-
146.
+2Tarık abi bir bilim adamı gibi her söylediğimi inceden inceye beynine yazıyordu. işin aslı bunun bir ilim olduğunu çok sonra öğrendim.
-devam et bakalım çocuk, bu kadir arkadaşımız en son ne yapmış.
-aynayı kırdı abi dedim.
-nasıl? diye sordu.
-eliyle sanırım.
-sanma emin ol!
o ara süleyman araya girdi.
-abi elinde çiviler vardı.
tarık abi geriye yaslandı. derin bir iç çekti.
-olamaz, dedi derin bir sesle. o kelimenin arkasında aslında "inşallah öyle değildir" manası vardı.
ama öyleydi.
kadir aynayı çivilerle kırmıştı. -
145.
+1-bir çember çizdi. kendi içine oturdu. abi valla o an bi takluk olacağını hissettim. sanki biz dışarıda bin gibiydik.
-yazı var mıydı çizginin içinde.
-hayır.
-sonra?
-sonra ışıklar falan kapandı. aynaya bakın dedi.
-baktınız mı?
-evet.
-ne kadar süre?
-5 veya 10 dakika.
-ondan sonra?
-farklı varlıklar görmeye başladık. ondan sonra aynada görüntülerimiz hareket ediyordu. sonra çemberin etrafına oturmuş suretlerimizi gördük. akif korkudan kanepenin altına girdi. korkudan ışıkları falan açtık. herkes şoktaydı.
-gördükleriniz kayboldu tabi ki?
-evet abi kayboldu. -
144.
+1-bir ayna vardı.
-büyük ihtimal boy aynasıdır.
süleyman bana baktı. kafasıyla onaylarken bu adam nasıl biliyor bunları bakışı vardı.
-evet abi boy aynası. fark eder miydi?
-ederdi, hem de çok. dediği an olayın vahimleşeceğini ben de süleyman da anlamıştı.
-sonra mumları getirdi. bi çember çizdi.
-dur dur dur. yavaş yavaş anlat. mumlar dedin. kırmızı mı siyah mı?
-siyahtı herhalde abi.
-herhalde değil mustafa iyi hatırla kırmızı mı siyah mı?
gözümün önüne o günü getirdim. hatırladım.
-siyahtı.
-devam et. -
143.
+2-bizi bir odaya kapattı. olay şaka gibi başlamıştı. akif öncü oldu. meraklıydı. biz başta inanmadık.
-kim bu kadir?
-üniversiteden biri.
-sizin sınıfta mı?
-yok hayır. ama bize sürekli yakınlaştı.
-ne zamana kadar?
-olayın sabahı bizimle dalga geçiyordu. süleyman bi yumruk attı. o gün bugün bizimle konuşmuyor.
-yani bahanesini buldu. devam et.
devam ettim. sıra o geceyi tekrarlamaya gelmişti. -
142.
+2olanları anlatmaya başladık. kadir'le tanışmamız, onun bize yakınlaşma çabaları, bizi köy evine davet edişi, ve o gece yaşananlar.
çay demlemiştik. çay sigara eşliğinde devamlı konu döndü durdu.
tarık abi sürekli o geceyi anlattırıyordu. yaşananları.
-olmadı mustafa, detaylı anlatmanı istiyorum. en ince detayına kadar.
gözlerimi kapattım.
o geceyi yaşayarak en ince detayını kadar anlatmaya başladım.
unuttuğum yerler olacaktı ama bir şekilde tarık abi bana oraları hatırlatacaktı. -
141.
+2-geçin bakalım gençler. bugün uzun bir gün olacak. sanırım konuşacaklarımız var.
-tamam abi deyip onu salona oturttum. süleyman gözleriyle bana bakıyordu.
-bir akrabam. bize yardımcı olacak.
-emin misin? diye sordu süleyman.
o an polisin gözümün önünde yanarak yokoluşu geldi.
-hem de hiç olmadığım kadar. -
140.
+1eve geri geldiğimizde süleyman'ın suratında endişe vardı. bizi gördüğüne sevinmiş gibiydi. gerçi tarık abiyi tanımıyordu ama ondan zarar gelmiyeceğine inanmıştı.
bir şekilde bizi musallat olanlarla gerçek insanları yavaş yavaş ayırt edebiliyorduk.
biz bu özelliğimizi geliştirdikçe onlar da daha akıllı davranmaya başlamıştı.
akif olayı bunun kanıtıydı. -
139.
0reserved sardı panpa şuku.
-
138.
+1-Mustafa ayağa kalk!
-Abi sen?
-Mustafa ayağa kalk dedim!
Tarık abi elini bana uzatmıştı. hemen sarıldım. ayağa kaldırdı.
-Evine geçelim, çabuk ol!
eve hızla ilerlerken neden acele ettiğimizi sordum.
-diğer kabileler görmesin en azından. onlarla da başımızı derde sokmayalım.
-neyi görmesin abi?
-onlardan birisini yaktığımızı.
saf saf tarık abi'nin suratına bakıyordum.
onda ise bir matlık vardı. duygusuzluk.
adam bu rektefeden daha önce geçmişti.
hem de çok daha beterinden... -
137.
+1up up up
-
136.
+1Rez panpa devam et
-
135.
+1Rez devam et panpa
-
134.
+1rezerved
-
133.
0korkuyla ittim onu. geri geri giderken yere düştüm. polis üstüme yürüyordu. aynı anda gülüyordu. aramız üç adım mesafeydi ve kısalıyordu. son bir adım kala beni yakalayacakken bakışları bir anda arkama odaklandı. o anda ben de ellerim yardımıyla geri geri giderken birinin dizlerine çarptım. arkamdan bir ses ard arda üç kere aynı sözleri söyledi.
-EL FURMMUŞ YA CiN-EL ASAF!!!
polisin suratındaki gülümseme birden kayboldu. korkudan arkama bakamıyordum. aynı anda tekrar aynı cümle çıktı arkamdaki adamdan.
-EL FURMMUŞ YA CiN-EL ASAF!!!
polis deli gibi kendi ekseni etrafında dönüyor, suratını tokatlıyordu.
adam üçüncü kez aynı cümleyi kurdu.
-EL FURMMUŞ YA CiN-EL ASAF!!!
polis bir anda alev aldı. gözümün önünde yokoldu.
arkamdaki adamın sesini şimdi çıkarmıştım.
bu Tarık abinin ta kendisiydi. -
132.
0elli metre kadar yürüyünce hala araç göremeyince içime bir şüphe düştü. ama karşımdaki de polisti. "ne farkeder, dün geceki de üniversiteli bir kızdı" diye bir ses geçti içimden. polis metruk bir inşaatın etrafından dönerken durdum. tekrar sordum.
-araç nerede?
-gelsene lan, takip etsene, seninle mi uğraşacağım akşama kadar! diye sertçe çıkıştı.
-siz aracı buraya getirin ben bekliyorum dedim.
adam karşımda öylece durdu. elini tabancasına zütürdü. diğer eliyle yakama yapıştı.
-seve seve geleceksin aslanım dedi suratıma bir karış kala.
ağzı leş gibi kokuyordu.
yakama yapışan ellerine baktım. tırnakları parça parçaydı. -
131.
0memur beyle birlikte asansöre bindim. adamda hafif kirli sakal vardı. aşağıya inerken suratıma bakmıyordu. asansör kapısına bakıyordu. kapı açılınca beraber binanın çıkış kapısına yöneldim. kafamda deli sorular vardı. acaba akif'e birşey mi olmuştu. olsa bilirdim gerçi. aileme de polis haber uçurmuştu çoktan. yoksa onlar mı gelmişti. sorular birbirini takip ediyordu kuyruğunu yiyen yılan misali. dalgın dalgın dışarı çıktık. polis önde ben arkada ilerliyorduk. gözlerim polis arabası aradı ama ortada yoktu.
-araç nerede memur bey?
-şu sokağı dönünce.
oysa ev cadde üstüydü. araç rahatlıkla gelebilirdi. -
130.
0-evet memur bey benim, dedim uyku sersemi. süleyman da uyanmış yanıma gelmişti.
-karakola gitmemiz gerekiyor, yeni bir gelişme var.
-ne gibi?
-gidince anlatırlar.
üstümü giyinmek için izin istedim. süleyman geleyim mi diye sordu ama onun başını da belaya sokmaktan başka işe yaramazdı. beş dakikaya giyinip polis'in yanına geldim.
-hazırım. -
129.
0polis akif'i bize göstermemişti. ailesiyle de beni karşılaştırmamıştı. suçu ben de bulabileceklerini düşünüyorlardı. kavga veya intikam olur endişesiyle ilden ayrılmamam şartıyla serbest bıraktılar.
ama bu işi benim yapmadığıma, en azından tek başıma yapmadığıma ikna oldular.
eve geldiğimde süleyman da evdeydi. onu da sorgulamışlardı. korku yüzünden okunuyordu.
-ne yapacağız oğlum böyle. diyebildi anca.
-bilmiyorum abi, nerede hata yaptık, bu kadir bize ne yaptı bilmiyorum dedim.
olanları gece boyu anlattım. en ufak bir tıkırtıda irkiltik. evdeki bütün aynaları söktük. sabah karşı uyumadan önce süleyman artık üniversiteyi bırakıp memleketine döneceğini söyledi. belki ben de öyle yapmalıydım. sabah ezanı ile uykuya daldık.
saati hatırlamıyorum ama kapının ziline uyandım. ısrarla birisi zili çalıyordu. gözümü zor açtım. kapıyı açtığımda bir polis karşımda dikiliyordu.
-mustafa sen misin? -
128.
0gececi tayfa bugün uzun bir gece olsun...
ara ara rez girerseniz tek olmadığımı anlayayım ki devam edelim... -
127.
0polislerin sorgusu ve tutanaklarından sonra savcılıkta da bir sorgu geçirdim. saldıran üç kişiyi anlattım. kız olayını hiç açmadım. açsam kimse inanmazdı. bizi kimin bulduğunu sordum. çığlıkları duyan bir başka inşaatın bekçisi polisi aramış.
akif nasıl? diye sordum. öldü demelerini bekliyordum ama yaşıyordu. yani komadaydı. çok kan kaybetmişti. çenesi şakaklarından kırılmıştı. söylemek istemediler ama az çok biliyordum. ömrünün kalanında doğru düzgün yemek yiyemeyecek hatta konuşamayacaktı.
konu inşaat işçilerine geldiğinde:
-çalışanları sorgulamayacak mısınız? bana göstermeyecek misiniz, belki içlerinden birisini çıkarabilirim dedim.
polislerden birisinin surat ekşidi. bana bakışları değişti. ama ne olduğunu anlayamadım. birazdan konuşarak konuya açıklı getirdi.
o inşaat aktif değil. müteahhit batmış.
-yani? bu ne demek? diye sordum.
-anlayacağın aslanım 2 senedir o inşaatta allah'ın kulu çalışmıyor.
gözler bir anda bana çevrilmişti.
başlık yok! burası bom boş!