ben bu noktaya nasıl geldim

lojman dışardan ulaşılmaz gelir dışarıdaki insanlara ama aslında bi' tak yoktur.
sadece yollarda top oynarsın ve ezilmezsin birde hırsızlık olmaz bu kadar.
dışarıdan farkı yoktur..
kendim gördüm,tel örgüler olduğundan bi' kaçasım gelirdi dışarı.. gezer gelirdim.
herşeyi halledebileceğime olan arkası her zaman dolu olmayan bi' kendime güvenim vardı hep, nedendir bilmem.
sonuçta hep kendime yetmişimdir.
aslında yakışıklı bi adamım, fizikte spordan kalma atletik ama hatun tavlama niyeyse pek ilgi alanıma girmemişti lise bitene kadar.
gerek duymamıştım, ben zaten beni ilgilendiren konularda başarılıydım.
hayatımdaki bi' kiz benim için gereksiz kapris ve tripleriyle zaman kaybıydı.
çünkü zaten ben ilgilenmediğim için bi' şekilde geliyorlardı.
bunlardan ilki bahar'dı. ortaokul zamanları,6 sanırım.
sarışın mavi gözlü sevimli bi kızdı.ne kadar olursa artık sevgili gibi bişey olduk.
önümde oturuyormuş ama ben tenefüste top peşinde koşmaktan ya da zımba, simit oynamaktan görmemişim bile.
sonra tabi o zamanlar metallica dinliyoruz, siyah giymiyoruz ama seviyoruz.
tahtadan ve renkli naylon ipten gitar bile yapmışız.
anadolu lisesine girmişiz ki o zamanlar taşşaklı şeydi, millet abartırdı.ben şehirde 49. falandım sanırım.
neyse bu kız beni doğum gününe falan çağırdı, orada bi dans ettik ilk o zaman bi hoş oldum.
iyiymiş böyle dedim ama yaz geldi,ben gene unuttum.top peşine devam.
bu arada belediye takımına girmişim.o günü unutmam, babam pek desteklemezdi ama gene de geldi seçmelere.
işte bana sen ayrıl kayıt yaptır dediler, nasıl koşuyorum kırmızı koşu parkurunda, babamı arıyorum nüfus cüzdanımı versin kayıt olayım diye.
ama pederpan yok , sağa sola bakınıyorum , meğer o coşkuyla yanından geçmişim farketmemişim.heh heh
antrenmana gidiyorum nasıl mutluyum.
okul basladı bu kiz gitmiş, ailesi uzak yere taşınmış, baska okula nakil olmuş aynı şehirde.
açıkcası pek bi' ekgibliğini hissetmedim. sevimli bi' kızdı işte..
bi' yandan pederpana özenip masatenisi başlamışım. okulda oynuyorum,il ikincisi oldum.
Allah herkese çeşitli yetenekler verir,ben spora yetenekliydim..
neyse 8.sınıfta bi cırt olmadı, resim yarışmasında il 1. oldum ama o resmi babam yapmıştı yalan yok. ailemizin küçük sırrı.
liseye geldik,bi' baktım listeler asılmış. b den d sınıfına atmışlar beni.d ler yeni gelen, yani liseden gelenlerin sınıfıydı nasıl olduysa gittik.
o aksam bi' telefon, bahar.aynı sınıfı düşmüşüz , vay mk dedim şansa bak.
bunu bi' gördüm ilk gün okulda, kız şahtı şahbaz olmuş, anasının gözü olmuş.
neyse biz hemen kaynaştık, herkes yeni,biz direk liseli aşık olduk.
ama sonra baktık ki pekte anlamıyoruz birbirimizi ayrıldık, nasıl oldu inanın hatırlamıyorum.
tek hatırladığım kız rpg luncher olmuştu.
bu seferde lisede top peşindeyiz her tenefüs, eğleniyoruz.
3-4 kızla öyle tanıştım. benim tüm kankalar kızlara yazılmam için latin dansları dersine falan gidiyodu ben top oynuyodum.
işte sen nasıl birisin hiç bakmıyosun falan, anlamıyorlardı ki benim onlara ihtiyacım yoktu.
okul takımıyla maçlara gidiyoruz, dersten kaçıyoruz, üstüne hocalar kızmıyor maçları soruyor daha ne olsun.
hatta bi' maçta düz liseli çocuklarla okullar arası turnuvadayız, adamlar 5-1 koydu geçti.
yolda okul minübüsünde bu fizikçinin dilinden kurtulamayız,en iyisi yendik diyelim dedik golleri paylaştık.
tabi adam eski toprak, dersinde yanımızdan geçerken sıraya yazdığımız yazıları, resimleri elimizle kapatıyoruz.
konusmak ne mümkün.
tabi sonunda öğrenmiş ertesi gün hakan'la ikimiz tahtada 2 tokat yedik,hey gidi.
neyse lise ikide ise resmen dönüş noktasıdır benim için.
lise ikiyi bitirdiğim yaz çocuk parkına gidip ufaklarla mecburi top oynardım.
bizim takım, erman,ibo, serdar,aykan herkes memlekete gitmiş, bizde teyzemlerin izin zamanı denk gelsin diye 15 gün daha bekliyoruz.
bu oynadığım ufaklıklardan orhun muydu neydi bunun bi akrabası gelmiş, taşmış falan konusuyolar.
bende bak veletlere falan keyifleniyorum. nasıl oldu bilmiyorum toprak sahanın yanında bankta biz bu kızla konusuyoruz.
meğer ben bebetolarla top oynarken beni izliyormuş,ben hiç bakmıyomuşum.vay mk aklıma gelir miydi hiç ..
mektup yazmış bi de , okudum.. turizm otelcilik okuyorum demişti ama ben yıllar sonra anladım meğer 2 yıllık lisans öncesiymiş,o zaman lisesi yoktu.
bi' şekil ayarladı bu teyzesinin evine çağırdı. sonra ben zaten ilk kez çıplak hatun görüyorum, sırt üstü yatırdı takıldı , ben volkano misali sağa sola ..
neyse.. kısaca tecavüz etmiş kadar oldu bana.pek bi' tak anlamamıştım ama bişeyleri yırtmıştım artık. ondan sonra artık başka bi' yönümü keşfettim..

Sevgili arkadaşlarım, züttaşlarım,panpalarım..

Bu benim tamamen gerçek olan, kendi hikayemdir.
isimler üfürspor tabi. hayatıma girmiş olan insanları ifşa etmek değil amacım.
Yaşım 28,sanırım, üzerinde düşünmedim kafa kağıdında 84 yazıyor işte.
Matematik öğretmeniyim,en azından 2012 Temmuz'a kadar öyleydim.
8yıl olmuş, düşününce uzun süre.
Şehrin merkezinde 4+1 şömineli, balkonunda salıncağı olan cillop gibi evimde, canım istediğinde radyo programı yaparken, canım istediğinde baterimle takılırken, canım istediğimde evleneceğim dediğim kızla Jhonny walker'ımı yudumlarken nasıl oldu da işşizlik maaşımla bir başıma kaldım, tüm imkanlar elimin altındayken istediğim herşey hayatımdayken herbirini tek tek kaybettim onun hikayesidir bu.
---
Ama öncelikle ; bunları neden yazıyorum ?
Bu sabah, uzun zaman sonra ilk defa girdim bu çirkin mavi sayfaya.
herkesler pek üzgün, sıkkın, önceden eğlenmek için girdiğimiz bu alanda artık eğlenemiyor olmaktan.
herkes inci'nin bomtak olduğundan bahseder, serzenir olmuş.

düşününce , ben nasıl tanıştım inci'yle dedim ..
Evet , züt bi' arkadaşım vardı, anaokuldan beri tanırım.
çirkin olduğu için pek bi' sosyal başarısı da yoktu adamın. lise keza üniversite de öyleydi.
deli bi' klagib ekşi tutkunuydu. yüksek inşaat mühendisi olmuş, hala arada gözüme çarpar ingilizce entel iletiler paylaşır, bi' skimmiş gibi..
neyse Bi' gün bana facebook tan yazdı, ekşi daha iyi diye, orada bişeyler olmuş sanırım, gidenler olmuş, olaylar kopmuş,tam hatırlamıyorum açıkcası,pek giblememiştim entel-dantellerin kavgalarını..
zaman geçti, kardeşim üyelik almış inci'den, arkadaşlarından admin olan varmış öyle mi almış ne,tam hatırlamıyorum.
finalleri bitmiş, eve gidip sıkılacağıma abimin yanına giderim diye atlamış gelmiş.
bi' kahkaha bi tufan noluyoruz mk dedim. baktım burada, ondan sonra denk geldi bende aldım bi' üyelik.
bilinçaltıma hüseyin zütü ile kötü olduğu fikri sokulmuş olsa da 1-2 başlık sonra sevdim.
sonuçta matematikçi adamız, hipotez gelir önümüze, aksi ispat edilirse yeni hipotez kurarız. okulun bana kattığı tek şey galiba bu.bilgi olarak değil, insani değer olarak yani.
o günlerde hakkaten güzeldi buralar. gündüz işe gider, akşamı sevgilimle geçirir,onu yatırıp gelirdim heyecanla bilgisayarın başına.
bu serzenişleri gördükçe, sevdiğim bişeyin daha ellerimden kayıp gittiğini hissettim.
gerçekten sevdik burayı, neden ?
çok saçma şeylerdi belki ama içtendi.
laf sokmak için yazılmazdı, ama hakedene en güzel laf zekice konurdu.@2 geldi mi sker atardı, affetmezdi.
o yüzden aslında özgürce herkesin yazması amacıyla kurulan bu sözlükte, liseli kardeşlerim sizleri dışladık. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunuz için.
sağlam geyik yapan adamların pek çoğu hakkaten dışarıda sevilen, sayılan adamlardı.
aksam gelip sadece içlerindeki o hayvani mizah duygusunu dökerlerdi. herhangi bi' yargılamayla ya da kısıtlamayla karşılaşmadan.
içtendi dedim ya , hakkaten öyleydi. kimse birbirinin dış görünüşüne mevkisine rütbesine bakmadan rahatca yazabiliyordu.
kimse belki ferre izlemiyordu ama caps paylaşınca oyş diyodu. onlara bakıp hallenmiyorduk yani, sadece anlık hoş bi' görüntüydü.
sonra zamanla biraz özenti, biraz dikkat çekmek için ne varsa güzel olan, eğlenilen, taku çıktı.
her güzel şey gibi gitti ve artık tekrar aynı tadı bulamayacağız.
o yüzden şöyle olmalı, böyle yapmalı konularını tartışmak gereksizdir.
bu son bi' çabadır, tarafımdan..
belki elimde kalan son dala tutunma çabası..
saçma gelecektir çoğunuza, ama kimseye anlatmak istemediğiniz hatta kendinizle bile konusmak istemediklerinizi burada paylaşabilirsiniz. iyidir bu.
tek gereken içten olmak.
şimdiye kadar hayatımda pek çok yalan söyledim.
aslında yalan söyledim yanlış bi' tabir oldu, gerçeği gizledim sadece.
arkadaşlarıma sorsanız dertsiz hatta biraz fazla sorumsuz bi' adam cevabını alırsınız.
yer-içer-eğlenir keyfime bakar , dünya skime minare zütüne bi' adamım, kabul.
ancak herkesin hayatında öyle bi' dönüm noktası olur ki "bi' saniye lan, nereye gidiyorum?" der.
işte ben o durumdayım.
ey "okumadım" yazacaklar, sklemeyecekler önceden güldürürdü anlamsızca.ama artık tadı kalmadı.
olsun sizi de seviyorum, sizde tutunuyorsunuz bişeylere.
okumak serbest, yazmak serbest, herşey serbest, üfürük yasak.
dini inancı olanlar için : yalan söyleyenin cezasını yüce allah verecektir,o'na havale ediyorum.
dini inancı olmayanlar için : sokarus kocayarakus'un gazabı sizleri bekliyor olacak.
---

Şimdi başa dönelim ; ben kimim ?
ben senim, sizim.Yoldan geçen adamım, durakta sigara içen adamım. sıradan biriyim, değişik biriyim.ama olduğum gibiyim.
şimdi herhangi bir kaygı taşımadan karşınızdayım, karşınızda şeffafım.son kez ..