1. 5.
    +2
    aradığım şey sadece saflıktı. saf bir tuvalde ne yaptığımı görmek istiyordum. ne saçmalıyordum acaba ? saçmaladığımın farkında olduğum halde bunu hiç sorgulamadım nedenini bilmediğim bir isteksizlik yüzünden.

    insanların çok önem verdiği yüzleri vardır ya hani. herşeye bedeldir sürekli estetik ve makyaj yaparlar üstünde. o yüzden bende de vardı ve kızlar çok güzel olduğunu söylerlerdi. yakışıklıyım diye bana hep yaklaşırlardı. ama sonra yaşadığım hayata göz attıkları zaman bu ne saçmalık deyip uzaklaştılar.

    anladım. insanlar tipe önem vermiyorlar.
    ···
  2. 4.
    +3
    çünkü kendimi aptal ve arafta sürünen bir mahluk gibi hissediyorum. uyku hariç tüm zamanımı cehennemde geçiriyormuşum gibi geliyordu. odamdan hiç çıkmıyordum. osuruk kokuları sinmişti duvarlara artık.

    gelip beni bu durumdan kurtaracak olan insanları da kaçırıyordum bu yüzden.

    bilmeden yaptığım işler beni hep 1 adım geriye zütürdü.
    ···
  3. 3.
    +3
    peki benim suçum neydi ? bu dünyanın çok büyük olduğunu bildiğim halde neden kendimi ezik gibi gösterdim insanlara ?

    göstermek ? ya da sana yazılmış bir oyunu mükemmel bir şekilde oynamak.

    kitap yazmaya başladım. kendimi anlattım. zihnimde ki o karmaşayı çizdim kağıtlara. titrek çizgiler birşeyler anlatmaya çalışsa da ben yine anlamıyordum.
    ···
  4. 2.
    0
    nasıl bi farklılık arıyorsun
    ···
    1. 1.
      0
      Tarikatten kovmuslar heralde amk
      http://www.incisozluk.com.tr/e/163859354/
      ···
  5. 1.
    +8
    ne kadar saçma değil mi ? insanlar neden hep bir zincirle bağlı birbirine ?

    arkadaşlar nedir ki ? Bana sürekli sen bir aptalsın ve çok gizem dolusun malsın nasıl yaşayabiliyorsun lan böyle yalnız başına aile yok karı yok kız yok içki yok nesin olum sen tarikat üyesi falan mısın derlerdi.

    ben güler geçerdim sadece. dışlandım bu hayatta hep. normal bir birey olarak yaşayamadım hiç. hergün bilgisayarıma gömülür ve sanal ortamda kendimi arardım.

    ben neydim ? kendi kendime konuşma hastalığım vardı. sürekli filozoflar gibi konuşurdum odanın ortasında kendimle. sonra tekrar dalardım çöplüğüme.

    zamanı eritirdim durmadan. sanki hayalle gerçek arasındaymışım gibi hissederdim. ben gerçek miydim yoksa değil miydim ?

    neydim lan ben ? inanın bilmiyorum. bu düşünce tıpkı kuru bir odun çiğnemek gibi.
    ···