4 yıl

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

xdklgjapıgj

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

ooo seko reyiz bugün baya anlatmışsın.

babama teşekkür ettik "hadi eve gidin bakalım" dedi. "bu hafta gelmeyin işe" oha dedim kıyağa bak ulan bi hafta daha boşuz, arabaya bindik, ben sevinçliyim tabi, neslihan'da öyle. son dakika tatil olmuş okul gibiydik. abimler arkadaydı. elelerdi ama camdan dışarı bakıyodu ikisi de. çok üzülüyordum bu hallerine lan. iki arada bi deredelerdi. dikizden baktım, abi dedim.

- hıı?
- akşam evde miyiz?
- sence? gözlerini devirdi o esnada. anladım çıkası yoktu 180 derece yaptım tabi.
- evdeysek yemekle uğraşmasın kızlar giderken alalım birşeyler.
- tamam uyar. sesini bile zor duyuyorum amk.

ulan yanımdan zırt diye 3.20 geçti. durur muyum arkasından kaptırdım tabi. neslihan napıyorsun dedi. tanıyordum huur çocuğunu eski dava. yarışın birinde bana çarpıp kazanmıştı. abim sokak kapışmasına mı gircen diye dikilirken gördü plakayı mevzuyu biliyo tabi.

- bas dıbına koyim bas.
- basıyom dur yetişiriz şimdi.
- huur çocuğuna bak bi de makas atıyor.

vites küçültüp arabanın devrini yükseltip daha çabuk hızlanmasını sağladım 25 saniye sonra falan arkasındaydım zaten. selektör yapmaya başladım.

biraz daha muhabbet ettikten sonra çıktık, abim;

- yapcak bişeyimiz yok nasılsa yazlığa gidelim.
- napcaz yazlıkta yav
- içeriz.
- he iyi olur o zaman
- ulan hıyar alkol olunca nası koşuyon hemen
- ya ondan değil be
- hadi hadi.

akşama yazlığa gitmeye karar verdiğimiz için evdekilere söylemek gerekti durumu. eve geçtik annem bir sürü yemek yapmış, bu durumda gidemezdik tabi ne mümkün. ertesi gün gideceğimizi söyledik. babam sess çıkarmadı ama annemin yüzü düştü. arkadaşları da ayarladık party kıvdıbına geldik. neslihan;

- hep böyle yapmak zorunda mısın?
- ne hayatım?
- tam başbaşa kalacakken party modu yani
- hayatım hep başbaşıyız zaten
- sıkıldın yani
- öyle mi dedim?
- ona getirdin.
- öyle anlamak istedin.
- offf seko offf

artık bariz benden sıkılmaya başladığını görebiliyordum.

zaman içerisinde varolan tüm aşk betimlemeleri gibi azizleşmiş olan duygularımıza, bir bakışı bir oflayışı ile gem vurmayı başarmıştı yine sevgilim. düşler vardı kuruldukça güzelleşen, düşler vardı tattıkça yiten. An gelir bana öyle bi sarılır, an gelir hiç dokunma cesareti göstermezdi. kafamdan geçen sualler birbirini kovalayan tilki sürüsü olmuşken adeta, hatunum bir prenses edasıyla süzülüyordu önümde. dalgın bakan gözlerim dikkatini çekmiş şahinin avına süzülmesi gibi pike yaparak tepeme inmişti.

- ne düşünüyorsun bakayım sen?
- beni daldırıp göle tam boğulmak üzereyken tekrar çıkarma meziyetini.
- anlamadım?
- yok birşey hayatım, hep ben anlamıyordum hayatım.
- sıra bana mı geldi yani?
- kendin söyledin.
- ya niye şimdi keyf kaçırıyorsun?
- hayatım sordun cevap verdim, vermeseydim vermedim diye suçlu olcaktım.
- he suçlu pgibolojisi
- öyle diyorsan öyledir.

sormadı da noldu diye daha. orda kaldı muhabbet. üstelik düşünmedi bile neler olup bittiğin içimde.

artık yaklaşan bulutlar görünüyordu ilişkimizde, bana göre 4. yılımıza giriş çokta hayırlı olmayacaktı. ama takip etmek sevgimi yolunda tutmak, ve onu dizginlemek adeta görev olmuştu bana. Neslihan'dan önce ne yaptığımı hatırlamıyordum ki ne yapacağımı bileyim. istanbul'da evi de bulmuştum neslihan'lara mümkün olduğunca yakın. çünkü beraber yaşayacaktık, onlara yakın olmak zorundaydı. Babam ne zaman gideceğimi sordu.

- aralık 15 diye hesaplıyoruz
- neden?
- doğum günüm 21'i
- e burda kutla öyle git
- yok orda kutlayalım.
- he neslihan öyle istiyor
- evet.
- oğlum sen ne yapıyorsun?
- ne yapıyorum baba?
- eski seko'dan eser yok artık, neden bağımlılık yaratıyorsun böyle kendine.
- yok baba bişey yarattığım.
- tamam oğlum öyle diyorsan öyledir.

Babamın bile görmüş olduğu fırtına yaklaşımının bende farkındaydım ama ne yapabilirdim? artık çok yormaya başlamıştı bu durum beni, tualette bile düşünür olmuştum.