1. 1.
    0
    bu ben değilim diyo, ama en sonunda altın vuruşu domaltarak yaptım ve içine boşalmadan işi bitirdim. sonra bikaç saat uyuduk ve kalktık, ben bi kez daha yapmak istesemde artık karşılık bulamıyordum. olsun. bu da yetmişti pamuk gibi olmama. sonra bi kaç hafta daha kursta görüştük hiçbir şey olmamış gibi.
    ···
  2. 2.
    0
    velhasıl kelam içkiler alınmadı ve film izleyelim kafasına girdiler ama uyukluyorlar.
    sonra abi bi anda herkes şort tişört moduna girdi ve üçümüz sevginin yatağına uyku modunda girdik.
    sevgi bi yandan kahkahalar atarak; ccc in ci we trust ccc ne işin var senin benim yatağımda falan, ben elimle yoklama çekiyorum kime denk gelirse, bi yandan gülüyoruz. ben en köşede yatıyorum, sevgi ortada fulya diğer başta.
    ···
  3. 3.
    0
    bu sırada fulya hala içmek istiyordu ve tekeli arayayım bira getirsin falan diyordu.
    ulan amcık bi haline bak, hala ne içkisi dedim.
    ···
  4. 4.
    0
    eve geldiğimizde saat 4-4bucuk olmuştu. tuvalet ziyaretlerimizin ardından direk sevginin odaya geçtik. ve daha önce bahsettiğim sevginin ikiz yatağına üçümüz uzandık.
    ···
  5. 5.
    0
    rezerve
    ···
  6. 6.
    0
    ne yapsam ne yapsam diye düşünürken ya kızlar dedim ben bu halde nasıl araba kullanıcam taa ebesinin dıbına gidicem çünkü beşiktaştan eve gidersem, sizde uyuyayım dedim. bunlarda tabi canım nie olmasın dediler. sonra barda yapılan biraz daha muhabbetin ardından, bi koluma fulyayı bi koluma sevgiyi takıp bunlara dogru yürümeye başladık. ben çakırkeyfm ama bunlar am gibi oldular. yolda devamlı sebepsizce kahkaha atıyorlar. beşiktaş gececi tayfa bize bakıyor falan, bazen yılan gibi karılar geçio yanımızdan, benim force o biçim ama. neyse bi arada şarkı türkü çığırarak eve kadar geldik.
    ···
  7. 7.
    0
    evde ki iki şişe şaraptan sonra, barda birer kadeh şarap ve 3er tane 50lik bira, kızları züt etmeye ve devamlı gülmelerini sağlamaya yetmişti. saat gece 3 falan olmuştu. ama ben hala onlarda kalacağımı söylememiştim ve onlardanda böyle bir teklif gelmemişti.
    ···
  8. 8.
    0
    daha sonra fulya anlattı bi tane lavuğu, bu arada bizim burdaki şaraplarda bitti, birayla devam edelim dıbına koyalım dedik. ve 3 tane 50lik geldi köpüklü köpüklü bardak terli. sonra fulyayı dinliyoruz, hem anlatıyor hem ağlıyor. hay gibicem diyorum bende bi yandan.
    ···
  9. 9.
    0
    işte sevgi bunun bi versiyon üstüydü, ama sevgilisi var diye bende pek bi hareket uyandırmamıştı.
    ancak son anlattıkları ve çok yakın olarak çekildiğimiz fotoğraflarda düşüncelerim ister istemez değişti.
    ···
  10. 10.
    0
    çünkü fulya için yaptığım ilk yorum belliydi hikayemizin başında.
    hatırlatma : böyle bir züt olamaz anasını avradını gibeyim.
    ···
  11. 11.
    0
    burada sevgi, 1 yılı aşkın çıktığı çocupu ve bazen onu aldattığı halde pişman olmadığını falan anlatmaya başladı.
    vay dıbınakoyimler yapma beee ler havada uçuyordu. ben gözüme fulya yı kestirmiştim, ama hedefimi değiştirsemmi diye düşünmedim değil.
    ···
  12. 12.
    0
    evet en son evden çıkıp bi mekana gitmiştik ve şarapla devam edip, aşk hayatlarımızdan bahsediyorduk.
    ···
  13. 13.
    0
    up up up
    ···
  14. 14.
    +1 -1
    bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan. bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne tak varsa? hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı. sonunda o da geldi gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder. dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu huur çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlayacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma. dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagor a kegibmiş. zagor da kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar a ; benim içimde bi sıkıntı. işi anladım tabii: zagor u ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, bini de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi huur. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor a, sonra komalık. ankara da oluyor bunnar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornaya değmiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat. ama bu sefer başka güzel huur. oranın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya bizde, nasıl? diye sormuş bulunduk. huurluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak... işte o gün bu günden beri bu huuryla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki bin! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. huur da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden. önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu durmuyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. naptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile. beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişe demiyo. sinop ta oluyo bunnar. ben de döndüm istanbul a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o haliyle kalk git sen diyarbakır a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyo. uzun zaman anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır a, zagor un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daa açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır dayım. bi soruşturma. kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişe demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    anlat o.ç. akıyorum anlatttt
    ···
  16. 16.
    0
    hoppppsss
    ···
  17. 17.
    0
    sonra abiniz artık yeter dedi ve çıktı fulyanın üstüne nasıl bir gibiştir anlatamam ama, onca alkole ve yorgunluğa rağmen pat pat nası gibiyorum. bi kucağıma çıkıo bi altıma girio, bazen napıyorum ben diyo.
    ···
  18. 18.
    0
    sonra fulya da benim yarrağa el atmasın mı ohh dedim güzel. bu gece gibişlerden gibiş beğen sen dedim. sonra bi yandan parmaklıyorum bu da benim aleti avuçlamaya devam ediyor. sonra hızla soyunduk ve herşey daha güzeldi. ben başladım bunun memeleri emmeye hem dudak çalışıo hem eller, o gül gibi amcığı sulandırıo.
    ···
  19. 19.
    0
    beyler kapıda kilitleydi artık ve sevgi diğer odada fosur fosur uyuyordu. tuttum diğer elindende fulyanın ve bir öpücük kondurdum o ateş kırmızısı dudaklarına. sonra bi güzel sarıldım ve yatağa doğru uzandık. (dıbına koyim hatırladıkça benim deli oğlan havalanıyo.)
    sonra öpüşmeye başladık ve uzun süre öpüştük dişledik dillerimizi dudaklarımızı, artık ben zamanı gelmiştir diye düşünüp inceden bi yoklama çektim amcık bölgesine doğru. ulan alışmışız hep en başta yok yapma denmeye. bu hiç tepki vermeyince bi şaşırdım, ama hoşuma gitti ve orta parmağım dahada hızlandı.
    ···
  20. 20.
    0
    nese bu böle konuştu konuştu ve ben efsane bi hareket yaptım. bittimi dedim, evet dedi. gel dedim ve tuttum ellerinden fulyanın. ve onun odasına doğru zütürdüm. kapıyı yavaşça kapattım ve kilitledim, napıosun falan dedi, sevgi uyudu bizde burada uyuyalım dedim. seninle uyumak istiyorum dedim. ses çıkarmadı.
    ···