4 yıl

biz eve vardığımızda hastalığa dair herşeyi üzerimden atmıştım. neslihan gitmemişti. uyuyordu. attım anahtarı vestiyere mutfağa yöneldim elma suyu içtim odaya yöneldim. yatakta yatıyordu karşısındaki çekyata oturdum. ayaklarımı uzattım. uyurken o kadar güzel görünüyordu ki... sonra bi anda hiç bişeyin uyku kadar güzel olamayacağı böyle kalamayacağı aklıma doldu. gözlerini açtı uyanmıştı epey sert bakıyordu.

- hayırdır gitmemişsin?
- seni nasıl bırakırım salak?
- her zaman yaptığın gibi.
- herşey sana gayet kolay.
- sana daha kolay gibi görünüyor.
- seko istanbul'da halletsek.
- istanbuldayken burda burdayken istanbulda halledicez nasıl olacak? evlenince de sehir mi değiştircez sürekli?
- ya ne alakası var?
- tamam yok bişey.
- tamam madem.
- kay az öteye.
- gel
- gerçi virusluyum ben
- üfff sus be.

başımı yastığa koyar koymaz mışıl mışıl uyudum.

ilk ve son kez bu başlıkta üçleme yapacağım beni aydınlatın;

hayatımda var olan 3 kadın; ilişkiler bazında değerlendiricek olursam

1 - neslihan, konuyu biliyorsunuz zaten
2 - şu anki kız arkadaşım, beni 4 yıl boyunca beklemiş, şu an gayet düzgün ve monoton giden ilişkimin kahramanı.
3 - hayatıma beklemediğim anda giren ve ismini vermeyeceğim güzel bayan, onunla her konuştuğumda yüzümde oluşan gülümsemeyi bi 5 yıl önce falan yaşamaıştım herhalde en son. ama beni kendine bu kadar yakınlaştırmışken bi anda kenara itti. sövmeyin özünde benim düzenimin bozulmaması için, sırf beni düşündüğünden yapıyor bunu. ama ben onu hayatımın her kulvarındaki hayallerime çoktan dahil ettim. bana yazdığı son satır hoşçakal oldu.

şimdi ne yapmalıyım beyler?

ohaaaa neler olmuş amk

1 neslihan bitti zaten amk gibleme daha

2 senin hayatının kadını seni bekledi güzel

3 o kız seni düşündüğü için yapmış ama bence kendi cıkarlarıda var

üzüldüm la senin kadar çıkmaza giren insan var mıdır acaba ?

bugün bi karar verdim beyler;

"istanbul'u terk ediyorum, ankara'dan gelen iş teklifini sırf senin için sırt çevirdim. Antalya'ya da gitmeyeceğim. Kararım basit Bodrum'a gideceğim. Bodrum'a yerleşeceğim haftasonları izmir'e gideceğim. köpeğimle dağ bayır koşacağım. arabamı yenileyeceğim. Bodrum'dan yeni işler alacağım, zaten büyümekte olan bi kent. bi triplex ev tutacağım kendime, yanlızlığım içinde yankılansın diye. yayılacağım evimde, tv izleyeceğim, arkadaşlarımı arayacağım. organizasyon organizasyon gezeceğim. bunların hiç birinde sen olmayacaksın."

http://fizy.org/#s/16y6c1

@1846 gibin sağolsun

sabah uyandım kolumda mışıl mışıl uyuyan sevgilim kafadan 12 saat uyumuşuz. kalktım wc su tekrar yatacakken annem gördü hadi kahvaltı hazırlayalım dedi.

- yatacaktım ben daha.
- 14 saat uyudun insaf seko
- olmuş mu o kadar ya?
- oldu valla.
- tamam hazırlayalım bakalım.

annemle uzun zamandır kahvaltı hazırlamamıştık iyiydi eğlenceliydi. onunda hoşuna gittiği belliydi. neslihan'da uyanıp geldi mutfağa

- anne bırak biz yaparız.
- ne gerek kızım yapıyoruz işte.
- olsun yardım edeyim.
- yok gerek yok.
- o zaman bi wc'ye gidip geleyim ben.
- tamam.

kahvaltıyı hazırladık annem herkesi uyandırırken ben sıcak ekmek almaya gittim. geldim herkesin yüzü gülüyordu. hem iyiydim hem evde aksiyon bitmişti.

burdayızzz sekoo

74teyim amk bu plakanın
edit: entry sonuda 47 74ün tersi
illuminati oyunları bunlar gibtiler belamı

gir panpa gir

detay:

" insan kayıplandıkça, acılarını silmek için para harcamayı arttırır, ama sadece para ve zaman kaybeder, elbet para biter zaman daralır, işte o zaman yine yanlızlığınla başbaşasındır. dün senle paranı yiyenlerin hiç biri yoktur. Telefonlarını açmazlar, yanına uğramazlar. yanlızsındır, ışığı kapatırsın, bi sigara yakarsın, radiohead çalar pcde, 2 kadeh doldurursun, biri kendine, biri karşında olmasını istediğine. bi ondan çekersin, bi karşındakinden dudakların dudaklarına temas etmişcesine alırsın tadını. sanki o an mutfaktan bişey almaya gitmişte bardağından otlanıyormuşsun gibi. 1 kadeh içim anında 2 içtiğin için hep x2 kombolu gidersin. kafan bulanır, yaptıklarına üzülürsün, andıkça daha beter içersin soluğu ya yatağında ya da klozette alırsın. binlerce liralık arabalar, evler yolalr tatmin etmez seni. hep fazlasını istersin. bi an sıyrılmak için bi uğraşın olmalıdır... "

uyandığımda annem neslihan'ın aradığını söyledi. kalktım aradım.

- hayatım sen kaçta izmirdeydin?
- 4
- neden haber vermedin?
- uyuyosundur diye düşündüm.
- evet uyuyordum. çünkü dalga geçiyorsun sandım eve geldim ama yoksun.
- sen yokken kalamazdım orda.
- hea ben eve dönene kadar izmirdesin yani.
- evet.
- tamam döncem yarın.
- yarın gelirim o zaman.
- tamam hayatım.
- hadi öptüm.
- bende.

telefonu kapatıp, kendi kendime dedim ki;

"ulan hatun herşeyi böyle zorlamayla yapacaksa beraber olmamızın ne anlamı var?" işte kayış koparan cümledit bu beyler sizi nolursa olsun moduna sokar.

detay

"yağmur damlaları düşerdi kafama, ıslak zihnim aşkın yarattığı sıcaklık ile kuru kalmayı başarırdı, sonra kış geldi kar yağdı, aşk soğdu. üşüdüm. zihnim kara bulandı. aşk kısmı bembeyaz örtündü. erime süreci ne olurdu kimse bilemezdi, ama uçurum kenarında drift yapmak gibiydi. lastiğin ivmesi belirlerdi driftin açısını, ağarlıkla savrulan araç güzelliğini... ben hiç bi zaman araç olmadım, hep yönlendirilen akstım ama sen beni yolda tutamadın... "

burdayım seko reyisss

yarram daha erken yapsana zirveyi izni bitirdik gidioz

@2012 de benim olsun amk senenin anlam ve önemi hakkında bişiler yazarım sonra

oha bi saat olmuş geldim geldim köpek ugrastırdı az

telefonlar, mailler alındı. tekrar görüşelecek diye sözler verildi. eve gidiyorum araba da çalan parça bu: http://goo.gl/G97vv telefona baktım abim, nesli, annem, babam, dedem aramışlar eve gidince sıçmıştım belliydi garaja kırdım direk. mırıldana mırldana şarkıyı eve çıktım bi üstümü başımı kokladım var mı lastik kokusu falan diye temiz. mutfağa daldım direk hala şarkıyı mırıldanıyorum. su içtim abim geldi.

- nerdesin yarak?
- arkadaşlarlalydım.
- duydum mersoyu nasıl tokatladıgını.
- oha. yutkunamadım bi an amk.
- neyse içeri geç hadi.
- üstümü değiştiriyim.

salonun kapısından geçerken selam vereyim dedim baktım neslihan gelmiş. hiç durmadım odaya geçtim ama şarkıyı mırıldanıyorum. geldi arkamdan

- napmaya çalışıyorsun?
- nasıl yani?
- neden geldin?
- sen niye eve gittin?
- aynı şehir içindeki ev ama.
- ee ha o 1.5 saat ha bu 5 saat ne farkediyor?
- etmiyor mu?
- bilmem ediyor mu?
- ehhh yetti en ufak sorunda buraya kaçıyorsun
- nedense istanbulda sorun çözmeye çalışmıyorsun. hep ailene kaçmayı tercih ediyorsun deyip odadan çıktım. evden de cıktım atladım arabaya abimde bitti karşımda

- daha ne kadar kaçacan?
- neyden?
- ayrılmaktan.
- aman ne bileyim atla hadi.
- yarışalım?
- bana uyar.
- mercedeslilerle karıstırma beni.
- göreceğiz.

gaziemir ışıklar başlangıç noktası olarak tayin edildi yine her zamanki gibi.

salona girdik babam seslendi: babam "b" abim "s" ben "be"

b- lan siz ne güzel basıyodunuz öyle!
be- ehehe ben yendim.
b- bine bak gülüyor bi de. ulan hadi bu yarım akıllı sen naptın be oğlum?
s- baba bu bin yarışabiliyosa benim neyim ekgib? ben araba sevmiyor muyum?
b- hayda ben öyle mi dedim şimdi? buna sen örnek olcan.
s- heeeaa eminim bunca yıl dinledi ya seni bundan sonra beni dinlesin.

annem mız mızlanıyodu kenarda siz beni öldürceniz diye. ananem keza öyle. neslihan piyasada yoktu aramadımda yine bi kavga çıksın istemedim. mutfağa gittim dolaptan kola çıkardım oyhhşş mis dayandım. serin serin iyi geldi. arkamdan bi ayak sesi oldu.

- artık nerde oldugumu bile merak etmiyorsun.
- sen çok meraklar içerisindesin baksana.
- nasıl merak ettim.
- nasıl ettin?
- dalga geçme benle.
- geçmiyorum cidden ettin mi? istanbul'da hiç aklına gelmezken burda merak ettin mi?

ağlaya ağlaya odaya kaçtı.

masa muhabetti bitti, topladık yatak modu. sarıldım.

- sen benden ayrılmazsın deme?
- o nerden çıktı şimdi?
- ne bileyim korktum bu ara zart diye izmir'e de gelince.
- hayatım, ayrılmayacağız tabi ki ama kendine bi çeki düzen ver.
- o ne demek öyle?
- aileni ilişkimizden uzak tut.
- aşkım olmuyor annem karşıyor çok.
- aşkım ayarlayacaksın. orda kalırsan tabi ki karışacaklardır.
- neyse bebeğim bunları konuşup sinirlerimizi bozmayalım şimdi.

işte yine attık kumu közün üstüne hadi bakalım. sarıldım sımsıkı sabaha kadar en azından teni tenime deyiyordu. en azına razı olmuştum artık.