-
26.
+12sonrasında ecrin de gözlerini açtı panpalar. yani açmış olacak ki birden arkasına dönmüştü. ve beni ittirmişti ayağıyla, karnımdan. 10cm daha aşağı gelseydi o ayak çocuğum olmayacaktı ulan. düşüncesiz, vicdansız.
uyku sersemi olduğu çok belli oluyordu belli ki hatırlamaya çalışıyordu, sonra jeton düşmüş olacak ki "kurtulalım burdan artık" gibisinden bir şeyler söyledi. ben de öyle demesi kolay diye düşünsemde düşündüğümün tam zıttı başımı ona katılırcasına salladım.
ecrin asansörün kapısını yumruklamaya başladı. saatin kaç olduğu konusunda bir fikrim olmadığı için telefonuma baktım. sekiz buçuk civarıydı. yani dükkanı olanların gelmiş olmaları gerekti. ve muhakkak elektrikler de gelmişti. yani buradan şunu anlamıştım: asansörün durmasının sebebi elektrik kesintisi değil, arızaydı.
ecrin çaresizce asansör kapısı yumruklamaya devam ediyordu, ellerinin kızardığını görebiliyordum buradan. en sonunda yanıt verdi bu yumruklamalar. dışarıdan "kim var orda" diye bir kadın sesi duyduk. ecrin de "mhsur kaldık burada yardım edin çıkarın" dedi.
daha sonra kadının sesi kesildi, yardım getirmeye gitmiştir diye düşündüm. hiç halim yoktu. gözlerimi kapattım beş dakika olsun uyuyim diye. ecrin elini alnıma zütürünce açtım gözlerimi. "ateşin düşmüş" dedi kadife sesiyle.
başımı salladım dinlediğimi göstermek için ve o halsizlikle tekrar gözlerimi kapattım. sonrasında iki tamirci midir neyse artık onların seslerini duyduk. yer, asansörden bir metre aşağıda gözüküyordu. asansörde kalıp kurtulan varsa bilir beyler. benim için betimlemesi zor oluyor. adamlar elini uzattı biz de indik yere.
bizi bulan kadın gülümsüyordu. ecrinle hemen iş hanının çıkışına gittik. telefonlarımız çekiyordu artık. ben kendi ailemi aramadım, bu sadece işleri karıştırmak olurdu. ecrin ise hemen babasını aradı. -
27.
+10 -2ecrin babasıyla kouşurken üzgün bir hal almıştı kaşları. bana bakıyordu konuşurken. telefonu kapattı. "bütün gece bizi aramışlar, senin ailen de geliyor. polisi falan aramışlar"
bildiğin mal olmuştum. hayır ulan sevdiğim kızın ailesiyle böyle mi tanışacaktım? babası kim bilir ne düşünecekti hakkımda? aynı yerde uyumuştuk sonuçta ne bileyim lan ben olsam gıcık olurdum. gerçi keyfimizden uyumadık hoş da...
her neyse iş hanının içinde bankta oturup beklemeye başladık bende üzerime atletimi giymiştim nemli de olsa giymem gerekiyordu yoksa ecrin'in trabzonlu babası beni alnımın orta yerinden kurşunlayabilirdi.
üzerimde de ecrin'in yağmurluğu vardı bir yandan. gömleğimi giymedim o hiç kurumamıştı. bekledik, bekledik. hiç konuşmadan. ecrin, arkasına yaslanmış kollarını bağlamıştı.
sonra girişte annem, babam ve ecrin'in babası, olduğunu tahmin ettiğim göbekli orta boylu bir adam ve yaş olarak oldukça genç duran saçları röfleli, annesi olduğunu tahmin ettiğim bir kadın belirdi.
annelerin gözleri dolu doluydu haliyle ben de iki büklüm oldum lan hastayım havalarında. annem kıyamam oğluşum falan diyor bana sarılıyordu. onun ailesi de öyle. yaşça genç görünen röfleli saçları olan kadın elini uzattı bana "merhaba oğlum izel benim adım, seninki nedir?" dedi "ali, memnun oldum" dedim. "ne güzel bir ismin var, anlamı ne?" dedi. bu arada beyler hani benim gerçek ismim ali değil ya, gerçek ismime ilginç diyordu izel abla(teyze demeye gönlüm el vermedi lan yaş olarak genç duruyor.) ben de "tek, eşi benzeri olmayan demekti sanırım" diye yanıtladım onu.
ecrinin babasına elimi uzattım." vahi" dedi sertçe. ben de hazır konu isimlerden açılmışken böyle bir samimiyet kurarız diye "hiç duymadığım bir isim" dedim salak salak sırıtarak.
ecrinin babası "vahi güçlü demek. kodum mu otuturum." dedi amk. resmen ayar verdi bana, üstü kapalı tehdit ediyordu amk! -
28.
+12odasına girdim panpalar. bunlar beraber atari oynuyo. daha doğrusu ecrin oynuyor enes gavatı dergi gibi bir şey okuyor bir yandan da sohbet ediyorlar. nasıl sinirlendim anlatamam amk.
benim yüzüne bakmaya kıyamadığım kızın evinde onunla gülüşmeli sohbet etsin.
ne zamandan beri arkadaşlar bir fikrim yoktu ama ercan'a sorarak öğrenebilirdim. ecrin gibi yaşıtlarından bağımsız huyları olan bir
kız nasıl olur da enes biniyle arkadaşlık kurardı? ayrıca onları okulda bir kez bile görmemiştim. neydi bu samimiyet?
ben düşüncelere dalarken pijamalarının içindeki ecrin bana gülümsedi "hoşgeldin." diyerek. sinirim geçer gibi oldu panpalar. sevdiceği olanlar bilir;
eğer birine aşıksanız onunla geçirdiğiniz her saniye sizin için değerlidir. gülümsediğinde de sanki dünyalar benimdi kardeşlerim.
ecrin pause'ye bastı, oyununu durdurdu. circus oynuyordu sanırım.
zorlanarak ayağa kalktı ayağında da patikler vardı saç baş dağılmış zaten. son derece rahat ve doğaldı. yaşadığı zengin hayatın aksine çok içimizden biriydi.
bir kere evlerine ayakkabıyla girilmiyordu amk bu bile iyi bir şeydi. eve ayakkabıyla girmek nedir? neyse saçma fikirlerimi kendime saklayayım;
eliyle beni gösterdi enes'e bakarak : "enes bu ali, ali bu da enes" dedi. enes gavatı sanki hiç kötü bir şey yaşamamışız gibi elini uzattı ve benim pek hoşlanmadığım şekilde sırıttı:
"memnun oldum ali" -
29.
+11 -1kız counter oynuyor anime falan da izliyormuş(daha çok kız animeleri beyler) biz bunla zaten samimiyetimizi bayağı ilerlettik. ilerlettik dediğim artık daha rahat konuşuyor benimle daha rahat gözlerime bakıyor daha az utanıyor ibretlik tespit yapmışım o zamanlar.
saate bir baktım iki buçuk beyler zaten köpek de işedi sıçtı. ben de eve gitmemiz gerektiğini teklif ettim artık. kabul etti. uzun süre gezmiş eğlenmiş sohbet etmiştik. uzun da değildi aslında iki saat. ama bana uzun gelmişti işte. gerçi onun yanında zamanın nasıl geçtiğini de anlamamıştım ama böyle de çelişkiliydi işte onunla olmak.
yavaş yavaş yürüyerek sitenin girişine bıraktım. yine bir gelişme yoktu vedalaşırken sarılıp saçlarının kokusunu içime çekemedim, yumuşak yanaklarından ve çekik gözlerinden öpemedim, minyon bedenini kollarımla saramadım...
eve girince camdan bak dedim. aslında mesaj at da diyebilirdim ama cam daha romantikti hem bana bir daha el sallamasını istiyordum beyler.
bekliyorum bunu. binaya baktığımda zaten ışığı kapalı onca katın arasında ışığı açık bir oda, ve delicesine hızla sallanan bir el göze çarpıyordu.
çekik gözlü yarime ben de el salladım sırıtarak. beyler seviyordum. güle oynaya evime gittim. sessizce anahtarımla kapıyı açtım. ve yine yarını iple çekiyordum. ona doyamıyordum bir türlü. onunla geçirdiğim ya da geçireceğim her saniye önemliydi.
yatağa kafamı koyar koymaz uyudum beyler bayağı yorulmuştum bugün. iki kere onu görmüştüm, mutluydum. -
30.
+10 -2sabah uyandım, bayağı zor uyandım panpalar. gece 3te yatmıştım haliyle normaldi üstelik çok da yorulmuştum. ders, okul, gece geç yatışım hepsi üst üste gelince halsiz düşmüştüm. uykuya, uyumaya ihtiyacım vardı. ama önümde bir sınav da vardı. bazen keşke enes gibi bir zengin bini olarak dünyaya geleymişim keşke diyordum. adamlarda sınav kaygısı falan yok. liseyi normal bir ortalamayla bitirseler, hatta sınıfı geçseler bile yeter. adam reşit değil; kulüplerde takılıyor, araba yarışları yapıyor, karı kız desen her türlü ortam var.
ama bir yanım da gerçek mutluluğun bu olmadığını söylüyordu. annem sabah nöbetten gelmiş yatağında mışıl mışıl uyuyordu kahvaltıyı babam hazırlamıştı. ikimiz kahvaltı yaptık babamla. adam 9 saat uyuduğu için acayip dinçti, cin gibiydi. bense gözlerimi zor açıkta tutuyordum. çay ile uykumu açmaya çalıştım. dişimi fırçaladım ve ağzıma bir sakız atarak evden çıktım.
serviste giderken bir yandan gün içinde planımı yapıyordum kendi halimde. bir yanım öğle arasını test çözerek geçir derken diğer yarım onun yüzünü gör, dayanamazsın diyordu. o artık resmen benim zaafım olmuştu. ecrin'in zaafım olduğunu çok sonra kabul edebildim beyler.
ilk girişte göremedim zaten onu. sınıfa girdim ercan'la lafladık, onu ektiğim için gönlünü aldım. ilk dört ders geçmek bilmedi. içimi rahatlatmak için ders aralarında test çözdüm biraz. çünkü her ne kadar inkar etsem de ecrin sürekli aklımı meşgul ediyor, derse odaklanmamı engelliyordu.
zar zor dört dersi atlattım. öğle arası geldiğinde bir poğaça atıştırıp hemen koruluğun yolunu tuttum. gittiğimde ise pek hoş bir manzarayla karşılaştığım söylenemezdi. -
31.
+12Hikayedeki herkesin şuanki durumuna gelecek olursak
Ercan ile başak hala ayrılar ve ercan hala kanada’da. Seneye geliyor. Başak’ın sevgilisi yok.
Pusat’la ilayda hala sevgililer. ilayda izmirde.
Babam bade ile ayrılığımıza pek bir şey demedi. Ama ilk başta üzüldü. Ailem ecrin’i kabullendi.
Vahi amca sanırım artık beni takmıyor bile bu arada evlendiği kadın güzel.
Dicle ile serkan hala çıkıyor. Gündüz’le duru ayrıldılar. Gündüz hala okuldaki en yakın arkadaşım. Eski arkadaş grubumuz canlı değil.
Bade ise bir keman virtüözüyle nişanlanmış duyduğuma göre. Selamlaşıyoruz ama oturup konuşmuşluğumuz yok.
Ecrin’e gelince; vahi amcaya ankarada daha fazla kalamayacağını söylemiş. Hani bu dalga geçme olayı falan üzerine. Zaten vahi amca artık eskisi kadar üzerine düşmüyordu malum eşiyle ilgiliydi sürekli. Ecrin buna zaman zaman kızsa da kendini yalnız hissetse de ben vardım sonuçta. istanbul’a başakla aynı üniversiteye gidiyorlar ve aynı evde kalıyorlar.
Bu da böyle bir anımdır. -
-
1.
0kardeşim zütünü gibim son 1 sayfada gözümden düştün ama ellerine sağlık
-
1.
-
32.
+11adını sordum ecrin dedi.(hikayedeki tek takma isim bu ve kendi adımdır panpalar)
ben de ali dedim. başını salladı kediyi okşamaya devam ederek. kedi de mal mal sesler çıkarıyordu amk ıkınıyomuydu doğuruyomuydu anlamadım bişey ama doğurmadı yani. en azından yanımızda.
sonra ecrin ellerimi yıkamam gerek dedi gitti. gittikten sonra şöyle bi düşündüm bunu. hani aman aman özellikleri olan bir kız değildi karşımdaki. kumral uzun saçlı beyaz tenli 165 boylarında bir kız. biraz da somurtkan denebilirdi. hafif çekik kahverengi gözleri vardı sanırsam. tabi bunu konuşurken falan anlamamıştım çünkü yüzüme bile bakmıyordu. bana çemkirirken incelemiştim, ordan hatırlıyordum.
sonra sınavlar mınavlar derken araya 15 tatil girdi. ben tabi mal oldum kızı düşünmeden edemiyorum. facebook twitter falan kullanmıyorum ben tabi zaten o zamanlar bu kadar yaygın değildi. işte forum siteleri falan çok tutuyordu. erkekler counter,gta kızlarda sims falan oynuyordu genellikle. sosyal paylaşım sitelerinin bu kadar taku çıkarılmamıştı.
ben tabi arıyom kızı hakkında bişeyler bulabilmek için. niye aradığımı da bilmiyom ha güzel desen aman aman değil, normal. zeki desen doğrusunu söylemek gerekirse o zaman bunu bilmiyordum. yani kız hakkında sebepsiz yere bişiler öğrenmek istiyordum aklımı meşgul ediyordu ecrin.
hiçbirşey bulamadım. -
33.
+10 -1ben mal gibi kaldım tabi vahi amcanın sözleri karşısında. vahi amcayla izel abla zütürdü ecrin'i. ecrin bana el salladı. ben de güldüm amk mal mal. çok mutlu olmuştum el sallamıştı bana "geçmiş olsun." dedi ardından.Tümünü Göster
izel abla da vedalaşıp ayrıldı da vahi amca pek sevmemişti beni. davranışlarıyla fazlasıyla belli ediyordu zaten bunu. eminim ki tam bir gavat olduğumu düşünüyordu. kızıyla küçücük bir asansör kabininde uyumuştum.
kızını kolunun altına aldı ve uzaklaştılar ordan. bizimkiler de beni eve zütürdü. zaten pazar günü olduğu için yatıp dinlendim o gün panpalar. sevdiceğimin hayaline daldım bütün gün, inkar etmiyorum.
ecrin'i ben güzel olduğu için sevmiyordum, onu sevdiğim için bu kadar güzel ve inanılamazdı. tabi o zamanki ergen aklımla bunların hepsini inkar ediyordum panpalar. bu duygularımın adını o zaman koymayı bile düşünmüyordum.
bütün gün yattım, pazartesiyi iple çekerek.
pazartesi sabahı kalktım, yine süslendim. onu önemsemeye başladığımdan beri süsleniyordum zaten. tabi annem babam beni resmen sorguluyordu. sevgili misiniz, ne yaptınız bilmem ne. ben de hepsine doğru cevap verdim. tabi onu 2 saat yağmurun altında beklediğimi söylemedim panpalar. gururlu bir bin olduğumu biliyorsunuz zaten. bir şey demediler. erkek olmanın avantajı buydu işte. kim bilir ecrin ne gibi sorgulardan geçmişti, neyse bugün okulda yanına gidecektim zaten.
panpalar okula geldim yine ecrin'i arıyorum dört dönerek. bayrak töreni yapıldı, ecrin yok ortalıklarda. genellikle hep pazartesileri geç kalıyor zaten. kantinde oturdum kendime sıcak bir çay alıp kızı bekliyorum. gelmedi panpalar. ben de derse geç kaldım, bana kalsa girmezdim derse beklerdim onu ama nöbetçi öğretmen vardı koridorda, istemeyerek de olsa derse girdim.
öğle arasına kadar kah sınıfın önünden geçtim, kah birilerinin ağzını yokladım.. yok anam kız yok ortalıkta. bu arada panpalar ilk iki ders bedendi bizim ama hava yağmurlu bir yandan da üniversite sınavı telaşı vardı, o yüzden sınıftaydım. ercan ise ilk iki ders masa tenisi antremanı yapıyordu. bu iki dersin bitiminde yanıma geldi "seni aradım lan" dedi. "ecrin'le mi çıkıyorsunuz lan siz?" dedi.
bir oha çektim. nasıl okuldu bura dıbınakoyim. "nereden duydun" dedim, "kantinde bu eneslerin tayfadaki kızlar konuşuyordu" dedi.
evet, ne kadar gibik bir okulda okuduğumun bir kez daha farkına vardım beyler. kim bilir ecrin'ın elini tutsam artık magazinde falan izlerdim kendimi. hemen duyuluyordu lan. zaten öğle arasında biraz tuhaf bakışlara maruz kaldım diyebilirim. öyle kafa tutar gibi başımı dikleştirmedim, her zamanki gibi önüme bakarak yürüyordum beyler.
ecrin'ı öğle arası da bulamamıştım. -
34.
+11evet panpalar tuttum ecrin'in evinin yolunu. hiçbir şey umrumda değil dediğim gibi ercan da anlayışlı olsun biraz amk kızı sevdiğimi biliyor sonuçta. her neyse sitenin girişinde güvenlik sordu işte adınız bilmem ne falan diye. ecrin önceden güvenliğe haber vermiş olacak ki içeri aldılar. güvenliğe hangi blok kaçıncı kat falan öğrendim girdim apartmana.
nefesimi dışarı verdim şöyle üstümü başımı düzelttim bastım zile. daha önce görmediğim basma etekli bir teyze açtı kapıyı
"hoşgeldin oğlum" dedi kocaman gülümsemesiyle karşılık verdim ben de teyzeye. evleri kocamandı ve iki katlıydı.
"yukarıda ecrin evladım" dedi ve montumu astı.
ben de merdivenlerden yukarı çıkıyorum heyecanlandım tabi onu görücem diye. bir yandan da vahi öcüsüyle karşılaşıcam diye ödüm kopuyor amk.
bir erkek kahkahası geliyor içerden. -
35.
+10 -1benim aklımda enes ile ecrin'in ne olduğu konusunda sorular dönüyordu. ben guguk kuşu gibi düşünürken ecrin ile ayten teyze ekrana kilitlenmiş binbir gece izliyorlardı. ecrin'e soramıyordum çünkü şimdilik onun hiçbir şeyiydim. ne arkadaşı ne sevgilisi. hesap sorarsam hem kendini baskı altında hissedecek hem de benim ona olan duygularımı az buçuk anlayacaktı. sözün özü gururuma yediremiyordum her zamanki gibi panpalarım
fakat sonradan aslında hiç böyle şeyleri takmayan bir kız olduğunu öğrendim de neyse. artık kalkma vaktim gelmişti hava kararmıştı zaten.
oturduğum yerden kalktım:
"ben gidiyim artık, geçmiş olsun ecrin"
"saol, yine gelebilirsin." dedi gülümseyerek. hay amuk ya çok güzel gülüyordu. gözlerinden öpmek istiyordum. diyeceksiniz başka öpecek yer mi bulamadın? gözler duyguların, düşüncelerin aynasıdır beyler. neresinden öpeyim kulak deliğinden mi? neyse felsefeyi bir yana bırakıp silkindim.
aslında vahi amca diye biri olmasaydı ben daha kalırdım. tabi adamdan tırsıyorum amk beni bu saatte evde görürse tırlatabilirdi. sahi acaba vahi amca enes hakkında ne düşünüyordu? acaba beni sevmediği gibi onu da mı sevmiyordu? gerçi aynı sitede oturuyorlardı, sevmediğini hiç sanmıyordum...
çantamı sırtıma taktım. ayten teyze ile ecrin beni yolladılar. ecrin el salladı lan bana. ben yine mutlu oldum tabi.
ama büyük ihtimalle aşkım tek taraflıydı beyler. yani beni normal biri olarak görüyordu sanırım bilemiyorum.
ama o benim ilk göz ağrımdı ilk aşkımdı. aklımdan başka gidecek yeri yoktu. hep orada, hep oradaydı.
eve gittiğimde yine onu düşündüm. ama allah'tan telefon numarası artık bende vardı. ders çalışmam gerekiyordu. gece 11'e kadar falan inekledim. sonrasında kulağıma müzik taktım, hotel california dinliyorum o zamanlar en sevdiğim şarkı o idi. aşk şarkısı sanardım, tabi olmadığını sonradan öğrendim. her neyse dinlediğim her şarkıda yine aklımda o vardı. yarım saat boyunca mesaj atsam mı diye düşündüm. kendi kendime dolandım..
en büyük hobim zaten müziği kulağıma takıp hayallere dalarak odamı turlamaktır. hayallerimde yine o vardı. -
36.
+11Hıçkırmaya başlamıştı amk. Yoldan gelen geçen bize bakıyordu.
Zaten havuzlu çarşı dediğim gibi ergenlerin takılma mekanı. Bizim okuldan biri görse adım çıkacak.ben de hiç ağlayan bir kız görmedim, en azından benim yüzümden ağlayan bir kız.
Omzunu ovaladım “ağlama” falan dedim. Mal oldum amk. “gel sakinleş biraz” dedim.
Ben bu kadar hayvan olup birini incitmiş miydim? insanların beni sürekli incitmesinden yakınan ben, beni seven birinin üzülmesine ve ağlamasına sebep olmuştum.
En sonunda denize bakan bir bank bulduk ben marketten su falan da almıştım yüzüne çarptım bunun, birazını da içti. Daha iyiydi ama gözleri kıpkırmızıydı.
Zeynep’in tipine bakarsanız ecrin’den daha güzel denebilirdi. Basketbolcuydu. Uzun boyluydu ama hantal değildi.
-şimdi daha iyi misin?
-beni sevmenin hiç imkanı yok mu ali?
Bu soru üzerine düşündüm beyler, ya da düşünür gibi yaptım. Direk cevap vererek daha da kalbinin kırılmasını istemedim. Zeynep, kafamın karışmasına sebep olmuştu dürüst olmam gerekirse. Çünkü ecrin bana böyle davranmıyordu. Kafamı karıştıran zeynep’in bana fiziksel olarak daha yakın olması ya da beni öpmesi değildi. Bana karşı hissettiklerini gizlemiyordu. Ya da gizleyemiyordu.
-susma hakkımı kullansam Zeynep?
Başını salladı. Yüzü benden tarafa dönük değildi.
-niye bana bakmıyorsun? Dedim
-sümüğüm akıyor, böyle görme beni.
Yarılmıştım amk. Gittim koştum dönerci vardı zaten yakınlarda bir peçete kapıp geldim. Kıza uzattım. Sümkürdü.
Rahat biriydi beyler. -
37.
+10 -1Çıkacak kız ararsın en çirkin kız bile sana bakmaz bir kızı seversin busefer bütün kızlar seni sever böle şansın amk bizim gibilerin kaderi bu
-
38.
+11
-
-
1.
0hani aq resim nerde
-
-
1.
0Link kırılmış panpa
-
2.
0atabilir misin panpa yalan gibi gelmedi hikaye :/
-
3.
0aga fotoğraf varsa atar mısın
diğerleri 1 -
1.
-
1.
-
39.
+10cumartesi geldi. ben 8 buçukta kalkmışım hiç unutmam annem evde yoktu zaten nöbetteydi, babam da asker biliyonuz disiplinli adam yani her sabah spor yapar yürür falan.
evde yalnızım nasıl dans ediyom amk asena gibi kıvırtıyom evde. duş aldım süslendim falan.
kafama da bere geçirdim güya tarz durucak beyin terk siyah düz bi bere. elime de aldım yağmurluğu çıktım.
saatime bi baktım yarım saat önce gelmişim. bekliyorum tabi ecrin'i dört gözle. ne bir telefon numarası var ne başka bir şey, yarım akıllığım burdan belli oluyor zaten.
bekliyorum ecrin'i tabi şarkı söyleyerekten. gelmeyecek olma ihtimali aklımın ucundan bile geçmiyor dıbınakoyim. hayatımın en uzun bekleyişiydi belki de. saat 2 de diye sözleşmiştik ama saat 3tü, gelen giden yoktu ve bir mart yağmuru yağıyordu. ben de ecrin beni bulamaz diye hiç bir dükkana falan girmedim. hani olur da gelir, yağmurda o bekler, üşütür diye.
bekledim, bekledim.. -
40.
+10domates oldu bildiğin yanakları. bende üstüm çıplak amk utanmam gerek kas'a dair en ufak bir şey olmaz mı lan bir insanın vücudunda. bu yaz acil spor yapmalıyım diye düşünüyordum. çok zayıftım amk.
neyse, allahtan sarkan memelerim yoktu, o daha vahim.
ecrin gömleğimi atletimi falan katlıyo sonra yağmurluğunu üzerime örttü beyler. yerim lan. o an zaten böyle kucağıma yatırıp sevesim geldi tabi takatim yok, olsada yapmaya zütüm yemez.
yere oturuyoz tabi beton zemin, kıçı dondu heralde ecrinin kollarını falan ovaladı. bende yarı uyanığım denebilir hani ateşli halinizle sarhoş gibi bir şey olursunuz çakırkeyf olursunuz ya. öyleydim sanki.
ecrin'e o çakırkeyf halimle gel işareti yaptım. yanıma gel dedim. oralı bile olmadı. uyur gibi yapıyordu. yada gerçekten uyuyordu dediğim gibi tam hatırlamıyorum.
sabah uyandığımdaysa ecran arkası dönük bir şekilde yanıbaşımda uyuyordu. saçlarının kokusunu hissediyordum. nasıl bu hale geldik bir fikrim yoktu, ama dünyanın en güzel şeyi denebilirdi. yüzünü göremiyordum şuan ama o benim yanımdaydı. benimle uyumuştu. -
41.
+9 -1ben bozuldum tabi amk. hani bazı insan tipleri vardır böyle bir lafı çivi gibi döndüre döndüre sokarlar enes onlardandı işte. duygularını çok iyi gizleyebiliyordu.
bense öyle değildim, tam tersiydim panpalar. sinirlendim mi gözlerim kızarır, ellerim titrer. bu herifse tam bir profesyonel gibiydi.
sanki bu ilk tanışmamışız gibi, beni gayet seviyormuş ve aramızda hiçbir problem yokmuş gibi davranıyordu muallak.
ecrin'e döndüm: "annenler evde mi ecrin bir merhaba diyim?"
ecrin tuhaf oldu. gözleri doldu amk. kötü bir şey mi dedim diyorum kendi kendime. yatağına çöktü. enes ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu. dıbınakoyim sorduğuma pişman olmuştum. ecrin "annem öldü benim, o gördüğün teyzemdi" dedi. çok fena züte gelmiştim.
kızın resmen damarına basar gibi olmuştu bu. neyse ki çok uzatmadı ayağa kalktı ani bir ruh değişikliğiyle. çekik gözleriyle gülümseyerek "haydi aşağı inelim ayten teyze pasta yapıcaktı" dedi neşeli bir şekilde.
enteresan biriydi. inişli çıkışlı bir ruh hali vardı beyler. melankolik biri değildi kesinlikle. ya da şu benim annem yok triplerinde duygu sömürüsü yapan biri değildi. her haliyle farkını ortaya koyuyordu. tabi içinde ne tür fırtınalar kopuyordu, ya da fırtına kopuyor muydu orasını bilemiyorum.
üçümüz aşağı indik. kocaman mutfağa geçtik. ayten teyze pasta börek falan yapmıştı bir güzel mideye indirdik. ayten teyze de mutfaktaki televizyonda binbir gece izliyordu. hatırlarsınız zaten o zaman baya ses getiren bir diziydi.
sonra enes bininin telefonu çaldı. bu "hıhı tamam" falan dedi kapattı telefonu, ecrini yanağından öptü "görüşürüz ali" dedi bana doğru ayten teyzeye de veda edip gitti. sinir oldum dıbınakoyim. ben kızın evin adresini zar zor bulayım, telefon numarasını ne çilelerle alayım, öpmeyi bırak bakmaya kıyamayayım, adam sıradan bir şey gibi yanağına öpücük konduruyor kızın.
ama sevgili olmadıkları kesindi beyler. ecrin'i kısa süre tanıyordum ama kaşar olmadığı her halinden belliydi. okul eteği dizlerinde, yüzünde tek bir makyaj malzemesi bulunmayan, günlük hayatında son derece sade giyinen bir kızdı. makyaj yapsa huur olur demiyorum elbette söylediklerimden kastım bu değil ama değildi işte. dikkat çekme çabası olan biri de değildi. doğal ötesiydi.
ve bu onu daha çekici yapıyordu. -
42.
+10zeynep ile konuşmak işin hikaye tarafıydı beyler. ne yalan söyleyeyim oyalanmak için konuşuyordum. lavoboya gitme bahanesiyle kalktım yanından artık son çare, o sırada eneslerden o tarafa baktım ama ikisi de yoktu beyler.
zaten yağmur çiselemeye başlamıştı okuldan içeriye girdim. kantine gittim, yoktu. ama enes'i kantinde gördüm. iyi ki enes kantindeydi lan cidden aralarında bir şey olsaydı sevgili babında ben biterdim beyler. yani şuan aralarındaki ilişki ney bilmiyorum bu bile deli ediyorsa, sinir ediyorsa beni; sevgili olsalardı halim ne olurdu bilemiyorum.
öğle arası onu ya bulmuştum ya da bulmuştum yoksa çıkışa kadar görmem çok zordu. tenefüste sınıfına girmek istemiyordum; enes, kaşarlar, tikiler, enes'in yandaşları ve diğer öğrencilerin bakışlarına maruz kalacaktım çünkü.
sınıfından hemencecik kafa uzattım orada mı diye; yoktu. utanmasam kızlar tuvaletine girecektim amk.
onu bir gün görmesem günüm güzel geçmezdi, buna inandırmıştım kendimi.
kararlıydım beyler bu sefer bizim katın yangın merdivenine çıktım. kolejde düzen şöyle; zemin katta 9lar, ikinci katta 10lar, üçüncü katta 11ler, dördüncü katta 12ler var. yangın merdiveni de her katta bulunuyor biliyorsunuz. en üstten başlayıp en alta kadar arayacaktım ecrin'i. ki tahminimde de yanılmamıştım çatı katında bacaklarını uzatmış ayakkabılarını çıkartmış oturuyordu.
beni görünce toparlandı, gülümsedi: "nasıl buldun burayı?"
"bilmem, tesadüf" dedim.
halbuki biliyorsunuz utanmasam kız tuvaletine girecektim. resmen kalbim navigasyon görevi görüyordu. ben onun olduğu yeri düşünmemiştim, kalbim oraya yönlendirmişti.
ben de yanına oturdum. "rahat olabilirsin." dedim. hatta öyle hissetmesi için ayakkabılarımı çıkardım beyler.
baya hoşuna gitmiş gözüküyordu, kulaklarına kadar sırıttı, ayakkabılarını yeniden çıkardı suratıma bakarak. -
43.
+9 -1Saya söve sokaklarda aylak aylak dolaştım. Bakkaldan tane ile satılan sigaralardan aldım. Üst üste iki tane içtim. Normalde nefret ederim sigaradan. Ben çocukken annem içerdi ben de gizlice çöpe atardım, kırar parçalardım.
Sınav stresi, ecrin,Zeynep, okuldaki tüm bu olaylar kalbimin, beynimin yorulmasına sebebiyet vermişti. Kendimden yorulmuştum ben.
Telefonumdan müzik açtım taktım kulaklığı 1-2 saat oyalandım. Eve gittiğimdeyse ne yemek yiyecek ne ders çalışacak halim vardı. Annem babam evde yoktu zaten niye okuldan kaçtın bik bik diye hesap sormalarıyla hiç uğraşamazdım.
Kendimi yatağıma attım. Yaklaşık bundan 1,5 ay öncesine kadar son derece sakin ve olaysız bir hayattan şikayet ederken şu anda içinde bulunduğum durum çok traji komikti.
Hayal kurarak uyudum. Ecrin ile beraber istanbul adalardayız. Yaz mevsimi –aslında yaz mevsimini sevmem neden hayalimdeki mevsim oydu bilmiyorum-. Faytonlar sebebiyle at taku kokuyor yollar ama aldırmıyoruz. Eli elimde. Neşeli kahkahalar atıyoruz.
Akabinde uykuya daldım…
Gece 11 gibi falan uyandım beyler. Ailem uyuyorum diye rahatsız etmemişti büyük ihtimalle. Kafamı dağıtmak için geometri çalıştım.
Bizimkiler çoktan yatmıştı babam gece konseri veriyordu zaten. Anahtarı, montumu alıp çıktım.
Sahile doğru yürüdüm, deniz havası almalıydım. Aldığım tane sigaralardan bir tane kalmıştı, cebimdeydi. Bir tane tüttürdüm yine.
Bir kadın sesi duydum
-ali? -
44.
+10Grup genellikle herkesçe bilinen şarkıları çalıyordu. Bu hoş oluyordu. Son zamanlarda çıkmış hit şarkıları falan bilmiyordum.
Cem karaca’dan resimdeki gözyaşları çaldığında herkes şarkının “heeeee haaa” kısmına eşlik ediyordu amk bende dahil. Hala o deyişimize gülerim eller öne “heeeeeeyy haaaaa” diye bağrışımıza.
Masamızdaydık ve içki içmememize rağmen çok eğlenmiştik. içerek bu geceyi unutmak istemiyordum. Zaten içersek heralde otelin bodrumunda ya da tuvalette yapabilirdik böyle bir şeyi.
Malum hocalar. Ama gerek yoktu. Zaten sınav bitimine kadar alkol almak istemiyordum. imana da gelmiştim namaz kılmaya çalışıyordum beyler.
Ama gerçekten namaz günümü planlamama yardımcı oluyordu. Sabah kalkmamı falan sağlıyordu. Çalışıyordum. Ve en önemlisi de motive olmamı ve güç bulmamı sağlıyordu.
Yılbaşı güzel geçti beyler. Eğlendik, şarkılara eşlik ettik. Olaysız ve sıkıntısızdı. Tam istediğim gibiydi. -
45.
+9her neyse panpalar bu iki kızdan biri benim ömrüm olacaktı. belkide ömrümden ömür gitmesine sebep olacaktı.
ben tabi bu çemkirene gıcık olmuştum hafiften, üstüme gazoz döken kızaysa acımaya başlamıştım. ercandan öğrendiğime göre de kız bursluymuş okul basketbol takımındaymış.
sporcu bursuyla okuyormuş anlayacağınız, ismi de zeynepmiş.
diğerini sormamıştım bile gıcık olmuştum çünkü o zamanki bencilce ve çocukça aklımla düşünemiyordum kız haklıydı sonuna kadar ve arkadaşını savunmuştu ama benim gözümde şımarıktı ve bursluyum diye beni aşağılamıştı bu kadar zütümden anlamıştım işte olayı.
resmen kendi kendime mağduru oynuyordum, neyin kafasını yaşamışım ben de bilmiyorum amk.
sonra bu bana çemkiren kızı fark etmeye başladım koruluklarda bazen zeyneple bazen kendi takılıyordu öyle arkadaşı bol bir tip gibi gözükmüyordu. genelde telefonuyla oynuyordu yada mesajlaşıyordu her neyse. ya da kitap falan okuyordu.
sonra bu tartışmamızın üzerinden 1 hafta falan geçmiş olması lazım ben yine öğle arasındayım ercan da antrenman yapıyor büyük ihtimalle. okulun masa tenisi takımında. herkes bi tak yapıyo zaten bi ben boş gezenin boş kalfası durumundayım.
kızı gördüm hamile bi kediye penir kabıyla süt içirmeye çalışıyordu. kap da derin kedi içemiyordu la. bende o an içimden yavşamak mı geldi neyse artık gittim koşa koşa kantinden boş bi şokella kapağı aldım o derin değil o kadar. sonra kızın yanına gittim verdim falan.
oturabilirmiyim dedim. bu kediyi sevmeye devam etti evet dedi. mal olmuştum la resmen beni hiç takmıyordu bile. ama teşekkür ederim demişti.
-
9 şuku gelirse intihar edicem
-
dumbki senin kafanı kesmek istiyorum
-
ruby çaklıtı takip eden 18 aşağılık yazar
-
bakircan hem kürt hem de asosyal
-
zalinazurt neden anneni bacını paylaşıyorsun
-
ananin pulpysini dö
-
can tayfanın en azılı üyesini
-
ferre paylaşsam çaylak atacak
-
benim büllüğün alçısını alcaktım
-
zorla uni okutan aileyi
-
19 saattir uyumuyorum neyse
-
daha erken degil mi 31 için
-
misafir var zor bela
-
beyler bu kutup ayısını yere serecek
-
100 k aylikla manisa da gecinebilir miyim
-
napoli duvar kağıdı duruyor mu
-
malum kişi birden önüne çıksa zalinazort
-
the vikings yıllık izine mi ayrıldı
-
arka deligini genişletseydin
-
edevlet iki asamali dogrulama nfcli
-
tüm kuralları çiğnedim
-
doğulu zihniyeti
-
manisa da kiralar nasıl la
-
meleği gibiyoruz ahlaması
-
arkamdan yazcaksanız yazabilirsiniz
-
uçan kedi can ne aw
-
türkiyede neden funky çalan kulüp yok
-
lisans diplomasini s
-
can tayfa salon adami tarafından fonlanıyor
- / 1