
- 0 / 0 / 67 entry
- 5 başlık
- 1 trend
- 516.21 incipuan
sxeyle dollendiren gercekler "silik yemedim dıbınakoyim"
-
+8
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Ne istiyorsunuz sxe'den? diye sordu. Bizimle uğraşmayı bırak! dedim. Nasıl dedim gerçekten anlamıyorum. Benim bedenim konuşuyordu ama konuşan ben değildim. Raskalnikov: Kaç kişisiniz? müslüman mısınız? yahudi misiniz? hristiyan mısınız?" diye sordu. Bilmiyorum dedi içimdeki ses. Raskalnikov koluma vurarak birdaha sordu. Hristiyan'ız dedi içimdeki ses. Ne istiyorsunuz sxe? den diye tekrarladı. Bizimle uğraşmayı kes dedi ve ben o an bayılmışım.
Burdan sonra anlatacaklarım Esther'ın dilinden; -
+5
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Domatesin içinden bir kağıt çıktı. Daha önceden onun oraya konması imkansızdı içinde de yetişemeyeceğine göre şaşırmıştım. Raskalnikov kağıdı aldı açtı uzun uzun kağıda baktı. Kağıtta iki tane hristiyanların sembolü olan hac ve altında sxeyle dollendiren gercekler yazıyordu. Devamında da bir şeyler yazıyordu ama anlayamadım. Bana tekrardan kaç yaşında olduğumu sordu. 17 Dedim ürkerek. "Bu yaşına kadar hissetmedin mi içindekileri?" diye tekrar sordu. Anlamamıştım. Ne var içimde? diye sordum. Esther'dan kolyesini istedi. Esther çıkarttı ve Raskalnikov kolyeyi alıp tuzun içine batırdı. Sonra yeniden seslendi ve daha önce size anlattığım aynı Esther'ın kaynattığı gibi bir kaynayan boş su geldi. Tuzun içine birazını boşalttı. Hafif gölge geçti gibi oldu gözlerim. Tıss diye ses geldi. Suyun aşırı sıcak olmasından kaynaklı. Ve Raskalnikov onlarla konuşmaya başladı. -
+5
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
içimden bugün arefe yarın Regaip kandili ben neden buradayım diye düşünmeye başladım. Yine Raskalnikov'un sert bakışıyla karşıkarşıya kaldım. Abin barış'ı hatırlıyor musun dedi. Hayır ben onu hiç tanımadım dedim. Yeniden seslendi ve su getirmesini istedi. Suya bir şeyler okudu ve bana içirtti. Suyu içtikten sonra sanki Raskalnikov'a büyülenmiş gibi bakıyordum. Onun emrinde çalışan bir asker gibiydim. Beni adeta hipnotize etti. Çorabını çıkart dedi. Çorabımı ne ara çıkarttığımı bile anlamadım. Sonra önümüzdeki yumurta tuz ve domatesi göstererek birini seçmemi istedi. Domatesi seçtim. Domatesi ortadan ikiye böldü. Gördüklerime inanamadım -
+11 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Beyler öncelikler hepinizden özür dilerim, maçta sakatlandım birkac olay daha yaşadım anca geçtim bilgisayar karşısına kaldığım yerden devam ediyorum. Aksasa da bu hikaye bitecek merak etmeyin
buradaysanız bu entry şukulayın ya da cevaplayın ona göre seri devam edicem hala okuyan birileri var mı diye anlayayım.
Raskalnikov bana derince baktı. Bana bakıyordu ama sanki benim bedenimin içinde başka bir şeylerle iletişim halinde gibiydi. "Kaç yaşındasın sen oğlum?" diye sordu. "17 Yaşındayım efendim" diyerek cevapladım. Sesi gayet toktu baştaki korkutucu görüntüsü yerine ona güvenmem gerektiğini hissettiren bir görüntüsü vardı. ince telli sakalları vardı. Çok yenisin daha nerelisin dedi. Türk'üm dedim.
Bu onun pek hoşuna gitmemiş olacak ki bir şeyler mırıldanmasına sebep oldu. Anastasia diye seslendi. Kapıda diğerleriyle aynı kıyafeti giyinen bir bayan belirdi. Bana yumurta tuz ve domates getir.
Öğrencimize neler olmuş bakalım" dedi. içimden yumurta mı yapıcaz ne saçma iş bu diye düşünmeye başladım. Raskalnikov düşüncelerimi okumuş olmalı ki bana sertçe baktı ve Zihnini boşalt genç adam dedi. Olayları normal karşılıyordum. Zihnimi boşaltmıştım. Bembeyaz bir havlu üzerinde yumurta domates ve küçükce cam bir kasenin içinde tuz gelmişti. Önüme koydu onları. Bir şeyler okumaya başladı. -
+5
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
beyler rakipbul maclarimiz basladi, sampiyonlarla ayni gruba düstük. giremedim bilgisayara merak etmeyin bu hikaye bitecek... bu gece görüsmek üzere esen kalın -
+6 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Hiç konuşmadı ve içeri girin manasında el hareketi yaptı. Eve girdiğimizde size başlarda bahsettiğim Esther'ın odasındaki kokunun çok daha yoğununu almıştım. Olabildiğince geniş bir evdi. ilk katta sanki hiç oda duvarı yoktu. Tam ortada iki tane merdiven vardı. ikisi de birbirinden ayrı ama ikisi de aynı yere çıkıyordu. Çok yüksek değil sekiz ya da on basamaklı bir merdivendi. Yolu biliyormuş gibi önden gittim. Sağdaki merdivenden çıkacaktım ki bize kapıyı açan kız bilmediğim dilde Esther'ı uyarmış olmalı ki Esther bana "soldaki merdivenden çıkacaksın" dedi. Aslında merdivenlerin ikisi de aynı yere çıkıyordu. Kafam karışmıştı ama sözlerini dinledim. Üst kat çok daha farklıydı.
Bizim köy evlerimize benzer dizaynı vardı. Eşyalar oldukça eski ve sade kırmızı ve siyah ağırlıklı minderler duvarda tahmin ettiğim gibi Cercis tabloları vardı. Eski ve tozlu kanepeye oturmamızı işaret etti bize kapıyı açan kız.
Kanepeye oturmaya pek sıcak bakmasam da oturdum. Bayağı tozluydu. Esther da yanıma oturdu ve hiç konuşmuyordu. Etrafı incelemeye başladım. Oldukça fazla tablolar resimler vardı. Bir tanesi bayağı büyüktü ve gözlerine bakamıyordum. Evet tablodan korkmuştum. Bu hava bana iyi gelmiyordu ve başım dönmeye başlamıştı. Kız bizi orada bekletip bir üst kata çıktı. Beklemeye başladık. Yaklaşık beş altı dakika sonra önceki kızla aynı elbiseyi giyen ama daha kısa boylu 35-40lı yaşlarda başka bir kadın geldi. Yine anlamadığım dilde Esther'a bir şeyler söyledi. Esther ayağa kalktı kadına teşekkür etti ve "Sxe Raskalnikov bizi bekliyor hadi bakalım." dedi O ana kadar hiçbir korku yokken ayağa kalktığımda bacağıma bir titreme geldi ve üşümeye başladım. Esther'a çaktırmadan yürümeye devam ettim. merdivenler bitti.
Bir kapı daha olacağını tahmin ederken alttaki iki kata göre çok daha temiz ahşaptan oluşan daha dar bir kata geldik. Karşımda arkası dönük siyah pardesülü bir adam oturuyordu. Duvarlar sadeydi. Esther'la ben adamın karşısına geçtik ve oturduk. Esther bu sefer bizim dilimizde
Raskalnikov olduğunu tahmin ettiğim kişiye "Yüce Yorgi'nin oğlu bize yardım et bir sıkıntımız var" dedi.
Sıkıntısı olan gerçekten ben miydim? Esther bana tarot bakarken hata yapmamış mıydı? Hem tüm bu olanları başıma saran Esther değil miydi?
Kendimce bir sıkıntım olduğunu düşünmüyordum. Sadece abimi ve Esther'ın bana söylediği 41 ay sonra neler olacağını merak ediyordum. -
+4
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Önce asfalttan taşra yoluna sonra ordan da keçi yoluna girmiştik. Biraz daha ilerledikten sonra Esther soföre "Bu kadarı kafi. Akşama doğru bizi burdan alırsın." dedi. Anladığım kadarıyla burdan sonrasını yaya devam edecektik. Esther önde ben arkada arabadan indik. On dakika falan hiç konuşmadan yürümeye devam ettik. Yamaç çıkıyorduk resmen. Bunalmıştım ve Esther'a "daha ne kadar var?" diye sertçe sordum.
Gereksiz sertlikte çıkışmalarım oluyor. Aynı sertlikte cevabımı aldım. Esther "yukarı bak." dedi. Kafamı kaldırdığımda daha önce böyle bir yer görmemiştim. Uzunca bir dağın tam üstünde adeta kule gibi yapılmış üç katlı bir ev görünüyordu. Eski olmasına rağmen oldukça görkemli duruyordu. Büyük ihtimalle bu ev Raskalnikov'a kalmıştı. Tarihi duruyordu. Böyle bi yerde hala oturma izninin olması şaşırtmıştı. Yaklaşık beş altı dakikalık daha yürüme sonucu evin önüne varabilmiştik. Şehirden bu kadar uzakta bir yerde nasıl yaşıyordu? Elektrik su var mıydı? En yakın markete en az bir saatlik yolu vardı ki eve araba bile çıkmıyordu. Esther zihnimi okumuş olmalı ki bana " beynini boşalt artık kapıyı çalacağım" dedi.
Sanırım onun da zihnini okuyan birileri vardı ki Esther kapıyı çalmadan kapı açılıverdi. Aslında bakılırsa değişik olaylar oluyordu ama gayet sakin ve olağan karşılıyordum. Kapının arkasında uzunca elbiseli hafif kilolu başı kapalı bir kız belirdi 20-25li yaşlardaydı. -
+3
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Cercis, hükümdara hediye olarak getirdiği parayı tamâmen oradaki isevilere dağıttı. Hükümdara tebliğde bulunmaya karar verdi. Ona bir köleden başka bir şey olmadığını hatırlatıp, Rabbine iman etmeye davet etti. Kral da Cercis'i putlarına tapmaya davet etti. Kral ve Cercis arasında bu konuda bir davet savaşı yaşandı. Cercis, krala Rabbin eserlerini anlattı ve ona hükümdarın kavminden olup kötü âkıbete uğramış olan Tarbaklina, Meclitis ve Ezbii ile, Cercis'in kavminden (israiloğullarından) olup iyi âkıbete uğramış olan ilyas, isa Mesih ve Meryem Ana'yı karşılaştırdı.
Hükümdar, ilyas ve isa'yı kendisine getirmesini istediğinde, Cercis, onların kendisine ancak onları örnek alıp iyi amel ettiğinde geleceği cevabını verince, hükümdar onu yalancılıkla itham etti ve onu Eflun'a tapmaya zorladı. Cercis, bunu reddettiğinde ona işkence etmeye başladı. Cercis bağlanıp demir tırmıklar batırıldı. Cercis'i kontrol ettiklerinde hayatta olduğunu gördüler. Bunun üzerine beynine kızgın çiviler batırıldı. Yine de hayatta olduğunu gördüklerinde, hükümdarın onu mağlup etme ümidi kırıldı. Bunun üzerine devletine ve kendisine bir zevâl geleceğinden korkarak Cercis'i müebbet hapsettirdi." Esther'ın bu sözleri beni gerçekten etkilemişti. Esther sandığımdan da bilgili biriydi. Böylesine soylu bir köke sahip Raskalnikov nasıl biriydi acaba? Bana neler söyleyecekti? Dilim düğümlenmiş Esther'ın anlattıklarına hiçbir şey diyemeden heyecanla yolun bitmesini bekliyordum. -
+4
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Raskalnikov'un soyu çok köklüymüş. Halası büyütmüş. Halası Valeria'nın hiç çocuğu olmamış Raskalnikov'u
çocuğu gibi görmüş hep. Soyları Yorgi'den geliyormuş. Yorgi ismini duymak beni şaşırtmıştı ve Esther sözlerine "Yorgi Hristiyanlıkta ve islâm'da velî olarak kabûl edilen bir Hristiyan'dır. Geleneksel rivâyetlere göre Roma ordusunda bir askerdi. Ebeveyni Yunan kökenli Hristiyanlardı. Babası Gerontius, Roma ordusunda görevli bir Kapadokyalıydı. Annesi Polikronya, Filistin'deki Lod şehrinden bir Hristiyan'dı." dedi. Ama sizin kaynaklarınızda işler değişiyor diye de ekledi. "islami kaynaklarda ismi Cercis olarak geçer.
Cercis, Filistin ahâlisinden olup kendisiyle birlikte olan arkadaşlarıyla isevi oluşlarını insanlardan saklıyorlardı. Cercis ve ahbabları, isevîlerin tabiîn tabakasındandı, Meryem oğlu isa'nın havarilerinden hayatta kalanlarla görüşmüş ve onların tebliğlerini dinlemişlerdi. Cercis ticaretle meşgul olup, kazancının artanını miskinlere ve muhtaçlara sadaka olarak verirdi.
Musul taraflarında, bütün Suriye'yi ele geçirmiş olan Dazane adında bir hükümdar hükmediyordu. Dazâne, zorba ve kimsenin yenemediği bir kraldı. Cercis bir gün bu hükümdâra hediye vermek maksadıyla yola çıktı. Vardığında, hükümdar, toplantı salonunda kavminin büyükleri ile oturuyordu. Hükümdar, Eflun adındaki putların getirilmesini emretti. insanlar Eflun'un önünden geçirildiği zaman puta tapmayanlar ateşe atılıyordu veya türlü işkencelere maruz bırakılıyordu. Cercis, hükümdara düşman oldu ve onunla mücadele etmeye karar verdi. -
+5 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Cumartesi akşamı; Wiktoria'yla beraber Zürih'e geçmiştik, bayağı bir eğlendik. Acaba Wiktoria'ya yarın Esther'la
beraber Raskalnikov'a gideceğimizi söylemeli miydim? bunları düşünüp Wiktoriayla dans ederken Wiktoria bana sarıldı
şaşırmıştım ama hoşuma da gidiyordu. Sonra gözlerimin içine baktı. Birkaç saniye gözgöze kaldık, artık emindim
Wiktoria'ya karşı boş değildim. Raskalnikov'u falan her şeyi unutmuştum. Güzel geçen bir gün ardından lojmana geçtik,
geldiğimizde Esther uyumuştu. Wiktoria benim odamdan balkondan geçti odasına. Ben de yorgundum hemen uyumuşum
Sabaha doğru bir rüyayla uyandım. Rüyamda memleketim Antep'deydim evdeydim. Abim Barış'ı görüyordum. Rüya ya işte 30'lu
yaşlardaydı. "Abicim yanıma geleceksin sen de, korkma burası güzel sakın üzülme bugün güzel bir yolculuğa adım atacaksın."
Dediğini hatırlıyorum. Yataktan Zıplamama sebep olan şey de buydu zaten. Bir gariplik daha vardı. Uyandığımda Esther
odamdaydı. Çok şaşırdım ve kızmıştım da. "Uyandığına göre artık yola koyulmalıyız" dedi. Yüzümü bile yıkayamadan
çekti çekiştirdi aşağıya indirdi beni. Bir araba geldi bizi aldı. Tüm bu anlattıklarım on ya da onbeş dakika içinde oluyordu.
işin paranormal taraflarını geçmiştim. Esther ya mafyaysa beni kaçırıp bir şeyler mi planlıyor diye bile düşünmeye başlamıştım.
Neden bu kadar acele ediyordu?. Şoför hiç konuşmuyordu. iki saatlik yolumuz vardı. Arabaya bindikten sonra Esther bana dün gece
alkol alıp almadığımı sordu. "Hayır" diye cevapladım. "Güzel, Raskalnikov böyle insanları sevmez dedi. "Bana birazcık Raskalnikov'
dan bahseder misin?" dedim. -
+4 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Geldim arkadaşlar şimdi seri seri partları atmaya başlıyorum. Hikayemiz aslen şimdi başlıyor.
yorumlarınızı inceledim "kahve içtik oturduk kalktık laflarını bilerek eklemiştim. asıl yaşadığım olaylar şimdi başlıyor. bunlar yeri mekanı tam olarak anlamanız ve ileride kullanacağım tabirleri anlamanız içindi. Gariptir ki şu anda da kahvemi yudumluyorum burdaysanız bu entrye bir şeyler yapın bilgisayarımda yazılı şuan part part atıcam iyi okumalar. -
+12
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Wiktoria'nın bu söylediklerinin üzerine artık kesinlikle emindim. Esther bu kıza bir şeyler yapacaktı. Acaba beni
tanıştıracağı adam bana ne yapacaktı? Kendi derdime mi düşmeliyim Wiktoria'yı mı düşünmeliyim bilemiyordum.
işyerinde Wiktoriayla çalışırken kapıda Esther belirdi. Sxe gelebilir misin? dedi. Tabii dedim gittim yanına.
Ne zaman gidiyoruz Raskalnikov'a dedi. Pazar günü gitmek icin kararlastirdik. Günlerden salıydı
bir an önce pazar olsun istiyordum. Pazara kadar olan kısmı atlıyorum arkadaşlar uzun part gelecek pazar günü partı -
+4
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Wiktoria ayakta duruyor başı yere bakıyor ve kıpırdamıyordu. Esther yerde oturmuş mumların başında bir şeyler söyleyip
değişik el hareketleri yapıyordu. Esther'ın bana arkası dönük olduğu için beni göremiyordu. Wiktoria ayaktaydı ama
uyuyor gibi bir hali vardı. Birkaç dakika onları izledim. Odanın şekli değişmişti. Duvarlarda daha önce görmediğim
o bilmediğim dilde yazılar asılıydı. Odanın içi dumanlı gibiydi perdenin arasından bakmamla bile kokuyu ve odadaki
buğuyu hissetmiştim.
Esther'ın sesi yavaşlayınca acaba arkasında olduğumu anladı mı diye perdeyi çektim ve balkonda sessizce durmaya başladım
Esther'ın sesi iyice yavaşladı ve bir dakika sonra falan tamamen kesildi. Emekleyerek odama geçmeye başladım. Tam odama
üç ya da dört adım kalmıştı ki balkondaki kül tabağına çarptım ve şangırt etti. Korktum beş on saniye duraksadım ama
hemen odamın içine attım kendimi. Yatağımın içinde yirmi dakika falan bekledim. Gelen giden olmadı ve uyudum.
Sabah hiçbir şey olmamış gibi üçümüz birden kahvaltıdaydık Wiktoria Esther'a adeta büyülenmiş gibi övgüyle bakıyordu
bir an boş bulundum ve sofrada Wiktoria'ya nasıl rahat uyuyabildin mi? diye sordum. Bu sorum Esther'ı sinirlendirmiş
olacaktı ki bana sertçe baktı. Wiktoria anlatmaya başladı evet Esther bana çok güzel bir hikaye anlatmaya başladı
anlatırken ben uyuyakalmışım diyip güldü. -
+6
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
ilk önce sesler Nate'in odasından mı yoksa bizimkilerin odasından mı geliyor emin olamadım.
Üstümü giyindim ve ses etmeden balkona çıktım. Esther'ların odasından ışık yayılıyordu, içimden acaba kıza da mı büyü
yapmaya kalktı diye geçirmeye başladım. Onlara ses etmeden içeriye bakmaya çalışıyordum ama perde kapalıydı. Balkon kapısı
açıktı pencerenin altından eğilerek geçersem ordan perdeyi aralayıp içeriye bakabilirdim. Eğildim ve emekleyerek balkon
kapısının hizasına doğru ilerledim. Esther'ın sesleri geliyordu ama başka sesler de vardı. Wiktoria'nın sesi değildi.
Yine bilmediğim dilde konuşuyorlardı. Bu sefer sesleri duyuyordum. içimi korku kaplamıştı perdeyi aralamaya korktum,
biraz dinlemeye başladım onları. Perdeyi aralamakta kararlıydım çünkü Wiktoria'nın sesi hiç gelmiyordu. Ya Wiktoria'ya
bir şey olduysa? diye korkmaya başladım. Tüm cesaretimi topladım ve perdeyi çok hafif araladım. Gördüklerime inanamadım. -
+6
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Tamam gelsin kız dedi. Selamlaştırdım yeni tanışıyorlarmış gibi oldu. ikisi de birbirinden hoşlanmadı bu çok açık belliydi.
Acaba Wiktoria'yı daha büyük bir belaya mı attım diye düşünmeye başladım. Neyse sen yerleş Wiktoria size de iyi akşamlar
Esther ben odama geçiyorum diye ayrıldım yanlarından. Saat 23'e geliyordu balkonumun kapısı açıktı Wiktoria ve Esther geldi
sandığımın aksine baya iyi gözüküyorlardı, birkaç atıştırmalık ayarlamışlar odama pat diye girdiler. Birbirlerine ısınmalarına
sevindim ama birkaç saatte ne bu hız diye de korkmaya başladım. Esther acaba kıza bir şey mi yapmıştı diye düşündüm.
Sonra da "amaan canım her şeye de büyü yapacak değil ya!" diye geçiştirdim. Wiktoria Esther'a adeta büyülenmiş gibi bakıyordu
bana onlarca kez teşekkür etti onu Esther'la tanıştırdığım için. Bir gariplik var ama dur bakalım diyerek geçiştirdim kendimi.
"Neyse artık biz kalkalım daha kızkıza konuşacağımız şeyler var." dedi Esther. Wiktoria önde Esther arkada balkondan kendi
odalarına geçtiler. Esther birkaç saat içinde adeta Wiktoria'yı kardeşi gibi benimsemiş ona ablalık yapıyordu. Bu güzel
gelişmenin sevinciyle uykuya daldım. Gece saat dört gibi takırtılara uyandım. -
+16 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
beyler şukulayın da ona göre hızlanıyım mobildeyim kafeye geçersem laptopa geçme şansım var ileride imla editleri yapacağım.
Koşar adımlarla Wiktoria'nın yanıa gittim. Wiktoria baksana dedim. Sanki elinde bir şey vardı da beni görünce sakladı. Efendim sxe
dedi. Bu akşam o pis arkadaşından kurtuluyorsun. Benim tam yan odama Esther adında 30lu yaşlarda bi hanımın yanına geçeceksin
artık akşamları da beraberiz dedim. ilk önce çok sevindi hatta sarıldı bana. Adeta mest olmuştum. Sonra duraksadı birden
Esther mı bu musevi ismi değil mi? diye sordu. Evet çok dindar yoksa onun musevi olması senin için sorun mu? dedim.
Yok canım tabi kurtuluyorum o pislikten diyip güldü. Ama içten içe üzülmüş gibiydi sanki. işten çıktıktan sonra Wiktoria'nın
odasına gittik oda arkadaşı yoktu. Hızlıca eşyalarını toparladı arkadaşına not bile bırakmadan çekti kapıyı anahtarı en alt
kattaki merkeze teslim etti ve bizim eve gitmek için yola koyulduk arası çok uzak değildi zaten.
Kıza hava atayım diye dört kat kendi başıma taşıdım. Yorulmuştum soluklanmak için önce benim odamı açtım içeri girdik
Wiktoria bana kahve yapmak için mutfağa gitti. Orada Esther'la karşılaşmışlar. Yine tavada su kaynatıyordu. Wiktoria benden
daha cesaretli olacak ki neden boş suyu tavada kaynattığını sormuş. Esther kızı terslemiş. Wiktoria kahveleri getirdi ve
bi kadın vardı mutfakta boş su kaynatıyodu sorunca da böyle böyle dedi tersledi beni diyince o senin oda arkadaşın diyemedim.
Wiktoria canım sen üstünü falan değiştir istersen ben de yan odada arkadaşına bi bakınayım dedim. Esther'ın kapısını çaldım
açtı içeri girdim. Anlaşmamızda kızı tersleyeceğin yoktu dedim. Esther bu kız mı şimdi benim oda arkadaşım olacak? dedi.
Evet, yeni oda arkadaşınla anlaşsan iyi olur. Dedim artık özgüvenli ve cesaretliydim Esther'a karşı. Sonuçta Wiktoria'nın
oda arkadaşıydı artık. -
+7 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
oradaki hanımablamız Esther'ın sabah erken saatlerde çıktığını söyledi. işyerimiz aynıydı sonuçta ikimiz de Kanton'da çalışıyorduk.
Onu orada bulabilirim diye işe gittim. Wiktoria'ya selam verip beni birazcık idare etmesini söyledim ve Esther'ı aramaya başladım.
Bölümünde yoktu. Sigara içmek için mutfağa çıkacağını düşündüm. Oradaydı ve yine boş su kaynatıyordu. Bu kadının günün belirli
saatlerinde boş su kaynatmasını aşırı merak ediyordum. Ona çaktırmamaya çalışıyordum. Sonra sordum Esther kahvaltıda göremedim seni.
Bir sorun mu var iyi misin?. iyiyim dedi. Wiktoria'ya söylüyorum o zaman bugün taşınsın hemen senin odana tamam mı? diyerek dünkü
konuşmayı destekledim. Gülerek ve biraz da imalı bir şekilde tamam sorun yok dedi. Neden güldüğünü çok sonra anlayacaktım. -
+10 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Mutfakta ayaküstü konuştuktan sonra yeniden odama geçtim. Gece televizyonu açtım ve haberlerde yüz milyon dolarlık soygun başlıklı
bir haber vardı. Madonna eseri çalınmıştı, onun dışında dikkatimi çeken bir olay olmamıştı. Yarın gelse de Wiktoria'ya yan dairemde
kalacağını söylesem diye heyecanla uyumaya çalışıyordum. Acaba Esther Wiktoria da onlardan derken ne demek istemişti? tüm bunları
düşünürken uyuyakalmışım.
Sabah olmuştu. Uyanmıştım ama ayaklarım çok feci ağrıyordu. Anlam verememiştim sanki tüm gece uyumamışım ve koşmuş gibi yorgundum,
zar zor toparlandım ve kahvaltıya indim. Esther'ın olmaması beni şaşırtmıştı, mutlaka kahvaltı yapardı. Odasına çıksa mıydım
ya bir şey olduysa? sonra yemekleri dağıtan ablaya sordum abla Esther'ı gördün mü? Sabah kahvaltı yaptı mı? diye sordum. -
+16 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
arkadaşlar okuyorsanız belli edin daha seri atmaya çalışayım
Ama bir diğer yanım da Esther'la konuşmak istiyordu. Dün gece dedemlerden bahsederken neden bayıldığını sormalıydım. Ne yapmışlardı dedeme
acaba Esther bana kızacak mıydı? Esther'ı bayıltanlar benden ne istiyorlardı? Göz dağı mı vermeye çalışıyorlardı gibi değişik sorularla
boğuşup duruyordum. En sonunda kararımı verdim ve Esther'ın kapısını çalmak için odamdan çıktım. Çıkar çıkmaz Esther'ı gördüm mutfaktaydı
(bahsetmiştim mutfaklar ortak diye) yanına gittim ve yine tavada su kaynatıyordu. Selam verdim ve konuşmaya başladık.
-Dün gece için özür dilerim sxe
-Ben bir şey anlamadım, ben özür dilerim. Seni bayıltanlar onlar mıydı?
-Evet. Onların beni bayıltmasına imkan verdim, ben falcı değilim acemiyim. Ama şunu söyleyebilirim ki başın dertte.
-Ne demek oluyor bu Esther? Benimle ne alıp veremedikleri olabilir ki? dedim.
-Sana bu konu hakkında daha geniş bilgiye sahip olan Raskalnikov'un adresini vereceğim onunla görüsmen gerekecek.
-Benle beraber sen de gelirsen giderim.
-Tamam.
-Ha bu arada şey diyecektim sana.
-Seni dinliyorum sxe.
-Sana bahsettiğim Wikto.. derken sözümü kesti o kızdan uzak durmam gerektiği hakkında uyardı beni. Bu sefer ben sözünü kestim ve
bak Esther Wiktoria iyi bir kız, oda arkadaşı madde kullanıyormuş yeni bir odaya yerleşene kadar seninle kalabilir mi? dedim.
Her ne kadar karşı çıksa da Raskalnikova gitmeye karşılık olarak kullandığım için kabul etti. Bu benim için iyi bir haberdi.
Hem Wiktoria yan odamda olacaktı hem de dedemlerin başına ne geldiğini benimle ne alıp veremedikleri olduğunu öğrenecektim. -
+9 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
sabah kriz geçirmişim ve kollarımda izler vardı. hastaneye falan gittim benim için gayet yorucu bir gündü. anlayışınız için teşekkür ederim
neyse devam edelim okuyanlar kendini belli etsin seri seri atıcam;
Wiktoria; sxe kısa zaman oldu tanışalı ama sana bir şeylerden bahsetmek istiyorum, bilmiyorum sana güvenebilir miyim?
-Tabiiki de seni dinliyorum
-Ben kaldığım blokta hiç rahat değilim, Katie diye bir oda arkadaşım var ve madde bağımlısı lezbiyen korkuyorum bana bir şeyler yapacak diye.
-istersen bizim blokta boş yer var mı soruşturabilirim senin için.
-çok iyi olur sxe iyi ki varsın.
iş böyle bitmişti akşam odamda otururken Esther'ın odasının bizim odalara göre daha büyük olduğunu hatırladım. Gidip kapısını çalsa mıydım?
Ne diyecektim ki. Sonuçta Wiktoria'yı tanımıyordum bile. Hem Esther gizemlerle dolu birisiydi, arkadaşımı başka tehlikelere de sürüklemek
istemezdim açıkçası -
-1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
beyler kadıköydeyim eve geçiyim seri seri başlıyorum
bu hikaye bitecek korkmayın -
+7
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
arkadaşlar epilepsim iyice rahat vermemeye başladı sabah 12 gibi devam edicem -
+23 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
arkadaşlar burada mısınız partları yazıp atıyorum isterseniz şimdi atayım uyuduysanız partları birleştirip yarın atayım bu entry şukulayın
anlayayım okuduğunuzu
Nate'i uyandırdım. "abi sesleri duymadın mı?" Esther bayılmış koş kantona zütürelim dedim. Uyanamadan yarım yamalak uykuyla koştu Kanton'a geçtik
serum takıldı ayıldı test falan yapıldı hiçbir şey çıkmadı. Sabah olduğunda izinliydi o nedenle kahvaltıda yoktu. Beynim allak bullak olmuştu ve
başım ağrıyordu. Uykusuzdum da. işe geldiğimde Karolina'ya selam verdim Esther'ın dediğine göre Karolina onlardandı ama başına ne geldiğini
söylememişti. Karolina'ya temkinli yaklaşmalıydım, ama karolina beni kendisine çekecek kadar güzel bir kızdı.
Karolina bana karşı bugün daha bir farklıydı sanki ya da ben her hareketinde bir mana aramaya başlıyordum. Bilmiyorum sarı kıvırcık saçlı
160 boylarında mavi gözlü hafif tombul bir kızdı. Kahve getirdi ve ödeştik dedi. ilk başta anlamamıştım ama dün kahve getirmemi kastettiğini
anladım. Gülümseyerek teşekkür ettim bugün çok daha enerjikti ve hep muhabbet etmeye çalışıyordu benimle. Ben kendimi geri tutmaya çalışırken
daha da içine doğru çekmişti beni. Yüzüne bakarken bembeyaz suratı adeta büyülüyordu beni. -
+7 -1
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Paçasını içeri doğru dikmiş ve oraya bir kağıda bağlı kilit vurulmuş kağıt çıktı pantolonumdan. Esther bana büyü mü yapmıştı? artık gördüklerimi
sorgulamıyor sadece izliyordum. üzerinde hristiyanlık işareti olan hac vardı üç tane mum çizili ve ortasında televizyona benzer bir işaret vardı
iyi de pantolonumun içine bu sabah diktiyse benim televizyonun altından kağıdı alacağımı nereden bilebilirdi ki? Tüm cesaretimi toplayarak sordum
Esther bana büyü mü yaptın? diye güldü hiçbir şey söylemeden kağıdı yakmaya başladı.
Galiba bir şeyler ters gidiyordu ki aceleyle söndürmeye çalıştı zorla tutuşturduğu kağıdı... Esther'ın korkması beni de korkutmuştu. Kağıdı
söndürmeye çalışırken yanlışlıklamumlardan birini söndürdü. Sonra bağırarak nefes nefese bir şeyler söyledi hiçbir şey anlamadım
sanırım onların dilindeydi. Diğer mumlar kendiliğinden söndü. Esther bayıldı. Kanton'a zütürmeli miydim acaba? Nate'e haber verse miydim?
ama her şeyden önce senin onun odanda ne işin vardı saat 11de dinibütün musevi Esther'ın odasında demezler miydi? -
+8 -3
41 büyüsü hristiyanlar ve yahudiler
Karolina da onlardan... Dedi. Ne demekti bu. Onlar kimdi? diye sordum. Elfler dedi. Senin dört soy önceden Yunus diye bir deden varmış çobanlıkla
uğraşıyormuş. Keçilerinden biri huzursuzluk çıkartmış deden de ona tekme atmış. Hep aynı keçi huzursuzlanıyormuş sürüden hep ayrılıyormuş. Birgün
yine bu huzursuzlanan keçi evin cdıbının tam altına gelmiş, senin bu dedenin oğlu Furkan camdan o keçinin üstüne işemiş işte o zamana dayanıyor her
şey diye başladı anlatmaya. Peki benle ilgisi neydi tüm bu olanların?. Meğer o keçiye büyü yapılmış. Dedemlerin zamanında köyün delisi ilhan varmış
karısını öldürmüş, bu adam dedemin sürüsünü gece alıp gezdirip sabaha karşı tekrar geri koyarmış. Bu adamın hikayesini biraz duymuştum köyde.
Esther benim bile bilmediğim şeyleri söylüyordu bana. Hayretle dinliyordum.
benim her zaman kişiliğini örnek aldığım dedem Bayram'a sıra geldi... Ben ne kadar dini hükümlerimi tamamiyle yerine getirmeyen biri olsam da
dedem imamdı. Ama dedem zamanında bir kabilenin nikahını kıymış. Esther in söylediklerini artık merakla dört gözle bekler oldum ama Esther
anlattıkça fenalaşıyor gibiydi sanki. Biri onun anlatmasını istemiyor gibiydi. ilk başlarda bülbül gibi şakıyan Esther duraksar olmuştu yutkunarak
konuşuyordu. Ara verelim istersen dedim. Lojmana girdiğimden beri odama geçmediğimden iş kıyafetlerim falan yanımdaydı. Esther çantanı aç dedi.
Çantamı açtım pantolonumu çıkarttı. Buruşturduğuma kızacak sanıyordum ki kalktı yerinden dolabından iğne iplik ve makas aldı yanıma geldi.
Pantolonumun paçasını kesiyordu. Şaşırmıştım. - daha çok