1. 251.
    0
    HAYALLER SUYA DÜŞÜYOR
    Midesi yavaş yavaş alarm veriyordu. Etrafındaki bilmez kişilerin tavsiyesi üzerine bulanmasın diye uçağa aç binmişti. Mide bulantısı ilacı için gittiği birliğin doktoru da;
    -Bu hap zaten işe yaramıyor sadece pgibolojik etkisi var demişti.
    içinden doktora o kadar kızmıştı ki bunu buraya insanlar elensin diyemi koymuşlar diye düşünmeye başlamıştı.
    Beklenen olmuş akrobasi hareketlerine daha fazla dayanamayan midesi “eject” yapmıştı. Poşette bulamadığından kepinin içine boşaltmıştı.
    KumandayıPilot devralmış meydana dönüyorlardı.
    Ertesi gün ikinci sortidepilotu mide bulantısına alışacağını umarak kurallar gereği bir hak daha vermişti. Bu kadar istekli bir adayı hemen elemek istemiyordu. Bu sefer her şeyi Kağan yapmış ve çalışma sahasında yine hareketlere başlamıştı. Ancak öğretmen pilot durumu anlayınca ikinci hakkını da yitirmemesi için kısa kesmiş ve iniş kalkış çalıştırmak üzere geri dönmüştü.
    Üçüncü ve son sortide de beklenen olmuş ve bu sefer tedbirli olan öğrenci poşete midesini boşaltmıştı.
    Koca bir hayal hüsranla sonuçlanmıştı. Birincisortiden sonra tuvalette ağlarken gören Yarbay’ın alışırsın devam et tavsiyesi de işe yaramamıştı.
    Oysa buraya kadar gelmek için ne sınavlardan geçmiş, seçilmişlerin içinden seçilmiş olmak için elinden geleni yapmıştı. Dünyada başka hiçbir meslekte 24 milyon dolarlık bir cihazı tek başına bir adama vermiyorlardı, O adam olmayı çok istemişti.
    Onu daha önce hiçbir şey durduramamıştı. Ne DUK’a geldiği ilk gün öğrendiği askeri lise öğrencisinin şehit olması (Yalnıza çıkarak T-41 ile tek başına iniş anında şehit olan aday herkesi yasa boğmuş o gün sivil liselerden gelen 30 aday adayı kampı terk etmişti), nede bunu duyup 1000 km mesafeden gelip ikna etmeye çalışan babası, nede pilotunun “Biz 100 kişi mezun olduk, 80 tanemiz pilot oldu bugün 20’si hayatta”demesi.
    ···
  2. 252.
    0
    PiLOT iLE SON SOHBET
    Yarın DUK’tan ayrılacaktı. Uçuş notlarını öğretmeni ile birlikte dolduruyorlardı. Pilot yarın dosyayı teslim edeceğini çok üzgün olduğunu anlatıyordu. Tüm notları 100 idi. Bu yalnıza çıkma ihtimalinin yüksek olduğu hatta gelecekte iyi bir pilot olacağı manasına geliyordu. Sıra uçuşa bedeni yeterlilik kısmına geldiğinde koca bir eksi vardı.
    Artık öğretmen öğrenci ilişkisi kalmadığına göre rahat konuşabilirlerdi.
    Yüzbaşı teselli etmek için;
    -Jette lövye ile nasıl baş edeceksin? incecik bileklerin var. Dalışta koltuktan havalandın kemer olmasa az daha tavana yapışacaktın.
    Deyince,
    -Buna gerek kalmayacak ki biz pilot olunca F-16 ile uçacağız fly-by-wire (kablolu uçuş kontrolleri) olduğundan joystick gibi yani bilek gücü gerekmeyecek.
    Demesi ile,17 yaşındaki birinde aldığı bu cevapla ilk şoku yaşamıştı. Peşine de altta kalmamak için,
    -Peki F-16’ya gelene kadar Çiğli’de ne yapacaksın?
    Madem son günü idi aklındaki soruları bir savaş pilotu bulmuşken sormalıydı. O sordukça Yüzbaşının hayret dolu bakışları artıyor soruların dozu arttıkça da sinirleniyordu.
    -Ege’de Yunan Mirage-2000 veya F-16’ları ile dogfight yaptığınızda korkuyormusunuz?
    Klagib bir şavaş pilotu cevabı geldi;
    -Ben F-4’ün üzerine uçak tanımam.
    -Ama sizin motor eski teknoloji duman izi bırakıyor. “Dogfight”tadüşman dumanı takip edip hemen sizi bulur. Siz ise F-16’ları takip edemezsiniz. israillilerin Süper Phantom’larda motorları değiştiği gibi keşke bizde değişsek.
    Yüzbaşı ne cevap vereceğini şaşırmış halde sorunun cevabından çok bu çocuğun nereden bildiğini merak ederek daha önce böyle sorulara hiç de alışkın olmadığını her halinden belli ediyordu.
    Esas bomba şimdi geliyordu;
    ciksenli yılların sonlarına doğru Türkiye sınır ötesinde ilk kez PKK kamplarını Irak müsaadesi ile bombalamış. Bombardımanı yapan F-4E’ler başka bir uçak tarafından havada kaydedilmiş ve televizyonda 30 adet F-4E uçağının katıldığı söylenmişti. işte tam sormanın zamanı idi.
    -Siz o sınır ötesi harekata katıldınız mı?
    -Evet
    -Dalıştan çok dik açı ile çıktığınızı gördüm spikerde öyle dedi TV’de, gerçekten zor muydu?
    -Evet. Hedefler dağların arasında idi. Çekişi çok dik açı ile yaptık tam karşısı dağ idi.
    -30 adet denildi televizyonda ama ben inanmadım. 30 tane Phantom’la bir köy/kamp bombalanırmı? Zaten tüm görüntüler aynı gibiydi bence 3-5 uçaktı.
    Bir anda pilotun bakışları sertleşti ve cevap vermek yerine,
    -Bunu nerden duydun dedi.
    Baltayı taşa vurduğunu anlamıştı, korkmuştu hemen kıvırarak,
    -Şey … gazetelerde görmüştüm.
    Eşyalarını topluyordu koğuş nöbetçisi yanına geldi.
    -Pilotlar kamelyada çay içerken senden bahsediyorlardı. Belli ki elenmene üzülmüşler “bir çocuk var canavar gibi” diyorlardı. Lider 4. sınıf öğrencisi de senin hava atmak için Varşova Paktı uçaklarının hepsini ezberlediğini kendisini ve arkadaşlarının tablonun yarısını bile bilmediğini anlatıyordu.
    Sadece gülümsedi. Hava atmak için ezberledi dediği şey; o yıllarda SSCB ve diğer Varşova Paktı ülkelerininuçaklarının, sınır birlikleri ve hava kuvvetlerine ait birliklerde personel tarafından tanınması amacı ile duvarlara asılı olan büyük bir tablo idi. içinde uçakların siyah-beyaz 3 boyutlu küçük siluetleri vardı. Ezber yapmak bir yana tabloyu birliğin duvarında ilk gördüğünde şöyle bir bakmış tanıyamadığım bir şey varmı diye kontrol etmişti. Sonrasında başlarındaki 4.Sınıf öğrencisi ile yarışma yapmıştı. Öğrenci farklı yenilince inanamamış O’nun oturup ezber yaptığını iddia etmişti. Ben bunların hepsini ortaokulda tanıyordum demeyi çok istemişti ama saygısızlık olmasın diye uzatmamıştı. Her ikisi de bu özelliğin ülkenin savaş tarihine nasıl etki edeceğinin tahmin bile edemezdi…
    Tümünü Göster
    ···
  3. 253.
    0
    Üniversite’den mezun olalı yıllar geçmiş, pilot olamamış ancak askeri havacılık ve savunma teknolojilerine ilgisini hiç kaybetmemişti. ilgi sahası askeri havacılıktan stratejik silahlara doğru kaymış, işi profesyonel düzeye taşımış, çeşitli üniversitelerde ve askeri eğitim kurumlarında dersler vermekteydi.
    Yurt dışındaki konferans ve açık oturumlara konuşmacı olarak çağrılmakta, çeşitli stratejik araştırma kuruluşlarına raporlar hazırlamakta idi. 800’den fazla askeri uçak ve helikopteri görür görmez tip ve isim olarak tanır hale gelmiş, serviste olan birçoğunun teknik özelliklerini yüzeysel olarak da olsa öğrenmişti.
    Ancak onun hayatını değiştiren özelliği sonradan ilgilenmeye başladığı füze ve mühimmat teknolojisi olacaktı. Askeri uçaklardan daha ziyade özellikle komşu ülkelerdeki tüm kısa, orta, uzun menzilli balistik füzeleri tanıdığı yetmiyormuş gibi dünya üzerindeki diğer tüm MRBM, ICBM’leri de tanır hale gelmişti. Bu kabiliyetin üzerine tüm anti-balistik füzeleri özeliklerini ayrıntılı bilecek şekilde tanımayı eklemiş ve tanımadığı yüksek irtifa hava savunma sistemi kalmamıştı.
    Alçak ve orta irtifa sistemlerine gelince; dünya üzerin de birçok ülkede çok sayıda çeşidi olan bu sistemlerden batı ülkelerinin yanı sıra Rus ve Çin yapısı olanlar ile tüm komşularımızın envanterini “tehdit kütüphanesine” katmıştı. Geriye sadece üçüncü dünya ülkeleri ve Uzak Doğu’da kiler kalmıştı. Bu kadar ayrı sistemi görünce tanıma veya tanımlama yapacak bir istihbarat elemanı yada asker ülkede yoktu. Hatta dünyada olup olmadığı da tartışılırdı.
    O yaz yani savaşın çıkmasında bir yıl önce havadan atılan mühimmatlar ve özellikle Rus menşeili uçaklarda taşınan tüm seyir ve havadan-karaya, denize ve yere atılan füzeleri teşhis tanıma adına oldukça mesafe kat etmişti.
    Lisede 11 000 metrede 747’yi tanıyan Kağan, Hava Harp Okulu mezuniyet törenlerinin izlemek için gittiği Bakırköy sahillerinde üçerli kollar halinde adalar üzerinden gelen F-4 ve F-16 uçaklarını daha leblebi kadarken ayırt ediyor, Uzak Doğu’da havacılık fuarlarında sergilenen Su-34’lerin önündeki tüm mühimmatı gelen ziyaretçilere anlatacak kadar biliyordu. Tek bilmediği bu özelliklerinin başına ne işler açacağı idi…
    ···
  4. 254.
    0
    SAVAŞ ÇIKIYOR
    2014 yılında altı ayda sonuçlanması beklenen süreç 2016’nın sonlarına gelindiğinde savaştan kaçan milyonlarca Suriyelinin kalacak yer kalmayınca güney illerindeki spor salonlarına ve camilere bile yerleştirilmek zorunda kalınmıştı.
    Yaşananlar, PYD/PKK ve IŞiD destekli iç terör, altı aylık ömrü kalması gereken Esad’i Suriye’ye çakmıştı. Rus ordusu tıpkı Körfez Savaşında Arap Yarımadasına yerleşen ABD gibi kalıcı olarak Suriye’ye yerleşmişti.
    Tarih 2016 yılının son aylarını gösterdiğinde ise görünüşte Suriye destekli olan ama aslında Rusya ve daha pek çok ülkenin desteğini alan PYD, tüm güney sınırımızı kontrol altına almıştı. Türkiye bunu bir dış tehdit olarak değil iç tehdit gibi algılıyordu.
    Yaşanan terör olayları nedeniyle Suriye’nin kuzeyinde tampon bölge oluşturulma kararı Ankara’dan çıkmıştı.
    ···
  5. 255.
    0
    ARTIK HiÇ BiRŞEY ESKiSi GiBi DEĞiLDi
    Zaten sınıra muazzam yığınak yapmış olan birliklerin komutanlarına gizli emir verildi. Gece yarısında sınırdaki tüm birliklere daha önceden belirlenmiş hedeflerine karşı harekete geçecekti. Aslında sürpriz bir şey yoktu. Tatbikat ve savaş senaryoları bölgede aylardır yoğun bir şekilde çalışılıyor, kim ne yapacağını biliyordu. Gerek düşmana, gerekse alt kadroya sürpriz olan şey, zamanı ve hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğine dair kuvvetli inancın var olmasından kaynaklanıyordu.
    Ertesi sabah Ankara’dan ilk açıklama yapıldığında tüm dünya şoka girmişti. Bu sırada kamu görevlileri ülkeye dağılmış Suriyeli mültecilerin savaşa gönüllü katılımı için sevkiyatta yardımcı olmaları istenmişti. Sonuçta onlarda kendi toprakları için savaşacak ve geri alındığında ülkelerine geri döneceklerdi.
    Beş gün içinde Kuzey Suriye’nin tamdıbını işgal edilmiş bazı bölgelerde 100 km derinliğe ulaşan bir tampon bölge oluşturulmuştu. Ancak henüz, tüm güney ve batı Suriye’yi kontrol atında tutan Ruslar ile yüzgöz olunmamış idi. Karşısında düzenli ordu olmayan Türk ordusu Zırhlı birlikler ile daldığı topraklarda aslında işin en kolay kısmını bitirmişti. Savaş daha yeni başlıyordu…
    ···
  6. 256.
    0
    HiBRiD iTTiFAKI
    Türkiye karşısında bölgede kutsal ittifak kurulması fazla uzamadı. Rus ve Esad birlikleri ile Esad yanlısı güçler ile savaşan Türk Ordusu, Rus hava ve füze kuvvetleri karşısında ciddi kayıplar verse de savaşın ilk aylarında Suriye sınırını hallaç pamuğu gibi atmış, sınır hattı boyunca PYD ve PKK güçlerini püskürtmüştü.
    Rus destekli PYD-PKK güçlerinin hibrid savaşı karşısında gayrinizami harp teknikleri ile mücadele etmeye çalışan Türk askeri bir taraftan da Rus ve Esad güçlerine karşı sık sık ağır silahların kullanıldığı bir savaş yürütüyordu. Rus hava kuvvetleri uçaklarımızı düşürmesi ve birliklerimizi bombalaması ile balistik füze yağmuru haricinde Rus kuvvetleri Türk ordusu ile hiç karşı karşıya gelmiyor demek yanlış olmazdı.
    Rusların her türlü silahla destekledikleri Esad ve yanlısı milisler, PKK, PYD hatta Ruslarla anlaşan bazı küçük IŞiD birliklerini Hibrid savaş taktikleri ile Türk ordusuyla savaştırarak kendi kara birliklerinin güneyde güvenliğini sağlıyordu. Bir yıldan fazla bir süre böyle geçti.
    Ayıyı dansa kaldıran Türkiye dansı bitirmek için bir türlü ikna edemiyordu. Ve ayı dansı devam ettirdikçe petrol fiyatlarının artması işine geliyor ayrıca Türkiye’nin silaha aldığı ABD, Avrupa, israil’in yanı sıra Rus Savunma sanayi firmaları da bayram ediyordu.
    Almanya, Polonya gibi savaşın soğuğunu toplumsal bilinçaltının ve coğrafi yakınlığın etkisi ile ensesinde hisseden ülkeler olsa da diğer batı ülkeleri durumdan memnundu. Öyle ki, dünya devi Lockheed-Martin Patriot’ların son geliştirilen modeline “Bear killer” takma ismini koymuş, adeta Rus SS-26 füzeleri karşısındaki zaferlerini ve başarısını dünyaya ilan etmişti.
    ···
  7. 257.
    0
    DUK’TA UÇUŞ EĞiTiMi
    O yıl Yalova Meydanı bakımda olduğundan Bursa Yedek Meydanına çağrılmıştı. Kampa geldiğinde çoğu askeri liseli olan adayların moralininbozuk olduğu hemen göze çarpıyordu. Sivil liseden rekor başvuru ve alım olduğundan sivil öğrencide çoktu. Bir gün önce şehit olan askeri lise öğrencisinin acısı ise henüz çok taze idi. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu…
    Yer dersleri başlamıştı. T-41 tek motorlu 4 kişilik uçakları uçurmak için gerekli dersleri alıyorlar, ilk uçuşa çıkacakları günleri adeta iple çekiyorlardı. Birçoğunda bulunan korku ve endişenin zerresi dahi onda yoktu. Çünkü başaracağından o kadar emindi ki, O doğuştan pilottu(!) Zaten onu Hava Harp Okulundaki seçmelerde tanıma fırsatı bulmuş olan arkadaşları azmini gördükçe “sen kazanamazsan kimse kazanamaz” diyorlardı.
    Evinden ilk kez ayrılmış olan 17 yaşındaki bu delikanlının tek derdi Hava Harp Okulunda alıştıkları yemeklerin bu hava meydanın birliğinde olmaması idi. Acemi er yemeğine aşılmak zordu.Bu yemek takıntısının hayallerini nasıl yıkacağının henüz bilmiyordu.
    Ha birde 5 yıl sonra kurada F-16 çıkmaz F-4 çekersem ne olacak diye düşünüyordu…
    Sınavları geçmiş ve uçuşa çıkmasına az kalmıştı. Her gün pist kenarında 13. sorti olan yalnız sortisine tek başına çıkıp başarılı inişten sonra tepeden tırnağa ıslatılan yaşıtlarını gördükçe içi gidiyordu. Klagib bir havacılık geleneği olan bu ıslatma bazen hortumla bazen kova ile yapılıyor ve genç pilot adayına Hava Harp Okulu’na kabul edildiğini müjdeliyordu.
    ···
  8. 258.
    0
    Hem dört adet duman izini hem de kanatlardaki minicik motor çıkıntılarını görebiliyordu. Boeing 747 Jumbo jetin burun kısmı da çift katlı olup biraz şişmanca olduğundan göz aşinalığı olmuştu. F-4’ler ise ne kadar yüksekte olursa olsunlar kanat uçlarının kıvrık ve geniş kanat yapısı ile F-16, F-5ve F-104’lerden kolayca ayrılıyordu.
    Akşam haberlerde olayı seyredince babasına,
    -Bahçede tören yaparken üzerimizden geçen uçak bu. iki yanında ki jetlerden şüphelenmiştim zaten,
    Deyince babası da inanmamıştı.(1988 yılında kaçırılan Kuveyt Hava Yollarına ait bir Boeing-747 yolcu uçağı Türk hava sahasına girmiş ve iniş izni verilmemişti. Uçağa, Türk Hava Sahasını terk edene kadar iki adet F-4E uçağı refakat etmiş ve kaçırılma olayı uçağın Cezayir’e inmesi ile son bulmuştu)
    Okulda iyi çalışmış ve üniversitesi sınavının birinci basamağında yüksek puan almış ve Hava Harp Okuluna çağırılmıştı. incecik bedeni ile dalga geçen mülakat heyetindeki subaylara müthiş bir kararlılık göstermiş, pgibo-motor teste nerede ise yüz almış, fiziki yeterlilik testlerinde ise beklenenin çok üzerinde performans göstermişti.
    Düzenli antrenmanların ve yüksek irtifada yaşamanın avantajı ile 30 kişilik uzun bacaklı rakiplerinin çoğuna 1600 metrede tur bindirmiş ve ikinci olmuştu. Çok sıkı sağlık kontrollerini de geride bırakarak artık DUK’a çağrılacaksınız dediklerinde yanındakilere sordu.
    -DUK ne?
    -Deneme uçuş kampı?
    ···
  9. 259.
    0
    Abi ben baykuş beslicem de bir sorum olacak
    Beni yer mi ??
    ···
  10. 260.
    0
    Reis hayvan
    ···
  11. 261.
    0
    amk kuş
    ···
  12. 262.
    0
    Tıpkı bir karabatak gibi, adeta denizi yalayarak uçuyordu. Sıcak Temmuz gecesinde çift rotorun palleri, Doğu Akdeniz üzerinde sadece on metre irtifada havayı yarıyordu. Özel Kuvvetler’e ait CH-47F Chinook helikopteri Hmeymim Hava Üssü yakınlarına doğru130 knot hızla yol almaktaydı. Helikopterin bir haftadır saklandığı, K.K.T.C.’nin kuzeydoğusunda bulunan Karpa Milli Parkı’nda ki ağaçların kokusu kabine sinmişti. Mürettebat deniz ve ağaç konusunu karışımını solurken barut kokusu almadan eve dönmenin hayalini kuruyordu.

    Helikopter her ne kadar tek başına uçuyor gibi gözükse de aslında Akdeniz bölgesindeki tüm Hava ve Deniz unsurları ve Hatay-Serinyol’a intikal etmiş Kara Havacılık Alayına ait Arama-Kurtarma CSAR helikopterleri alarm durumdaydı! Kırmızı alarmda olan iki yer daha vardı; Genel Kurmay Harekat Merkezi ve operasyonu idare eden Eskişehir Hava Harekat merkezi. Bütün bu hazırlıklar sadece bir kişi içindi. iki yıl süren savaşın sonunda barışa çok yaklaşılmıştı ve O’nun bozmasına izin verilemezdi.

    ilgi olursa devamı gelecek panpalar...
    ···
  13. 263.
    0
    O gece herkes sabaha kadar diken üstünde olacaktı.

    Aynı geceSuriye’nin batısında, Akdeniz kıyılarına yakın ve Kıbrıs’a 140 km mesafedeki etrafı radarlar ve hava savunma füzeleri ile çevrilmiş Hmeymin Rus Hava Üssü’nde ise savaşın rehaveti tavan yapmıştı. Temmuz sıcağında savaştan ve Suriye ikliminden bunalmış Rus askerlerinin başlarında yumurta pişmiş gece ise çöl ikliminin azizliğine uğrayarak üşümemek için kamuflaj ceket arar olmuşlardı. Radar ve diğer elektronik sistemler sorunsuz çalışsa da birkaç saat sonra hepsi yoğun bir karıştırmaya maruz kalacaktı.

    O ise üç gündür gözlerini dikmiş işareti bekliyordu. Yakalanmaması ve barış görüşmelerine zarar gelmemesi için artık çok az mesaj gönderiliyor, kendisinden de kırmızı kod bilgi olmadığı takdirde yollamaması isteniyordur. Türk Özel Kuvvetlerine mensup askerler ve Esad muhalifi Araplardan müteşekkil on kişiden oluşan ve tek görevi ona ara sıra ikmal ve mesaj taşımak olan özel kurye mangasından ise hayatta kalan yoktu. iki aydır gelen giden olmadığı gibigünlerden sonra gelen ilk mesajda bir satırlıktı. Ama her şeye değerdi.
    ···
  14. 264.
    0
    -işaret gelince terket, aşağı in, planlanan yere git. Yalnızsın, başka kimse kalmadı.

    -işaret?

    -Verilince anlarsın…

    Tam da “Şehrin yakınında, uçak/füze faaliyetlerinin yoğun olduğu bir üstenasıl anlayacağım ki” diye düşünürken gece yarısını biraz geçe üssün uçak yakıtlarının depolandığı alanda dev bir patlama meydana geldi. Ardından tüm depolar birer birer havaya uçmaya başladı. Yangınlar başlamış, üs panayır alanına dönmüştü. Askerler uçaklarımı, cephane depolarınımı, S-400’leri mi yoksa canlarınımı kurtaracaklarını şaşırmış halde sağa sola koşuyordu. Herkes tabi olarak bombardıman yadafüze saldırısına maruz kaldıklarını sanıyor ve kargaşadan kimse kimseyi görmüyordu.

    Vakit gelmişti…

    Tam o anda Ankara’da Genel Kurmay Karargahı’nda Genel Kurmay Başkanı, Başbakan, ilgili teşkilatlardan birkaç üst düzey sivil yetkili bir taraftan gündemi değerlendiriyor diğer yandan da sabaha kadar uykusuz geçme ihtimali düşünerek kahvelerini yudumluyorlardı. Toplantıdaki üst düzey yetkililerden birimasada gördüğü bir dosyayı eline almış içindeki sadeözgeçmişi okuyarak vakit geçirmeye çalışıyordu. Derken Genel Kurmay’a beklenen haber geldi.

    -işaret verildi, kuş yolda.
    ···
  15. 265.
    0
    ilgi olursa devdıbını da yollarım
    ···
  16. 266.
    0
    UZMANIN ELiNDEKi DOSYA YILLAR ÖNCESiNDEN BAŞLIYORDU
    Kağan henüz beş yaşında idi. Erzurum’da babası ile dolaşırken alçak çeken iki jet uçağının gürültüsü ortalığı inletmişti. Babasına ne olduğunu sorduğunda, yârinki Cumhuriyet Bayramı provası olduğunu öğrendi. Jet’lerinhızından ve sesinden çok etkilenmişti. O anda kafasında şimşek çakmıştı pilot olmalı idi. Böylece anne-babasının öğretmen arkadaşlarının sürekli sorduğu, “Büyünce ne olacaksın?” sorusuna da cevap bulmuş olurdu.
    Pilot olma isteği ortaokul yıllarında havacılık tutkusuna dönüşmüştü. O kadarki her haritaya Amerika’ya rakip kuracağı, dünyanın çeşitli ülkelerindeki hava üslerini işaretliyor, internetin hatta bilgisayarın dahi olmadığı o yıllarda gazetelerde gördüğü tüm uçak resimlerini kesiyor, ülkede havacılık alanında çıkan iki derginin tüm sayfalarını adeta ezberliyordu. Saf ve berrak hafızası boş bir hard disk gibi gördüğü tüm uçak ve helikopterleri kaydediyor ve onları televizyonda veya gazeteler de görür görmez tanıyordu. Aslında bu hastalık bir gazetenin her cumartesi verdiği 4 sayfalık “savaş uçakları” ekiyle başlamıştı. Gördüğü her uçağı hemen tanımalı idi. Şimdilik merak ve hobi olan bu kabiliyetin ilerde kendisininve ülkenin kaderinde ne derece önemli olacağını kim bilebilirdi…
    Kağan lise 1.sınıf öğrencisi iken bayrak töreninde yaşadığı olay ne derece ileri gittiğine örnekti. Erzurum üzerinde uluslararası hava koridoru vardı. Sürekli çok yüksekten geçen uçakları sınıflandırmaya çalışıyordu. Daha lise öğrencisi iken kaçırılan bir 747’yi görmüş ve yanındaki iki F-4E uçağını da tanıyarak arkadaşlarına,
    -Anormal bir durum var 747’yi Phantom’lar takip ediyor bir şey olmuş galiba, deyince herkes dalga geçmişti. O kadar yüksekteki uçağı nasıl tanıdığına inanmamışlardı. Oysa uçaklar 10-11 bin metre irtifada uçsalar da o yıllarda henüz A340 olmadığından 4 motorlu B747 ve B707’den başkası olamazdı.
    ···
  17. 267.
    0
    reyiz.
    ···
  18. 268.
    0
    Θ
    ohaaaaaaaaa
    reserved
    ···
  19. 269.
    0
    binler baykuşu yıkamak lazım
    http://pleatedjeans.files...how-to-clean-your-owl.jpg
    ···
  20. 270.
    0
    http://www.incicaps.com/?v=3fb60738a2.jpg
    http://www.incicaps.com/?v=16cf060f9b.jpg
    ···