1. 51.
    0
    sabahın 4 ünde ranzayı tekmeledi bir rütbeli. rütbeli diyorum çünkü rütbesini tam olarak bilmiyorum. üstelik bilsem ne geçecek ki elime ne de olsa herkese komutanım diyoruz. bizim için kimin ne başı olduğu önemli değil, bizim ilgimizi teken tek baş 15 ay kapsamında içimize kaçan başlar toplamı.

    kalk dedi koğuş ağası edasıyla.. sıraya gir.. hepimiz dizildik ranzaların önüne. yalın ayak donlarla dışarı çıkarıldık.

    yat dediler yattık, kalk dediler kalktık. koş deyince de koştuk doğal olarak. hiç birimiz neden demedik..

    çok garip her şeyi yargılayan insanoğlu üniformayı giyince bitki oluyor, yargılamadan yüzünü güneşe dönen ayçiçeği gibi komutanına dönüyordu.
    ···
  2. 52.
    +2
    saat 8deki kahvaltıya kadar sürdü bu gariplikler silsilesi. yorgun düşüp dizlerinin üstüne çökenler küfür yedi. anlaşılan burada da kocamız bu komutan olacaktı. üstelik tellerle çevrili bir kafeste yargılamadan, sormadan, yorulmadan kocamıza hizmet edecektik. kalk derse kalkacak, yat derse yatacaktık.. önümüze koyulanı yiyecektik.

    bir gün öl derse emredersiniz deyip ölecektik.

    fakat bu ölüm kısımında tek emirlere uyan biz olmayacaktık, sizde öğretildiği gibi vatan sağ olsun diyeceksiniz.
    ···
  3. 53.
    +1
    1 haftayı nasıl ettim bilmiyorum..

    iyi bir asker olmayı isterdim, evet.. ama gitmek istiyorum. kaçacağım demiştim.

    ancak iyi bir plana ihtiyacım vardı. hikayeyi okuyanlar kır atımı bilirler. burada o da yok. çelikten ağır taşıtlar var. sanırım bu şeyleri kullanabilirim. ama yakalanırsam bu sefer askeri mahkeme beni giber anamı dağa kaldırır. ama yakalanmazsam beni gibemez, sadece anamı dağa kaldırır.
    ···
  4. 54.
    +3
    zpt denen taşıtlar var burada. zırhlı personel taşıtı demekmiş. 4 tekerli koca alamet bir şey. içinde gide gele kaptım çalışma prensibini. traktörden hallice bir alet. direksiyon yok, iki kol yardımıyla sağa ve sola yön veriliyor. yaparım lan dedim neden olmasın. ama yapmışken iyisini yapayım. gzpt çalayım.. gelişmiş zırhlı personel taşıyıcı.. olmuşken gelişmişi olsun diye düşündüm. ikisininde cezası aynı nitekim.

    hem gzpt geliştirilmiş süspansiyon sistemi, personelin rahatına yönelik havalı amasörler, abs, asr, airbag ve güçlendirilmiş 800 hp dizel motoru ile beni cezbetmişti.

    bunu size niye söylüyorum ki mk. siz kaçışa odaklanın..
    ···
  5. 55.
    +1
    gzpt yi bilmeyenler olabilir.
    http://img421.yukle.tc/image.php?id=782ACVS_11.jpg

    gece herkes uykuya daldığında sinsice kalkıp garaja gittim. kimseler yoktu.. içim içime sığmıyordu. nöbet kulubelerinden ateşe tutulabilirdim ve ertesi gün tvde beni eğitim zaiyatı olarak görebilirdiniz. ama tedbirliydim, akşamdan nöbetçi kulubelerine playboy dergileri bırakmış ve izlenme oranımı en aza indirmiştim.

    gzpt nin içindeydim artık.. kontağı çevirmemle bir gürültü koptu.. sanırım bütün birlik uyanmıştı.. birazdan ordu teyakkuza geçecek, bakanlar kurulu toplanacak, başbakan bıçak kemiğe dayandı açıklaması yapacaktı.

    gaza yüklendim. çılgın atıyordum, son sürat birlikten dışarı attım kendimi.. artık yeni atım buydu..
    ···
  6. 56.
    +1
    birliğim erzurumda olduğundan kuru kuru gitmek istemedim.. ülkemizin içinde bulunduğu çalkantılı durum, komşu ülkelerle toprak anlaşmazlıkları ve rusya nın doğalgaz politikasını gitmeden önce çözmeye karar verdim. bu da ülkeme son hizmetim olsun'du.. neticede ibrahim tatlıses in vergisiyle alınan bir taşıtı çalmıştım. depoda doluydu. hak geçsin istemedim.
    ···
  7. 57.
    +3
    erzurumdan bastığım gibi direk ermenistana girdim.

    erivan da bulunan trt ermenistan radyosunu ele geçirmek için harekete geçtim. gzpt nin anahtarını vale ye verip 20 lira toka ettim eline. radyoya üniformayla girdiğimi gören ermeniler hemen "dedelerimizi neden öldürdünüz" falan diye sormaya başladılar. sizle uğraşamam huur çocukları hep aynı sorularla gelmeyin deyip yayın stüdyosuna girdim. mikrofonu kapıp; "ermeniler akıllı olsun" dedim.

    bu göz dağı onlara yeterdi..

    artık rusyaya doğru hareket ediyordum.. putinle görüşmek üzere sınırın 10 km ötesinde çeşmenin oraya park ettim. elime yüzüme su vurdum ki putin geldi. selamlaştık, eli boş gelmemiş sağolsun. annan planından konuştuk biraz. bak dedim gazı kesip duruyosunuz nedir derdiniz? zaten bizde başka alan yok huur çocuğu uçup gidicek depolayamazsın delikanlı adamsın yapma dedim. abi şöyle böyle başladı bu.. ağır konuştum. gazınızıda karınızıda zorla alırız büyütme dedim. tamam dedi döndü gitti.

    burada işim bitmişti.

    şırnağa gelip bir kaç örgüt kampı bastıktan sonra kayseriye geçtim. 50 liralık mazot aldım. meret çok yakıyordu. antalya daki çıplaklar kampını basıp oradakileri islama davet ettikten sonra bulgar sınırına dayanmıştım akşam saatlerinde.

    buda yol haritam.
    http://img420.yukle.tc/image.php?id=4651Turkiye.jpg
    ···
  8. 58.
    0
    akşam evden devam ederim beyler. şukularınızı verdim.
    ···
  9. 59.
    0
    bulgar sınırında durdum. bir dostluğun daha bitme vakti gelmişti. alışmıştım artık işim bitince dostlarımı yarı yolda terk etmeye.. sevgili gzpt, artık ayrılık vakti. seninle bu sınırı geçemem, ayak bağı olursun...

    sende benim hayatımda unutulmaz biri oldun, rüyalara giren ak sakallı dedenin arkasında yanan nur gibi yeşilini unutmayacağım. 50 liralık mazotla beni çok taşıdın hakkını helal et. belki bir gün bir savaş meydanında, bir çıkarma gemisinde ne bileyim belkide oto sanayide karşılaşırız. kendine iyi bak..

    farlarını öptüm, zırhını sevdim ve arkamı dönerek gözlerimdeki yaşla sisin içinde kayboldum...
    ···
  10. 60.
    0
    bulgarlar sınıra mayın döşemişlerdi. geçmek zorlu ve çetindi. düz mantık yaptım. köyde tarladan geçerken mansullere basmayalım diye kıyıdan kıyıdan giderdik. bu sistem burada da geçerliydi neticede bu da bir tarlaydı. kıyısından ilerledim, artık bulgaristanın iç kesimine, geniş meralarına, dik çatılı evlerine doğru yürüyebilirdim. yeni bir hayat başlıyordu. ingiltere ye kadar yürümem gereken uzun bir yol vardı. başıma neler gelecek bilmiyordum...
    ···
  11. 61.
    0
    akşam saatlerinde sofya ya varmıştım. ilk defa yurt dışına çıkmış biri nasıl olabilir ki.. çıplak hissediyordum kendimi. korkarak yürüyordum sokaklarda. aslında her şey bizim ülkemizde ki gibiydi. sadece sokaklarda polise molotof atan huur çocukları yoktu burada. birde çarşıda pazarda fiyatlar çok ucuzdu.. bizi ülkemizde yıllarca "avrupa çok pahalıymış portakalı tek alıyorlarmış" diye gibmişler meğer. burada fileyle bir dolara pazar görüyordu insanlar. korkutma politikasının ülkemizde ne denli aktif ve etkili olduğunu burada daha iyi gördüm.

    üstelik misafirperverlik olayında level atlamışlar, yabancının yüzüne gülme konusunda mastır yapmışlardı. pazarda ikram edilen çilekleri unutmayacağım.. unutmayacağım çünkü bulgar polisi beni yakaladı..

    karakoldaydım..
    ···
  12. 62.
    +2
    kimlik vs. olmadığından sorun büyüktü.

    garip garip konuşuyorlardı anlamıyordum ilginç kelimeler yığınıydı hepsi. napıcağımı şaşırdım. bir şeyler yapmalıydım aciliyetle. burada işçi olduğumu falan düşünürlerse beni bırakırlardı.. evet iyi fikir gibiydi. iyide nerede çalışıyordum ki.. bir firma bir işletme adı lazımdı..

    düşündüm,, düşündüm... evet evet aklıma geldi şimdi.. ışıl ışıl bir bar görmüştüm, oranın adını anımsar gibiydim.. daha doğrusu yazabilirdim çünkü okunuşunu bilmiyordum.

    masada duran kağıt kaleme uzandım ve tabelasını gözümde canlandırdığım barın adını yazdım.. хомосексуалист
    ···
  13. 63.
    0
    polisler şok geçirdiler.. meğer orası bir gay barmış ve "хомосексуалист" homociksüel demekmiş..

    allah belamı versin dedim. muallaklikten yine kurtulamadım...

    beni sınır dışı ettiler. yunanistana sürüldüm çünkü muallaklerin ülkesi orasıydı..
    ···
  14. 64.
    0
    "Belki de her okuduğun romanda kahraman olursun..
    Ama en çok kendi hikayende yorulursun.." demiş P. Somerson abimiz.

    çok doğru demiş aslında. kendini başkalarının yerine koymak kolaydır. ne bileyim kürşat olup çin sarayını basmak, amstrong olup uzayda tepinmek.. kendini istediğin yere yerleştir, limit ve sınır yok. üstelik ücretsiz.. kredi kartına taksit şart değil. ancak neticede ne kadar sığ ve gereksiz görseniz de kendi hikayeleriniz en güzelidir içinizde bir yerlerde. başını sonunu bilirsin. senindir. sen yorulmuşsundur senin için.

    şimdi kendi hikayemde bir başka yorucu serüvene geçmiştim. bob marley reyizin bir vecizesi geldi hatırıma; Yaşadığın hayatı SEV, Sevdiğin hayatı YAŞA.. yapacaktım evet.. ama bu muallakler diyarından sağ salim çıkmam gerekiyordu evvela..
    ···
  15. 65.
    +1
    çalışmayıp ülkesini batıranlar topluluğuna dalmıştım artık. 10 milyon kişi kıçını devirip yatmış, devlet ise napıyon lan çalış ekmeğini kazan dememişti. dahası işsizlik maaşı alıyordu ülkenin zenginleri bile. anlayacağınız dilenciler ülkesiydi burası.. avrupanın kapısında el açan yaşlı sakat ihtiyardı. anasını gibtiğim yavşakları. ama hiç bir şey kaybememişlerdi kansızlıklarından şerefsizliklerinden.

    muallakliğin boyutlarını anlatmak isterdim, velakin kelime dağarcığım bu denli gelişmedi henüz. size şunu söyleyeyim, eğer parkta bir bankın üzerinde uyumaya kalkarsam, köyde olmayan burada olacaktı kesin. sokakta öpüşen adamlar, adım başı gay barlar, çalı çırpının içinde saksoya dalmış arsız homolar.. koca ülke birbirini gibiyordu.

    kaçtığım düzenin kalesine gelmişim meğer.
    ···
  16. 66.
    0
    biraz kaçmak diye bir şey yoktu. ya tam kaçacaktım ya da böyle sürünecektim.. düşündüm! hata neredeydi? neden sürekli aynı kapana yakalanıyordum ki? eşek bile aynı çukura iki kere düşmez diye bir laf vardır bizde, işte ben eşekliğin kralını yapmış aynı çukura defalarca düşüyordum. yılmış değilim hayır en büyük güç umuttur zaten. bu gibko yerden de kurtulacaktım ama bu defa kararlıydım. gideceğim yeri ve yapacağım işi bilecektim. hedefsiz geminin dıbına rüzgar koyuyordu. acil hedef gerekliydi.
    ···
  17. 67.
    0
    terkedilmiş ya da iflas etmiş bir fabrikanın makine dairesinde uykuya daldım..

    rüyamı eski bir dost süslemişti. dost demek ne derece doğru bilmem tabii.. kaderine terkettiğim kahraman kır atım.. sislerin içinden çıka geldi.. sarıldık öpüştük. özlemiştik birbirimizi. oturduk dertleşmeye başladık.. benim kaçışımdan kısa süre sonra homociksüel kalabalık atımı bulmuş ve ona türlü işkenceler yapmışlar, sakat demeden defalarca tecavüz etmişlerdi. işleri bitince de kesip ismini vermeyeceğim ünlü bir et ürünleri firmasına satmışlardı. kır atım şuan marketlerin et reyonlarını, "helal et %100 dana eti" adı altında süslüyordu.. bir hayli dertleştik..

    kır atım anlatmaya başladı; emin bak, böyle olmaz. kaçarak özgür olunmaz. bu insanlar seni gibmek istiyor tamam biliyorum. ama ülkene dönmelisin. avrupa ekonomik çalkantıda. euro bölgesinde büyük bir çöküş bekleniyor. merkel yardımı kesecek, yunanistan eurodan çıkarılacak. savaş kapıda ve vergi oranlarında ciddi artışlar bekleniyor. halk galeyana gelicek ve avrupa çökecek. dedi... bir at için çok bilgili ve dikkat çekici bir konuşmaydı..

    gibtiğim yunanistanı yardım dilene dursun bende dönmeye karar verdim.
    ···