-
226.
0aşağı koştum hemen 4 parmağını kopartmıştı makine, tecrübeli olan halil usta da parmakları toplamış buza koymuştu. ege üniversitesine gittik. parmakları verdik, hemen aldılar 3ünü dikmişler yarı zamanlı da kullanabilecekti. serce parmağını kaybetmişti. odaya aldıklarında hemen yanına damladım.
- geçmiş olsun
- sağolun serkan bey.
- iyi hissediyor musun?
- iyi hissediyorum ama artık bir işim olmayacak sanırım.
- neden ki?
- elimi tam olarak kullanamayacağım artık.
- e bizde seni yormayacak bi iş ayarlarız o zaman usta.
- allah razı olsun serkan bey. Sizin gibi bir patrona sahip olduğum için gerçekten çok şanslıyım.
- ben sizin gibi elemanlara sahip olduğum için şanslıyım.
- e peki ne yapacağım?
- hele bi iyileş bakarız yapacağına. geçmiş olsun tekrar.
- sağolun serkan bey. -
227.
0babamı aradım böyle böyle dedim.
- ne yapacaksın peki seko?
- gelen malları saydırmayı düşünüyorum.
- gerekli mi?
- valla bu ara gerekli, çürük çıktığından beri huzursuzum o konuda.
- e tamam o zaman, bütçe ne alemde?
- geçen yılın 6 aylık dönemine göre 35.000 maliyette azalma var, kar marjında %30 artış.
- e iyi güzel.
- abim gelse daha iyi olacak ama.
- ne o lan sıkıldın mı?
- yok ya sıkılmaktan değil, o benden daha iyi bu işte.
- iyisin iyi aratmıyorsun onu.
- iş konusunda?
- evet oğlum ne şaşırdın bu kadar?
- gazlama olayına hayranım baba. gülüştük epey. kapadım telefonu. -
228.
0gibleyen yok beni :(
-
229.
0sağol la gece olaydın iyidi ya
-
230.
0he manisa da naptın amk?
-
231.
0he iyimiş neyse devam edeyim ben.
-
232.
0işleri bitirdik, akşam yazlığa gidecektik, tatlı aldım tabi her zaman ki gibi. eve geldik, rahattaydık, içerdekilerde öyle sarmaş dolaş olduğumuzu görünce sorun olmadığını anladılar zaten. yemek yendi. Kayın peder bana döndü,
- bizi unuttun oğul dedi.
- valla baba bu ara işler çok yoğun bi de üstüste gelen şeyler.
- duydum hepsini, hayran kaldım soğukkanlılığına
- teşekkür ederim.
neslihan bütün hafta olan bitenleri heycanla anlatıyordu. seko şöyle yaptı seko böyle olaya el koydu falan. zütüm kalkıyordu. ailesinin gözünde seviyem yükseliyordu adeta. babam atladı "kızım biz evde iş konuşmayız, babanla yarın fabrikaya gelicez zaten, herşeyi anlatırsın." biraz bozulmuştu ama doğruydu babamın söylediği keyfli bi akşamda işle keyif kaçırmak anlamsızdı. -
233.
0manisa dedğin yarım saat zaten amk *
-
234.
0ahaha sende benim gibisin amk belli oldu * izmir'e gelince bulacam seni amk ekle msnden beni
-
235.
0akşam 8 gibi devam edicem
-
236.
0geldim yarım saate başlarım.
-
237.
0biz gece 11 civarında eve döndük yolda babamın nedne o kadar çok kızdığını sordu;
- bebeğim babam sevmez evde iş konuşulmasını.
- ama öyle bozmasına gerek yoktu.
- tamam yapmaz bi daha işte.
- bu mu söleyeceğin yani?
- ne diyim baba dıbına koyim nasıl mı konusuyon diyim?
- ya bırak nolur ya.
- ya saçmalıyorsun şu an yemin ederim.
- hep ben saçmalıyorum zaten.
- evet bu konuda şu an saçmalıyorsun, bi kere de he de ya alla alla.
- kapanıcak deme bu konu
- susarsan evet.
- bak yine susturuyosun beni.
- ehhh ne diyeyim söyle söleyim onu.
- öff tamam ya.
tek kelime etmeden eve varmıştık. direk yatağa attım kendimi o tv karşısına geçti. ne söyleyecektim ki. neyin tribiydi bu çözememiştim. -
238.
0gece gelmiş yanıma yatmış hiç duymamışım bile, sabah alarmıyla gözüm açıldı. alarmı 07.00ye kurmuştum. 06.30du ama saat. erimiş peynir kokusu geldi burnuma. kalktım, mutfağa uzattım kafayı masa süper hazırlanmıştı. gördü beni, uyandın mı? dedi böyle en güzel ses tonuyla. Vay amk noldu lan saksı mı düştü kafana dicektim. neyse dedim bozmanın alemi yok su an otur et kahvaltını işte,
- aşkım veriyorum peynirini.
- ver hayatım.
- nar suyunda hazır.
- sağol hayatım.
- işte bu da omletin.
- napmışssın sen böyle ya.
- ne yapmışım ki senin yanında hiç.
bana benim laflarımla benim taktiklerimle geliyordu. noldu şimdi be? diyesim geliyodu her yeni cumlesinde. ilginç olan hep yalakalık yapan taraf bendim kavgalardan sonra, bu kez o olmuştu, fırtına öncesi sessizlik miydi bu yoksa? anlamaya çalışırken kahvaltımı ediyordum bi ara sordum
- ermanların ameliyatı kaçta bugun?
- 1 de hayatım babamlar gelmiş olur umarım o saate.
- gelmezlerse yapacak birşey yok. ben beklemem
- bende aynı şeyi düşündüm bi tanem.
ama nereye beklemiyon babam aramıstı bile 40 dakikaya ordayız diye hazırlanıp hemen çıktık bizde. -
239.
0fabrikaya geçtik, onlarda geldi, mal kapısından girdiler ben ofisin camından bakıyordum. halil usta karşıladı onları. kafayı kaldırdı beni gördü. Üzerimde o gün krem pantolon lacivert ceket siyah gömlek vardı. severdim böyle giyinmeyi. Babam kayınpedere beni işaret etti. Kayınpeder kafayı kaldırdı. beni gördü el salladı, kafamla cevap verdim. Neslihan'da geldi yana, babamın el hareketlerinden kapasteyi anlattıgını anlıyordum. Artistlik yapıyordu bildiğiniz. Ofise yöneldiler. önce muhasebeden başladılar herkes babamı ayakta karşıladı, herkes sever onu. sonra bizim ofise getirdiler tam o arada bizde artistlik falan olsun diye değil, harbiden bi hesap vardı ona bakıyorduk.
- Ne o lan artistlik mi yapıyonuz dedi babam gülerek
- yok baba şu hesaplara bakıyordum
- ne varmış?
- çok bişey yok çek var bugün ödencek, dolar üzerinden onu ötelemeye çalışıyorum.
- hımmm iyimiş. ermana kacta gitceksiniz?
- ameliyatı öğlen biz çok geç kalmayız ama.
- iyi biz ofisteyiz birşey olursa
- got it!
kayınpeder bakıyordu suratımıza mal mal ne olduğunu anlamamıştı bu kadar olduğunu düşünmüyordu sanırım. -
240.
0misafir geldi gece dewam
-
241.
0@574 hak verdim
@576 yazdım epey panpa
@577 daha çok var finsihe. sen çalış finallerine finali geçer bu. -
242.
0hazırsak başlıyorum beyler.
-
243.
0öğlen saati yaklaşınca ofisten çıktık, hastaneye yöneldik. Tam ameliyata girmek üzereyken yetişmiştik. erman ın yuzunden endişeli olduğu belli oluyordu. seslendim
- Erman!
- efendim.
- girdi mi?
- yok anastezide daha.
- ne kadar sürücekmiş?
- en az 2 saat.
- bekleriz sıkıntı yok yeterki iyi olsun.
- aynen.
zaman bana bile geçmek bilmezken kim bilir çocukcağızın babası ne durumdaydı. 2 saniye de bi saate bakıyordu. gözlerinden endişesini görebiliyordum. neslihan kahve alıp gelmişti.
hepimize verdi, yanıma oturdu. endişeli bekleyişin henuz 15 dakikası geçmişti, erman ayağa fırladı.
- daha ne kadar sürücek bu?
- daha 15 dakika oldu erman sakin ol
- olamam aga çocuğum orda olamam.
- bak dirençli olman lazım şu an diye omzundan bastırıp olduğu yere çökerttim. ama çok zordu bi baba için bu vaziyet. -
244.
02 saat dolmuştu önce doktor çıktı 5 dakika gecikmeli. hemen koştuk yanına,
- nasıl geçti doktor?
- ameliyat beklediğimizden daha başarılı geçti. 2 deliği de kapadık.
- ohh. görebilir miyiz peki?
- birazcık dinlenmesi gerekiyor yoğun bakımda şu anda cam paravandan görebilirsiniz.
- sağolun doktor bey.
Cam paravana koştuk, ufacık bedenin, ufacık göğüs kafesi tendirdiyotluydu. giriş yaptıkları yerler çok belliydi. çok üzülmüştüm o haline ama iyileşmesi için gerekliydi. erman "hareket etmiyor, normalde çok deli yatar benim kızım" dedi. hemşire "narkozun etkisinde bu gece böyle olacak" dedi. erman ın yüzünde hafif bi gülümseme oluştu. "iyi olacak dimi?" hemşire " evet 5 aya, koşabilecek duruma gelecek" dedi. bu haber çok sevindirmişti hepimizi kendi çocugum olsa aynı tepkiyi gösterirdim herhalde. Akşam ermanda annesi de hastane de kalacaktı. biz veda ederken, erman'ın cebine biraz para koydum. hayır falan dese de olay çıkarttırma bana hastane de dedim. -
245.
0eve döndük gayet sakin bi şekilde yatağa girdim, neslihanda geldi yanıma.
- aç değil misin?
- hayır bebeğim sen?
- yok bende değilim.
- neden bu kadar gattar olmak zorunda insanlık.
- nerden çıktı o?
- el kadar çocugun yaşamı için biçilen fiyat 4000 tl yazık.
- he o açıdan söyledin. bilmem ki kapitalizmin getirdikleri işte.
- yok bunun onla alakası yok, bu düpedüz soygun. paran yoksa çocugun ölsün. ya biz olmasak erman ne yapardı?
- düşünmek bile istemiyorum.
sımsıkı sarıldım sevgilime, perdenin arasından vuran ışık odayı çok hafif aydınlatıyordu. nefes alırken yanımda, yeterince mutluydum herşey iyiye gidiyordu. aşk iş ve yaşam üçgenimde tek ekgib yanım abimdi.