- dedi,
kolumu tutyordu
- bırak lan- deyip ittim
- dıbına koyayım senin-dedi.
Bindi arabaya gittiler.
bir tane Kafeye girdim. Çay söyledim. içmedim. Sigara içmek için girmiştim. Eve gidesim yoktu.
Tam arkamda, bir çift vardı. Tartışıp tartışıp sustular. Karşılıksız aşk yaşayınca, böyle durumlara şahit olduğun zaman şaşırırsın. Bende şaşırmıştım. Sinirim bozuldu. Kalktım.5 lira attım masaya.
Normalde 1,5 liraydı çay ama bir çay parası verip üstünü beklemek istemedim.
bozuk paraları getireceklerdi, garsona bahşiş verim mi diye tereddüt yaşayacaktım, bir cayın bahşişi mi olur amk. Diyerek. O yüzden direkt çıktım.
Telefonu açıp bahadırı aradım.
–ne oldu lan pişman mı oldun –dedi. Güldü.
-asıl ben senin dıbına koyayım, gibik- deyip kapadım telefonu.
Yürüyordum.
Bu yolun sonu z ye çıkacaktı. Başka yolu yok.
Onun kapısında, son bulacaktı bu yol. Başka çare yok.
Böyle zamanlarda başka bir şey düşünemezsiniz.
Tek istikametti yol.
Ona gidiyordum. -
+7
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Z gözyaşları dökerek gitti. Peşinden gidemezdim. Geri dönemezdi. Peşinden gitmemi beklemezdi.
Geri dönmesini beklerim. Dediğim gibi dönmezdi ama dönmesini beklerim.
Öylede yaptım. Yaklaşık 2 saat bekledim. Aklımda taa onu ilk gördüğüm zamana gitti.
Onu bekleyişlerime, yaptıklarıma yapamadıkları gitti aklım. Çok saçma beyler. Yapılmaması gereken ne varsa yapmıştım. Yapılması gerekenlerin hiçbirini yapmamıştım.
o gidiyordu, hem de ağlayarak gidiyordu. Ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Düşündüm, düşündüm. Ne yapmam gerekir diye, ne yapmak gerekir diye düşündüm.
En zoru da bu amk.
Yapacak hiçbir şey yokken, ne yapmak gerektiğini düşünmek kadar zor, hiçbir şey yok .
sevenler kavuşur beyler. Seven kavuşmaz. Böyle zamanlarda, allah, kader, öbür dünya, ölüm üzerine düşünüyorsunuz.
inansanız da, inanmasanız da, bunlar üzerine düşünüyorsunuz. Bu yüzden diyorum ki, seven kavuşmaz. Ne bu dünya da, ne de başka bir dünya varsa orada. Seven kavuşmaz.
2-3 gün evde yattım. işin tuhaf yanı peder tek kelime etmemişti bana.
En son -senden adam olmaz oğlum- demişti. O zamandan beri tek kelime etmemişti.
Z nin dediklerini düşünmüyordum.
Mutlu olmaya ihtiyacım vardı. O yüzden z nin olduğu hayaller kuruyordum. Hiçbir zaman gerçekleşmeyecek hayaller. Ve hiç gerçekleşmeyeceğini bildiğiniz hayaller kurarken, hüzünlü tuhaf bir zevk alırsınız. Bende de aynen öyle oluyordu.
Bir akşam bahadır aradı 3 defa açmadım. Israr etmeye devam edince açtım.
-napıyorsun lan- dedi
-ölüyorum lan- dedim.
-geber dıbına koyayım-dedim
-Geberiyorum- dedim
-beter ol inşallah- dedi
-senin ben dıbına koyayım- dedim.
-bende senin- dedi.
Aynası arkadaşıdır kişinin, tipe, yaşa bakılmaz.
-gel lan bizim buraya- dedi. –tamam- dedim. içmek istiyordu canım
Yanına gittim. Garajlarına oturduk.
-büyük hadise var, bu akşam-dedi. Karpuz kabuğu görmüş eşşek gibi sırıtıyordu.
-ne oluyor lan. Niye bira almadın- dedim.
- ne birası oğlum. Orhanın aramasını bekliyorum. Rus ayarlayacak- dedi.
-ne rusu lan-dedim
- aksarayda birini tanıyormuş. Hem de tek posta değil, sabaha kadar pompa oğlum- iyice zevke gelmişti.
-para?-
-100 falan bir şey çıkmaz mı, ben tamamlarım lan, senin gibin sağ olsun- dedi.
Üzerimde ne kadar para vardı bilmiyordum. Baktım cebime 5 lira vardı. Bir de kuponlar vardı.
-Bekle şunlara tutmuş mu bir bakayım, geliyorum- dedim.
-Sigara ver o öyle git –dedi.
Verdim sigarayı. iddaa bayine gittim. -
+2
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
@787 senin hikaye ile devam edelim kardeşim. belki farklı olur. aslından. öyle daha iyi, daha güzel olur belki sonu.sen devam et. -
+9
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Ama çaresizce, söylecek bir şey bulamadığım için. ama br şey söylemek zorunda olduğum için
-araba yüzündendi.- dedim.
-ne arabası- dedi.
-benim yüzümden mi dedin ya. araba yüzündendi. Babamın arabası. Ben arabayı vurunca işte. Bu hale geldim . Seninle hiçbir alakası yok.-dedim
-bir araba yüzünden mi bu hale geldin?-dedi.
-sayılır-dedim
-niye cevap atmadın mesajıma o zaman. Düşünmedin mi ne halde olabileceğimi?-dedi. ses tonu yükselmişti.
-tiksiniyorsun benden diye, hoşuna gitmiştir sanıyordum-dedim.
- sen gerçekten salaksın. Ciddi söylüyorum. gerizekalısın sen.- dedi.
Hiçbir şey demedim yine.ne derse desin, istediği kadar küfür etsin, bir şe diyemezdim. ama daha fazla hiddetlendi.
-markketten çıktığında ben okula gidiyordum. O halin…. Allahım offffff. Nasıl hoşuma gitmiştir diye düşünüyorsun ya. inanamıyorum sana. bunu bana nasıl diyebiliyorsun.-dedi.
Durdu
-eve geri döndüm seni öyle görünce. Yanına da gelemedim. okula da gidemedim. Biliyordum ağlacaktım. Ağladım da. Tutamadım kendimi ağladım. Kafedeyken de aynısı oldu. Yine aynı şeyi yaptın bana,-dedi.
-özür dilerim. Çok özür dilerim.-dedim.
-benden özür falan dileme… baksana bana. Bak-bak-dedi.
Kafamı çevirmemi bekledi. hiddetlenmişti iyice. Mecburdum, çevirdim. çok güzeldi. çok sinirliydi. sevdiğimdi.
-Ben w için bir defa bile ağlamadım. Ona aşık olduğum, onu çok sevdiğim halde, onun için bir kere bile ağlamadım ben. Ama…-
(sustu. Ama bazı susmalar küfürdür. Bu onlardandı. Küfür olanlardan)
-Senin yüzünden iki defa ağladım ben x. Sevdiğim adam için bir kere ağlamayan ben. Senin için iki defa ağladım... -
Gözleri dolmuştu.
Çok güzeldi gözleri ama yine de dolmuştu. Tutmaya gücüm yetmezdi o yaşları… olabildiğince hızlı kalktı ve gitti. durdurmaya gücüm yetmezdi. çok seviyordum ama sevmek yetmezdi. ölüyordum. ama ölmek yetmezdi. kendimden nefret ediyorum ama yetmezdi. dokunsam incinir, canı yanar diye korkarken. ağlayarak gidiyoru.
-Allah benim canımı alsın-dedim
allah benim belamı versin...
sevdiği adam vardı lan,
sevdiği adam için oysa hiç ağlamamıştı.
benim için değil,
benim yüzümden ağlamıştı...
üçüncü defa ağlamıştı.…
buna değmezdim.
ama sevmiştim.
---
bugün burada biter -
+8
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Bir süre hiç konuşmadık. Sadece sigara içtik. Sormak zorundaydım.
sordum
-nişanlandınız mı- dedim.
-hayır-dedi. yüzüğü kastettiğimi anlamıştı.
- w ile aramızda bir şey. .. ne durumdayız merak ediyorsan söyleyeyim. Bir süre ara verdik.-dedi.
Bu ara vermek lafı bir tuhaf. duyunca tuhaf oluyorsun. Hiçbir zaman aşka başlayamayacağın sevdiğinle, binin biri aşk yaşayıp, ara veriyorsa, cidden tuhaf oluyor beyler.
-niye-dedim
-onları anlattım. Seni. Daha doğrusu Senin durumunu… Kavga etmedik, ya da küslük yok. Sadece hoşuna gitmedi, seninle olanları anlatmam. Buluşmam, hatta senin onla buluşman. Bunlar yani.-dedi.
-Anladım-dedim
-Sadece kafamızın biraz boşalmasını bekleyeceğiz. O kadar.-dedi.
-anladım-dedim.
bir süre sustuk. Ben bir sigara daha yaktım.
- nasıl çözülür bu sorun biliyor musun?- dedi
-hangi sorun?-dedim
-senle benim sorunum… Ya sen gideceksin buradan ya da ben. Tamamen istanbuldan. Başka bir semt değil. Başka bir şehre. Yoksa olacak gibi değil.- dedi.
Diyecek bir şey bulamadım. Yine sessizlik oldu. Ben sustukça, çoğalıyordu sessizlik. ben sustukça artıyordu suçum.
-konuş x biraz. Anlatmaya çalış. inan ki çok üzülüyorum. Ya bakıyorum bir yok oluyorsun, diyorum bunun başına yine bir şey geldi. Benim yüzümden değildir allahım. lütfen allahım benim yüzümden olmasın. diyorum. Pat karşıma çıkıyorsun. Tahmin bile edemeyeceğim şekilde. Bir bakıyorum daha bunun etkisinden bile çıkamamışım. Başka bir şeyle çıkıyorsun.… bir anda erkek arkadaşıma vuruyorsun. Bir gece facebooktan mesaj atıyorsun. Aylarca yok oluyorsun. cafeye çağırıyorum, gelmiyorsun. görünce kaçıyorsun. bir anda peşimde, beni takip ediyorsun. –dedi.
böyle severken anlatamazsınız, anlaşılamazsınız. doğru hangisi bilemezsiniz, böyle severken. -seni seviyorum- demekten, başka hiçbir cevap olmaz. başka hiçbir cevap verilemez. bu kadar güçlüyken o, bu kadar çaresiz kalırken karşısında, hem onu hem kendini bu kadar üzerken. -seni seviyorum- diyemezdim.-her şey, seni seviyorum. bütün soruların cevabı buydu. ama bütün soruların nedeni de buydu. onu sevmemdi bütün cevaplar, bütün sorular, onu sevmemdi.
- bilmiyorum-dedim.
-nasıl bir hayat yaşıyorsun. Nasıl bu hale geliyorsun sürekli. Bilmiyorum. Kendimi suçluyorum sürekli.
Ya diyorum, tamam seviyor aşık bana. Düşünüyorum sonra.
Yok..
seven adam böyle yapmaz. Böyle davranmaz.
çok kişi ilanı aşk etti bana. Çok kere peşime takıldılar. Israr ettiler. Ama hiçbiri böyle değildi.
Olmayacağını anlıyordu. Kendi hayatına dönüyordu.
ben hiç karşılıksız kalmadım mı sanıyorsun. Lise bende yaşamıştım. Ama kabullendim. Yok, olmuyorsa olmazmış dedim.
Takılıp kalarak, zindan edemezsin hayatını. Kendi hayatına bakıyorsun bir yerden sonra.
ama sen… sen ne yapıyorsun….
inan ki Sinirimden değil konuşmak istemem, ya da w ile ilgili de değil. Ne bu anlat, ne oluyor. niye sürekli bu hala geliyorsun.?-
Ne diyebilirdim ki?, ne denebilirdi ki?
Siz olsanız ne derdiniz dıbına koyim.. Ne diyebilirdiniz?
Benim de Hiçbir şey gelmedi aklıma. Söyleyecek hiçbir şey bulamadım.
Bağıra bağıra yazdım seni içime.
keşke, sadece bunu söyleyebilseydim. ağzımdan belki hiçbir şey çıkmıyordu ama içimden bağırıyordum. dışımdan susarak, içimden bağırıyordum. -
+9
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Peder, kendime gelebilme ihtimalimi komple imkansız hale getirmişti.
Yanına gittim z’nin.
Ne sinirli, ne de öfkeliydi.
Yüzüme bakıyordu.
Hayıflanır gibi yüzüme bakıyordu.
Hiçbir şey demedim.
–seni seviyorum- demek geldi içimden. Onu da demedim.
–çok güzelsin- demek istedim. Onu da diyemedim.
-Parkın oraya gidelim- dedi
-üşümüyor musun- dedim.
-yok. Sorun yok benim için- dedi.
Cılız bir yağmur yağıyordu. Yağmıyor bile denebilir. ama hava soğuktu.
Zaten iki adımlık yol park.
Kimse yoktu.
Bir kere w ve z yi görmüştüm burada aklıma o geldi.
-her yer ıslak- dedim.
- ayakta konuşuruz o zaman- dedi.
-olmaz-dedim.
Annemin pazardan aldığı kapşonsuz montu çıkardım, bir bankın üzerine koydum.
Üşüdü diye sevdiğim kızın omuzuna değil, otursun diye bankın üzerine koydum montu.
bu aşkta bir terslik var.
-saçmalama –dedi.
-Bir şey olmaz.- dedim. Israr ettim. oturdu
montumun üzerine.
Ben bank ıslak mıslak dinlemedim, Direkt oturdum.
-montu da çıkardın, burada ıslak. X böyle olmaz.-dedi.
-boş ver beni- dedim.
Sustu, sustum
Sigara yaktım.
Elini uzattı. Elimi tutmak için değil, sigara istemek için.
Parmağındaki yüzüğü fark ettim o anda.
Pırlanta ne bilim o tarz değerli, çok pahalı bir şey değildi.
Ama yüzük vardı beyler.
o dıbına koyduğumun yüzüğünü taktığında anlam kazanan parmakta, yüzük vardı artık.
Dünyam başıma zaten yıkılmıştı. Yıkılmış parçaları biri kafama kafama fırlatıyordu.
O birinin Bütün amacı canımın yanmasıydı. Zevk alıyordu bundan.
Verdim sigarayı.
Çakmağı uzatmadım beyler bu sefer. Ben yaktım sigarasını.
-teşekkür etti. -
+8
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Zehra vermiş isimlerimizi.
Yoksa bahadırı tanıyorum, hayatta ispiyonlamaz beni.
Zehranın arkadaşlarından birinin kafasını yarmış bahadır.
Daha doğrusu yumruk atmış, çocuk düşerken kafasını vurmuş. Mekanın içindeyken bunlar olmuştu. Benim şuurumu yitirdiğim sırada.
Çocuk,
-ben sadece ayırmaya çalışıyordum- gibisinden bir şeyler dedi.
Kız gibiydi. Kalıbı yerindeydi, kiloluydu. ama kız gibiydi.
Çok kibar konuşuyordu, çok ince. Saçları Galatasaray gelen mancininin saçları gibiydi.
-Benim ne suçum vardı ki- dedi.
Üzüldüm çocuğa. cidden çok Naifti. dediğim gibi Kız gibi yetiştirmişler çok belli. Dünya dayak yedik, ağzımı açmıyoruz.
Çocuk bir yumruğun peşine düşmüş.
-şikayetçi olmayacaktım. Olmadım da bir süre. Ama ne yapayım. Zoruma gidiyor ya... ben bir kere bile kavga etmedim hayatımda, bir kişiye bile el kaldırmadım. şu halime bakar mısınnız?- dedi.
çocugun haline duyduğum bütün üzüntü gitti o anda. baktım haline. alnının orta yerinde pansuman bezi vardı. Kafası sarılı değil. bir yerinde morluk yoktu. gözleri şişmemiş, burnu kırılmamıştı. hepitopu kafasını bir yere vurmuştu.
bir tanede ben vurmak istedim o an. suratına bir tane patlatmak istedim.
Şikayetçi olduğu için değil, hiç dayak yemiş olmadığı için.
hiç kavga etmiş olmadığı için. vurmak istedim.
Darp değil tabii asıl mesele.
Devlet malına da zarar .
sosyal tesis, ibb gibi bir mesele. tam bilmiyorum.
gibtiğmin bahadırı boydan olan bir pencereyi gibi bir şeyi kırmış.
Yani onun kırdığını söylüyorlar ama kırmamış da olabilir.
O karmaşada kırılmış, bizim üzerimize atılmış da olabilir.
Lan bakıyorum duruma
Biz dayak yemişiz ama şikayetçi olamıyoruz.
Yani Hem dayak yedik, hem suçlu olduk amk.
Pencerenin dıbına koyayım, benim hayatım gibilmiş. Mal gibi olanları izliyorum
Devlet malı
devlet malı deyip duruyorlar.
Devlet malı kırılınca sorun olur beyler.
senin kalbim milyon kere kırılıp, parçalansa, devlet bunla ilgilenmez.
Böyle meselelerle ilgilenmez devlet amk.
ama malının peşine düşer devlet.
Bahadır saçmasapan bir şekilde savundu ikimizi.
ilk kim başlattı kavgayı dediler. tak bende kaldı.
-Niye- diyorlar. Söyleyemiyorum.
W ortalarda yok tabii, o yüzden anlatmama gerek kalmadı.
-Çarpıştık biriyle tanımıyorum- dedim. -Öyle çıktı- dedim. inandılar.
-Bu hala nasıl geldin, ne kadar süre kavga ettiniz- dedi memur.
-babamdan yediğim dayaktan kalma çoğu- dedim
Onu sormadılar.
Babam beni niye dövdü diye sormadılar. Aile içi meselelere karışmaz memurlar.
Zehranı arkadaşını bir şekilde vazgeçirdiler.
Malın tazminatını bahadırın babası ödeceyecekti.
sırf zarar karşılanmıyordu, tazminatı da vardı yai. Ya da tazminat gibi bir şey.
Bahadırın babası epey sinirlendi ama yine de Gelmişti.
Benim pederi de aradılar ama gelmedi.
O geceyi nezarette geçirdik.
Ertesi gün sabah değil, öğleden sonra bıraktılar.
Eve döndüm.
Anneme anlattım onları, kadın kalp krizi geçirecek benim yüzünden bir gün.
1-2 saat geçti.
Yerin dibindeyim. Her yer karanlık. Sadece düşünüyorum. Göremiyor gözüm bir şey o haldeyim.
Peder geldi. Banyoya girdi.
Z’den mesaj geldi o anda.
- Apartmanın önündeyim. Bugün konuşacağız x. Başka yolu yok- yazıyordu.
Baktım pencereden, hafif yağmur yağıyor ve z bütün güzelliğiyle orada duruyor.
Anasını gibeyim. Kızı kapımda bekletiyorum. Hoşuma gitti o anda.
ineceğim aşağıya başka yolu yok.
Ama ne konuşacak, ne bir şey duyacak durumdayım.
Montu aldım. Ayakkabıları giyerken
peder çıktı banyodan.
Baktı bir
-kaç, kaç…- dedi
Bakıyorum ona
-sen adam olmazsın oğlum. Sen adam olmazsın... - dedi.
içime oturdu. Yüzüm kızardı. Ama bir şey diyemedim. Hiçbir şey diyemedim dıbına koyayım. -
+5
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Eve döndük.. yattım direkt.
Normalde böyle bir geceyi saatlerce düşünürdüm ama yorgunlukan geberiyordum.
Yaptıklarıma inanmıyorum.
Yapmamışım.
Olmamıştır böyle bir gece. olamaz dıbına koyayım
Sabah kalktığımda da aynı düşünce.
-Dün evde yatıp uyumuşumdur. Yok lan olamaz böyle bir şey- diyorum.
-bahadır senin dıbına koyayım- diyorum- niye zütürdün lan beni gibtiğimin yerine-
Yemek yedim.
Zaten babamdan kalma dayağın verdiği şekil nedeniyle, çok belli olmuyordu yeni yediğim dayağın izleri suratımda.
Hiçbir şey yapmadan oturuyorum. Saatlerce.
Polis işin içine girer mi, onu düşünüyorum.
Peder öğrenirse, dövmez dövmez bu sefer. hiç uğramaz öldürür.
Kafamda milyon fikir.
Mesaj geldi.
Zden.
-Konuşmamız lazım-
cevap atmadım.
Bir süre sonra
-merak etme başın belaya girmeyecek ama konuşmamız lazım-
cevap atmadım.
Aradı açmadım
açmadım.
bir daha
yine, Açmadım.
Bir süre sonra mesaj
-sadece sen ve ben konuşacağız-
cevap atmadım
Bir süre sonra
-w şikayetçi olmayacak, söz verdi. -
-lütfen x-
cevap yok
Yine aradı.
Açmadım.
Telefonu kapatamıyorum.
O mesaj atıyor .
kapatamazdım telefonu.
Cevap veremezdim ama kapatamazdım gibtiğimin telefonun. Ne diyeceğim amk.
Ne diyebilirim. - diyorum
ama başka bir şey daha var.
bana mesaj atıyor lan. sürekli atıyor.
sürekli arıyor.
sırf beni düşünüyor o an.
diğer mesele var tabii
Z yi düşürdüğüm durumu düşündükçe, sinirden kendimi gibiyorum.
Bir yandan da,
-iyi ki vurdum huur çocuğuna- diyorum.
Evden dışarı çıkmadım yine 3 gün
4. gün öğlen saatleri kapı çaldı.
Polis.
Aldılar beni.
Annem feryat figan
Ekip otosunda bahadır. Bakıyoruz birbirimize.
zütürdüler karakola. -
+4
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
iki kolumu arkaya dayayıp çekiştirmeye başladı güvenlik, o kısımları hatırlamıyorum. şuurumy erinde değil.
Bir yandan birilerinden tekme yiyorum ama hiçbiri w değil.
Kim bilmiyorum ama w değil.
Soluk almaya başladığımda kapının önündeydim.
Güvenlik vuruyordu, hem bana hem bahadıra.
5 kiş civarıydı
1 tanesinde güvenlik kıyafeti vardı.
Bahadıra bakıyorum, yumruklaşıyor birileriyle .
Ben eğilmişim vuruyorlar.
Ben vurmuyorum.
Bir hışımla attım kendimi bir tanesinin üzerine doğru.
Yere kapaklandık.
Çok hızlı kalktım ayağa koşmaya başladım.
Arkama dönüp bakmıyordum bile.
Var gücümle koştum dıbına koyayım.
Yeşillik çevre, yolları hiç biliyorum.
Nereye koşuyorum bilmiyorum.
Nereye varacağım bilmiyorum
Bildiğim tek bir şey var
koştukça z den uzaklaşıyorum.
Olan olayların özeti bu.
O durmuş bir yerde
Ben yaptıklarım yüzünden
kaçıyorum.
Koştukça, z ile aramızdaki mesafe artıyor.
Ondan kaçıyorum, ondan uzaklaşıyorum.
Soluklanmak için, çok sonra durdum.
Değil adamlar, durduğum yerde bir insan yoktu.
Soluklandım on dakika kadar.
Bahadırı aradım.
beni her aradığında telefonu duymazdan gelip açmıyordum.
Ama bahadır açtı telefonu.
Soluk soluğaydı. Kaçmıştı o da belli.
Hiçbir yeri bilmiyorum
o da bilmiyor.
-Taksiyle al beni- dedim.
-halimi görünce durmadı huur çocukları. Bu taksicilerin var ya alayını gibeceksin dıbına koyayım. Analarını gibeceksin- dedi
Taksi ve birbirimizi bulmamız neredeyse bir saat sürmüştü.
Bahadırı gördüğümde bayağı hırpalanmıştır.
Maldır, gerizekalıdır ama hiçbir zaman kavga ettiğimde kaçmadı adam.
Yarı yolda bırakmadı amk.
Dayaksa yedi, yine de kaçmadı amk.
Bu ilk değildi yani.
Vurduğum çocuğun, Kızın sevgilisi olduğunu söyledim bahadıra.
Zaten bunu dediğim gibi daha da bir şey sormadı.
Sadece- keşke o kıvırcığa da vursaydım, denk gelmedi ki dıbına koyayım- dedi.
Biraz durdu.
- o güvenliğe ben ne yapıcağımı biliyorum oğlum- dedi.
Ne zaman kavga etsek, dayak yesek bu tarz şeyler der. Sonra bir halt yapmazdı.
Taksici bir şeyler anlattı. Akıl veriyordu. Hiçbir şey demedik. -
+10
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Bahadır da kalktı.
Bir şeyler dedi.
Duymadım.
Merdivenlerin oraya geldim.
Kolumdan çekti bahadır.
-Bir tuvalete gireyim, gideriz- dedi.
Bende girdim tuvalete. Yüzüme su çarptmak için.
o sıra bahadır işiyor, bir yandan da
-keşke gelmeseydik lan, çok pişman oldum- dedi.
iyiden iyiye sinirim bozuldu
-senin suçun amcık. ağlayıp zırlıyordun karı gibi.- yüzüme su vurdum
- sen gelmezsen, bende gitmem diye zırlıyordun. gibtiğimin pezevingi.- dedim.
hırsımı, sinirimi bahadırdan çıkarıyorum. bir şey demiyordu.
Çıktık tuvaletten
Merdivenlerin orada w vardı.
Telefonla konuşuyordu. Başını çevirince beni gördü.
Şaşırdı halime ama yalandan gülümsedi,
merhaba der gibi elini kaldırdı.
çok ağır küfür ediyordu. haberi yoktu sadece.
Bir hışımla gittim yanına.
Boğazını tutup, duvara dayadım.
Bahadır, kollarımdan çekiyor.
Ama bir taka yaramaz.
Deminki yorgun, bitmiş gebermiş halim geçmişti.
Vücudumdaki ağrıların hiçbirini duymuyordum.
Sinir mi dersin, nefret mi bilmiyorum ama Çok güçlü yapmıştı beni.
W bir şeyler dedi.
Hiçbirini duymuyorum.
Güvenlikten biri geldi.
Birileri başımıza toplandı.
Bırakmıyorum boğazını.
Bahadır, kollarımı yumruklamaya başladı.
Hissetmiyordum ama.
W ye Vurmakta gelmiyordu içimden.
Ona vursam sanki z ye vurmuş olacaktım.
Z nin canı acıyacak gibi geldi.
Ama yine de
Sadece boğızını sıkıyordum.
Birini öldürebileceğim tek an o andı dıbına koyayım.
Bir müddet öyle durdum.
Birileri sırtıma vurmaya başladı.
Bahadır koluma vurmayı bırakmış, vuranları durdurmak için debeleniyordu.
güvenlik kolunu boğazıma geçirmiş çekmeye çalışıyor.
elleriyle değil ama.
Kurban zamanı, hareket etmesin diye hayvanların başını kollarıyla çekenler ya. o misl.
Bir hayvan durdurmaya çalışır gibiydi, huur çocuğu.
Bıraktım.
Döndüm.
Döndüğüm gibi Z yi gördüm.
Bir anda başımı çevirip w nun
iki gözünün arası,
burun kemerinin üzerine vurdum kafayı.
Anasını gibeyim ki vurdum.
Ne olursa olsun,
ne olabilirse olsun.
En kötüsü neyse
o olsun dıbına koyayım
Vurdum işte kafayı... -
+11
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Bahadır buldu beni.
Böyle bir halde olduğum için, en sote yere geçmeme bir şey dememişti.
Ama morali bozulmuştu. sote bir yere geçmeme değil. başka bir şeydi.
ilk girdiğimizdeki çoşkusu, bu kısa süre içinde bitmişti.
-keşke gelmeseydik dıbına koyayım- dedi
-ne oldu lan- dedim.
-yok bir şey.- dedi
daha da bir şey demedim.
Ben zaten paramparça olmuştum. gerçi O da paramparça olmuştu.
Herkes, kendi parçalarını toplamaya bakmalıydı.bu hayatta herkes, kendi parçalarının peşine düşer.
Biz de öyle yapıyorduk.
Herkesin paramparçalığı kendine.
Kafamı eğmiş duruyorum.
Gidemiyorum.
Bahadır da gitmek istiyor ama gidemiyor
Gidemiyorduk dıbına koyayım.
Müzik iyice arttı, dans ediyorlardı birileri pistte, büyük ihtimalle. bakmıyorum.
-bak lan- dedi bahadır.
Z den mi bahsediyor bu bin diye geçti aklımdan.
-Bak lan... kıvırcık olana bak-dedi
-ne kıvırcığı lan- dedim.
-oymuş erkek arkadaşı. baksana oğlum- dedi.
-gibtir et bahadır- dedim.-gibtirtme kıvırcığını... benim derdim bana yeter-
Bakmadım bile.
Kolumu itekliyordu.
-Baksana lan. Tip mi var şunda, bak bi,bak-dedi
Baktım.
Normal bir çocuktu. Ne benden ne bahadırdan bir fazlası vardı.
Ama ne benden, ne bahadırdan bir eksiği de yoktu.
Bizden daha paralı olduğu kesindi. oradaki hayatın içindeydi onlar.
biz o hayatın içinde değildik. mekandaki herkesten, biz diye bahsedemezdik. onlar var. biz var.
onlar oradaydı, o hayatın içindeydi.
biz onlardan olamıyorduk oğlum.
buraya gelsekte,
aynı havayı teneffüs etsekte
olamıyorduk.
onlar, bizim giremediğimiz dünyanın içindeydiler
biz ise, bozuk para attığında kola ya da çikolata veren makinaları andıran klimanın yanındaydık.
huur çocugu klima, sinir olmuştum.
ne denir bu makineye,onu bile bilmiyorum
bu yüzden daha çok sinirlendim.
ama o makinenin yanındaydık işte dıbına koyayım.
ben,
bahadır,
bozuk para attığında kola ya da çikolata veren makineleri andıran klima.
Müzik durdu.
Duygusal müziğe geçtiler bir anda. bakıyorum
Kızlar, sevgililerinin ensesinde birleştiriyordu parmaklarını.
erkeklerin ise parmaklarını, sevgililerinin omuzlarının altında birleştiriyordu.
bazısı alınlarında birleştirmiş başlarını,
bazıları başları hafif eğik, gözlerini birbirine bağlamış, gülümsüyordu .
dans ediyordu.
dıbına koyayım
Z ve w da dans ediyordu.
Bir daha dayak yedim.
Hatta Bıçaklandım, kurşunlandım.
Şaka yapmıyordu kimse,
espri değildi, fıkra değildi.
huur çocuğu hayat.
Sen kaçsan da, yakalıyor ki daha çok gibil.
-Sen bunu hak ediyorsun huur çocuğu- diyordu hayat bana
-Al zütüne girsin,
Daha beterlerini hak ediyorsun bunun. Bu az bile sana diyordu-
hayat.
Ben başımı eğiyordum.
Kinle de olsa, nefretle de olsa.
Haysiyetsizce başımı eğiyordum.
Oturduğum yerde, yorulmuştum.
Günlerce amelelik yapmış gibi bir inşaatta, öyle yorulmuştum.
kalkmayı denedim
gitmek için...
o yorgunluğa
o yüke rağmen kalkabildim. beyler.
sırtına yüklerini almış,
her şeye rağmen kalkabilen hamal gibi
kalktım dıbına koyayım...
gitmek için -
+6
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Yolda ne hediye aldığını sordum bahadıra
–Özel- dedi.
2 kuruş para kazanıyordu, ne kadar özel bir şey alabilirdi, bilmiyorum.
Geldik tesislere. Girdik, üst kata çıktık.
gören suratıma tuhaf tuhaf bakıyordu.
Ama içerisi biraz karanlık olduğundan, başımı eğdiğimde çok belli olmuyordum.
Herkes şıktı. On numara mekan.
Para, ne biçim bir şeysin lan sen dedim içimden.
Kızlara gözucuyla bakıyorum. Hepsi güzel.
Böyle yerlerde, bütün kızlar güzel beyler.
ilk gördüğümüz köşeye geçtik.
Yüzüm darmadağın, üstümdekilerin hiçbir kalitesi yok. Ama umurumda bile değil.
Her zaman, -millet ne der- die düşünen ben.
O an gibime bile takmıyordum bunu.
Bahadır, zehranın yanına gitti, selam verdi.
izliyorum köşeden.
Hediyeyi uzattı, zehra bir masayı işaret etti,
hediyeler için.
Kafamı bir çevirdim işaret ettiği yere doğru.
anasını avradını gibeyim, dıbına koyayım böyle işin, kaderin, kısmetin, talihin, denk gelişin
Z orada.
Hediye masanın 2 masa yanında z. vardı dıbına koyayım
Kaynar sular döküldü başımdan aşağıya.
Biri benimle oyun oynuyor, başka açıklaması yok bunun.
Bakıyorum z ye
Öyle böyle değil.
Bu kadar güzel olunmaz.
Bu kadar güzel olunamaz.
insaniyet ndıbına olunmaması gerekir.
Gidip elini tutmak geldi içimden.
-gibtiğimin bahadırıyla değil, z ile gelmiş olsaydım- diye daldım hayale.
Z ile, -en yakın arkadaşlarımızdan birinin doğum gününe gelmiş olsaydım- dedim.
ben Evde hazırlandıktan sonra, arabayla gidip onu alsaydım.
Tüm zerafetiyle apartmanlarından çıkarken bakışıp-gülüşseydik,
arabaya binmesi için yardım etseydim. kapısı açsaydım,-buyrun küçük hanım- deseydim. çok hoşuna gitseydi ama yyine -abartma- deseydi, müthiş güzelliğiyle.
şu gibtiğim sosyal tesislerine, yüzüm belli olmasın diye başımı eğerek değilde,
-z nin elini tutarak girseydim- dedim.
-Bahadır senin anını gibeyim- dedim.
Z nin masada, z dışında 2 kişi daha vardı.
Z elindeki telefona bakıyor, kurcalıyordu.
-Benden mesaj mı bekliyor- diye düşündüm.
yok daha neler dıbına koyayım.
Bilmiyorum dıbına koyayım.
Daha sote bir yere baktım.
Bozuk para soktuğunda, kola veren makinaların şeklinde bir klima vardı.
O tarafa geçtim.
Mekanın yarısını görmüyorum.
Sahnenin de yarısını.
Yani onlarda beni görmüyordu.
Z de göremezdi.
görmemesi daha iyiydi... -
+7
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
beyler biraz ara veriyorum.
birde beyler, içimden geldiği gibi yazıyorum. kusura bakmayın. şura, ora, bilmemne olmamış olabilir. olabildiğince anlatmaya çalışıyorum. -
+4
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Uzandım telefona.
dıbına koyduğumun bahadırı. Açmadım.
Telefonu da kapatamıyorum.
Belki z, bir mesaj daha atar diye.
Açık bırakmam gerekiyor.
Sustu telefon, yeniden aradı.
Yine bahadır. Açtım sonunda.
-hadi oğlum gelsene- dedi.
-ne diyorsun lan amcık ağızlı- dedim. Sinirim bozulmuştu.
-hadi oğlum bekliyorum seni- dedi.
-neyi bekliyon lan? Dedim.
- söz verdin lan. Gelmezsen, oraya gelir feriştahını giberim senin- dedi. Birden böyle çoşunca.
-tamam nerdesin geliyorum- dedim.
Mahallenin yakınlarındaydı. Validenin aldıklarını giydim yine. iyi hissediyorum demiştim onları giyince.
Dediği yere bir gittim.
Bahadır, acayip şık giyinmişti, tipini gibtiğim. Elinde de paket vardı.
-dıbına koyduğum bu hal ne, düğün mü var- dedim.
-asıl senin bu haline lan, surata bak, ne oldu lan yüzüne? dedi
-gibtir et- dedim.
- oğlum bu halde gelemezsin-dedi
-nereye lan?-dedim
- ya dıbına koyayım senin. Zehranın doğum günü vardı, oraya-dedi
-gibim zehrayı, ne zehrası lan- dedim.
-öyle deme lan. Son zamanlarda bayağı muhabbetimiz oldu. Faceden de kendi ekledi beni.-dedi
- ne olmuş yani. Faceden ekledi diye, aşık mı olmuş sana ne olmuş- dedim.
-ne bilim dıbına koyayım.- dedi sustu.
- senin ben dıbını, ızdırabını gibeyim x. Ulan bütün hevesimin dıbına koydun şurda- dedi.
-git oğlum sen, beni ne yapıcan-dedim
-tek başıma, kimseyi tanımam etmem. Mal gibi tek mi durayım. hayatta gitmem- dedi.
Ağlayacaktı bin. Öyle ya da böyle arayıp soran tek arkadaşım, içim sızladı.
-tamam lan gidelim- dedim.
-bu halde mi gelicen, hadi üstünü başını geçtim, surata bak. Kamyon ezmiş gibi- dedi.
Öyle böyle kabul ettirdim gitmeyi. Kendi halim umurumda değildi, benim zaten imanım gibilmişti. Bari hevesini alsın istedim. Taksi çevirdi. -Bende para yok, ona göre- dedim.
-bende var- dedi.
Bindik taksiye, florya da bir yere gittik.
Florya sosyal tesis mi, ne gibimse işte. -
+7
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
Normade bana mesaj gelmez. Bayağı şaşırdım
ilkini Açtım – yükleme yapmazsanız, telefonunuz – bilmemne işte.
Ulan zaten kontör vardı telefonda. Aylar önce yüklemiştim ama doğru dürüst kullanmadığım için, bitmemişi bırak, azalmamıştı bile.
Ardından diğer mesajı açtım.
-ne oldu sana, o halin neydi öyle?- yazıyordu.
Baktım saatine öğlen 1 gibi atılmış.
Hiçbir şey düşünemedim o anda.
içimden diğer mesaja bakmak gelmiyordu.
z mi diye düşünüyorum. olamaz.
imkanı,
mümkünatı yok.
Bir süre geçti Diğer mesajı açtım.
– allah, ceza ol, bana acı çektir diye mi yolladı seni?- akşam 7 civarı atılmıştı.
Z atmıştı mesajı.
Nasıl olur lan.
Nasıl silmemiş numaramı, niye silmemiş.
imkansız oğlum, olamaz yani.
Aklım, odadan, binadan, semtten, ülkeden, gezegenden çıkıp, çok uzaklara gitti.
Ne mutluyum, ne üzüntülü… Telefon elimde kalakaldım öyle.
bir süre durdum. nefes bile almamış olabilirim o anlarda. sadece vücudumun içinde gümgün çarpan bir organ var.
öyle durmaya devam ediyorum. telefon çaldı.z mi diye düşünemeden, bahadır yazını gördüm.
dıbına koyduğumun bahadırı.
Farkında olmadan Açtım telefonu.
Mesajların etkisiyle beynim durmuştu.
Bir şeyler bir şeyler anlattı.
sonunda
– yüzde yüz gel, kaçmaz oğlum- dedi.
-tamam gelicem- dedim. Nereye bilmiyordum.
-söz ver lan, yalancıyı gibsinler mi?- dedi
-tamam lan söz. Gelicem- dedim.
ne demişti, neyden bahsediyordu, Tek bir fikrim, tek bir tahminim yok. Ne için söz vermiştim, hiç bilmiyorum.
züt vericen bana söz mü dese, söz derdim, yeter ki sussun diye. Zaten söz vermiş olmakta gibimde değildi. Ölümün olduğu bu dünyada, ne derece tutabilir ki verilen sözler. beyler.
Öyle duruyorum odanın içinde.
10 dakika, 20 dakika geçti.
Ne mesaj atıyorum, ne bir şey yapıyorum.
Düşünmeye çalışıyorum, düşünemiyorum. Bir beynim yok gibiydi.
Yeniden telefon çaldı. Z mi lan acaba diye heycanlandım. -
+8
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
turlamaya başladım.
Switshirtün kapşolu geçirdim kafaya.
Millet tuhaf tuhaf bakıyor. Yüzüm perperişan.
z ne düşünmüştür diye düşünüyorum
acıdı mı halime
sevinip, mutlu olup
-oh iyi olmuş-mu dedi. bunları düşünüyorum
arada, - bu halimi görüp, belki aşık olmuştur- diye de düşündüm.
kafam gibilmeye başlamıştı.
10 saniye görmüştüm onu. yine saaatlerce aklımda çıkmayacaktı.
aklımda, kalbimde z, memur gibi çalışıyor.
sabahtan akşama
işin kötü tarafı, hafta sonları da görevinin başında.
garanti sevinmiştir- diye karara vardım.
Ne yapıcam ne edicem,
Yarın ne olur.
Hiçbir fikrim yok.
Salak salak devam dolaşmaya.
iddaa bayiine girdim.
Bültenle, iç saha dış saha, averaj… bakıyorum, uğraşıyorum.
Sırf uğraş olsun diye.
Neredeyse bir buçuk saat uğraştım.
normalde hızlı maç yazardım ama haftaiçiydi.
güney amerika maçlarıyla, uefa maçlarına vardı.
bütün maçları uefadan seçip,
güney amerika liginden maçlara oynadım.
daha bilinmez geliyor, diye sanırım.bir an, daha çekici durmuştu.
Bir tane 4 liralık, iki tane 2 liralık kupon yaptım
Eve döndüm ardından. Yattım akşama kadar.
Uyuyamamıştım hiç ama yataktan çıkmamıştım.
Müzik dinlemek geldi içimden akşam saatleri.
Telefonu aldım. Sabah kapatmıştım.
Açtım telefonu
3 mesaj geldi peşisıra... -
+8
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
2 gün evden çıkmadım.
3. gün çıktım.
ilk defa panşolsuz montu giydim. Kapşollu swithsihrtün üzerine. Aynaya bakmadım.
Kendimi yakışıklı hissediyordum.
Zaradan dünya para verip aldığım kıyafetlerle hiçbir zaman kendimi yakışıklı hissetmemiştim.
Ama Pazar malı bu kıyafetlerle, kendimi yakışıklı hissediyordum.
Altıüstü, evin oradaki markete gidecektim. Sigara almak için. Yine de yakışıklı hissediyordum kendimi.
2 gün boyunca doğru dürüst sigara bile içmemiştim.
Sabah saatleri.
Girdim markete, çağrı oradaydı.
-bu halin ne?- gibisinden sormaya başladı.
Bir şey demeden çıkıyordum ki, karşı yoldan z nin geçtiğini gördüm.
Z geçiyordu lan.
Onu anlatmaya kelimeler yetmez.
Hiçbir kelimenin kudreti, yetemez.
70 dil bilsem, onu anlatacak derinlik bir kelime, çıkmaz hiçbirinde.
O yüzden kendimi anlatmak zorunda kalıyorum.
Saklanacak zaman yoktu. Anında görmüştü beni.
Durmuştu.
Öyle şaşırmıştı halime.
Bir süre baktı.
Kıpırdamadı.
Benim beynim durdu. ne yapacağımı bilemedim.
Markete girdim yeniden.
-Ne oldu abi- dedi çağrı.
-Bir şeyler ver ordan- dedim.
-nasıl yani- dedi.
Bir süre hiçbir şey diyemedim.
-sigara ver lan işte- dedim.
Bir paket daha verdi.
- az iç abi şu sigarayı- dedi.
Küfür yemiş gibi oldum.
Uzanıp yakasına yapıştım.
kendime doğru çektim. dudak dudağa geldik neredeyse.
-sanane lan dıbına koyduğum çocuğu! sen parana baksana- dedim.
Kokurdan altına sıçacaktı.
Özür diledi.
Verdim sigaranın parasını.
Üstünü verdi. Elleri titreyerek.
Çıktım marketten.
Ortalarda yoktu z. -
+8 -1
bombok olan aşk hikayemi anlatacagım ibret alın
-devam-
berrin gittikten sonra, aynaya baktım. Kendimi yolda görsem tanımazdım. Çünkü aynanın karşısında da tanımıyordum.
Aynaları sevmem beyler. Kendimi gördüğüm için aynaları sevmem.
Uyudum ardından. Bütün ağırlara rağmen. Bütün olanlara rağmen. Kesintisiz, çok derin uyudum.
Yıllar sonra ilk defa o kadar güzel uyudum.
Aklımdan geçen, iyi bir dayağa ihtiyacım varmış demekkiydi.
Eminim babamda çok rahat uyumuştur o gün.
Sabah kalktım. Gitmedim okula.
Evde oturuyorum. Kahvaltı yaptım. Televizyonun karşısına geçtim. Zarzor hareket ediyordum.
Çalıştığım yerin sorumlusunu aradım. 1 hafta gelemem dedim. Bir şeyler dedi.
Umursamadan kapattım telefonu suratına. Ardından geri aramasın diye, tamamen kapattım telefonu.
En fazla kovabilirlerdi beni, daha fazla ne yapabilirlerdi ki?
Annem dışarı çıktı.
4-5 saat sonra geldi. Elinde poşetlerle. Bana kıyafet almıştı. Her zaman giydiğim şeylerden değil. kapşonlu sweatshirtler.
Aşağı yukarı aynı modellerin, farklı renkleriydi.
Üzerinde şekil, yazı yoktu. Pazar malı. Bir de mont. Kapşonsuzdu.
Tuhafıma gitti. Her şey kapşonluydu, mont kapşonsuzdu amk.
Asker kıyafetlerinin renginde.
Z için dünya kadar para verip, aldığım kıyafetler geldi aklıma.
Daha taksitleri yeni bitmiş olmalıydı.
Aldıktan bir ay sonra kesip atmıştım.
Z ile ilgili umutlarımı kesip atmıştım yani.
Annem niye bana kıyafet aldı bilmiyorum. Mevcut durumumdan kurtaramazdı beni.
z yi getiremezdi,
geçmişi düzeltemez,
geleceği düzenleyemezdi.
Bunu yapabilirdi sadece.
O da bunu yapmıştı. - daha çok