• 1 / 1 / 8 entry
  • 6 başlık
  • 1 trend
  • 110.27 incipuan

quentintarantula önüncü nesil normal

  • 0
    üniversiteye geçecek olanlar için taktikler
    Evet beyler bu sene üniversiteye geçiyorum. Yüksek ihtimalle Yıldız Teknik Üniversitesinde bir mühendislik bölümüne gireceğim. Sizden genel olarak üniversite ortamı hakkında bilgi istiyorum. Arkadaşlık ilişkileri, karı kız ortamı, dersler vb gibi. Ünili dostlarımı beklerim.
    ···
  • 0
    kedim öldü be beyler
    haklısın dostum ölenle ölünmüyor. 2 yıl önce temmuz ayında 6 yaşında kedim ölmüştü. o hastalıktan ölmüştü. çok büyük bir acı ama atlatıyor insan.
    ···
  • 0
    kedim öldü be beyler
    gibtir git burdan dıbına kodumun andavalı
    ···
  • +3
    kedim öldü be beyler
    https://www.youtube.com/watch?v=Cepcor0h-CU
    ···
  • +128 -5
    kedim öldü be beyler
    Bu satırları yazarken salya sümüğüm beyler. Az önce kedimi kendi ellerimle toprağa gömdüm. Hani derler ya en büyük acı evlat acısıdır diye. Ben o acıyı az önce tattım beyler. Elime doğmuştu daha 4 ay önce. Her gün sevdim onu, öptüm, kokladım. Oyunlar oynadık birlikte. Annesinin 3 yavrusundan birisiydi. iki yavruyu da sahiplendirmiştik. En çok onu benimsediğim için o kalmıştı yuvamızda. Az önce göçüp gitti bu dıbına kodumun dünyasından. Evimiz 13. katta. Yavrum 2 saat önce aşağı düşmüş. Saatlerdir arıyoruz evde yok. Aşağı indim içim korka korka. Yerde yatıyordu beyler. Canına kurban olduğumun hayvanı kıpırdamadan yatıyordu. Kaskatı kesilmiş, gözlerine karıncalar doluşmuş öylece yatıyordu. ilk annem gördü cesedini hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Annemi eve gönderdim. Oturdum yavrumun yanına başladım ağlamaya. Canım yanıyo be beyler. Aşk acınızı gibeyim. Cidden kalbim ağrıyor. Yarım saat önce babamla birlikte bahçeye gömdük yavrumu.

    Benimle birlikte yaşlanır diyordum. Rahat 15 yıl yaşar, evde ne olacakki diyordum beyler. Ama öyle olmuyor işte. Elinizdekilerin ne zaman kayıp gideceği hiç belli olmuyor. Sevdiklerinizin her zaman yanında olun. Ölümün ne zaman geleceği belli olmuyor
    ···
  • +1 -1
    gelin biraz beyin fırtınası yapalim
    Evet beyler simdi bir düşüncemi sizinle paylasicam.

    Azcik felsefe bilenler "Varlik var midir?" sorusunu bilirler. Bu soru filozoflarin yillarca beynini kurcalamistir. Simdi ben baska bir soru ortaya atmak istiyorum. Sizce yokluk var midir?

    Simdi bazilariniz gibtir deli falan diyo olabilir. Ama yazacaklarimi iyi okursaniz anlarsiniz.

    Simdi yokluk diye bir seyin oldugunu var sayalim. Eğer yokluk varsa ozaman oyle bir sey var oldugu icin yokluk olmaz. Yani olan bir sey nasıl ayni zamanda olmayabilir?

    Simdide yokluk diye bir sey yoktur diyelim. Yani yokluk yok ise sözünü daha edemeyiz cunku oyle bir sey YOKTUR.

    Bu paradokstan cikmaya yardim edecek arkadaslari bekliyorum.
    ···
  • +4
    kız arkadaşımın evinde salona sıçtım
    Dünyanın en trajikomik olayı başıma geldi beyler. Her şeyi en başından alıcam. Yaşananlarda hiç bir yalan yoktur hepsi bizzat yaşandı.

    Geçtiğimiz cumartesi günü okuldan çıkmış, çok samimi olduğum bir arkadaşıma gitmiştim (erkek). GTA falan oynadık. Daha sonra babaannesi bize yemek yaptı ama ne yemek. Kadın resmen döktürmüş. Hiç abartmıyorum 2 günlük yemek yemişimdir. Yemekten sonra zaten kıpırdayamıyordum. Biraz daha oturduktan sonra vedalaşıp ayrıldım. Oradan çıkarken babam aradı ve yanına çağırdı. Babamla buluştuk ve otururken telefonu elime aldım.

    Lise ilk yıllarından beri tanıdığım bir arkadaşım vardır ve çok samimiyizdir. ismi Tuğçe olsun. Aramızda geçen mesajlaşma şöyle.

    Tuğçe T Ben B

    B : Kanka napıyosun
    T : iyiyim arkadaşımdayım sen
    B : Bende sizin o taraftayım görüşelim diyecektim
    T : Olur kanka gel

    Tamam deyip adresi aldım. O da başka bir kız arkadaşındaymış. Minibüse atladım söylenilen yerde indim. Gelip beni aldılar. Giderkende bira falan aldık. Saat yaklaşık 8 civarıydı.
    Gittiğimiz kızı tanıyordum ama hiç görüşmüşlüğümüz yoktu.

    Eve girdik beyler. Masanın üstü alkol dolu falan. Zaten çok önceden beri içiyorlarmış. Evde 4 kız var birde ben. Oturduk salonda, müzik açtık sohbet muhabbet. Bende kendime iki bira aldım kafam güzel olmasın diye çünkü daha eve gidecektim. (Evim beylikdüzünde aq). Arada dans falan ettik işte bir kaç kere daha markete gittik oraları hızlı geçiyorum.

    Muhabbet koyulaştı. Saatler ilerliyor. Ama benim midem nasıl ağrıyor anlatamam. Yemek beni bitirmişti. Masada her tak var ama hiç bir şey yiyemiyorum sadece bira içiyorum. ilerleyen saatlerde Sıla'nın "vur kadehi ustam" şarkısını açtılar. Bende şarkıyı çok severim eşlik falan ediyorum. Ev sahibi olan arkadaşa rakı var mı diye sordum. Var getireyim mi dedi. Olur dedim.

    Bir de bulgar rakısıymış beyler. Bayılırım. Bilen bilir çok lezzetlidir. Doldurdu rakıyı. içmeye başladım hiç bir şey yemiyorum yanında. Yesem patlıycam yani biliyorum. Bir duble gömdüm. Bir tane daha doldurdular. Onuda içtim. Üstüne bir de gaza geldim masada tekila vardı bir shot ta ondan içtim. Kafam pırıl pırıl oldu.

    Saat artık gece 11 olmuştu. Bende yakın saatte kalkmaya düşünüyordum. Kızlar film falan izleriz deyince olur biraz daha kalayım dedim (dünden razıyım aq). Bunlar film koymaya yakın ev sahibi olan kız ben kahve yapıyorum diye mutfağa gitti. Bende kafam güzel peşinden gittim mutfağa. Muhabbet falan ettim. Sonra dolabı açayım dedim. Bir baktım sağ rafta rakı duruyor. içebilir miyim diye sordum. Onayladı.

    Beyler en son hatırladığım şey rakı şişesini kafama diktiğim an.

    Beyler hani içenler bilir. Çok sarhoş olduğunuz zaman geçen süre zarfında az da olsa görüntüler aklınızda kalır. Çok kegib kegibtir. Yalan varsa en adi şerefsizim beyler. Hiçbir şey hatırlamıyorum. En ufak görüntü bile yok.

    Gözümü bir açtım tuvaletteyim. Etrafı tak zütürüyor abartmıyorum. Kapı çalıyor zaten ona uyandım. Dedilerki bir arkadaşımız geldi sana yardım etmek için. Saat kaç dedim. 3.30 dediler. Aha dedim yannanı yedik. 4 saatlik sürede hiç bir şey hatırlamıyorum. Islak mendil istedim. Bir paket verdiler kapıdan. Birde kız, kendi kardeşinin baksırını verdi bana. Önce duş aldım. Sonra tuvaleti temizlemeye başladım. Ne olduğuna dair en ufak bir fikrim yok. Tuvaleti temizledikten sonra çıktım içerden. Salağa yatıyorum kızlara. Çünkü olan biten her şey tuvalette yaşandı sanıyorum.

    Ne oldu ya bana hiç bir şey hatırlamıyorum dedim. Hatırlama zaten boşver dediler. Bu arada pantolon falan da batmıştı onuda yıkamaya attım. Kız bir tanede eşofman verdi. Onuda giydim bi baktım saat 4ü geçiyor. Kızlardan biri gitmiş 3 kız kalmış. Bir tanesi Tuğçe. Bana nasıl bakıyolar anlatamam beyler. Bir de çağırdıkları cocuk var. Dedimki ben eve gideyim bu makine bitmez. Yarın gelir tuğçeden alırım. Tamam dediler. Kızdan yaşananlar için özür diledim ve ordan ayrıldım. Çocuk beni caddeye kadar bıraktı ordan ayrıldık. Metrobüse kadar yürüdüm. Yarım saat metrobüs bekledikten sonra eve gittim. Saat 5i geçmişti. Girdim yatağıma yattım.

    Ertesi sabah bir uyandım. Başım çatlıyor, midem ağrıyor her tarafım sıkıntı. Kendime bol köpüksüz gib tadında bir Türk kahvesi yaptım. Zar zor içtikten sonra arkadaşımı aradım ve buluşma yeri aldım. Kendi semtine çağırdı. Uzun bir yolculuk sonunda zorda olsa yanına gittim ve pantolonumu aldım. Daha sonra neler yaşandığını sordum.

    Benim hatırlamadığım kısımda yaşananlar şunlar beyler:

    Mutfaktan çıkıp salona gitmişim. 10 dk uyuduktan sonra kusmuşum. Bunlar kova falan getirmişler. Daha sonra yatayım diye başka odaya geçmişler. Sonra arkadaşım bakmaya gelmiş. Geldiğinde salona sıçıyormuşum amk :DDDD. Hemen kaçmış zaten. Sonra pantolonu falan çıkarmışım tuvalete gitmişim. 2-3 saat orda kalmışım. Bu süre zarfında kızlarda salondaki taku temizlemişler falan. Sonra benim en yakın arkadaşımı aramışlar. O da kapıya vurun ölmesin falan demiş. Daha sonra o gelemeyince başka birini aramışlar. Zaten daha sonra ben uyandım ve olanlar malum. Bu arada ev hala tak kokuyormuş. Annesine kızlardan biri yaptı demiş.

    Kızlardan hiç biriyle konuşmuyorum beyler bir tek Tuğçeyle konusuyorum. O günden sonra 2 gün boyunca sadece su içebildim. Kız okulda yaymış olayı. Bayağı rezillik yani. Bu da böyle bir anımdır.
    ···
  • +4 -1
    sokak çocuklarını ezdirmeyin
    Beyler tek partta yazıp gidicem. Olay birkaç hafta önce başıma geldi. Öncelikle babamdan bahsedeyim. Çok delikanlı ve kafa adamdır. Kendisi dekorasyon işleriyle uğraşıyor. Ortalama üstü bir gelirimiz var çok şükür yaşayıp gidiyoruz. Olaya geçiyorum.

    Beylikdüzünde oturuyoruz. Bilen bilir burada Marmara Park var. O günde yakın bir arkadaşım bizdeydi evde yayılıyorduk. Babam akşama doğru aradı gelin atıştıralım diye. Avmnin hemen dışındaki bir mekana geçtik (Mekan kurumsal ve köklü bir firma ama reklam olmasın diye isim vermeyeceğim.) Balkon tarafına oturduk. Atıştırmalık bir şeyler söyledik yeyip içiyorduk. 8-10 yaşlarında üstü başı kir içinde bir çocuk geldi ve babama mendil uzattı. Babamda çocukla muhabbete tutuştu. + babam - cocuk

    -Abi bi mendil alır mısın
    +Yok evladım teşekkür ederim
    -Abi al bi tane be
    +Toz ol lan (şakasına diyor)
    -Abi ben toz olmayı bilmem git dersen giderim
    +Aferin. Adın ne senin
    -X abi
    +Napıyon olum bu saatte
    -Mendil satıyom abi
    +Niye satıyon
    -Yemek yicem abi, bide internet kafeye gidicem 2 saat açtırcam
    +Gel burda ye koçum
    - Yok abi benim girmem yasak buraya
    +Lan nasıl yasak dolaş gel bakim

    Çocuk tamam abi bak gör dedi dolaşıp geldi babamın yanına oturdu zaten 4 kişilik masaydı. Çocugun geldiğini gören garsonlardan bi tanesi damladı. Babam + , garson Oç

    Oç : Beyfendi çocugun oturması yasak
    +Niye yasak
    Oç : Kurumumuz bir karar aldı o yüzden oturamıyor ama paket yaptırabiliyoruz.
    + Nasıl oturamaz kardeşim bu çocuk şu an benim masamda, masama kimi istersem oturturum

    Tartışmayı duyan diğer elemanlarda geldi. Esenyurtun bütün kekolarını toplamışlar garson diye zaten sacma sapan tiplemelerdi. Arkadan izliyolar onlarda.

    Tartışma bir süre daha sürdü babam diyor hayırdır istediğimi oturturum eleman diyor olmaz falan. Babam sinirlenmeye başlamıştı ses tonundan anlıyordum. Babam 1.78 boyunda 100 kilo civarı. Korkulacak tip yani. Bir süre sonra lavuklar pes etti gittiler. 1 dk sonra falan müdürleri geldi.

    Müdür : Merhaba beyfendi ben A
    Babam: Merhaba
    Müdür : Arkadaşlarla bi tartışma olmuş kusura bakmayın fakat küçük arkadaşımızın burda oturması yasak bizlik bir durum yok kurumun kararı.
    B: Tamamda kardeşim böyle bir şey olabilir mi. Benim masamdaki insana kim karışır. Mendil satıyor diye burda yemek yiyemezmi yani. Sen nerden biliyosun benim ne iş yaptığımı. Belki ben mafya babasıyım. Yada karşımdaki çocuklara mendil sattırıyorum.
    M: Haklısınız beyfendi fakat..
    B: Haklıyım tabi. Biz bu çocuklara sahip çıkmazsak ne olacak? şimdi mendil satıyor yarın milleti gasp edecek. Hırsızlık yapacak.

    Aralarında kısık sesli bir konusma gecti orasını tam duymadım.
    Sonunda babam kazandı. Çocuk bizimle oturdu. Güzelce yemeğini yedirdik. Muhabbet ettik. Sonra teşekkür etti iyi akşamlar deyip gitti.

    O akşam babamdan çok büyük bir ders aldım. Asla mazlumu ezdirmeyin. Ezeninde her zaman karşısında olun. Kimse maddi durumundan dolayı aşağılanmayı hak etmiyor. ister mendil satsın, ister ayakkabı boyasın, isterse milyonları olsun herkes eşittir.
    ···