/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +14
    Ebruyu neden bıraktım diye geçirdim içimden ama hakanîn yüzüne baktığımda melek daha ağır basmıştı bu kez. Soğukkanlılıkla aradım ebruyu boş evin içerisinde. Hakan da bizi dinliyordu. Ebruyu arar aramaz açtı telefonu. Neredesin dedi ağlamaktan çatallaşmış sesiyle. Ebru ben artık seninle kalmayacam dedim çok soğukkanlıydım. Ve soğukkanlılıkla bıçak darbelerini bir bir ebruya indirdikçe hakanın da elinden tutmuş ayağa kaldırıyordum sanki. Hakan muhtemelen ebrunun ağladığını duydukça oh olsun diyordu ya da ben öyle tahmin etmiştim. Ebruya biraz daha salvo yaptıktan sonra ebru hıçkırarak ağlamaya başladı. Hakan kulağıma yeter dedi bu kadar yeter. Evet hakanın yufka yüreği yine dayanamamıştı her ne kadar artık sevmese bile ebruyu yine de vazgeçmek bilmeyen aşk belası yüzünden gururunu ayaklar altına alırcasına yeter dedi. Kapattım ben de telefonu. Hakanın gözleri yine dolmuştu ama bu sefer ilginç bir şekilde benim de gözlerim dolmuştu artık tutamadık kendimizi ve hakanla karşılıklı ağlaşarak konuşmaya başladık. Evet iki koca adam karılar gibi ağlıyorduk. Ama bu çok iyi gelmişti biz hala muhabbet ederken hoca camiden ezanı okuyordu bu sabah ezanıydı bunun anlamı hakanla en az 6 7 saattir konuşuyorduk. Ebru ne mi yaptı onu bilmiyorum ama ağlayarak uyuduğunu tahmin ettim
    ···
  2. 27.
    +14
    evet bu durum beni benden almıştı. tam tabiriyle kafamın içi gayya kuyusuna dönmüş ve ben içinde kaybolacaktım. normal karşılamam gereken bu durumu neden kabullenemiyordum
    .bunun tek bir açıklaması olabilirdi. ben zeynebe deli gibi aşıktım ve benim olana başkasının dokunması kabul edemeyeceğim bir şeydi. zeynep benim olmalıydı diye
    irkildim birden. eve doğru yürümek isterken kafam beni yine bizim mekana zütürmüş. sevecen mustafa abi vardı bu kez kasada dalgın olduğumu fark edince masama geldi.
    derdimi halimi hatırımı sordu. hiç muhabbet edecek halim yoktu zira kafamın içindekiler orgazm olmuş bir çin kedisi gibi vahşiydi. musatfa abi kalktı ve kalkar kalkmaz
    yine en büyük şoklarımdan birini yaşadım. ebru karşımda dikiliyordu. ama bu kez kızgın değil acıyan merhametli bir yüz ifadesi vardı. ya da bana öyle gelmişti.
    beynimdeki düşüncelerin ırzına geçercesine oturabiliirmiyim dedi. kafam ve elimle buyur işareti yaptım. gözlerimin içine bakıyordu ama ben binlikte sınır tanımayan
    ben utanmış onun gözlerine bakamıyordum. nihayet konuşmaya başladı. bak dotacı biz seninle... tam bu anda sus işareti yaptım. aman alllahım yine mi bu durum. o
    konuşacak ve sonunda ben ikna olacaktım. bu kez buna izin vermemeliydim. çünkü ben zeynebi seviyordum. ya da seviyormuydum. kafam bu düşüncelere gitti. evet zeynep
    ilk tanıştığımız güne gitti kafam. sahi biz nasıl tanışmıştık zeyneple.
    ···
    1. 1.
      +1
      Lan yavşak ebru sana kızlığını bahşetmiş ilki olmuşsun sahip çıkacağına bırakıyorsun elin huursu ile çıkıyorsun
      ···
    2. 2.
      0
      adam haklı
      ···
  3. 28.
    +13 -1
    Biraz daha düşündüm ve hakana döndüm. Evet kararımı vermiştim hakan seninle eve çıkalım mı diye sordum. Evet hakan çok sevinmişti ve kararımın son derece doğru olduğunu düşünüyordu. Evet çok kral çocuktu hakan. Herşeye rağmen beni tekrardan kabul etmişti. Ebruya mî ne olacaktı onu gibtir edecektim hayatımdan geldiği gibi gidecekti. Ama bunun o kadar kolay olmayacağını biliyordum. Buna rağmen kesin kararlıydım. Abdullahı aradım hakana danıştıktan sonra. O da emaneten bir yerde kalıyordu hemen kabul etti beraber kalmayı. Şimdi direk ebrunun evine gidip eşyaları çıkarmam gerekiyordu ama çok acele etmeliydim çünkü dersin bitmesin yaklaşık 1 saat vardı. Kalktım hemen eve gittim eşyaları toplamak 1 saatimi almıştı ve ebru da neredeyse gelirdi. Kağıda bir not bırakmayı düşündüm önce ama beni bulamayınca nasılsa arar diye bırakmadım botu ve hemen can havliyle dışarıya attım kendimi. Olamaz anahtarlar bende kalmıştı ama olsun sonra bir ara bırakırım diye çok üstelemedim. Doğruca hakanın evine gittim. Eşyaları bıraktık ve ev aramaya koyulduk. Hakan da arkadaşlarıyla kalıyordu ama ayrılacaktı. 5 saatin sonunda bir ev bulduk. Anlaştık. Telefonumu sessize almıştım ve inatla 5 saat boyunca hiç bakmamıştım 5 saatin sonunda baktım. Tonlarca arama ve mesaj vardı. Hakanla göz göze geldik. Anlık aldığım kararlar yavaş yavaş zütüme giriyordu
    ···
  4. 29.
    +13
    Aklımda bu düşünceler dolanıyorken sesinin tonunu bir kademe daha yükseltti neden diye sordum dotacı neden yaptın bana bunu? Çok mu kötülük yaptım sana yoksa seni gereğindan fazla mı güvendim gereğinden fazla mı sevdim seni ha dotacı. Kullandığı her kelime kalbime bir ok gibi saplanıyordu. Sonunda düğümlenen boğazımdan zorlukla hayır kelimesini çıkarabildım. Hayır dedim senin hiçbir suçun yok. Tek suçlu benim yapmamam gerekirdi. Bütün yaşananları en ufak bir ayrıntı atlamadan anlattım hakana. Bu onun yüreğine bir nebze olsun su serpmişti. Çünkü zannedersem o bizim en başından beridir böyle bir olay yaşadığımızı düşünüyordu. Tekrar konuştu hakan peki bundan sonra ne olacak dedi. Evet hakan tekrar kırallığını konuşturmuştu. Kurduğu cümleden şunu anlamıştım. Ebru kevaşenin teki ben artık ondan vazgeçtim belli ki sen de bir hata yaptın gel vazgeç şu kızdan da ikimiz onu hayatımızdan çıkarıp devam edelim arkadaşlığımıza. Birden bu düşünceler aklımda belirdi. Hakana tehit ettirdim tekrar böyle olmasını istermisin diye. Başını evet manasında salladı. Hakan bir kızı kaybettiğini anlamıştı ama hala benim iyi bir insan olduğumu düşünüyor ve kendisiyle devam etmemi istiyordu. Düşündüm bir tarafta aynı evde kaldığım sevgilim ebru diğer tarafta kahpelik yaparak terk ettiğim dostum hakan peki ne olacaktı şimdi
    ···
  5. 30.
    +13
    aman allahım ben neler duyuyordum böyle. kendi elimle yarattığım bir canavrdı bu. kalbime darbeler saplandıkça. truvadaki bred pitt misali yere yığılıyordum. gözlerim dolmuştu. konuşmak istedim ama düğümlenen boğazımdan tek bir kelime dahi çıkaramdım. sonunda ebru konuşmasını bitirdi ve hadi artık git burdan dedi. bu kez çok soğukkanlıydı. evet ben savaşa kesin zafer parolasıyla gitmiş, kendinden çok emin ordu komutanı misali ben... o savaşta tüm ordusunu kaybetmiş tek başına utanç içerisinde gerisin geriye dönen ben. çıktım ebrulardan. artık ağlıyordum. ağladığım nadir zamanlardan biriydi. sarhoş olmak istiyordum. hayatımda ağzıma içki sürmemiştim. ama bu kez delice içip sarhoş olmak istiyordum. cebimden sigara paketimi çıkardım. daha yeni almış içinden bir tanesini içmiştim. yaktım sigaramı. soğuk rüzgar yüzüme yüzüme vuruyordu. rüzgar kulaklarımı cam gibi keserken benim içim yanıyordu. bunun bir çözümü var mıydı bilmiyordum. sahile indim. soğuk bankın birine oturdum. denizden çok soğuk bir rüzgar esiyordu ama umrumda değildi...
    ···
  6. 31.
    +13
    Ebru çıkmıştı aklımdan ve tam gaz eğlenmeye devam ediyorduk. Filme girdik tam hatırlamıyorum filmi ama terminatör olması lazım. Film tam gazıyla devam ederken elimin üzerinde bir sıcaklık hissettim bu zeynebin eliydi. Göz göze geldik karşı koymadım ama olayların bu kadar hızlı gelişmesi çok garipti ya zeynep ebru gibi önceden görüp fırsat kollamıştı ya da halk diliyle söylenmesi gerekirse tescilli oruspuydu. 2. Fikri hemen kafamdan sildim ve 1. Odaklandım. Mümkünmüydü evet mümkündü çünkü daha önce de yaşamıştım. Akışına bıraktım yine 10 dakika el ele izledikten sonra elimi sıktım biraz çünkü artık ilk hamleyi yapmak istemiyordum. Yeni bir ilişki için gerçekten yorgundum. Ama bir çelişki vardı zeynebin yüzüne baktıkça onu istiyordum ama aklımdaki diğer düşünceler bunu istemiyordu. Bu fikirler kafamda dönedursun dudak dudağa geldiğimizi farkettim. Dediğim gibi akışına bırakıyordum artık. Öpüştük hem de french kiss denebilecek derecede öpüştük. Çok profesyoneldi zeynep. Bu beni korkutmadı değil ama devam etmek zorundaydım ya da öyle hissettim. Zeynep heyecanla ayrıldı dudaklarımdan ve kulağıma eğilip şu arkadaki kızı tanıyorum galiba dedi. Vay amk ne alakaydı şimdi bu? Hem de bu kadar zevkin içinde. Arkaya dönememle kısa süreli felç geçirmem bir oldu. Bu ebruydu
    ···
    1. 1.
      +1
      hagibtir amk
      ···
  7. 32.
    +13
    evet duyduklarım doğruydu. gözlerim dolmuştu. babam çıktı ardından ebru girdi içeriye. o da ne hüngür hüngür ağlıyordu. duymuştu lanet olsun. bana sarılmak istiyor ama sarılamıyordu. öptü tekrardan gözyaşları yüzüme düşmüştü. benim de gözümden iki damla yaş düştü. ebru benim yerime de acı çekiyordu. bu olanaklar dahilinde miydi. bir insan bir başkasını bu kadar sevebilir miydi. galiba oluyordu. yüz yılda bir denk gelen bir aşk bana denk gelmişti. ben bunu değerlendirebilr miydim? hayatın herkese acı sürprizleri vardı. bana tatlı olandan denk gelmişti. aslında tam tatlı da değildi. acının tatlısıydı. herkesin belki de yıllarca peşinden koştuğu aşk bana denk gelmişti. babam çok geçmeden elinde bir telefonla gelivermişti. ilk girdiği mağazadan dönemin şartlarına göre en lüx telefonlardan birini almıştı. ah babam ahh. bizimkiler yoktu hastahanede sadece meira vardı. o da gelmişti annemle birlikte. annem yürüyordu artık. bu sevindirici bir haberdi lakin benim durumumdan haberi yoktu. olmasındı da zaten. babam hattımı alıp telefona taktı. tamam baba açma dedim. o da üstelemeden bıraktı. ebrunun gözü telefondaydı. kıskançlık yaptğı her halinden belliydi. canım benim o an onu alıp içime soksam sinemden yine de doymazdım. babmlar çıktı. ebruya git bişeyler ye dedim. tamam dedi öpüp çıktı o da. meirayla tek kalmıştık durumu eskisinden de iyiydi. en azından gülüyordu. hakan nerde dedim imalı imalı. heyecanlandı tabi. sevdiğine artık kesinlikle emindim. eve gitti dersi varmış dedi. şu telefonu aç da bak dedim...
    ···
  8. 33.
    +13
    ebru aradı bir müddet sonra günde en az on defa arardı. her seferinde de ağlayacak gibi olurdu. nazlı ceylanımdı benim. dayanamıyorum artık diyordu. dur dedim ya daha ne kadar oldu ki geleli. meira da bir yandan teselli etmeye çalışıyordu. beyler burada ebruyu kendi gözümden size anlatmak isterim. ebrunun boyu çok uzun değildi ama iyiydi. ne zayıf ne şişman. eli elimin yarısı. gözleri gözlerime değdiği zaman eriyordum. hele ki sarıldığımızda o kadar sıkı sarılıyordu ki sanki bir daha sarılamayacakmış gibi. sarıldığımızda kafası omzuma geliyordu. boyun kısa değil mi dediğimde hep şey derdi: ben çok memnunum sarıldığımda kulağım kalbine denk geliyor kalbini dinliyorum diyordu. bu çok hoşuma giderdi. ebru parantezini burada kapatayım. evet ebru bir türlü sabredemiyordu. çok özlemişti belliydi. biraz daha teselli edip kapattım. rutin günüm devam edip bitmişti. ebru o gün aramamıştı. sonraki gün de aramadı. merak etmeye başlıyordum. aramalarım ya meşgule düşüyor ya da açılmıyordu. en son meirayı aradım. napıyorsunuz muabbetlerinden sonra ebruyu sordum. ağzında bir iki şey geveledi. ben okuldayım dedi ve kapattı. ne olmuştu böyle. yine ebruyu aradım açmadı. neler oluyordu böyle. aradan 1 ya da 2 saat geçmişti ki kapı çaldı annem açtı. akrabalardır heralde dedim. odamın kapısı açıldı 2 3 dakika sonra. o da ne güneşim odama doğmuştu. ebru buraya gelmişti. tam anlamıyla şok olmuştum. bana bir sarıldı ki ağlayarak. beyler anlatamam...
    ···
    1. 1.
      0
      oha lan dotacı 😂 helal olsun valla
      ···
    2. 2.
      0
      Ayraç...
      ···
  9. 34.
    +13
    Tatil bilindik geçti benim için. Günde en az 2 saat konuşuyorduk zeyneple bunun dışında ailemle olmanın tadını çıkarıyordum. Zeyneple de hep aynı muhabbetler dönüyordu. Özledim ve ne yaptın bugün. Ama ilginç bir şekilde hiç sıkılmıyordum bu muhabbetlerden. Tatile dair kayda değer tek şey kuzenim meiranın istanbulda benim okuduğum üniversiteyi kazanmasıydı. Evet isteyerek yazmıştı ve yanıma gelmişti tabiri caizse. Teyzemle sürekli bunları konuştuk. Teyzem sahip çık ortam kötü diyordu hele ki kızlar için çok kötü. Teyzeme söz verdim sahip çıkmak için ve ikimiz için ev bakmaya başladım internetten evet meira ile aynı evde kalacaktık bundan sonra. Evi bulmuştum eşyalı ve çok uygun bir fiyatı vardı. Aradım tuttum evi. Ve sonunda tatil bitti ikimiz döndük istanbula. Şimdi bundan sonra hayatı 2 kişilik yaşayacaktım. Çünkü meirayı çok severdim muhabbeti de ayrıca güzeldi. O da benimle kalacağından çok memnundu. Zeynep 2 gün sonra gelmişti. O de ev tutmuştu 3 arkadaşıyla birlikte toplam 4 kişi kalıyorlardı. Bu haber beni de mutlu etmişti çünkü yurtta giriş çıkışlar sıkıntıydı. Okulda da bölümlere geçmiştik artık. Yeni insanlar olacaktı bölümde. Meira ile aynı bölümü okuyotrduk ama onun da bir yıl hazırlık okuması gerekiyordu. Abdullah ve ebrunun bölümler aynı geriye kalan herkesinki farklıydı. Bu aslında bir dezavantajdı. Bölüme de hemen ısınmıştık çünkü hazırlıktan arkadaşlar da vardı. Hemen kızlarla arayı kurdum malum ilerde not için lazım olacaklardı * .
    ···
  10. 35.
    +12
    Ebruyla artık yaşanacak birşey kalmamıştı anlaşılan ama içime bir kurt düşürmeyi başarmıştı. Neden acaba nedeni neydi bu kadar çabuk soğumasının. Ona o an soramazdım çünkü sorsam bütün kozları eline verirdim. Şu an pek kozum olmasa da yanlardan iyi alırım var hem de 2 si as * batakçılar iyi bilir. Evet sormadım da anahtarı uzatıp gidecektim. Ama anahtarı almadı sende kalsın belki başka bir gün yine bu bahanen olur gelmen için. Evet bunu ihtirasla değil ironik bir şekilde söylemişti ve kelimenin tam manasiyla ağzıma sıçmıştı. Oradan ayrıldım. Abdullahı çağırdım bizim mekana gel dedim çabuk gel dedim. Sağolsun hemen geldi. Durumu anlattım kardeşim ne yapayım sen tecrübelisin bilirsin dedim. Abdullah biraz düşündü ve bana ekşi bir yüz ifadesiyle bakıp. Bunun gerçek olduğunu sanmıyorum dedi ne yani yine yeni bir planı mı vardı ebrunun. Ama ne kadar da saçma bir plandı diye düşündüm. Tabi abdullah kızları daha iyi tanıdığı için daha farklı düşünüyordu. Bilmiyorum dedi bekleyip görecez ama beklerken ne olur ebruya yaklaşma diye de tembihledi. Evet bu kez en azından bu kez abdullahı dinlemeliydim. Eve gittim hakan vardı evde anlattım durumu böyle böyle oldu diye önce kızdı bana biraz ama açık sözlü olduğum için tebrik etti beni. Ve onunla bir daha yalnız görüşme ne olur dedi. Etrafımdaki 2 erkek ebruyu adeta bir cadı şeytan gibi görüyordu ama neden benim gözümde öyle değildi. Ilk 1 hafta hiç yaklaşmadım ebruya bulunduğu ortamlardan kaçtım ama ebruda da bana karşı en ufak bir kayma yoktu. Sevmiyordu artık belliydi. Haklıydı da bu kadar ağzına sıçmışken ne bekleyebilirdim ki. Bir haftanın sonunda okuldaki bir kafeteryada otururken abdullahla bir kız geldi böyle hanım hanımcık çok tatlı bir ev kızı. Konuşabilirmiyiz dedi bana. Tamam dedim abdullah zaten durumu anladı kalktı. Merhaba zeynep ben dedi çok tatlı ses tonuyla. Ben de dotacı dedim hemen araya girdi biliyorum diye. Ufak bir gülüşme oldu aramızda. Ama zeynep neden gelmişti hala anlayabilmiş değildim
    ···
  11. 36.
    +12
    Mesaj çaktım hemen bizimkilere evi boşaltın diye ikisi de durumu anlamış hemen göz kırpma işareti attılar eyvallah dedim. Eve geldik sonunda. Mütevazı bir öğrenci eviydi zeynep evi beğenmişti gel sana bir yemek yapayim dedi ama aç değildim boşver dedim. Oturduk salona kolayı açtık çekirdek de vardı evde başına oturduk(alkol kullanmadığımdan bira içmedik neden kola diye soran olursa * ) sohbet ettik iki erkek gibi. Sadece küfürler ekgibti. Bir müddet sonra o tatlılığına dayanamadım tuttum kolundan çektim yanıma alnına bir öpücük kondurup dizime uzandırdım. Bir yandan da saçlarını okşuyordum. O da tatlı olduğunu bildikçe şımarıyordu. Ama ne olursa olsun bugün cinselliğe girmemem gerekirdi çünkü kiza güven vermeliydim. Ama bunu nasıl yapacağım konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Bu kez de ilk atak ondan geldi. Tekrar öpüşme pozisyonunu almıştık ama bu çok farklıydı sanki birbirimizi incitmememk istercesine incelikle öpüşüyorduk. Kucağıma oturtturdum zeynebi o da halinden memnundu ama kucağıma oturduktan hemen sonra benim mal yine kalkmıştı. Bugün olmaz bugün olmaz diye içimden geçirdim ama hani bir söz vardır ya kalkmış yannanın dini imanı olmaz diye hah tam da onu yaşıyordum. Sanki intahar etmek için çatıya çıkmış bir adam vardı ben de onu çatıdan indirmek için yalvaran polistim hiçbir işe yaramayacağını bile bile yalvarıyordum. Zeynep de durumu erken farketmiş olacak ki kıs kıs güldü. Ben de güldüm. Bırakalım dedim ama onun niyeti yoktu bırakmaya devam ettik bir müddet daha ve bıraktık evet belki sadece öpüşmüştük ama bu ikimize de yetmişti. Tekrardan sarmaş dolaş olduk. Baya bir zaman öyle kaldık. Sonra hadi kalk seni yurda bırakayım dedim kabul etti. Yurda bırakıp güzel birkaç saatin ardından tekrar eve döndüm. Telefonu çıkardım cebimden açtım. Birkaç tane mesaj gelmişti ama ebrunun gönderdiği ilk gözüme çarpandı
    ···
  12. 37.
    +12
    neyse ben 2 part daha atıyorum ses verin
    ···
  13. 38.
    +12
    Ebru artık benimle ilgilenmiyor gibi görünüyordu. Hakanla yine samimiydik hatta arada bu durumun geyiğini bile yaptık. Ama aklım ebrudaydı ne olursa olsun kim olursa olsun öyle bir ayrılığı haketmiyordu. Kararımı aldım evinin anahtarı bende kalmıştı anahtar bahanesiylr en azından gerçekleri bilmeye hakkı var düşüncesiyle evinin yolunu tuttum. Ama içimde daima bir korku var. Çünkü sürekli başkaları tarafından yönlendiriliyorum ve buna karşı koyamıyordum. Ya ebru bunu fark ettiyse ya kendi tabirimle bana tuzak kurduysa o zaman ne yapacaktım. Yok yok ebru bu kadar zeki olamazdı yoksa olabilirmiydi? Beynimin içerisinde yine kangrular gibişiyordu bu sırada evine vardım apartmana girip girmemeye kararsızdım hala ama içimdeki şeytan yine beni eve yönlendirdi ama melek de için için yalvarıyordu kötü bişey olmasın diye kapıyı çaldım evdeyse hemen açacağını tahmin ediyordum ama öyle olmadı 1 dakika falan bekledikten sonra tam dönecekken kapıyı açtı. Oooo dotacı bey siz buralara uğrarmıydınız diye ironik bir ilk cümle kurdu. Bu ne demekti şimdi? Tam anlayamadım ama bir ikinci cümle kurmamalıydı hemen araya girdim şey ben ııı... anahtar onu unutmuşum da vermeye geldim. O da ne olayların başından beridir kılıç darbeleri bir ebruya bir hakana inerken şimdi de ebru tarafından bana indiriliyordu. Hadi ama dotacı bunun için gelmediğini ikimiz de biliyoruz benim hakana yaptığımı sen de bana yapacaktın değil mi bir nevi doğruları söyleyip işin içinden sıyrılacaktın değil mi. Aman Allahım bu kız neler diyordu böyle benim aşığım ebru gitmiş yerine beni giblemeyen gamsız ebru gelmiş. Duyduklarımın verdiği şok yetmezmiş gibi hala devam ediyordu saldırılarına. Dotacı ben seni hayatımdan çıkardım artık görmek de istemiyorum . Ne yaparsan yap umurumda değilsin. Bu kadar kolaymıydı bir adamı delicesine severken hemen bırakmak. Hayır değildi ebru bana yine oyun mu oynuyordu acaba ama bu nasıl bir oyundu sevdiklerini kendinden soğutma oyunu mu?
    ···
  14. 39.
    +12
    Biraz daha sohbet ettikten sonra numarasını bıraktı zeynep ve tatlı tatlı ceylan gibi sekerek geldiği gibi gitti. Hemen mesaj attım bu da benim numaram diye ve akşama kadar konuştuk. Evet bir kız erkeğe hele ki daha tam tanımadığı bir erkeğe numarasını veriyorsa bun tek bir anlamı vardır ondan hoşlanıyordur. Ama hemen öyle yaklaşmadım belki başka birşey içindir falan diye. Ama zeynebi tanıdıkça daha çok seviyordum. Çünkü çok düzgündü helr ki bir dotacı deyişi var ben bitiyorum ona. Zeynep ebrunun aksine siyah ve düz saçlara sahipti. Bu onu çok çekici kılıyordu ama daha sahibi değildim görünüşe göre de olmak için baya bekleyecektim. Zeyneple bir ara konu kız arkadaşa geldi ilk ben sordum erkek olarak var mı dedim yok dedi senin var mı dedi yok dedim. Oldu mu hiç dedi. Aklım aniden abruya kaydı eski sevgililerim gözlerimin önünden silindi. Henüz yazmamışken kendi kendisine cevap verdi ve beni rahatlattı olmuştur tabi benimki de soru mu yakışıklısın gençsin. Gençsin diyince gülücük attım. Şu an aklıma geldi yine gülümsedim * . Ebrudan bahsetmedim ona o gece sadece neden yok sorusuna yorgunum diye cevap verdim. Ebru her ne kadar ben ve hakanı kırmış olsa da aramızda yaşanmaması gereken bir aşk olmuş olsa da ortalık malı değildi ebru herşeyden önce benim eski sevgilimdi ve hala kalbimde yeri vardı. Ama zeynep henüz bugün hayatıma giren zeynep de kendisine çok güzel bir köşk almıştı kalbimden. Sabah okulda ilk işim zeynebi görmek oldu. Tabi akşamki hakan geyiklerini saymıyorum. Aga ne oldu zütün göğe ermiş yeni bir kız mı buldun falan gibi sorular benim de saçma cevaplarım. Zeynepten bahsettim biraz ona o da tanıyormuş fotoğrafını gösterince söyledi. Sabah zeyneple sanki 10 yıllık arkadaşmışız gibi muhabbet ettik. Sinemaya davet ettim okuldan sonra gelirim dedi. Okulda yine normal ders akışından sonra aldım zeynebi doğru sinemaya gittik. Ama zeynep çok mutlu. Onu mutlu gördükçe ben de mutlu oluyorum ve ebru da tamamen aklımdan çıkmış.
    ···
  15. 40.
    +11
    devam edeyim mi beyler. yoksa yarın mı devam edelim. düzenli part gireceğime söz verdim
    ···
    1. 1.
      0
      Adamsin lan sen cok guzel hikaye devam panpa
      ···
  16. 41.
    +11
    peki ya şimdi ne olacaktı... bir tak yemiştim ve şimdi ne olacaktı. ebru resmen beni terk etmişti. ben bu durumda ne yapacaktım. kafam bir kazan gibiydi. içmeden sarhoş olmuştum sanki. evet kurtarıcım meira en zor zamanlarımda yanımda olan kurtarıcı meleğim bu kez de aklıma gelmişti. bir kadın hakkında en doğru fikirleri sunacak olan yine bir kadındı. kalktığımda paketimde yalnızca iki dal sigaram kalmıştı. yalpalayarak yürüyordum. o kısımları hayal meyal hatırlıyorum. sigara almak için yolun karşısındaki büfeye büfeye geçmek için hareketlendim. bir korna acı bir fren sesi ve şimşek. ebruyla yeşillikli bir yerdeydik. üzerimde sade siyah bir damatlık onun üzerinde ise bembeyaz bir gelinlik vardı. çok mutluyduk. yeşilliğin üzerinde dans ediyorduk. ağzım kulaklarımdaydı mutluluktan. ebru da çok mutluydu. inanılmazdı. sanki rüyada gibiydim. ve sonra dotacı dotacı sesleri etrafımda bir uğultu. elimde bir sıcaklık var. hiçbir yerimi hissetmiyorum. sadece elimde bir sıcaklık var. anne diyebildim sadece. onu da belli belirsiz söylemiştim. ve sonrasında yine karanlık. hayal rüya karışımı çeşitli halüsülasyonlar görüyordum. hayal meyal hatırladığım soğuk bir yer. baya üşüyordum. sonrasında kaldırılıp sıcak bir örtünün üzerine konuldum...
    ···
  17. 42.
    +10 -1
    Evet yaz okulu ve gibko günlerin başlangıcı. Yaz okulunda korktuğum başıma gelmiş ve en çok istemediğim şey olan hakanla aynı sınıfa düşmüştük. Sınfılar 20 kişilikti bu yüzden çok sıkıntı olacağı en başından belliydi. Dersler başladı. Ebru da yaz okuluna kalmıştı ama o ayrı bir sınıftaydı. Hakan ders boyunca bana kilitlenmışti yine. Her ne kadar o tarafa bakmasam da onun bana baktığını hissedebiliyordum. Artık yavaş yavaş kendini toparlamıştı ama o cam kırıkları hala kanatıyordu hakanı. Bir gün daha fazla tutamadı kendisini ve yanıma geldi oturdu. Şefkatli bakışları vardı ya da bana öyle gelmişti. Gel beraber mekana gidelim en azından bu kadarına hakkım var dedi. Hakanın böyle suçlu gibi konuşması beni daha da derinden yaralıyordu ama soğukkanlılıkla gidelim dedim. Gittik oturduk. Hakan en azından en sonki konuşmamızdan daha sakin ve dingin durumdaydı. Tabiiki herkesin aklına gelecek olağan soru onun da aklına gelmişti. Neden diye sordu mahzun bakışlarla. Bu soru aslında aklıma birçok düşüncenin gelmesine sebebiyet verdi. Evet hakan o masum çocuk kim bilir kaç defa kafasını yastığa gömerek ağlamıştı kaç defa hıçkırıklarla onun en yakın arkadaşının onu terketme sebebini sormuştu kendisine. Kaç defa
    ···
  18. 43.
    +10 -1
    beyler hepinizden çok özür diliyorum. mobil internetim bittiğinden bilgisayardaki hazırladığım partları bir türlü giremedim. şu saatte evden çıktım internet kafeye geldim. sadece size haber verebilmek için. şu saatte açık yer de yok telefona internet atayım. maalesef bu akşamlık kaldı. size verdiğim sözü tutamadığım için özür dilerim. yarın yükler yüklemez atacağım partları. kızdınız evet ama mazur görün bu seferlik. durum dediğim gibi. evet ilgilisiniz beğendiniz bu da beni çok mutlu ediyor. öfkemiziz de dizginleyerek biraz sabredelim. tekrardan hepinizden özür diliyorum.
    ···
  19. 44.
    +11
    beyler hepinizden çok çok özür dilemek istiyorum. hayat hikayemi sizlerle paylaşmak için giriş yapmıştım 2 yıldan sonra inci sözlüğe. öyle trend derdim falan da yoktu. severek yazıyordum. ama bu gün itibari ile artık yazmama kararı aldım. evet belki çok uzun zaman olmadı başlayalı ama sizlerin gösterdiği ilgi hoşuma gitti severek okuyan kardeşlerime de çok teşekkür ederim. yazmak için vakit bulmakta zorlanıyorum. hikayeyi bitirmek isterdim ama hikayenin daha 4 te 1 lik kısmı bile bitmedi. size gibimsonik entriler oluşturarak vaktinizi de almak istemiyorum. burada saygı ve sevgi çerçevesinde birbirimizi dinledik. keşke vaktim olsa da yazmaya devam etsem. ama inanın ki vaktim yok. hem okul hem iş ayrıca sözlükte bir hikaye bir arada gitmiyor inanın bana. belki bazılarınız çıkıp senaryosu bitti vs vs diyecektir. ama bu benim hayat hikayem ben ölünce senaryosu biter. beyler ne olur bana kızmayın anlayışla karşılayın. bakın başkası olsa direk bırakıp gitmişti. ama ben sizlere gerçekten nedenlerimi sıralamadan bırakmak istemedim. sizin de vaktinizi boşa harcamak istemiyorum. arada bir sözlüğe giriyorsunuz. yazmış mı yazmamış mı yazmamışsam kötü duygular besliyorsunuz. ben bunları istemem. evet beyler herkese çok teşekkür ederim ve her zaman dediğim gibi hepinizi seviyorum *
    ···
  20. 45.
    +11
    ben de sevinç gözyaşları döktüm biraz. diyeceksiniz erkek adamsın sulugözmüsün diye. ama beyler oluyor be. annem kapıdaydı. bizi öyle görünce çok mutlu olmuştu. kapıyı kapatıp çıktı. kokusunu içime çektim ne zamandır hasret kaldığım gülümün. çok özlemiştim be. tarif edilemezdi o anki mutluluğum. tabi onunki hayalin çook ötesindeydi. sevdiceğimi oturttum yanıma. dakikalarca göz göze baktık konuşmadan. böyle de anlaşabildiğimizi fark etmiştim. ebrum sonunda yanımdaydı. nasıl gelmişti evi nasıl bulmuştu bunları düşünmüyordum bile. sonunda sessizliği o bozdu. tebessümle göz yaşlarını silerken kilo almışsın yaz yağmurum dedi. beyler burada da küçük bir parantez açmak isterim. benim için iki sevgi sözcüğü çok güzeldir çok hoşuma gider. birincisi yaz yağmurum. manası da şudur. yazın en kurak en sıcak zamanda kurumuş otların sıcaktan bunalmış canlıların üzerine öyle bir yağmur yağar ki. bu yağmur herkese ve her şeye iyi gelir. ikincisi ve benim sık sık kullandığım da kar tanem dir. bunun manası da şudur kar yağarken hiçbir tane bir diğerine benzemez kendine özeldir yani. dünyada da milyarlarca insan varken o hiçkimseye benzemez ve sana özeldir. parantezi kapatıyorum. evet dedim gülümseyerek. annem iyi bakıyor. tekrar bir sessizlik oldu. anlatmaya başladı evin adresini meiradan almış. çok özlediğinden dayanamamış ve kalkmış gelmiş sevdiceğim...
    ···