-1
Evet panpalarım, uzun süredir bunu düşünüyorum.
Düşünün sizi çok seven çok bilgili bir hatununuz var ama aldığınız eğitim neticesinde, sizinle aynı klasmanda koşturacak birine ihtiyacınız olduğunu söyleyen anne-babanız ve arkadaş çevreniz var. Aslında onların bahsetmesine dahi gerek duymuyorum çünkü işin içine ego giriyor ve olaylar sarpa sarıyor.
Biz uzun bir süre beraberdik çok da severdik birbirimizi. işim gereği 6 ay kadar farklı şehirlerde kaldık. Ne olduysa o zaman oldu. Gel zaman git zaman artık bu ciksi hatunumla olan ilişkimin monotonlaştığını ve daha fazla üstüme gelmemesini, baskı kaldıramayacağımı söyledim. Ayrılmak gibi bir niyetim yoktu, sadece dikkat edelim mesajı vermiştim. Her yerinde iyileşmek bilmeyen ağrılar ve acılarla savaşır olmuştu, hiç soramadım benim yüzümden mi diye? En delikanlı kadının tüm yelkenlerini indirmesi aşık olmasına bakar. Daha sonrasında sendedir, sözlerin canını da yakar, hasta da eder.
Arkadaş ortamında ondan "sen ne okuyorsun" sorularına yanıt gelmemesi veya "ne okudun" sorusuna da iki büklüm cevap verdiği zaman aslında anlaşılmıştı. Benim olduğu kadar hatunum için de zor bir durum. Her şey üst üste binince ipler gerildi. Karşılıklı anlayışın çok önemli olduğu bu noktada o tam tersini yaptı, her gibi burnumdan getirdi. O böyle yaparken sen alttan al bazı şeyleri değil mi huur çocuğu? iki dakika yumuşak olsan kıza karşı ne olacak... Ağzımdan çıkmayacak sözler döküldü, kavga kıyamet, bildiğiniz şeyler... E hal böyle olunca ebe gibmek şart olur... Karşılıklı kırıklıklarla dolu sebepsiz bahanelerle ayrıldık. Hala arada aklıma gelir. Kıymetimi bileceksin, beni arayacaksın ama ben orada olmayacağım derdi, aradım ama delikanlı kızdı, hep öyle oldu. O günden sonra hiç karşıma çıkmadı. Ben de aramadım.
Yaklaşık 2-3 ay geçti ve şimdilerde konuştuğum, hatun adayı doktora yapıyor. Dünyanın en yavaş ilişkisine başlıyor olabilirim. 3 günde dudağına yapıştığım eski hatunumun yerini, 3 haftada daha elini tutmadığım (öpmüş olabilirim) hatun adayı alacak. Her şeyin bu kadar yavaş ilerlemesi aslında aklımda yüzlerce soru işareti doğuruyor daha şimdiden. Her şeyin monoton olacağı bir hayat bekliyor beni karşımda, bu çok net. Ben spontane takılan bir insanım bilader, hergün aynı şeyleri yaşayacaksak şu üç günlük dünyada ne gibim işimiz var?
Benim felsefem, diğer insanlara nazaran biraz cesurca.
Ye iç sıç sen de herkes gibi, herkesin yapamadığı gibi.
Ama yaşın artık kemale erdiği bu dönemlerde kendime olduğu kadar çevreme ve aileme de tanıtıp bağlayabileceğim birini bulma kararı aldığım için aklımı gibeyim. Oysaki her şey ne kadar güzeldi... Oysa her şey seninle güzeldi... Paranın eğitimin dıbına koyayım hepsi değersiz şeyler.
Velhasıl geleceğim nokta; ben yaşadım, gördüm ve tecrübe ettim. Bir daha karşıma çıkar mı o veya onun gibi birisi bilmiyorum ama anafikir olarak şunu söylemekte fayda var:
Kendini kimle özgür hissediyorsan, onun yanından ayrılma. Ellerini sımsıkı tut, gözlerine bak ve seni seviyorum de.
gibtirin gidin şimdi.