Ozzy Osbourne - I just want you

yollllllllaaaaaaaaaaaaaa

kardeşim ben böyle taktan bir yargı dağıtımı görmedim

PART 4
Sıcak bölgeye yaklaşmışlar ancak büyük bir sis çökmesi ile karşılaşmışlar daha da alçalıp neredeyse burun buruna bir mesafe ile destek termal kamera ile destek sağlamışlar. Uzmanın biraz
daha iyi gelen sesi üzerine o bölgeyi tekrardan ateş altına almışlar 30 mm top mermisi zaten paramparça edecek cinsten olduğu için çok etkili olmuş. Bölge üzerinden ayrılırken pilotlar vizörden
teröristlerin yukarı baktıklarını ve kendilerine doğru ateş açtıklarını görmesiyle teğmenimiz sağ topuğunda inanılmaz bir acı hissetmiş.

kimse yok güzelim mevzu boşa gidecek..

PART 3
Komutanımız daha çiçeği burnunda bir teğmen iken uçuş okulunu bitirip normalde uh-1 taşıma helikopterinde tamamlaması gerekn
uçuş saati için batıda görev yapması gerekirken uçuş okulundaki başarısından dolayı ozamanların gözbebeği olan cobra helikppterine atanarak
şırnakta göreve başlamıştır. Gün boyu uçuş takvimi dolu ve sürekli komandolarımıza destek vermek için havada devriyede kalan genç teğmenimiz
nihayet ilk çağrısını alarak ırak sınırında temas sağlayan komandolarımıza destek vermek için havalanmıştır. Cobra helikopteri iki kişiliktir
personelin iksiide pilottur ancak arkada oturan helikopteri kontrol eder önde oturan ise silahçıdır makineli topu ve roketleri kontrol eder lakin
iki personeldede helikopterin kontrolleri bulunur yani öndeki helikopteri arkadaki ise silahları kullanabilir. Teğmenimiz ilk görev yerinde silahçıymış
ve anlattığına göre (şuan kendisi yarbay) telsize uzmançavuş sarılarak başlarındaki üsteğmenin şehit olduğunu çok kalabalık bir ekiple karşılaştıklarını
ve çıkamadıklarını söylerken arkasından vızır vızır geçen mermi seslerini duymuş.

PART 2
tabi doksanlara gelecek olursak terör örgütünün 90lardaki azgın tavırlarını bilen bilir. 30 üzeri kararkola baskın 100 üzerinde köyü talan etme yakma yıkma
ve daha niceleri eylemleri gerçektleştirerek ülkemize kastta bulundular ancak ordumuz yaptığı harekatlar ile örgüte büyük kayıp verdirdi. Bunlardan biri
olan Çelik I harekatında görev yapmış olan bir cobra pilotunun anlattığı olay çok dikkatimi çekmişti.

PART 1
Öncelikle özetle Kara havacı nedir nereden yetişir? Kara havacı bizim filmlerde gördüğümüz daşşağını yaptığımız sihorssgi ehliyeti olan kara kuvvetlerinin melekleri olarak adlandırılan ve yetiştirilmesi oldukçaaaaaaaaa zor maliyetli olan kuvvet bünyesindeki Cobra, Super Cobra, s70-blackhawk (skorsky) ATAK t129 ve tabiki baba diye hitap edilen uh-1 leri uçuran yetenekli pilotlardır.
Hepsi Kara Harp Okulundan mezundur ve %90 ı ise askeri lise mezunudur. Harp okulundaki akademik notları tavan disiplin puanları yüksek ve ingilizce seviyeleri son derece üst seviyede olan bu abilerimiz kara havacılık sınıfına ayrılarak
eskiden Ankara güvercinlik şimdi ise ısparta karahavacılık okulunda askeri pilotaj eğitimlerinden sonra kara pilot teğmenler olarak görevlerini icra ederler.

desek hiç fikir yürütebilecek var mı? Sözlüğe kitleyecek bir hikaye daha sizlerle dostlarım.. yakın zamanda emekli kara havacı bir albayımızla
4. Kara havacılık Alayının orduya katılış yıldönümünde 1 hafta boyunca kamp yapma tesisleri gezme ve inanılmaz hikayelere arşivlere ulaşma fırsatım oldu en çok dikkatimi çeken ise sevdiceğine kavuşamadan bu dünyadan göçüp giden bir komutanımızın hikayesi oldu. Hem onu anmak hemde pilot diyip geçtiğimiz egoist olarak düşündüğümüz bu güzel insanları biraz daha tanıyalım istedim bir havacılık sevdalısı olarak. Seri doluşun..

Edit: Neden çügü

*** SON HiKAYEDEKi HASTANIN TEDAVi SÜRECiNi BULDUĞUM AN DEVAM EDECEĞiM***

Çiçek Hanım part 6
Çok üzücü bir şekilde babasının kendine tecavüz edeceğinden daha doğrusu herhangi bir erkeğin kendine tecavüz edeceğinden korkmaya başlamış. Kafasında bu düşünce oluşmaya başlamış.
Yine bir seansında amcam kendisinden kafasındaki sesleri kağıda dökmesini istemiş ve ona neler çağrıştırdığını öğrenmek istemiş. Elbette çizimi çok sağlam olan biri olan Çiçek hanım
Fısıltıyı rüzgar esintisi gibi resmetmiş silik silik hüzmeler halinde. Çocuğu ise yüzü olmayan ancak üstünde elbise giyili olan bir kız çocuğu şeklinde resmetmiş. Şeytanı ise sivri
ağzı gepgeniş ve dişleriyle salyaları karışmış ancak gözleri olmayan bir duman şeklinde resmetmiş. işin garip yanı internette birçok kişinin Çiçek hanım gibi bu seviyede olan hastaların hepsinin üç veya iki yani birbiriyle takışan
ve tartışan çoklu sesler duydukları konusunda bir ortak nokta bulabilirsiniz. Yani aslında her şizofreninin bir şeytanı ve ona karşıt olan başka bir ses karakteri dahavar.

Çiçek Hanım part 5
Eski seviglilsi ile ettiği kavga esnasında eski sevgilisinin kendisine seni kullandım attım daha doğrusu gibtim bıraktım tarzında kelimeler kullanınca neredeyse tüm gece boyunda kafasındaki sesler onu gidip öldürmesini söylemiş ve yine kafasında tartışmaya başlamışlar
hayır öldürmesin öldürsün öldüremez öldürmeli gibisinden tartışmalarla boğuşmuş o gece zavallı Çiçek hanım. işin daha kötüsü artık her şeyden korkar olmuş ve okula gitmeyi tamamen bırakmış bu süreç içinde. Anne ve babası bu duruma çok üzülüp amcamı sürekli ama sürekli
arayıp biz ne yapacağız diyolarmış. Amcam olabildiğinde ek seanslara alıp ücret almadığı durumlarda olmuş. **Seansların hepsini amcam ufak notlar alarak kaydetmiş ben oradan okuyup size aktarıyorum bu arada panpalar deli gibi merak ettiğiniz şey buysa böyle yani** neyse devam;
yine bir seansında öğle yemeği yedikten sonra biraz uyuklamak istemiş Çiçek hanım odasına çıkıp yatağa uzanmış ve eline bir kalem alarak resim yapmaya başlamış ufak bir serçe çizmiş karakalem şeklinde ve bitirince başucundaki komidine defteri koyarak uykuya dalmış.
Söylediğine göre 20-25 dakika sonra çok yoğun bir baş ağrısıyla karşılaşmış ve serçenin defterde olmadığını sanki makasla kırpılıp çıkarılmış gibi. Daha sonra kafasındaki seslerden şeytan diye tabir ettiği ses ona çok fazla bağırmaya başlamış ve ona defalarca kez serçeyi yedin serçeyi
yedin diye suçlamış ancak defterde serçe çizili olmasına rağmen Çiçek hanım nirvana dönemine halüsinasyonlar görmeye başlayarak ilk adımı atımıştır. Kafasında tartışmaların devam ettiğini ve
sürekli sonunda kendisine kızdıklarını ve onlarla baş edemediğini o sesleri duymamak için çok çok yüksek sesle kulaklığı kulaklarına bastıra bastıra müzik dinleyerek seslerden kurtulmaya çalışan Çiçek hanım giderek ciddileşen durumu ile ailesini giderek endişelendirmiş.
Ailesi onun hakkında endişelenirken Çiçek hanım ise çok çok üzücü bir şekilde

Çiçek Hanım part 4
Yine bir seansında amcamın sorduğu sorulara Çiçek hanımın belli bir süre bekleyerek cevap verdiğini farketmiş. Sanki her konuştuğu kelime için zihnindekilerden onay alıyormuş gibi. Amcam bu durumu fark ederek onu uyarmış ancak birden Çiçek hanımın çığlık atması ve amcama lütfen sus kızdırınca çok bağırıyor dayanamıyorum lütfen susun demiş
amcama karşı sus yoksa onu kızdıracaksın diye bir ifade kullanması ise Çiçek hanımın hastalığının kanıksama dönemine girdiğinin göstergesi olmuş.Bu süre zarfında çok üzücü olaylarla da karşılaşmış Çiçek hanım.
Evde otururken eski sevgilisinden gelen mesaj onu yıkmış. Mesajda barışmak istediğini söyleyerek biraz diyalogta bulunmuşlar ancak tekrardan anlaşmazlık çıkarak kavgaya tutuşmuşlar. bu süreçte Çiçek hanımın dediğine göre kavga etme sebeplerinin eski sevgilisinde değilde kendinden dolayı olduğunu ona durduk yere garip ters
cevaplar verdiğini ancak bunları neden yaptığını bilmediğini sanki o cevapları yazmasını komik gelecek ama şeytan diye tabir ettiği sesin yazdırdığını söylemiş.

Çiçek Hanım part 3
Bu adlandırmalar amcamın pgibiyatrist olan arkadaşlarına danışması ve uzlaşması sonucunda bir ilerleme olarak görülmüş ve çiçek hanım daha önce bahsetmiş olduğum evrelerden biri olan
ilk tanışma evresine geçmiştir.Bu evrede neyin ne olduğunu biraz daha algılayan hastalar artık yaşadıklarını daha mantıklı değerlendirerek daha az paniğe kapılırlar. Pgibiyatrist ilaçlı
tedaviye başladığından beri çiçek hanım sürekli kafasında o ilaçları içmemesi gerektiğini söyleyen seslere maruz kalmış hatta geldiği seanslarda gülerek //resmen benim hakkımda karar vermek için tartışıyorlar çocuk ilaçları içmesin diyor fısıltı içsin iyiliği için diyor şeytan ise fısıltıya kızıyor bağırıyor
içerse sen yok olacaksın diyor// gibi ifadelerde bulunmuş. Amcam ise uzun araştırmaları sonucu Çiçek hanıma bu sesleri ortadan kaldırmak yerine onlara beden sahibinin yani ne kadar teşvik edici söylemlerde
bulunsalarda patronun kim olduğunu göstermeyi öğretecekti tedavileri ile. Onlarla barışmasını ve onlardan korkmamasını özellikle böyle yapmalarının sebebini zihinsel olarak güçlü biri olduğundan akıl oyunlarınında bu kadar realistik olduğunu belirtmiş.

Çiçek Hanım part 2
Amcam Çiçek hanımın çok zeki bir insan olduğunu ve pgibomotor becerüreriz durularken gözümüzü kapattığımızda sanki bir varlığın bizi izlediğini düşünür ve tedirgin oluruz, aynı o şekilde bir hissiyata kapılmış ancak üzücü olan durum saçlarını durulamasına rağmen
duşta izlendiği düşüncesi aklından gitmemekle beraber çocuk sesi bazen hırıltı sesine dönüşerek ona kızıyormuş.Bu durumuda geldiği bir seansta anlatmış ve amcama kesin olarak içinde 3 kişinin
bulunduğunu ve onlarla beraber yaşadığını söylemiş.Bu üç sese bir isim vermesini istemiş amcam ve Çiçek bunun üzerine onlara Çocuk, Fısıltı ve Şeytan adlandırmalarını yapmış.

***GÜNAYDIN BROMLAR HiKAYEYE GELEN iLGi BENi MUTLU ETTi ŞUKULAYAN ELLERiNiZ DERT GÖRMESiN SAYENiZDE TRENDDEYiZ. UZUN ZAMANDIR YAZMAK iSTEDiĞiM BiR HiKAYEYDi PLANLANMIŞ BiR ŞEY YANi. SABAHA ÖZEL 1 PART GÖNDERiYORUM GÜN iÇiNDE DEVAM EDECEĞiZ ESEN KALIN.***

bilal abül müttalip pgibotullah

Üçüncü Hasta Çiçek Hanım
Çiçek hanıma hanım dediğimize bakmayın neredeyse çocukken başlayan kuluçka dönemi yetişkin olduğunda sinyallere başlamış. Kendisi radyo televiyon öğrencisi ve kendini en çok etkileyen ve korkutan
durum okulda almış oldukları derslerden biri olan korku filmi derslerinden birinde ciddi anlamda korkunç swf tarzı jumpscare dediğimiz bir görüntüye maruz kalmış ve tetiklemiş. Anlattığına göre
arkadaşlarından biraz daha fazla hatta baya fazla bir tepki vermiş bu sahneye ve ciddi anlamda bir süre konuşamamış gözünün önünden ekrana fırlayan rahibenin görüntüsü gitmemiş.
Çiçek hanım amcama ebeveynleri aracılığıyla getirilmiş bir hasta kendisinin dünyası biraz farklı neredeyse kimsenin dinlemediği şekilde uçuk enstrümental müzikler dinler ve gerçekten lisede
fuarlarda ödül almış kara kalem çalışmaları bulunmakta. Çocukken daha 2 yaşındayken annesi bir gün altını değiştirirken çiçeğin annesine değilde sanki etrafına başkaları doluşmuş ona bakıyorlarmış gibi başka yerlere
baktığını ve güldüğünü parmağıyla işaret ettiğini anlatmış amcama. Çiçek hanım küçükkende bebeklere karakterler yükleyen bir çocukmuş onlar sanki canlıymış gibi davranır bazen babasını bu konuda çok sinirlendirirmiş
şimdi diyeceksiniz ki ne var bunda her çocuk yapar bunu dşye ancak çiçek orta okul 6. sınıf öğrencisi olduğunda bile bu hareketlerine devam etmiş ve şakasınada değil yani onlarla yatar onlarla kalkar olmuş onlara tek tek doğum günü
bile yapmış. Ebeveynleri kızlarının bu durumumun geçeceğini düşünerek çok düşünmeselerde onun çoğu zaman yalnız bir çocuk olduğunu görmezden gelerek büyütmüşler. Uzatmamak gerekirse Çiçek hanım kendisi ile çok başbaşa kalmış. Korku dersinden
sonra eve geldiğinde bir müddet yalnız kalmamak için arkadaşlarını çağırmış ancak gece olup uykuya daldığında rüyasında aynaya bakıp bir rahibe ile konuştuğunu hatta kendisnin şeytan olduğunu
söylemiş ancak ısrarla sen rahibesin diyerek onu kızdırmış ve uykusundan sıçradığında inanılmaz bir baş ağrısı yaşadığını söylemiş.

YARIN ÖĞLEN DEVAM EDECEĞiM BROLAR SABIRLA OKUDUĞUNUZ iÇiN TEŞEKKÜR EDERiM HEPiNiZE iYi GECELER.

***Beyler yarın yoğun bir gün o yüzden yatmam gerek lakin size 1 part sıradaki hastamız olan çiçek hanımdan bahsedeyim***

Binbaşı Akın part 7
Hastaneye yatması gerektiği kanısına kesin olarak varılan Akın bey bu durumu muhakeme edemeyecek yani idrak edemeyecek üzülemeyecek bir seviyeye gelmiş tabi şimdi ne ara geldi bu duruma diyorsunuz ama adam sürekli aynı nöbetleri geçiriyor ve bahsettiğim zaman 1 sene civarı.
1 sene sonra şimdi hastane adı vermeyeyim hastaneye yatırılan akın bey yalnızca kardeşi bazende insanlık ndıbına olacak ki eski eşi tarafından ziyaret edilmiş, pgibiyatrist ve pgibologlar eşliğinde yapılan kontrollerinde akın beyden bir kağıda gece uyurken kendisine komutanım diye seslenerek
uyandıran sesin sahibini temsil eden herhangi bir resim veya silüet çizmesi istenmiş. Çizdiği şeyin aslında ilk bakışta anlaşılır bir yanı yokmuş ancak uzaktan üstün körü bakıldığında bir dağ resmedilmiş çok çok dikkatli bakıldığında ise kamuflajını kafasına örtmüş ve kapşon arasından gözü görünen bir
keskin nişancı düşünün hepiniz aslında biliyorsunuz bu nişancıyı böyle Call of Duty 4 oynayan tayfa bilir snipercamoyu. Bu resim aslında iyiye işaretmiş çünkü hastalık olarak ileri seviyede olan hastalar kendisinden çizmesi istenilen şey haricinde bambaşka şeyleri resmederlermiş bu gözlemlenmiş ancak iyileşme belirtisi
gösteren hastalar ise kendilerinden istenen şeyleri çizebiliyorlarsa beyinlerine hükmetmeye başlamışlar demektir. Akın beyin ilaçlarını düzenli alması doktorlarla iyi geçinmesi ve kendini harp okulunda öğrendiği piyanoya vermesi sonucunda hastalığında yıllar sonra baskınlık kurmuş ve hastalıkla barışmış.Bu güzel abimizin
şimdi saçında tek bir tel yok malesef ve gerçekten çok çökmüş olsada kuluçka dönemine yaklaştırmış hastalığını. Kitap yazıyormuş yaşadıklarını aktararak daha fgazla insana yardımcı olmak istiyormuş, hastanede 3 yıl kaldıktan sonra oğluna eski eşine ve çevresine deli gibi görünmek çok büyük problem haline gelmiş elbette haklı.
Oğluyla yeni yeni vakit geçirmeye başlayan akın bey şimdi iyi ancak çok yoğun migren ağrısı ve ona askerliği hatırlatan herhangi bir durum olmaması için kardeşi abisi ve etrafındakilerce kontrol altında tutuluyor.Çok çok üzülerek söylüyorum ki 3 paragrafta anlattığım bu süreç aslında Akın abimizin tam 12 senesine mal olmuştur.

• EĞER DEVAM ETMEMi iSTERSENiZ YARIN iLGiMi ÇEKEN BAŞKA Bi VAKA OLAN ÇiÇEK ABLAMIZIN HiKAYESiNi ANLATAYIM ANCAK DOSYALARI BiRAZ OKUMAM LAZIM.

Binbaşı Akın part 6
Akın beye amcamın tavsiye vermesi üzerine oğlu ile biraz vakit geçirmesini ve aralarındaki buzları eritmesini önermiş akın bey amcamın önerisini uygularken kanını donduran bir olay yaşamış, oğlu ile güzel bir kamp yolculuğuna çıkacaklarmış
tüm hazırlıklar tamamlanmıştır ancak bir anda akın bey oğlu ozanın sesinde bir değişiklik farketmiş ve bu sesin kollarında şehit olan astsubayı olduğunu anladıktan sonra fevri olarak oğlundan uzaklaşmış bir odaya girerek kapıyı kitlemiş ve oğluna annesini arayarak
onu gelip almasını söylemiştir. Çok korkan çocuk ne yapacağını bilemeyip annesini aramış ve elbette annesi akın beye oğlunu bir daha göstermeyeceğine dair yeminler etmiştir.Bu stres ve üzünntü dolu durum akın beyi daha önceki hikayede bahsetmiş olduğum
şizofreni hastalığının bir evresi olan kanıksama dönemine ulaştırmıştır. Kafasının içinde binbir türlü silah çatışma patlama bağrışma sesleri olan ancak dik duruşundan da taviz vermeyen akın bey artık daha yüksek dozajlı bir ilaç tedavisine başlatılmış
eğer 3 ay boyunca bu durumu devam ederse mecburen hastaneye yatırılmak zorunda kalacağı söylenmiştir. Geceleri fısıltılar halinde komutanım geldiler komutanım diye sesler duyarak uyanıp sanki evin içinde ayak izleri varmışçasına dolaşarak toprağa basan
bot sesleri duymaya başlamış tabancasını yanından ayırmaz olmuştur. Kafasının içindeki sesler tek bir sese dönüşmüş ve artık ona ne yapması gerektiğini söylemeye başlamış ancak bu ses çeşitli kişilerin sesine bürünerek one emirler veriyormuş. Amcama bir seansta anlattığına
göre taa teğmenliğinin ilk aylarında pgibopat bir bölük komutanı ona her konuda istisnasız kızıyormuş. Kafasında ses genelde bölük komutanının sesiymiş hatta bir gün ya teğmen bozuntusu sen nasıl harp okulu mezunusun bu takuda beceremiyorsan sık kafana demiş. Onun o sık kafana lafını
kafasının içinde sürekli duymaya başlamış çokça kez kendini frenlemiş en sonunda tabancasını satmış. Seanslarında çok kez burnundaki barut kokusunun bir türlü geçmediğini ne kadar parfüm deo sıksada o kokuyu bastırmadığını anlatmış. Amcamın diyişlerimne göre dağ gibi adam kendi aklıyla
mücadele ederken eriyip bitmiş ve artık korkusu gözlerinden anlaşılmaya başlamış. Geceleri tamamen uykusuz bir halde çok yoğun baş ağrıları ile geçiyormuş. Amcamın dediğine göre halen görevde olan devrelerine ulaşmış ve birkaçıyla konuşma fırsatı bulmuş onun bu durumuna çok çok üzülmüşler
ve ne gerekirse anlatacaklarını, onunla beraber büyüdüklerini küçücük çocuklarken üniformayı giyip anne babalarından çok birbirleriyle vakit geçirdiklerini belirtmiş. Bundan da güç alan amcam
bu adam bu kadar ne yaşadı bana bi kısmını anlattı ancak sanki daha başka birşeyler var demiş. Bunun üzerine askeri lise ve harp okulu yıllarında da çok çektiğini komutanların ona çok fazla eziyet ettiğini söylemişler yani yapbozun tamdıbına bakıldığında
askerlik adamı içten içe mahvetsede kendisnin mesleğine olan aşkı buna gençken üstün gelmiş ve devam etmiş ancak şimdi patlak vermeye başlamış. Akın beyin bu durumu onu araba kullanamaz hatta evden çıkamaz daha da fazlası herkese şüpheci yaklaşıp ona zarar vereceğini insanların normalde sahip olduğu
sesi başkası olarak özellikle şehit olan personelinden birilerinin sesi olarak duyması akın beyi hastanelik hale getirmiş.

Biraz okuyun durum muhakemesi yapın akşama partlar yağacak

Binbaşı Akın part 5
Akın bey bir gün mutfakta yemeğini hazırlarken kapı çalmış ve gelen apartman yöneticisiymiş. Nedense o an elinde siilah ile kapıyı açma ihtiyacı duymuş, oldukça kısa muhatap olarak kapıyı
kapatıp koltuğun arkasına siper alma ihtiyacı hissetmiş. Artık tam anlamıuyla delirdiğini düşünen akın bey sakin olarak amcamı aramış ve oda ek bir seans ayarlayarak davet etmiş kendisini.
Bu sırada telefon kapandıktan sonra yine aynı sesler ancak koridorun sonundan komutanım pusu komutanım tarzında bağrışmalar duyduğuna yemin etmiş seansa geldiğinde. Amcamın ona inanmadığını düşündüğü
için her şeyi yemin ederek anlatma alışkanlığı oluşmuş Akın beyde. Komutanım el bombası komutanım pusu , bu iki ibareyi son zamanlarda çok sık duyar olmuş ve bayramda çocukların attığı torpillerden
dolayı çok kez elinde silah ile pencereye mevzilenmiş neyse ki korkudan kafasını kaldıramamış birde kaldırdığını düşünün belkide ateş edecek.

okurken bunu dinlerseniz pgibolojiniz rahatlıkla bozulacaktır
https://www.youtube.com/watch?v=nngbv6829Fg

Binbaşı Akın part 4
Akın bey emekli bir Türk Subayı olmasından dolayı dik duruşunu hiç bir zaman bozmamaya çalışan biri olduğundan dolayı onu fethetmek çok zor olmuş amcamın dediklerine göre. Ruhsal sıkıntılar çektiğini
anlatmayla başlasada bu siper alma masanın altına yatma durumlarını belirtince amcam bir kaç tes uygulamış testlerin ne olduğunu bilmiyorum ancak kuluçkada olan bir şizofreni hastası olduğu anlaşılmış.
Bunu kendisine söylemek ne kadar zor olsada amcan ona bunu izah ettiğinde biz harbiyeliyken başladı bizim deliliğimiz sen nedenn bahsediyorsun diyerek çıkışsa da o da durumun farkına varmış olsa ki
amcamın dediklerine itimat göstermeye başlamış.ilk başlarda roket sesleri ve silah sesleri ile mücadele eden akın beye amcam etrafında ona askerliği hatırlatacak her şeyi kaldırmasını istemiş fotoğraflar
bröveler üniforma vs. ancak sadece tabancasını yanından ayırmayacağı konusunda ısrarcı olmuş akın bey. Amcam akın bey ile olan seanslarında ona eski anılarını anlattırmaktan çok çekinse de akın beyin
anı anlatmadan rahatlayamadığını farketmiş yabi aslında binevi akın bey amcama anısını anlatıp rahatlıyor ve 'vaybe' dedirtecek bir durumda olması houna gidiyor biraz olsun rahatlatıyormuş onu.
Amcam ona bir seansında seni en derinden etkileyen olay neydi diye sorduğunda oramar isimli terör örgütü yandaşı bir köye istihbarat almak amaçlı terörist kılığında gidip muhtarın evine girmişler
kürtçe bildikleri için muhtar bunları örgütten sanıp eve almış tam o sırada teröristlerden bir kaçı eve yağ ve pirinç almak için geldiklerinde muhtar onlarıda çaya davet etmiş bu sırada akın bey ecel terleri
dökmüş ancak çok sırıtmadan derslerini iyi çalıştıkları için kürtçe anlaşmış ve farklı kamptan olduklarını yutturmuşlar binevi teröristle çay içmiş ancak 2 hafta sonra yaptıkları operasyonda kellesini almış.