-
501.
0senin sülalene attırayım emi ananı avradını eşşekler gibmiş belli
-
502.
0adam gerçek manasıyla bin beyler...
-
503.
0zaten tahsin adına özel bir gıcığım var dıbınakoyim, aha her an tenhada kıstırıp gibebilirim bunu. yazın bunu kenara muallakler.
-
504.
0dıbını gibtiğimin dölü zütünü yırtıp bi cümle çıkartıyo @2yi gibmek için, içindeki uruspu tatmin olana kadar her başlığa yazıyor. bu @2ler nası bi gibiş yaptılar sana kreş anasının dıbının feryadı seni.
-
505.
0bende de küçüklüğümden beri var ama ben gecen sene farkettim ve doktora gittim tedavimi oldum terapi oldum doktora gitmekten yorulduk yarım bıraktım tedaviyi ve hala devam ediyo hayat gerçekten okadar üstüme geliyoki allah ki̇msenn basina vermesi̇n.bnm en büyük takıntım korkum sevdiğim insanları kaybetmekten korkuyorum bunun içn bi bastıgım yere bir daha basıyorum ama allaha şükür bir de su güzel yanı var işlerimi daha düzenli yapıyor ve allahtan yardim i̇sti̇yorum belki bu hastalık olmasa dua bile demezdim allah korusun bu daha kötü bişey.. rabbi̇m hepimize yardım e
-
506.
0an essay is usually a short piece of writing which is quite often written from an author's personal point of view. essays can consist of a number of elements, including: literary criticism, political manifestos, learned arguments, observations of daily life, recollections, and reflections of the author. the definition of an essay is vague, overlapping with those of an article and a short story. almost all modern essays are written in prose, but works in verse have been dubbed essays (e.g. alexander pope's an essay on criticism and an essay on man). while brevity usually defines an essay, voluminous works like john locke's an essay concerning human understanding and thomas malthus's an essay on the principle of population provide counterexamples.
essays have become a major part of a formal education. secondary students are taught structured essay formats to improve their writing skills, and admission essays are often used by universities in selecting applicants and, in the humanities and social sciences, as a way of assessing the performance of students during final exams. the concept of an "essay" has been extended to other mediums beyond writing. a film essay is a movie that often incorporates documentary filmmaking styles and which focuses more on the evolution of a theme or an idea. a photographic essay is an attempt to cover a topic with a linked series of photographs; it may or may not have an accompanying text or captions. -
507.
0harvard mimarisindeki ilk mikrodenetleyici ünitesi, general instruments firması tarafından 1970'lerin ortalarında üretilen signetics 8x300 modeliydi.bu 16 bitlik cp1600 mpu için programlanabilen giriş/çıkış portu olmak üzere peripheral interface controller (çevrebirim arayüz denetleyicisi - pic) olarak tasarlandı.Tümünü Göster
general instruments firması mikroelektronik bölümünü sattı ve bu bölüm 1988 yılında arizona microchip technology adıyla yeni bir firmaya dönüştü. microchip'in ana ürünü, bugün de hala öyle olan, pic serisi mikrokontrollörlerdir. 1989'da ilk piyasaya sürülen aile pic16c5x serisiydi. bu harvard mikrontrollörler 33 komutluydu. bütün komutlar 12-bit word olarak kodlanıyordu. azaltılmış komut kümesi (reduced instruction set computer - risc) temelli olan komut seti hızlı, etkili ve ucuz işlemci üretimini sağladı. pic16c5xx 12-bit çekirdekli ailede 512 ve 2048 komutluk tek sefer programlanabilen (one time programmable (otp)) eeprom program belleği, 25-73 byte veri belleği,18- ve 28-pinli paketlerde 12 veya 20 giriş/çıkış pini ve 8-bit zamanlayıcı gibi özellikler bulunmaktaydı. pic12cxxx ailesi bunların 8-pinlik eşdeğerleridir.
1992 yılında 14-bitlik çekirdeğe sahip pic16cxxx ailesi daha fazla program alanının ve kesme işlemleri yanında a/d çeviriciler,16 bit sayıcılar gibi çevre birimlerinin kullanımına olanak sağladı. bu ailedeki risc komut seti de 12-bit çekirdektekilerle hemen hemen aynıydı ve 35 komuttan oluşuyordu.1997'de çarpma yapabilen bir alu'e ve ileri arabirim yeteneklerine sahip 16-bit pic17cxxx ailesi piyasaya sunuldu. ardından 1999 yılında da genişletilmiş 16-bit çekirdekli pic18cxxx ailesi sunuldu. bu ailedeki işlemcilerde komut sayısı 77 idi ve bu yüksek-seviye dillerin derleyicilerin ihtiyaçlarını daha fazla karşılıyordu.
bu 3 aile arasında, 14-bit çekirdekli olan aile hem kullanım kolaylığı hem de maliyet olarak en uygunudur. burada ve birçok kaynakta hakkında bilgiler bulabileceğiniz pic16f84 ,orta seviye ailesinin bir üyesidir. yazılım açısından baktığımızda bügün bir çok cihazlar aynı çekirdeğe sahiptirler. ancak donanım açısından birçok ortak noktaları olmakla birlikte farklı giriş/çıkış birimlerinin karışımıdırlar. örneğin 16c74'de 8 kanal analog giriş portu, pic16c66'da senkronize seri port ve pic16f84'de de kalıcı veri belleği bulunmaktadır. bu üç aygıt da benzer paralel giriş/çıkış, sayıcı ve kesme idare birimlerine sahiptir. -
508.
0anlamlar
[1] (hayvan bilimi, memeli) uzun seyrek kıllı derisinin rengi siyaha yakın, uzun boynuzlu, geviş getiren bir hayvan.
[2] (hukuk) belirli bir bölgenin devlet ve uluslararası temsil yetkilerinin başka bir ülkeye ya da ülkeler birliğine devredilmesi.
[3] (hukuk) birinci dünya savaşı sonunda osmanlı i̇mparatorluğu'nun bazı bölgeleri ile alman sömürgelerinin yönetim haklarının milletler cemiyetine devredilmesi.
bilimsel adı
[1] buffelus
eş anlamlılar
[1] su sığırı, camız, kömüş
örnekler
[1] "manda yuva yapmış söğüt dalına / yavrusunu sinek kapmış gördün mü?" - halk türküsü, tosya
[2] "manda ve himaye kabul olunamaz." (erzurum kongresi kararı, md. 6)
köken
[2] (fransızca) mandat <-- (latince) "ex manu datum" (elden çıkarmak, teslim etmek)
atasözleri
[1] canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
[1] karga mandayı babası hayrına bitlemez
[1] kaymağı seven mandayı yanında taşır
[1] üşüntü köpekler mandayı paralar
[1] yazın araması, kışın taraması olmasa herkes besler mandayı
deyimler
[1] manda gibi, manda gibi yayılmak, manda gibi yeme -
509.
0asur i̇mparatorluğu, aslen kuzey irak'ta, dicle kıyısında bulunan aşur / asur (qalat şarqat) şehri ve çevresinde yaşayan bir sami toplulukken özellikle m.ö. 2000 sonrası doğu-batı arası global ticaretten faydalanarak gelişmiş ve topraklarını genişleterek ülkelerini bir imparatorluğa dönüştürmüş eskiçağ halkı. başkentleri ninova'dır.Tümünü Göster
i̇lkçağda, ortadoğu'nun en büyük imparatorluklarından biri olmuştur. m.ö. 2. binyıl'ın başından itibaren özellikle anadolu'da koloniler kurmuş, anadolu'ya yazıyı taşımışlardır. asur ülkesi, önceleri babil'e, m.ö. 2. binyılın büyük bölümü boyunca mitannilere bağımlı kalsalar da m.ö. 14. yüzyılda bağımsızlıklarını kazanmış ve fırat'a kadar topraklarını genişleterek buralara yerleşmişlerdir. daha sonra mezopotamya'da, anadolu'nun güneydoğusunda, zaman zaman da suriye'nin kuzeyinde büyük güç kazanmışlardır .
fakat i. tukulti-ninurta'nın ölümünden (m.ö. 1208) sonra gerileme dönemine girdi. m.ö. 11. yüzyılda i. tiglat-pileser zamanında kısa süre yeniden eski gücüne kavuştuysa da, bunu izleyen dönemde hem asur krallığı, hem de düşmanları, yarı göçebe aramilerin akınlarıyla yıprandı. m.ö. 9. yüzyılda asur kralları sınırlarını yeniden genişletmeye başladılar; m.ö. 8. yüzyılın ortasından m.ö. 7. yüzyılın sonuna değin iii. tiglat-pileser, ii. sargon (şarrukin) ve sinahheriba (sanherib) gibi güçlü kralların önderliğinde basra körfezinden mısır'a kadar uzanan toprakları egemenlikleri altında birleştirerek günümüzde yeni asur i̇mparatorluğu olarak adlandırılan bir imparatorluk kurdular.
son büyük asur kralı, asurbanipal'di. asurbanipal, elam'ı ele geçerek buranın halkını yok etmiştir.
bu dönemde sanatta büyük bir gelişme olduğu bilinmekteyse de, hükümdarlığın son yılları ve m.ö. 627'deki ölümünü izleyen dönemin olayları karanlıkta kalmıştır. asur krallığı m.ö. 612-609'da keldaniler'in ve medler'in ortak saldırılarıyla yıkıldı.
i̇mparatorluğun çökmesiyle birlikte asur halkı da tarihi kayıtlardan silinir. son olarak harran ve çevresinde yaşadıkları bilinmmekle birlikte kayıtlarda yeralmasa da eski imparatorluk topraklarında daha sonraki yüzyıllarda da yaşamlarını sürdürdükleri ve zamanla bölgenin diğer halkları içinde eriyip gittikleri aşikardır.
zalimlikleri ve savaştaki atılganlıklarıyla tanınan asurlular, anıtsal yapılar da bıraktılar. ninova, asur, kalah (nimrud), dur şarrukin (horsâbad) ve başka yerlerde bulunan kalıntılar, asurların mimarîdeki ustalığını göstermektedir. m.ö. 612'de med_babil kuvvetleri tarafından asur devleti'ne son verilmiş -
510.
0uygurlar (uygurca: ئۇيغۇر uyghur), çoğunluğu çin halk cumhuriyeti'ne bağlı sincan uygur özerk bölgesi'nde yaşayan türk halkıdır. dilleri türk dillerinden uygurca'dır.
uygurlar, geçmişte çin ile dostça ilişkiler kurmuş, ticareti geliştirmiştir. böylece, köyler ve kasabalar gelişerek kalabalık şehirler haline gelmiştir ve bu nedenle ilk yerleşik hayata geçen türk devleti, uygur devleti olmuştur. bunun sonucunda tarım ve mimari gelişmiştir. tahta harflerle matbaacılık yapan uygurlar, kağıdı da kullanmışlardır. bu sayede yeni bir alfabe oluşturmuşlardır. bu alfabe 14 ila 18 harften oluşur. uygurlar, kendi dinleri dışında diğer dinlere hoşgörülü olmuştur.
uygur halkı iki defa, 1933 ve 1944 yıllında, kendi otonom cumhuriyetini kurmuştur. çin halk cumhuriyeti 1949 da doğu türkistanı işgal ederek, uygurların 1944 den beri var olan 2. doğu türkistan cumhuriyetini yok etmiştir. uygur halkı, çin içerisinde kendi geleneklerini ve kültürlerini sürdüremediklerinden yakınmaktadır. uygurlar, her ne kadar sözde özerk bir cumhuriyete sahip olsalar da, çin egemenliğine girdiklerinden beri bağımsızlıkları için mücadele etmektedirler ve bunun içinde her yola başvurmaktadırlar . uygurlar, mani dininin terimlerini türkçe'ye çevirerek ve çin kültürünün asimilesine mağruz kalmayı onlemek istemişlerdir. -
511.
0babil ve asur uygarlıklarıTümünü Göster
vikipedi, özgür angiblopedi
babil ve asur uygarlıkları, bugünkü irak’ta, fırat ve dicle ırmakları arasındaki bölgede 5.000 yıl önce kurulan en büyük kentlerden babil ve asur çevresinde yaratılan uygarlıklardır. bu kentler, babil ve asur ülkelerinin de merkeziydi. yazı başta olmak üzere burada pek çok buluş gerçekleştirildi. asur ve babil’de ortaya çıkan uygarlık, filistin, yunanistan ve roma’ya doğru yayıldı. babil ve asur böylece batı uygarlığının da çıkış yeri oldu.
konu başlıkları [gizle]
1 uygarlığın yükselişi
2 asur i̇mparatorluğu'nun yükselişi
3 yeni babil imparatorluğu
4 sanat ve mimarlık
5 din
6 yazı ve bilim
uygarlığın yükselişi [değiştir]
babil ve asur uygarlıklarına başlıca üç halk katkıda bulundu. bunların en eskisi, fırat ile dicle ırmakları ağızları çevresinde yaşayan sümerlerdi. ama sümerlerin kim oldukları ve mezopotamya’da ne zaman ortaya çıktıkları bilinmemektedir. mezopotamya'da ileri bir uygarlık kuran sümerler, i̇ö 3000'de babil'in güneyini egemenliği altında tutuyorlardı. en ünlü sümer kentleri ur, uruk, lagaş ve eridu'ydu. sümerlerin en önemli buluşlarından biri, sözcükleri işaretlerle gösteren bir yazı sistemi geliştirmiş olmalarıdır. i̇ö 2300 yıllarında, sümerlerin topraklarını akadlar ele geçirdiler ve doğu akdeniz'e kadar uzanan bir imparatorluk kurdular. sonraları i̇ran'dan gelen persler akadları yenilgiye uğratarak, pek çok babil kentini yağmaladılar. daha sonra persler bölgeden çekildiler ve bu kez bölgeye sümer kenti ur egemen oldu. bu egemenliği dicle irmağı'nın ötesinden gelen elam orduları sona erdirdi. bunun sonucunda, mezopotamya'da üç kent devleti ortaya çıktı. bunlar kuruluş sırasına göre i̇sin, larsa, ve babil’di. bu kent devletleri, adını taşıdıkları kenti ve çevresindeki toprakları denetim altında tutuyorlardı.
asur i̇mparatorluğu'nun yükselişi [değiştir]
asurlar, sami halklarındandı ve mezopotamya'nın kuzeyinde yaşıyorlardı. asur ülkesinin merkezi olan asur kenti, i̇ö 2000'den önce genellikle babil krallarının denetimindeki güçsüz krallarca yönetiliyordu. bu tarihten sonra asur kralları güçlü bir ordu kurdular ve babil ülkesinin bazı topraklarını da ele geçirdiler. i̇lk asur kralları üzerine fazla bilgi yoktur. hakkında bilgi bulunan ilk kral, i̇ö 1280’lerde egemen olan i. şalmanezer'dir. onun döneminde asur i̇mparatorluğu’nun güçlü bir devlet olduğu anlaşılmaktadır. i̇ö 1120 dolaylarında tahta çıkan i. tiglat-pileser, asur topraklarını babil'den akdeniz'e kadar genişletti ve fenike denizcilerini vergiye bağladı. büyük tapınaklar, saraylar ve geniş bahçeler yaptırdı. i̇ö 883-859 arasında hüküm süren ii. asurnasirpal, i. tiglat-pileser’in ölümünden sonra asurluların yitirmiş olduğu toprakları geri aldı. ii. asurnasirpal’in fetihlerini anlatan belgeler, onun acımasızlığını dile getiren öykülerle doludur. bir çöküş döneminden sonra asur tahtına çıkan birkaç kralın en büyüğü tiglat-pileser iii’di. i̇ö 745-727 arasında hüküm süren bu kral, suriye’deki şam kentini asur topraklarına kattı. asur ordusunda bir general olan ii sargon (şarrukin), i̇ö 722’de tahtı güç kullanarak ele geçirdi ve i̇srail'i işgal etti. sargon'un oğlu sinahheriba ise i̇ö 704-681 arasında hüküm sürdü. yahuda krallığı'ndaki kudüs'ü talan etti ve asur yönetimine karşı gelen babil kentini yaktırdı. asurahiddina'nın (asarhaddon) krallık döneminde (i̇ö 680-669) asurullar, mısır’ı ele geçirdiler ve imparatorluğu en geniş sınırlarına ulaştırdılar. ama bundan kısa süre sonra imparatorluk çöküş sürecine girdi. i̇mparatorluk sınırlarındaki halklar merkezi yönetime karşı başkaldırdılar. i̇ö 614'te medler asur topraklarını ele geçirdiler ve babil'e yerleşmiş olan kaldelilerle ittifak kurarak, asur başkenti ninova'yı yerle bir ettiler. bu korkunç yıkım ninova’yı tarihten sildi ve günümüze kadar kentin izine bile rastlanmadı. asur i̇mparatorluğu da ninova ile birlikte tarihin derinliklerine gömüldü .aslında şunuda düşünmemiz lazım asurluların günümü uygarlığına kattığı güzellikler... asurlular, mezopotamya'da kurulan diğer devletlerde olduğu gibi çivi yazısı kullanmışlardır. anadolu'dakiilk yazılı kaynaklar asur tüccarlarının bıraktıkları kültepe'deki tabletlerdir. asurlu'lar tarihte bilinen ilk kütüphaneyi ninova'da kurmuşlardır.
heykeltıraşlıkta önemli gelişmeler gösteren asurluların kabartmaları ünlüdür. nemrut tapınağındaki arslan heykelleri asur krallarının savaş ve av sahnelerini tasvir etmiştir.
yeni babil imparatorluğu [değiştir]
asur i̇mparatorluğu'nun yıkılışından sonra, babil yeniden güç kazandı. kentin yönetici sınıfı kaldelilerden oluşuyordu. kaldeliler, mezopotamya'nın çok eski halkıydı ve sümer kenti ur çevresinde yaşıyorlardı. bir kaldeli olan ii. nebuchadnezzar (yönetim dönemi i̇ö 605-562), yeni babil ya da kalde i̇mparatorluğu’nu güçlü bir devlet durumuna getirdi. babil'i, görkemli tapınaklar, saraylar, surlar ve kapılarla donattı. i̇ö 586'da kudüs'ü ve yahuda krallığı'nı yağmalayıp, tutsak aldığı yahudileri babil'e yerleştirdi. kalde i̇mparatorluğu, fırat irmağı'ndan mısır'a, ermenistan'dan arabistan'a uzanıyordu. bu dönemde, sanatlar, ticaret ve sanayi çok gelişmişti. ne var ki bu parlak dönem çok uzun sürmedi. nebuchadnezzar’ın ölümünden sonra imparatorluk çöküş sürecine girdi.
yıkılışı
pers i̇mparatorluğu'nun kurucusu büyük kiros (kurus), i̇ö 539'da babil ülkesini ele geçirdi. buna karşın babil, uzun süre kültürel kimliğini korudu. büyük i̇skender, pers i̇mparatorluğu'nu ele geçirdiğinde bile babil hâlâ görkemli bir kentti. büyük i̇skender i̇ö 323’te bu kentte, nebuchadnezzar’ın sarayında öldü. i̇skender'den sonra bölgeye egemen olan selevkoslar döneminde babil bir süre daha önemini korudu. ama selevkoslar i̇ö 311'de babil kentinin kuzeyinde seleukeia adında bir başkent kurup babil'de oturanları buraya yerleştirdiler. babil de zamanla tarihten silindi. ama babil uygarlığının izleri varlığını korudu. örneğin, çivi yazısı hıristiyanlık'ın başlangıcına kadar kullanıldı.
sanat ve mimarlık [değiştir]
babil ile asur sanat ve mimarlığında sümerlerin izleri görülür. onlar da sümerler gibi tapınaklarını ve saraylarını pişmiş kil tuğlalarla yaptılar. kentlerin merkezine yerel tanrılar adına tapınaklar diktiler. tapınaklar, merdivenler ya da eğimli yollarla çıkılan geniş bir platform üzerinde yükseliyordu. babilliler, bu tapınaklardan başka, basamaklı piramit biçiminde yükselen tapınaklar inşa ettiler. ziggurat adı verilen bu yapıların tepesinde, genellikle mavi sırlı çinilerle kaplanmış küçük bir tapınak bulunurdu. kutsal kitap'ta öyküsü anlatılan babil kulesi'nin de bir ziggurat olduğu sanılmaktadır. mimari açıdan önemli yerlerden biri, asur başkenti ninova’ydı. ii. sargon'un ninova yakınlarında yaptırdığı görkemli sarayının bine yakın odası olduğu bilinmektedir. sarayın hemen yanı başında dev bir ziggurat yükseliyordu. sinahheriba, ninova'da üç büyük saray yaptırmıştı. asurlular ve babilliler yapıları farklı biçimde süslüyorlardı. babilliler duvarları renkli sırlı tuğlalarla kaplıyorlardı. asurlular kalın ve yassı kireçtaşı ya da kaymaktaşıyla ördükleri duvarlara savaşları, avcılığı, din ya da saray yaşdıbını konu alan sahneler oyuyorlardı. bu kabartma resimlerin çoğunda kral, sakalı ve kıvırcık saçlıdır. çevresindeki öbür insanlar ise birbirine benzer. av sahneleri çok canlı biçimde tasvir edilmiştir. asur tapınaklarının ve saraylarının kapılarını, insan başlı aslan ya da boğa heykelleri koruyordu. kentler, planlı biçimde kurulmuştu ve geniş caddeleri vardı. su gereksinimi, büyü -
512.
0@2 makdıbının anasını gibmiştir kendileri. gibko bi de bi yarak yaptığını sanıyo ya
-
513.
0sen ne kadar gerizekalı bi binsin birader gerzek gerzek yazıp durma her tarafa amın feryadı
-
514.
0Bugünkü gergedanların, üçü Asya'da, ikisi Afrika'da yaşayan beş türü vardır. Bunların hepsi iri yapılı, kısa ve kalın bacaklı hayvanlardır. Ayaklarında tek bir toynakla (geniş ve kalın tırnakla) çevrili üçer parmak bulunur. Kafaları iri ve ağır, kulakları geniş, ucu püsküllü olan kuyrukları ince ve oldukça kısadır. Son derece kalın olan derileri, kulaklarının tepesindeki tüy tutamları ile kuyruk püskülleri dışında tümüyle çıplaktır. Türleri ayıran en önemli fark burunlarının üstündeki boynuzların bir ya da iki tane olmasıdır. Asya'da yaşayan üç türden ikisi tek boynuzlu, öbür Asya türü ile iki Afrika gergedanı çift boynuzludur. içlerinde en irisi olan Beyaz gergedanın ağırlığı beş tonu bulur. Gergedanların boynuzu öbür hayvanlarınki gibi kemikten değil, saç, kıl ve tırnakların yapısındaki (keratin) denen lifsi bir proteinden oluşmuştur. Bazı Asya ülkelerinde bu boynuzların doğaüstü güçler taşıdığına inanılır.
Otçul hayvanlar olan gergedanlar genellikle tek başlarına ya da aile grupları hâlinde geniş otlaklarda, çalılık ve bataklık bölgelerde yaşarlar. Yalnız Sumatra gergedanı sık ormanlarda yaşar. Görme duyularının zayıf olmasına karşılık koku alma ve işitme duyguları çok gelişmiştir. Hayvanlar arasında kendilerinden daha güçlü düşmanları olmayan gergedanlar insanla karşılaştıklarında da genellikle kaçarlar.
Ama bazen kızgın bir erkeğin ya da yeni doğum yapmış bir dişinin alışık olmadığı bir koku ya da sesle uyarıldığında körlemesine saldırdığı olur. Gergedan bütün iriliğine karşın hiç de hantal bir hayvan değildir. Saatte 45 km hızla koşabilir ve bu körlemesine koşu sırasında koca gövdesinden hiç beklenmeyen bir çeviklikle bir anda yönünü değiştirebilir.
özet geçiyorum: dıbına kodumun herifi. -
515.
0adam her gün bişeye takıyor amk. değişik bir yaşam formu. görenler olduğu yerde gibsin maymundan olma gergedandan doğma puştu.
-
istanbul zirvesi yapalım bir ara
-
anneniz abartilmis bir huurdur
-
kendisi de biliyor gucsuz oldugunu
-
adam kafayı koyunlarla bozmuş
-
ne yapacağız bu kürtçü teröristleri
-
beyler bugün sabahtan akşama kadar aç kaldım
-
femboylar bile kayrayi
-
japon değil japonya lı diyeceksiniz
-
beyler bugün ekşide debeye girdim
-
temizleme jeli retinol nemlendirici krem
-
bi tane güzel sesi olan biri vardı burada
-
ferre altincisine elveda
-
bu filmin yedi ceddini
-
su sozlukte bi futbol muhabbetini bi de
-
şu adamın yüzündeki nur şaka mı
-
sözlük emektarcıları bir bakın hele
-
flört ettiğin kıza geçmişini ne zaman
-
çenem karıncalanıyor iki gündür
-
çok iyi karar bence de
-
yav birader su sokakra muzik calmayin
-
karakterine estetik yaptır
-
ulan biri tenis iddiası önerdi
-
sözlükte zütcüğü kaşınan var mı arka tak deliği
-
sözlüğün yeni sahibi kim oldu şimdi
-
iki gün daha evdeyiz la ooooyhhhh
-
beyler bugün teknosadan kulaklık aldım
-
allaha hayır
-
500 yıl sonra reenkarne olup
-
osmangazi tek yon mu cift yon mu alıyo
-
kodumun ismaili
- / 2