1. 201.
    0
    pazar günü çalışılacak cumartesi bişeyler yapmak lazımdı o yüzden. "sinema" dedi. "ne zamandır gitmiyoruz." Evde plazma varken ne gerek var sinemaya diye düşünenlerdenim bende ama hatun istedi napalım tamam dedim. cumartesi günü sinemaya gidelecekti ama bir cuma süprizi lazımdı. Benim de çok fazla bi şekilde evde oturmayasım vardı. Aklıma bir an erman geldi. neslihan mutfaktaydı.

    - Hayatım!
    - efendim bebegim?
    - erman'lara gidelim diyorum bu akşam ne dersin?
    - babalık içgüdülerin tutmuş gene.
    - gidelim mi gitmeyelim mi? ne diyorsun?
    - gidelim hayatım.

    Halil ustayı arayıp erman'ın cep telefonunu aldım. Aradım. numarayı tanımıyor tabi.

    - Erman nasılsın?
    - kimsin kardeşim?
    - ohooo patronunu sesinden de mi tanımıyon?
    - aa pardon serkan bey özür dilerim.
    - tamam şaka yapıyorum önemli değil.
    - buyrun bir sorun mu var?
    - yok pazartesi gelicez ya çocuğu almaya evi bu akşamdan bulalım dedik müsait misiniz?
    - tabi ki serkan bey buyrun gelin.
    - tamam adresi alayım.
    - işte ... ... bakkalın yanından ilk sola girin 2. kat.
    - tamam biliyorum oraları.

    Tarif ettiği yer buca'nın en kenar kısmındaki mahallelerden biriydi.
    ···
  2. 202.
    0
    dediği yere vardık kapıda eşiyle beraber karşıladılar.

    - hoş geldiniz serkan bey.
    - bey işte burda bey yok erman.
    - peki serkan bey.
    - hay allah'ım hala bey diyor.
    - pardon.

    içeri girdik 1+1 küçücük aşağı yukarı benim odam kadar bi evdi. ama içi mutluluk doluydu. çocuk bi oraya bi buraya koşuşturuyordu. gelirken kuru pasta almıştık. Hanımına verdim. 19 yaşlarında güzel bi kızcağızdı. evlilik hikayeleri de çok çetindi. kızı vermemişler kaçmışlar falan. muhabbet çocuğa geldi.

    - Kaçta hastane de olacağız erman?
    - gelmenize gerek yok.
    - olmaz geleceğim dedim.
    - 8 uygun mu sizin için.
    - oğlum kendine göre yap şu planı kaçta orda olalım.
    - 7 buçuk iyi olur.
    - tamam 7de hazır olun siz.
    - gerek yok gerçekten.
    - ya erman kızdırma beni.
    - peki.

    Muhabbet falan daha önce öyle bi sıcaklık görmemiştim ben. umrumda değildi, sınıf farkını çıkaranlarında anasını gibiyim bu arada. 3 saat kadar falan oturduk çay kahve falan derken yarın napacaksınız? dedim. "evdeyiz" dediler. "akşam yemeğine bize gelin" dedim. teredut ettiler ama kızıcağımı anlayınca kabul ettiler. veda edip eve döndük.
    ···
  3. 203.
    0
    eve geldik neslihan direk kapının arkasına yasladı beni.

    - bayılıyorum şu babacan tavrına
    - sadece bayılmıyorsun galiba
    - ya utandırma beni işte.
    - kim var utancak göremiyorum. dedim kucağıma aldım odaya geçtik. "bekle jakuziyi dolduriyim rahatlamam lazım" dedim. jakuziyi doldururken oda bornozunu giymiş hazırdı. Jakuziyi hazır ettiğimde, "hazır" diye seslendim. şarap aldım bir şişe dolaptan,

    reklam mod on

    kırmızı içmem ben bu arada beyaz içerim o yuzden dolaptan alıyorum. soğuk içiniz modu.

    reklam mod off

    şarabımızı da alıp jakuziye geçtik.

    - biliyor musun bebeğim dedim
    - neyi? dedi.
    - sen olmasan muhtemelen hala otelci olacaktım.
    - o da iyidi, nasıl mutluysan öyle yap bence.
    - doğru dedin. deyip bi küçük öpücük aldım dudağından. Sonra büyüdü tabi. 1-2 saat jakuzi de takıldıktan sonra odamıza geçtik, sıcacık gecemiz yatağımızda son bulmuştu.
    ···
  4. 204.
    0
    @482 ikisi de değilmiş panpa *
    ···
  5. 205.
    0
    gunlerden cumartesi gidilecek bir sinema akşama gelecek misafir vardı. sabah kalktık, duş aldık, kahvaltı ettik güneş mükkemmel parlıyordu. let the sunhine parçasını açtım. adeta dans ediyordum evin içinde mutluluktan uçuyordum. hatun hazırlandı epey güzel giyinmişti işte pantolon gömlek görmeye alışmış olduğum için farklı gelmişti belki.

    - ovvvv güzelliğe bak.
    - ne varmış sanki hiç görmedin.
    - bugün daha bi farklı göründün gözüme.
    - hımmm delirtmeden beni çıkalım hadi. Krem elbisesi vardı lacivert çizgili onu giymişti. Bende ona uyumlu olarak krem pantolon buz mavisi yakalı t-shirt giyimiştim. konakta fotoğraf çekildik, sinemaya girdik, kemeraltını gezdik yemek yedik. Dönüşte markete uğradık alışveriş yaptık. rakı da aldım tabi ki. Neslihan'a dedim

    - öyle fransız usülü falan yemekler yapma
    - neden bebeğim?
    - insanlar ezmeye çalıştığımızı düşünür ayıp olur.
    - iyi söyledin bebegim.
    - ızgara köfte yap ben pilav yapayım, bi de güzel bi çorba, bi kaç çeşit meze yeter.

    söylediğim gibi yaptık. yemek hazırdı. erman'larda geldi.
    ···
  6. 206.
    0
    @486 ediyorum tabi sabaha kadar burdayız. ben yatıyorum diyeni keserim.
    ···
  7. 207.
    0
    "hemen yemeğe geçelim mi?" diye sordu neslihan tatlı almış erman ulan adam benim kafadan bu da tatlıcı çıktı gerek yok falan derken çokta zorlamadım kötü hissetmesin diye kendini. yemeğe oturduk, rakı koydum. hanımı içmek istemedi. ufaklığa tüm biblolar falan ilginç geliyordu. evde görmediği için oynama ihtiyacı hissediyordu. Bizden yana sıkıntı yoktu tabi ama erman diken üstündeydi. "Sakin ol oğlum olmaz birşey." dedim. kadehler tokuşturuldu. içildi söylendi, herkesin keyfi yerindeydi. çok geç olmadan kalktılar zaten. yarın çalışıcak olmanın verdiği rehavet beni de yatağa soktu zaten uyuduk. kimseye de söylememiştik pazar geleceğimizi. sabah oldu erkenden kafada ampul yandı lan bu herifler pazar çalışıyorsa bi kıyak yapmak lazımdı ama ne?

    - ne düşünüyorsun bebeğim
    - bugun bi guzellik yapmak lazım çocuklara
    - aynı şeyi bende düşündüm ama ne yapıcaksın ki?
    - bu adamlar bugun çalışmıyor olsa aileleriyle piknik... aha buldum valla buldum.
    - ne buldun bitanem?
    - akşam üstü ailelerini toplasınlar servisle, mangal yapalım fabrikada süper olur.
    - çok zekisin aşkım.
    - sağol bebegim.
    ···
  8. 208.
    0
    kahve alıp geliyorum.
    ···
  9. 209.
    0
    geldim.
    ···
  10. 210.
    0
    işlerine başladılar seri bir şekilde öğlene kadar bitmesini bi süprizim olduğunu söyledim. hemen tıkır tıkır 5 saat civarında bitirdiler işi. Mangal getitrirdik. kurdurduk bahçeye, yakıldı servis eşlerini çocuklarını topladı çevrede pazar günü çalışan esnafta davet edildi. ayranlar, kolalar geldi ortalama 500 kişiden fazla vardı bahçede eğlence başlamıştı. insanlar oynuyor yemek yiyor muhabet ediyorlardı. gözlerinden mutluluk fışkırıyordu. erman geldi yanıma, "bana da söylemediniz, hiç belli etmeden yaptınız valla bravo" dedi. iyice mutlu olmuştum. neslihan peluş ayılar almıştı çocuklara onları dağıtıyordu. benim kadınım benim kadar ilgiliydi hatta benden daha fazla... Takdir etmiştim. halil usta geldi oturdu yanıma,

    - e nerden çıktı bakalım bu?
    - valla ne biliyim geldi öyle aklıma
    - hakettiler ama
    - valla yetişmicek diye çok korkmuştum.
    - yetişmez mi biz öldük mü be. dedi

    ermanla benim aram nasılsa babamın halil ustayla arası öleydi fabrika açıldığından beri babamla çalışıyordu. dışarda amcamdı fabrika da işine saygı duyduğum ustam. çocukken bana hızarda nasıl tahta keseceğimi bile göstermişti. Severdim çok hala da severim.
    ···
  11. 211.
    0
    @493 verdim şukunu panpa *
    ···
  12. 212.
    0
    parti bittiğinde işleri de bitmişti zaten. servis 2 partyde zütürecekti yetmezdi aileleriyle çünkü. ilk partyde gidenler yorulmuş olan çocuklu ailelerdi hepsini tek tek uğurladık, emektar ellerini sıktım tek tek hepsinin. işte yetişmişti bi nevi kutlama partysiydi bu. kalanlarla beraber oturduk. yeni katılanlar vardı şirkete, bi tanesi dedi ki;

    - neden böylesiniz?
    - nasıl yani? dedim.
    - daha önce çalıştığım şirketler hiç bu kadar değer vermezdi elemanlarına ama siz hem pazar işe geliyorsunuz, hem party yapıyorsunuz, hem de burda bizimle oturuyorsunuz. neden?
    - çünkü varlığınız ve mutlu çalışmanız beni mutlu ediyor, paradan daha değerli şeyler var benim için.
    - nasıl yani? işi bitirdik diye değil miydi bu parti?
    - yooo bitmese de olacaktı. çokta sorun değildi. Sorundu aslında ama bunu onlara yansıtmadım kendilerini iyi hissetmeleri için.
    - çok teşekkür ederim serkan bey.
    - pazarları bey yok.
    gülüşmeceler koptu, kotla falan gelmiştim o gün bende işe erman seslendi son bi vernik çıkmış kimseyi kaldıttırmadım uzun zamandır atmamıştım vernik bakalım hala yetenekli miydim?

    - geliyorum usta
    - yok estagfurrullah attırmam olmaz
    - bırak be sana mı sorcam çekil ordan

    taktım maskeyi verdim verniği neslihan da beni izliyordu, çok hoşuna gitmişti, çocuklar fotğraf çekiyordu. halil usta babama olanı biteni telefonda anlatıyordu. verniği yarım saat kadar bi sürede bitirmiştim. Halil usta "işte içerden gelmek dedikleri şey budur" dedi. "senden öğrendik usta" dedim.
    ···
  13. 213.
    0
    @499 niye be?
    ···
  14. 214.
    0
    az bi mola 10 dk kadar parmaklarım yoruldu lan
    ···
  15. 215.
    0
    eve dönerken leş gibi tiner kokucaktım o yuzden duş aldım fabrika da ama nafile tabi 1 hafta kalacaktı üstümde o koku yedek kıyafetlerden aldım ofisten vernikliler çöpe tabi direk. arabaya bindik. neslihan'ın kullanmasını istedim vernik kafa yaptı tabi haliyle. yattım sağ koltuğa yatırdım hatun doktora gidelim istersen falan dedi yok dedim iyi böyle evde yoğurt falan yerim geçer. eve vardık, annemler gelmiş alcakları varmış. babam napıyon lan sararmışsın dedi. he dedim vernik attım.

    - sana mı kaldı vernik atmak lan?
    - ya ben istedim ne zamandır yapmıyom diye.
    - aldım haberlerini aferim gurur duyuyorum ikinizle de.
    - sağol baba
    - yoğurt ye biraz hadi.
    - hee yicem zaten aklımda. burda mısınız akşama?
    - yok ya bi kaç ekgib vardı onları almaya geldik.
    - he misafirleriniz ne zaman gidiyolarmış?
    - perşembe galiba.
    - he iyi eğlence çıktı size de.
    - hiç sorma tavlada yenemiyorum askeri ya.
    - hadi canım.
    - valla göz açtırmıyor.
    - iyi eğlenmenize sevindim. yarın şu işin montajı bitsin, bizde geliriz akşama doğru.
    - bakın keyfinize nasıl isterseniz.
    - iyi baba ben bi duşa dalayım hala vernik kokuyorum.
    - hadi bakalım dedi. gülerek. gözlerinde her zamankinden farklı apayrı bir parlama vardı gurur duyuyordu lan benle barizdi. çok mutlu olmuştum.
    ···
  16. 216.
    0
    duştan çıktığımda hazırlardı. vedalaştık. "senin arabayı alıyorum" dedi. "yarın benimkini servise versinler altından ses geliyor. 1 gunde çıkar zaten o takılırsın sen." "tamamdır" dedim. Mercedes'in altından nasıl ses gelir diye düşünmedim değil aslında. daha 40.000 kmde araba geçen yıl almıştı. anlaşılan canı basmak istemişti. bi de ben dinledim arabayı boş bi zamanda ses mes yok. aradım tabi hemen,

    - kandırdın beni.
    - hangi konuda
    - araba konusunda
    - heee iyi oldu iyi. güzel bakıyosun arabaya
    - e herhalde kaç yaptın
    - yaptık bişeyler işte.
    - tamam neyse bende bakacam bugun seninki kaç yapıyo?
    - nerde?
    - bornovaya gidicem ya arkadasların yanına
    - yarışa mı?
    - heee evet baba e 350 ile yarışcam hee
    - taşak geçme lan
    - tamam hadi görüşürüz.
    - hadi bakalım görüşürüz.

    neslihan tadına doyamadığım yemeklerden efsaneler sergilemişti gene.

    - al bakalım ödülünüz beyim.
    - oooo ne güzel oldu bu böyle
    - elimizden gelen işte sarma yaptım yoğurtla ye, yoğurt çorbası yaptım.
    - uyutucan beni bu gece belli oldu dedim, şeytan şeytan sırıtarak.
    ···
  17. 217.
    0
    yemek bitti, kahve yaptı ama göz kapaklarımı tutamıyordum sabahta ermanın çocugunu hastaneye zütürecektik. erken yatmak lazımdı. Yatağa kendimi zor attım öyle bir uyumuşum ki deliksiz. Sabah 06.30da uyandık üstümüzü giydik gayet sadeydim. kot üzerimde t shirt. Neslihanda aynıydı. hemen yola çıktık ermanları aldık ve hastaneye gittik. doktorla ben konuştum.

    - röntgenlere bakarsak hemen yarın ameliyata alabiliriz. çokta hasarsız olur zaten 1 ayda ayağa kalkmış olur.
    - ne gerekiyorsa yapın doktor.
    - maliyeti 4000 tamam sıkıntı yok.
    - ilaçların listesini yazıcam size alıp gelmeniz gerecek üzerine yazıcam.
    - tamam alayım listeyi.

    listeyi aldım, ilaçları aldım geldim doktor yazdı, çocuk hastaneye yattı ertesi gün ameliyatı vardı. ben işleri bitirdikten sonra fabrikaya gitmem gerektiğini söyledim. ermanın kalmasını çocukla ilgilenmesini ihtiyac anında beni aramasını söyledim. fabrikadaki albealardan bitanesini hastanye getittirdim. ermanda kalacaktı arac getiren elemanı da alıp fabrikaya geçtik neslihanla
    ···
  18. 218.
    0
    öldüm lan toplantıya gidip geldikten sonra yazacam artık öğlen gibi işte
    ···
  19. 219.
    0
    geldim yarım saate başlıcam.
    ···
  20. 220.
    0
    fabrikaya ofise geldiğimde, halil usta geldi. erman'ın çocugunu falan sordu anlattım durumu. montaj için ünitelerin kamyonlara yüklendiğini söyledi. "gönderin" dedim bende. hayat hızlı biz niye yavaş olalım ki? Neslihan bütçe hazırlıyodu 6 aylık dönem için,

    - giderleri epey düşürmüşsünüz beyim dedi.
    - yardım eden sağolsun dedim.
    - bak sen
    - baktım buyrun.
    - iltifat mı ettin hakaret mi anlamadım.
    - hayatım niye hakaret edeyim sana, beynin sulanmış.
    - doğrudur beyim.
    - o değilde akşam boş musunuz? şöyle güzel bi akşam yemeği yesek? bu cümleleri sarfederken masamdan kalkıp onun masasına doğru yöneldim saclarını elimle sol omzuna doğru attım, boynundan bi öpücük aldım.
    - bilmem ajandama bakmam lazım dedi, gevşek bi ses tonuyla. Bildiğiniz kur yapıyorduk ofiste birbirimize. telefon çaldı "hay gibeyim" dedim. Dahiliydi aşağıdan arıyorlardı. işçilerden biri hızara elini kaptırmıştı, hay dıbına koyim bir günde olaysız geçsin.
    ···