-
201.
+5Oturduk işte acaba nasıl olacak falan fistan diye konuşuyoruz beyler.
Sohbetimiz ercan’ın beni aramasıyla son bulmuştu. Otobüsün beş dakikaya kalkacağını söylüyordu. Herkes ne ara gelmişti lan?
Neyse biz de ecrin ile gittik. Ercan’ı cam kenarına oturttum yoksa yolculuk boyunca ecrin’i rahatsız edemezdim. Berfin kim ise onu da bulup konuşmalıydım ki o da cam kenarında otursun, ben de ecrin’imle rahatça uğraşabileyim.
Tabi kaşla göz arasında boşluğuma geldiği an ecrin cam kenarına geçmiş, ben de avucumu yalamıştım. Enayi gibi vip yeri de ercan’a kaptırmıştım.
Artık kulağıma müziği taktım. Yaklaşık 13 saatlik yola kendimi hazırladım. Yarını düşündüm. Güzel olabilirdi beyler.
Kızlar yolda giderken alış veriş merkezlerinde durmak istiyordu ama hocalar izin vermemişti. Yoksa gidişimiz çok uzardı.
Ercan ise başak olmadığı için sap idi. Biliyorsunuz 10. Sınıflar yoktu gezide. Yalnız 11. Sınıflar vardı.
Sahi enes’i gözlerim arar olmuştu. Otobüste görmem için oturduğum yerden kalkmam gerekti ama o bin olsaydı mutlaka dikkat çekecek bir
şeyler yapardı. Ercan’ı dürttüm. Her bir taktan haberi vardı, umarım bunu da bilirdi..
-pişt ercan hemen uyudun mu lan?
Uyuordu amk bir de inkar ediyordu. Ağzındaki salyalara kadar görmüştüm yani.
-yok oğlum ne uyuması ne var?
-enes geldi mi geziye?
-onun yarışı vardı galiba. Kankaları da yok. Bu sefer motor değil arabalarla yarışacaklarmış.
Gelmediğine sevinmiştim beyler. Ama yaptığı iş çok tehlikeliydi. Yasal olmayışını geçtim canları tehlikedeydi ve çok riskliydi. Zaten ehliyetleri de yoktu sanırım. Okulda neredeyse herkes onun yarıştığını biliyordu, ama kimsenin gıkı çıkmıyordu.
Özellikle kızlar çok havalı buluyordu. Kızların geneli çok gerizekalı amk.
Bir de zeynep’in gelip gelmediğini öğrensem iyi olacaktı. O da yoksa oh kebap. Hani bu hap içme olayından sonra ailesi evhamlanmış geziye izin vermemiş olabilirlerdi ki aklı başında bir ebeveyn böyle davranmalıydı kanımca.
Umursamaktan vazgeçtim. Kulağıma müziği taktım, dalmışım sonrasında. -
202.
+5Uyandığımda mal olmuş, önce otobüste olduğumu fark edemesem de 1-2 dakikaya jeton düşmüştü. Ercan benden önce uyanmış, camdan dışarıya bakıyordu. Ecrin ise kafasını berfin’in omzuna yaslamış uyuyordu.
Ercan, kahvaltı yapmaya geldiğimizi, palandöken’e henüz varamadığımızı söyledi. Berfin’e seslenmeli, ecrin’i uyandırmamasını istemeliydim. Onu ben uyandırmalıydım diye düşünürken berfin sevdiceğimi hızlı bir şekilde dürttü. Ecrin uyandı. Ondan tarafa bakmamaya çalıştım.
Beyler ona bu kadar düşkün olduğumu bilmesini pek de istemiyordum. O benden değil, bana aşık olmaktan korkuyordu bunun farkındaydım.
Herkes otobüsten inip, yemek yiyeceğimiz cafeye doğru yol aldı. Şömineli falan güzel bir yerdi ama hep bizim gibi öğrenci doluydu. Meğerse onlar da bizle aynı otele gidiyormuş falan fişman…
Uzunca iki masa bizim okula ayrılmıştı. Tahsin hoca da bir paket içinde sandviç, poğaça dağıtıyordu. Çaylar söylendi. Ben ecrin ile karşılıklı denk gelememiştim. Bizim masanın sağ en uç tarafında yemeğini yiyordu.
Zeynep ise karşımdakinin yanında oturuyordu. Karşımda sayılırdı yani. bana kaçamak bakışlar atıyordu, ben ise inadına ya ecrin'e bakıyordum ya da ercan ile sohbet ediyordum.
Sevdiğimle bir türlü yan yana gelemezken sevmediğim dibimde bitiyordu. Bu bana kaderimin bir oyunu olmalıydı. -
203.
+5Tabağımdaki son tavuk parçasını da ağzıma attım. Ercan ultra yavaş yemek yiyordu amk. Yanımızda iki paralı öğrenciyle muhabbet kurmuştuk: anıl ve çetin. Kafa çocuklardı ama çok çapkın ve hovardalardı.
Beni ilgilendirmiyorlardı nasıl olsa. Şimdiden ankara ted koleji’ndeki kızlarla telefon numaralarını vermişlerdi birbirlerine.
Onlara hiç imrenmiyordum beyler. Yani ben öyle çok karı kız peşinde koşan ya da cinselliğe düşkün olan biri olmadım pek. Ama duygusal biri de değildim. Neyse boşverin ne olduğumu ben de bilemedim amk.
Yemekleri bitirdik, otelin diskosuna inilecekti. Ama daha saat 7 idi ve çoğu kişi bu saatte eğlenmek istemiyordu. Bense bu eğlenceyi ecrinle yaşamak istiyordum.
Anıl, çetin,ercan ve ben herkesten önce bara gittik. Bunların içki gibi bir kaygısı yoktu zaten, gecenin başında içmeyeceklerdi.
Ben ise sora sora ecrin’in odasını buldum. Kapıyı tıklattığımda berfin açtı.
-müsait misiniz kızlar?
-müsaitiz geçebilirsin.
Ecrin saçlarını tarıyordu. Berfin’e bizi yalnız bırak demedim, diyemedim. Oturdum ecrin’in tişörtünü inceliyorum:
resimdeki kertenkele ile kız birbirine bakıyorlardı. kız kertenkeleye hülyalı bir bakışla, kertenkele ise kıza boş ve parlak gözlerle. Kız oldukça sakin duruyordu ki.
Ecrin benim geldiğimi fark etmişti hele şükür.
-naber?
-iyiyim, hazırım birazdan, bir kaç dakikaya çıkabiliriz.
Dedi gülümsedi bana.
Bu bakışlar ve jestler, bu gülümseme ve de kendisini aynada süzme tarzı zarifti. Ama kendini beğenmiş değildi. -
204.
+5Sonunda çıktık odadan. Hep beraber bara indik. Misket çalıyordu. Anıl ve çetin ciddi ciddi oynuyor, bayağı da eğleniyor gözüküyordu. Ercan oynamam için ısrar etti beyler. Yaklaşık 10 dakika kadar dil döktü. Oynamam diye tutturdum. Sonra bir kalktım ki kalkış o kalkış. Pistten en son beni alabildiler beyler. Çetin odasına votkaları getirmeye çıktı.
Okuldaki erkeklerin yarısı ankara ted’li kızlara çakmak için ortam oluşturmaya çalışıyorlardı. Ankara ted’li erkekler de bizim okulun kızlarına.
Ecrin’i uzak tutmalıydım beyler, biri yavşarsa bile kafa göz girişebilirdim. Aynı masadaydık. Çetin votkaları getirdi, aldığımız meyve sularının içlerine döktük. Ecrin ve bana az koymasını istedim.
Onu öpmek istiyordum artık ve ikimiz de ayık olmalıydık, sarhoşken ne anlamı vardı ki?
Ben kaç defa doğarsam doğayım onu sevecektim. Ecrin ile tanıştığımdan beri sanki onunla tanışmak için yaşamışım gibi hissediyordum. Ben gerçeklerimi bulmaya gelmişlerdendim ve gerçeğim de ecrin idi.
Bu yüzden sonsuza dek hatırlayacağım bir şey olsun istiyordum. -
205.
+5Sabah kahvaltımızı yaptık. Tabakları dolduruyoruz tabi beleşe bu kadar çeşidi bulunca klagib bir türk olarak her türlü sömürdük. Ecrin’i gözlerim aradı, yine aynı kız grubuyla oturuyorlardı.
Okul olarak biraz ekgibtik, dünkü olay malum.
Anıl sigara içecekmiş, dışarı çıktık soğukta. Bir süre sonra yine ecrin’i merak ettim, bu günü beraber geçirmeliydik.
-anıl ecrin nerede biliyor musun?
-sağa bak.
Kafamı sağa döndürdüm hemen.
-hani lan yok sağda falan?
Parmağıyla göstererek
-arkaya bak!
Yine baktım.
-agahaghaghah sen aşıksın olum
Bir de kafama güzelinden şaplak yedim.
-gerizekalı.
Mal olmuştum beyler. -
206.
+5Her yer birbirine benziyordu. Gözümde kar gözlüğü vardı zaten ama kimin olduğunu bilmiyordum. Lobinin ordaki koltuktan indiregandi yapmıştım.
Her yer bembeyaz örtüyle örtülmüştü adeta. Ve benim nereye gideceğime dair bir fikrim yoktu.
içgüdülerim nasıl yönlendirirse öyle hareket edecektim artık. Yaklaşık 20 dakika boyunca motorla dolandım durdum, bir şey bulamadım beyler, yollara ayak basılmamıştı,
ölüm sessizliği vardı palandöken’de…
Bir süre de ters istikamette gittim. Motor bozuldu. Sövmeye vaktim yoktu, uyumaya da.
Ölüm bana uğramayacak diye bir şey yoktu sonuçta. Var gücümle koşmaya başladım beyler, nereye gittiğimi ben de bilmiyorum. Telefonum da yoktu, odamdaydı.
Artık bacaklarım tükenmişti. Kar, soğuk ve zor hava şartları… kendimden geçtim ecrin eğer “kolyeyi kaybedersen seni öldürürüm” lafını çok ciddiye almıştı ve bir kolye için bu soğukta kendini karlı yollara atmıştı.
Bana değer vermesi sadece lafta değildi. Ona inanmadığım için kendimden utandım. -
207.
+5@782 panpa açıklamasını yapıcaktım ama madem bunu yazdın söyliyim. ecrin benden bir kaç dakika önce gelmiş zaten şayet daha önce gelseydi bilincinin açık olması imkansız olurdu
zaten ecrin'in ayağında kar botu da yoktu karların üstünden gelemiyordu o yüzden ayakları iz bırakıyordu. karların yüksekliği fazla olduğu için de dirseğe kadar derinlikte çukurlar halindeydi ayak izleri -
208.
+5doğum günümde bile buraya yazıyorum amk ya
-
209.
+6 -1Artık tükenmişken 10 dakikalık yürüme mesafesinde simsiyah bir ev gördüm. Bakımsız, virane gibi dursa da başka çaremiz yoktu. Artık ecrin ile konuşmaya takatim kalmamış, koşmaya başlamıştım.
Çünkü ben de donuyordum, çok üşümüştüm.
Siyah eve vardık. Kapısı kilitli değildi. iki katlı bir evdi, müstakil. Terk edildiği çok belli oluyordu zaten bir köşede bira şişeleri falan vardı. Evin pencereleri gazete ile kaplıydı. Ürkütücü görünüyordu. Birkaç tane sandalye, bir kilim ve kırık dökük bir masa, soba parçaları, biraz da odun yığını duruyordu. Ecrin’i yere bırakıp üst kata çıktım. Gerçi burada bu havada insan olduğunu zannetmiyordum ama yine de tedbiri elden bırakmamak şarttı. Merdivenin bitiminde pet şişe içerisinde gaz yağı ve bir kutu kibrit bulunuyordu. Üst kat bomboştu. Odaları gezdim. Odaların birinde şömine vardı.
Hemen koşarak aşağı indim. Ne kadar sandalye varsa hepsini kapıya dayadım. En azından biri açarsa sesini duyacak, ona göre bir şeyler yapacaktım. Sonra kilimi aldım ve ecran’ı sırtlayıp yukarı kata çıktım. Ev de dışarının soğukluğunu aratmıyordu. Allah’tan pencereler kapalıydı ve o kadar soğuk almıyordu. -
210.
+5Gözümde birikmiş yaş özerkliğini ilan etti, ecrin’in alnına damladı.
-sus yarım akıllı. Ne diye çıktın ki.
Diyebildim. Gülümsedi. Kolumdan kendine doğru çekti beni. Sarıldı. Isınmış, sıcacık olmuştu.
Bir süre öyle kaldık. Saat hesaplarıma göre 12 falan olmalıydı. Sabahı nasıl getireceğime dair bir fikrim yoktu.
Buraya geleli daha yarım saat iken ve ben bu kadar zorlanmışken burada sabahı getirmek…
Şu evden kurtulursam ve otele geri dönebilirsek dünyanın en iyi insanı ben olacağım diye yeminler ediyordum kendi kendime.
-ali, yanıma gelebilirsin.
Dedi ecrin gözleri kapalı şekilde. Yanına yatmalı mıydım bilmiyorum. Kilim ikimizi almazdı yani vücudumun birazı boşlukta kalırdı. Ama asıl sorun bu değildi belki de.
Ecrin’e bu kadar yakın olmaktan korkuyordum ben sanki. -
211.
+5Ecrin bunu birkaç kere daha sayıkladı ama belki de –hatta büyük ihtimalle- ne söylediğini bilmiyordu ve sabah beni yanında gördüğünde kendine kızacaktı ve benden soğuyacaktı.
Tabi aklımda şöminenin ne kadar sıcak olduğu ve yarım saatte bu kadar zorlanmışken sabahı getiremeyeceğim yer edinmişti ve dayanamayarak ecrin’in yanına geldim.
Ona bu kadar yakın hiç olmamıştım ve belki de hiçbir zaman olamayacaktım.
Şömine tarafında ben vardım. Sırtıma müthiş sıcak vuruyor, beni rahatlatıyordu. Ecrin’in yüzünü görmemek için gözlerimi kapatıyordum
çünkü kendimi tutamayabilirdim. Gerçi o yorgunlukla bende hormon falan kalmamıştı da konu sevdiğim kişiyse öyle olmayabiliyordu -
212.
+5Telefon çekmiyordu. Ayrıca adamlar da buralarda gezintiye çıkmışlardı. Meğer biraz daha yürüseymişiz 20 dakika kadarlık bir mesafede başka bir otel varmış.
Kader, onca eziyeti çektiğimize değmedi. Turistlerle çıktık yollara.
Ecrin zorlanıyordu. Artık o yürürken ben yorulmaya başlamıştım. Sırtıma aldım ecrin’i. Böylesi daha kolaydı. En azından batıp çıkmıyorduk artık. Adamların nereye gittiğine dair bir fikrimiz yoktu, ama peşlerine takılmaktan başka çaremiz de yoktu.
Sonunda karşıda bir otel göründü. Hiç allah’a böyle şükrettiğimi bilmiyorum ulan. Artık yavaştan koşmaya başlamıştım. Yerlerdeki kar miktarı azalmaya başlamıştı zaten kar yağmıyordu artık ama hava yine de çok soğuktu. -
213.
+5Otelde bulduğumuz adamlara derdimizi anlattık. Paramız olsa ecrin’e otelin altında kıyafet satılan yerden bir şeyler alacaktım işte ama yoktu.
Kimse de hayrına böyle bir teklifte bulunmadı. Ambulans geldi, hastaneye gittik. Hastanedekilere otelin adını söyledik. Bir şeyimiz yoktu, öksürük falan işte. Grip olacağımıza kendimizi hazırlamıştık zaten.
Otele gidince ise herkes bizi bekliyordu. lobide kalabalık bir öğrenci grubu bizi alkışladı. Hocaların karakolla işleri bitmişti, veliler falan gelmişti. yani bu gibiş sokuş meselesi için.
Ailelerimize de haber yollanmıştı. Evet vahi amca beni gibecek diye korkuyordum artık.
Cidden. Çünkü bu kızıyla ikinci gece geçirişimdi. -
214.
+5@845 panpa gibtir ediyorum zaten trollemek için yazıldığının fazlasıyla farkındayım. gözümde kar gözlüğü var diyorum hala adamlar nasıl görüyorsun diyorlar hala.
-
215.
+5Çok yorulduğu ve bunaldığı gözlerinden, sözlerinden belli oluyordu. Bir şey diyemedim. Kafamdaki soruların hepsini yanıtlamıştı zaten. Beni düşünmüştü, ama buna gerek yoktu. O kolyenin lafını yapmazdım. Bir kolye, az kalsın canımızdan olmamıza neden oluyordu.
Lanet olsundu.
Ecrin’i kendime çektim ve hiç bırakmayacakmışım gibi sarıldım. Göz yaşları kazağımı ıslatıyordu.
-ağlama.
Tek diyebildiğim bu oldu. Ama içimden de “ağla” diyordum aslında. Ağlamak insanı rahatlatıyordu.
Ecrin’i tuvalete gönderdim ve kapısında ben bekledim. Elini yüzünü yıkamıştı ama gözlerinde hala kızarıklık vardı. Elini tuttum. Vahi amca falan hikayeydi artık.
o da bizi görünce bir şey demedi. Sanırım artık zeynep’in hiç arkadaşı kalmayacaktı.
Zaten çok yoktu, bir de bu olaylar çıkınca hiç kalmayacaktı.
Ama hata biraz da benimdi. O gece balkonda ecrin ile olduğumuz gece gözünün içine baka baka nispet yapmıştım. Çok kızmış ve hırslanmıştı ki böyle bir şey yapmıştı.
Fakat bilmiyordu ki git gide daha da nefret edilesi birine dönüşüyordu. Ben ecrin’i hiç öyle sinirli görmemiştim. -
216.
+5Ecrin’i aradım pazartesi akşamı telefonla… birkaç kere çalışından sonra cevap verdi.
-ecrin?
-ali?
-göremedim seni okulda bugün?
-gelmedim çünkü.
-niye, noldu?
-hasta oldum.
-yaa..
-bak ali babam geliyor kapatıyorum şimdi mesajlaşırız.
Sözümü kesmişti. Tahmin ettiğim doğruydu. Babası onu benimle konuşmaması için tembihlemişti.
Ecrin hasta olmasına rağmen ben turp gibiydim beyler. Bu yönden babama çekmiş olabilirdim babam resmen dokuz canlıydı.
Babam gençliğinde doğuda görev yaptı beyler. Siirt ve van’da. Annemle de van’da tanıştılar zaten.(annem van Ercişli)
Ecrin ile gece mesajlaştık. Bu mesajlaşma havadan sudan şeyler oldu. Onun ziyaretine gitmek istiyordum ama yok, artık bunu kaldıramazdık ikimiz de… -
217.
+6 -1Yatta hareketli müzik çalıyordu. Süperdi ulan. Öyle gibişli ortam yoktu güzel bir arkadaş ortamı denebilirdi. Başak mor renk güzel bir elbise giymişti. Büyük ihtimalle diğer kişiler de kendi sınıfından arkadaşlarıydı. Geçen sefer pikniğe gelen kişileri görmüştüm çünkü beyler.
Hatta bağlama çalan genç yine oradaydı.
Önce yemek yiyecekmişiz beyler, köfte ekmek sipariş ettik. Karınlar şişti tabi. Müzik açıp dans falan ettik. Ecrin çok tatlıydı la çok mutluyduk.
Başak gecenin sonunda ikimizi yakınlaştırmak için denize atlamayı önerdi. Tabi bunu ercan ben başak konuşuyoruz.
Amk başakla ercan’ın işi gücü bizdik resmen. Kendilerinden çok bizim ilişkimizi düşünüyorlardı. -
218.
+5Dibe dalmışken bir el beni dibe batırıyordu. Kimse gibecektim onu eğer ercan falansa bitmişti amk.
O el beni bıraktığında ecrin olduğunu gördüm beyler. "Kandırdım" diyip yanağıma bir tane geçirdi.
salak salak gülmeye başladım ben de amk. Yüzdük çok eğlendik. Ecrin denizde yüzerken pareosunu çıkardı. Sorun yoktu nasılsa dibinde sürekli ben vardım. Eğilip bakan benim zütümü ya da önümü görürdü. Yerse.
ecrin ile yüzme yarışı falan yaptık. Ben yenersem ecrini öpücektim, ecrin yenerse bir dakika suyun altında duracaktım.
tabiki ben yenebilirdim beyler ama üzülmesin diye berabere gittim. Sonuç olarak 1 dakika bekledim suyun altında ve ecrinın yanağına küçük bir buse kondurdum beyler.
gece tam gaz güzel devam ediyordu.
bağlama çalan arkadaşa istek parça yolladık: ecrin ile benim şarkımız.
işte gidiyorum çeşm-i siyahım...
ecrin sudan çıkmadan ben ondan önce çıkıp havluya sardım onu. "SANKi anlamadım" der gibi bana bakıyordu beyler. -
219.
+5Ecran derken ercan demek istemedin dimi :D
-
220.
+5Mutfakta bar gibi bir bölüm vardı, oradaki yüksek koltuklara oturduk beyler.
ecrin bana bir şeyler anlatıyordu ama umrumda değildi. Islak saçlarına ve çekik gözlerine odaklanmıştım. Sadece dinler gibi yapıyordum ama sonunda kendimi tutamadım.
-çok güzelsin.
bunu her zamankinden içten söylediğimi tahmin ediyorum ya da ona öyle bakmıştım ki. Bilmiyorum yani sanırım çok gibici baktım ki bu kadar utandı.
sıcak basmıştı beyler.
-ben bi lavoboya gideyim, geliyorum şimdi.
ecrin hızlı hızlı kafasını salladı. Kalbim güm güm atıyordu. Ritmi bozulmuş, abuk subuk bir şey oluvermişti. Yüzümü yıkadım soğuk suyla. Yanıyordum.