yunanlıların kötü büyücüleri olduğu gibi iyi büyücüleri de vardı. Bunlar tarlalardaki ürünlere bereket getirirler, savaşlarda düşmanı yenik düşürürlerdi. Bazıları, gemicilere “Rüzgar Torbaları” satarlardı! Denizlerde ansızın rüzgar kesildiği zaman yelkenli gemilerin hareket etmelerine olanak olmadığından, en iyi çare, büyücülerin kuvvetine inanmaktı!
Rüzgar satan büyücüler, insan üstü bir güçle topladıklarını söyledikleri rüzgarları, kumaş torbalar içine üçer gemici düğümüyle bağlayarak gemicilere satarlardı. Düğümleri çözer çözmez rüzgarlar dışarı fırlar, gemilerin yelkenlerini şişirirdi! Düğümleri çözünce, rüzgar dışarı fırlamazsa ne olurdu? O zaman, ya o rüzgar torbası kötü duaya uğramıştı ya da sahte bir büyücü onları aldatmış demekti!
Eski Romalılar da iyi olsun, kötü olsun, tüm büyücülerden korkarlardı. Bazı Romalı hükümdarlar ülkedeki tüm büyücüleri sınır dışı etmişlerdi. Zaman zaman, büyücülük yaptığı sanılan kuşkulu kimseler, uçurumlardan aşağı atılarak öldürülüyorlardı. Avrupa’nın ilk büyücü avı, M.S. dördüncü yüzyılda Roma kentinde başlamıştı. imparator Valens , büyücülükle uğraşan herkesi en ağır şekilde cezalandırmaktan çekinmiyordu. Hatta, hastaları iyi etmek için çeşitli otlar kaynatarak ilaç yapmaya çalışanları bile ortadan kaldırıyordu. Midesindeki ağrıyı durdurmak için, kendi kendine sihirli kelimeler mırıldanan bir çocuk ölümle cezalandırıldı.
http://www.medyumhalit.com/buyunun-tarihi