1. 201.
    0
    Derken gerçek savaş ortamında çok az gerçekleşen, R-77 için ise ilk kez uygulanan yöntem işe yaramış ve füze F-16’nın yerini unutarak geçip gitmişti.
    Lider, bozuk pod ve yakıt sarfiyatını düşünerek Serkan Yüzbaşı’ya Antalya meydanına dönmesini emrederek “Biz gerisini hallederiz sen dön” demişti.
    Çünkü o sırada tuzağı fark eden E-7T “Doğu” uçağındaki nöbetçi hava muharebe operasyon komutanı Albay, çatışma sahasında Binbaşı ve arkadaşlarına;
    -Lider Ejder konuşuyor; Derhal muharebeyi kesip, geri dönün güvenli bölgede tanker sizi bekliyor,
    Emri vermişti. Adana güneyine KC135R tanker uçak yollanmış, ayrıca incirlik ve Konya’dan kalkan F-35/ F-16 oluşan karma bir filo tam AB konumunda hızla bölgeye geliyordu.
    Serkan yüzbaşının yakıtı kritiğe girmişti. Durumu Ejder’e bildirdi. Ejder o bölgede henüz hava hakimiyetininsağlanamadığını tanker gönderemeyeceğini söylemişti. Lider Ejder tanker gönderip buluşma sağlanabilse bile bunun zaman alacağını, güneyde Türk ve Rus uçakları arasında sıcak çatışmanın devam ettiğini, füzelerin havada uçuştuğunu biliyor ve bölge temizlenmeden koca bir tankeri mürettebatı ile harcayamayacağını düşünmüştü. Kısaca başının çaresine bak demişti. Ardından sivil trafiğe de açık uluslararası bir meydan olan Antalya meydanını alarma geçirip bir F-16’nın mecburi iniş yapacağı haber verdi.
    Yakıtı transfer edip dış yakıt tanklarını attı Serkan Yüzbaşı. Henüz füzelere kıyamamıştı. Sonra yakıt hesabı yapıp durumun umutsuz olduğunu gördü. Hemde sivil meydana yapılacak acil inişte bir terslik olursa füze yakıtı ve harp başlıklarıyla sorun yaşayabilirdi. Dördünü de denize attı içi giderek. 900 adet top mermisi de dahil..
    Uçakta tek yük AIDEWS elektronik harp podu idi ona kıyamadı. Hesaplamaları yapıp uygun yüksekliğe çıktı. Birazdan yakıt bitecek ve motor duracaktı. F-16’sı en son Hava Harp Okulu’nda uçtuğu planör gibi olacaktı. Fabrika verilerine göre F-16 motoru durduğunda bir süre kanat tasarımı ile süzülebiliyordu.
    Antalya meydanı ile irtibat kurmuş ve “emergency” deklare etmişti. Artık sivil kanaldan konuşuyordu ve trafik kuleye devredilmişti. Uçağının yakıt tanklarında kalan son damlalar motora akıyordu.
    Alana yaklaşma paternine girmiş olan tüm sivil uçaklarda konuşmaları duymuştu. Beklenenden önce yaklaşmaya girmeyi başarınca son yaklaşmada en önde olan bir Frankfurt uçağına yaklaşma kulesinden aniden;
    - Havayolu 7280, pas geçiniz-emergency trafiği öne aldık.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 202.
    0
    Boeing 737 uçağının kokpitinde eski bir F-16 pilotu oturuyordu. 55 yaşındaki kaptan pilot, sağda oturan genç ikinci pilota dönerek “Acaba ne oldu” diye sordu. Bir yandan da eli oto pilot paneline gitti. Gaz kolları ileriye doğru hareket ederken Boeing 737’nin sürati artıyor ve irtifa almaya başlıyordu… Ama kaptan pilotun aklı acil durumdaki F-16’daydı.
    Bu arada Serkan Yüzbaşı’nın F-16’sı biraz yan rüzgara maruz kalmış bir sağa bir sola yalpalayıp duruyor çok güven vermiyordu.
    Kaptan pilotun gözü acil iniş yapan F-16’daydı. Telsizden uçağın yakıt kritiğinde olduğunu öğrenmişlerdi.
    ikinci pilot o kadar olay yaşamalarına rağmen ilk kez kaptanı bu halde görüyordu.
    -Kaptanım, inebilecek mi?
    Deyince, umursamadı bile kaptan. Savaş çıktığından beri niye bu savaş ben orduda iken, gençken çıkmadı diye kendini yiyip bitiriyordu zaten.
    -Ne diyorsun oğlum sen… Ben üç kere emegency indim hiç birinde bu kadar heyecanlanmadım,
    Diye bağırdı. Ağlamaklı gözlerle. Savaşında etkisi ile profesyoneller dahi çok hassas bir hal almıştı çünkü.
    Artık Serkan Yüzbaşı pas geçemezdi. Uçağının motoru yakıtsızlıktan durmuştu. Süzülüş açısına göre pist başını tutturamazsa tek şansı atlamaktı.
    Meydan üzerinde dönüp te meydanı gören tüm sivil uçakların pilot kabinlerinde milli duyguların tavan yaptığı bu günlerde, çoğu asker kökenli olan yolcu uçaklarının pilotları nefeslerini tutmuştu. Yabancı hava yollarının dahi saygıdan ve havacılık ruhundan ileri gelen dürtülerle sesleri çıkmıyordu. Tüm Antalya gökleri olayı izliyor tüm kabinler de hemen hemen hemen ayni bağrışmalar oluyordu;
    -Hadi oğlum, hadi aslanım, koçum benim Allah’ım yardım et…
    Tekerlek bir iki derken üçüncü kez yere temas edince arka hava frenlerini full açıp paraşütü salmıştı. F-16 tüm yer ekiplerinin yürekleri ağzında bir ortamda güvenli bir iniş yapmış ve güçlükle pisti terk etmişti. Arkasından itfaiye ve kurtarma araçları saniyeler içinde F-16’nın yanı gelmişti.
    Derken B-737 ve tüm diğer uçakların kabinlerinde kaptan pilotların olayı ve geç inişin sebebini anlatan anonsları duyuldu.
    -This is the captainspeaking…
    Tüm uçakların yolcu kabinleri stada dönmüştü…
    -Türkiye seninle gurur duyuyor…
    ···
  3. 203.
    0
    Kuyruk olan ve çoğu itibari ile yakıtı kritiğe giren uçaklar acele ile birer birer indirilirken, yabancı hava yolu pilotlarının tebrik mesajları telsiz çevrimindeki tüm mürettebat tarafından duyuluyordu.
    Frankfurt uçağının emekli F-16 pilotu kaptanı uçağı park ettiğinde 50 metre ilerdeki pistin askeri tarafındaki F-16’yı fark etti. Son bir anonsla çoğu Almanya’da ki vatandaşlarımız olan yolculara bunun o uçak olduğunu söyledi. Uçaktan inen hiç kimse otobüslere gitmiyordu. Herkes bir arada 50 metre ilerdeki F-16’nın altında uçağa zarar gelmiş mi diye konrtol eden Yüzbaşı Serkan’ı alkışlıyor ve tezahürat yapmaya devam ediyordu. Zaten hepsinin savaşta yüreği yanmıştı. Bu kahramanlardan birini görme fırsatını bulmuşken ayrılamıyorlardı.
    Gerek hava muharebeleri, gerekse mecburi iniş duyulmuş bir çok kanal canlı yayına geçmişti. Yolculardan bazıları cep telefonu ile televizyonlara bağlanmış bir yüzbaşıyı bir yolcuları göstererek olayın heyecanının canlı yayında tüm ülkeye yansıtıyorlardı…
    Kaptan pilot, ikinci pilotuna dönerek,
    -Kusura bakma sana bağırdım. Onların hepsi benim oğlum gibi, onları ben yetiştirdim hepsi senin kadar kızım kadar değerli gözümde. Son anda pisti tutturamayacak diye çok korktum.
    -Ben fazla endişe etmedim sorun çıkarsa atlar diye düşünmüştüm,
    -Hayır hayır, indirmeye kararlı olduğunu fark ettim ben. Atlayacak olsa idi son yaklaşmada alçak kalınca çekerdi. O yüzden çok korktum.Son ana kadar atlamayacağını biliyordum…
    ···
  4. 204.
    0
    EĞiTiM Mi DEDiN

    Aradan 5 gün geçmiş nihayet Özel Kuvvetler Komutanlığından çağrılmıştı. Kafasında planlar yaparak hayaller kuruyordu;

    -Bir hafta kaçma-kurtulma ve hayatı idame eğitimi için Eğridir ve Çiğli’ye giderim.

    -ikinci hafta özel kuvvetlerde istihbarat ve istihbarata karşı koyma dersi alsam. Biraz da dayak yemeye alışsam.

    -Üçüncü hafta da MiT’te şifreli haberleşme, istihbarat eğitimi ve bölgeyi avuç içi gibi bilecek kadar öğrenebileceğim brifingler…

    -Birde silah eğitimi lazım bir iki gün yeter. 15 yıldır elime sapan bile almadım.

    Özel kuvvetlerin Ankara’da ki karargâhına girişte kapı gibi bir bordo bereli binbaşı onu karşılamış ve özel bir eğitim laboratuvarına almıştı. Derken çaylar geldi.

    -Benim için nasıl bir eğitim programı düşündünüz? Sizce 3 haftada göbeği eğitip forma girebilir miyim? Ümit var mı sizce?

    Şaşkın bakışlarla yüzüne bakan binbaşı,

    -Siz nasıl bir program düşündünüz nelere ihtiyacınız olacak? Dedi.

    Gelirken aklından geçen tüm eğitim progrdıbını hızlı hızlı ve heyecanlı bir şekilde aktardı. Bordo bereli sert mizaçlı binbaşının yüzündeki sertlik bir anda gülümseme ile bozuldu ve alaycı bakışlarla,

    -Kağan Bey! Dün gece siz hangi filmi seyrettiniz Rambo’yu mu? Aramıza dönmeye ne dersiniz?

    -Nasıl yani?

    -Kaçma-kurtulma eğitimi vermeyeceğiz. Çünkü kaçacak durumunuz yok en yakın sınıra 50 km uzaklıkta olacaksınız.

    -istihbarat derslerine gerek yok. Çünkü sizi bulunca direk elektrik ve diğer yöntemler ile zaten konuştururlar. Burada boşuna dayak yemeyin. Bu yaştan sonra sizden komando falan da olmaz. Konuşsanız ne olacak ki bize ait bir şey bilmiyorsunuz. Sizi, bizi değil düşmanı iyi tanıdığınız için seçmediler mi?

    -Bölgeyi bilmenize de gerek yok.Tek başınıza kaçsanızda şansınız yok. Sizi yarısı bordo bereli yarısı muhalif Suriyeli Arap askerlerden oluşan çok özel 10 kişilik bir ekip zütürecek. Geri gelirken de onlar getirecek. Tüm ikmalinizi onlar yapacak.

    -Silah eğitimine de gerek yok, çünkü silah vermeyeceğiz.
    ···
  5. 205.
    0
    -Yok artık. Dedi Kağan kızarak ve hayretle,

    -Bari geldiğimi de haber verin.

    -Gittiğinizde ülkede bilmesi gerekenlerden başka kimsenin hatta Suriye’de ki birliklerin genel komutanı haricinde kimse bilmeyecek. Havadan bakıldığında 11 kişilik bir muhalif mangası gibi olacaksınız.

    -Silah vermememizin ise üç sebebi var; Birincisi yolda mümkün olduğu kadar çok yiyecek, kişisel temizlik malzemesi, panzehir ve pil zütürebilmen için gereksiz yük olacak. Senin için en stratejik şey yiyecek ve pil olacak, mermi değil. O kadar askerin olduğu bir üste çatışmaya girsen ne olur ki?

    -En önemli sebebi ise; şu anda bir ekip üssü gören bir tepede kayalıklar arasına dört metrekarelik bir sığınak kazıyorlar. Ama merak etme iyi kamufle edecekler ve küçük küçük açıklıklardan görüş süper olacak. Şansımız yaver gitti ve tepede kayalıklar arasında bir su gözesi bulduk ve yer atından birkaç metrelik kanal ile sana bağladık. Hem su hem temizlik ihtiyacını görebileceksin. Su ikmali olayını bir türlü çözememiş kaç litre ile ne kadar gün dayanırsın diye hesap yapmaktan canımız çıkmıştı. Çok şükür sulu bir yer bulduk. Sakın sık sık yıkanmayı unutma!

    -Niye böcekler mi beğenmez yoksa Ruslar temiz mi sever?

    “Hayır Kağan Bey” dedi binbaşı gevşek gevşek sırıtarak,

    -Bölgede akrep ve zehirli yılanlar çok. Kokunuz bunları yada kokunuza gelen sürüngenler bu hayvanları çekebilir. Birde bizim Cizre civarında da çok görülen halkın sarıkız dediği büyük zehirli örümcekler. Normalde tıbbı müdahale şansı olsa öldürecek kadar zehirli değil. Tarantulanın küçüğü emmioğlu diyebiliriz.

    -Ne kadar iç açıcı. Dedi Kağan,

    -Sanırım dosyamda bir şey ekgib

    -Nedir?

    -En çok korktuğum hayvanın akrep olduğu. Anında kaçarım Ruslar ister öldürsün, ister hapse atsın.

    -Merak etmeyin bol sayıda panzehir ve serumda depolamış olacağız. Yeter ki burada vereceğimiz eğitimde siz hayvanları iyice tanıyarak hangi hayvan için hangi ilacı kullanacağını iyi öğrenip karıştırmayın. Zaten 2-3 akrep sokmasından sonra alışırsınız. Sadece pgibolojik değil metabolizmada akrep zehrine alışıyor ben ikinciden sonra takmıyordun Kandil’de iken.

    -Kandil’de mi?
    ···
  6. 206.
    0
    Imciciyiz len nolcek mq
    ···
  7. 207.
    0
    http://www.incisozluk.com.tr/e/198645858/
    ···
  8. 208.
    0
    Severim tadilidir
    ···
  9. 209.
    0
    Kutsal hayvanımız
    ···
  10. 210.
    0
    Fatih Terim'e benzemelerinin yanı sıra, sevdiğim hayvanlardandır..
    ···
  11. 211.
    0
    Yasal olsada beslesek çok değişik hayvanlar
    ···
  12. 212.
    0
    6 Harfliler.
    ···
  13. 213.
    0
    uzun bacakları varmış
    ···
  14. 214.
    0
    Sevimli yaratık
    ···
  15. 215.
    0
    Guzel hayvan
    ···
  16. 216.
    0
    -Kandil derken… Mevlüt kandilinin olduğu bir gece bizim köyde sokmuştu da.

    “Haa” Dedikten sonra Kağan’ı akrep muhabbeti biraz sarstığı için, soğuk bir su istedi tansiyonunun düştüğünü hissediyordu.

    -Merak etmeyin! Üs ve çevresindeki tesisleri, bulunduğunuz tepeyi, hayvanları, böcekleri, nöbet tutan askerlerin boş zamanlarında ne yaptıklarına varana kadar her şeyi size füzeleri bildiğiniz kadar öğreteceğiz.

    -Çok teselli olduğum yüzümden anlaşılıyor mu?

    -Evet. Bembeyaz.

    Dedi binbaşı gülerek.

    -Niye silah vermeyeceğinizin en önemli sebebini söylerken akrep muhabbetine döndü,

    -Ha evet. Aslında cevabı verdim. Dört metrekarelik yerde ailenizden ve herkesten uzak sürekli yakalanma korkusu ve iş baskısı ile aşırı stres olup bir süre sonra kafayı yemiş halde görev yapmaya devam edeceksiniz. Size silah verirsek intihar etme ihtimaliniz çok yüksek. Üstüne fiziki şartlarında ekleyin mesela çöl sıcağında gündüz pişip gece üşümek gibi.

    -iş baskısı ne? Birde telsizle bana baskı mı yapacaksınız?

    -Hayır hayır. Sizin görev adamı olduğunuzu biliyoruz. Uyuyup birşeyleri kaçırmamak için günlük 2-3 saat uykunun sizde yapacağı stresi söylemek istedim. Örneğin gece oldu kafayı koyup uyuyayım dediğinizde motor bakım testlerinin gürültüsü kalkış gibi gelecek yine yataktan fırlayacaksınız, zırt pırt inen nakliye uçaklarının sesi sizi uyutmayacak. Merak edip Jet mi? diye mutlaka kalkıp bakacaksınız.

    -Ben bir savaş uçağı motoru ile nakliye uçağı motorunu sesinden tanırım kalkmaya gerek yok.

    -Ama uyanmadan duyamazsınız demi?

    -Ayrıca ne kadar da sıcak iklim olsa da çöl iklimin etkisi ile bazı aylar sabaha doğru soğuk dayanılmaz olacak ve uyumak için sabahı bekleyeceksiniz. Üzerinizdeki özel soğuk iklim elbisesi bir işe yaramayacak. Ateşte yakamayacağınıza göre…

    -Komandolara verdiğiniz Japon icadı cep sobasından verin o zaman.

    -Vereceğiz ama ne kadar stok yapılabilir. Hem de sınırlı kullanacaksınız. Her gün kullanırsanız kısa sürede sağlığınız bozulur.

    -intihar ederken silah kullanmak şart mı? Kalkıp Ruslara doğru koşmaya başlar beni vurun diye bağıramam mı?

    -Ne kadar bulanıma girsen de eğer delirmemiş isen Rusların seni yakalayıp konuşturmak isteyeceğini bildiğinden asla böyle bir şeye cesaret etmezsin. Oysa silahın olsa çeker vurursun.

    -Asılmayı nasıl yasakladınız?

    -iki metrelik yerin neresinden asılacaksın kafanda çalı çırpıyla gizlenmiş bir plastik veya naylon, hadi olsun tahta kapak. Kiriş mi döşeyeceğiz sandın?

    -Yav intihar edecek adamı ne durdurur? Bıçakla bileğimi keserim.

    -Ha iyi hatırlattın,

    Dedi binbaşı. Sonra telefona sarılıp teçhizat sorumlusu yüzbaşıyı aradı,

    -Malzemelerin içinden Rambo bıçağını çıkaralım şimdi aklıma geldi,

    -Hay dilimi eşşek arısı soksa idi dedi, Kağan kızarak,

    -Şimdi tesisi gezin eşyalarınızı yerleştirin, her gece sizi özel araçla eş ve çocuğunuzu görmeniz için evinize bırakacağız. Yani geceleri burada kalmayacaksınız.

    -Niye kalıp ayrılığa alışsam daha iyi değil mi?

    -Hayır. Acemi er değilsiniz moral motivasyon daha önemli. 10 gün boyunca boşuna ayrı kalmayın gece eğitiminde zaten gitmesiniz. Sanırım Ankara’ da geçici olarak babanızın evinde kalıyorsunuz ailecek.

    -Evet bu son günlerimi hep beraber geçirmek için.

    -iyi güzel annenize söyleyin size bol bol mantı yapsın. Sevdiğiniz yemeklerden yiyin.

    -Niye forma girip göbek eritsem daha iyi değilmi?

    -Tam tersi ne kadar yağ depolarsanız o kadar iyi zaten bir deri bir kemik döneceksiniz, şişman gitmekte fayda var.

    -Kumanda kuryesi gelmeyecek mi?

    -ikmal çok riskli, pil ve kumanya ve temizlik malzemesi ikmali 2-3 ayda bir kere hatta sıkıntı çıkarsa daha geç yapılacak. Buzdolabı olmayacağından ve koku yaymaması için tüm gıdalar vakumlu olacak. Bol bol su içmelisiniz. Sizin için NASA’dan astronotların uzayda kullandığı hap ve diğer yiyeceklerden aldık. Genelde dolapsız saklananlardan.

    -isterseniz tüm malzemeyi kısaca özetleyeyim,

    -Eminim anlatmanız saatler alacak(!)

    -Size göre mezar bize göre izleme merkezinde; tahta ve bezden yapılmış portatif bir yüksek sandalye, birkaç tane taşıması kolay ahşap spor aleti kaslarınız zayıf düşmesin diye. Uyku tulumu, giyeceklerinizi ve kendinizi yıkamak için temizlik malzemesi, defter ve kalem, bir kriptolu haberleşme cihazı ki bunu yarın uzunca konuşacağız. Tırnak makası, çok az giyecek, soğuk iklim elbisesi, son model bir dürbün ve ayrıca gece görüş dürbünü. Taşınabilecek ve depolanabilecek kadar maksimum pil ve kumanya, ilaç, güneş gözlüğü ve kremi, kaşık plastik bardak ve birde aşırı strese gireceğinizden bir nebze çare olsun diye dışarı ses vermeye MP3 çalar. içine istediğiniz şarkıyı yükleyin. Kişisel bir şey olamasın hatta şarkıdan başka bir şey olmasın.

    -MP6 çıktı haberiniz yok sanırım

    -O MP3’ü verelim mi diye kaç saat tartıştık sen biliyor musun? Üssü dinlemesine mani olur mu? Elektronik taramalarda sinyal verir mi? Bir süre sonra şüphelenip dağı taşı elektronik cihazlarla tarayacaklar. Sırf senin için manyetik alan yaymayan mp3 geliştirdi ASELSAN. Hemde bir haftada. Utanmadan da MP6 istiyorsun.

    -Niye yapan mühendis yaşlı mıydı? En son MP3’ü mü duymuş?

    -Birde ben yastık da isterim

    -Yastığı düşüneceğinize yağmur yağdığında nasıl tahliye edilecek ve zemin kuruyacak onu düşünün. Biz hala bulamadık. Tuvalet olarak açtığımız delik küçük kalabilirmiş. Tim yarın yakın bir köydeki eski bir evdeki plastik boruları söküp çaktırmadan yine gidip kanalı büyütmeyi düşünüyor. inanın yakalanmadan köyden çalabilirler mi diye operasyona başlamak için 15 saattir Göktürk uydusunun Suriye üzerinden geçmesini bekliyoruz.

    -Şunu söyleyeyim eğer beni ölü bulursanız çaysızlıktandır. Başka şey düşünmeyin.

    -Boş verin çayı sıcak su olamayacak ki.

    -Ne kadar şanslı bir adam olduğunuzu unutmayın sizin için T.C. tarihinin en tehlikeli tuvaleti inşa ediliyor.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 217.
    0
    yaşasın imci sözlük
    ···
  18. 218.
    0
    baykuş nasihati:

    https://www.youtube.com/watch?v=g5daq6VXECk
    ···
  19. 219.
    0
    inci sözlüğün baykuşunu çizdim nasıl olmuş

    http://c12.incisozluk.com...11505/0/1905450_o3299.jpg
    ···
  20. 220.
    0
    Çok garip hayvan aslında
    ···