-
51.
+11 -1kız counter oynuyor anime falan da izliyormuş(daha çok kız animeleri beyler) biz bunla zaten samimiyetimizi bayağı ilerlettik. ilerlettik dediğim artık daha rahat konuşuyor benimle daha rahat gözlerime bakıyor daha az utanıyor ibretlik tespit yapmışım o zamanlar.
saate bir baktım iki buçuk beyler zaten köpek de işedi sıçtı. ben de eve gitmemiz gerektiğini teklif ettim artık. kabul etti. uzun süre gezmiş eğlenmiş sohbet etmiştik. uzun da değildi aslında iki saat. ama bana uzun gelmişti işte. gerçi onun yanında zamanın nasıl geçtiğini de anlamamıştım ama böyle de çelişkiliydi işte onunla olmak.
yavaş yavaş yürüyerek sitenin girişine bıraktım. yine bir gelişme yoktu vedalaşırken sarılıp saçlarının kokusunu içime çekemedim, yumuşak yanaklarından ve çekik gözlerinden öpemedim, minyon bedenini kollarımla saramadım...
eve girince camdan bak dedim. aslında mesaj at da diyebilirdim ama cam daha romantikti hem bana bir daha el sallamasını istiyordum beyler.
bekliyorum bunu. binaya baktığımda zaten ışığı kapalı onca katın arasında ışığı açık bir oda, ve delicesine hızla sallanan bir el göze çarpıyordu.
çekik gözlü yarime ben de el salladım sırıtarak. beyler seviyordum. güle oynaya evime gittim. sessizce anahtarımla kapıyı açtım. ve yine yarını iple çekiyordum. ona doyamıyordum bir türlü. onunla geçirdiğim ya da geçireceğim her saniye önemliydi.
yatağa kafamı koyar koymaz uyudum beyler bayağı yorulmuştum bugün. iki kere onu görmüştüm, mutluydum. -
52.
+10 -2sabah uyandım, bayağı zor uyandım panpalar. gece 3te yatmıştım haliyle normaldi üstelik çok da yorulmuştum. ders, okul, gece geç yatışım hepsi üst üste gelince halsiz düşmüştüm. uykuya, uyumaya ihtiyacım vardı. ama önümde bir sınav da vardı. bazen keşke enes gibi bir zengin bini olarak dünyaya geleymişim keşke diyordum. adamlarda sınav kaygısı falan yok. liseyi normal bir ortalamayla bitirseler, hatta sınıfı geçseler bile yeter. adam reşit değil; kulüplerde takılıyor, araba yarışları yapıyor, karı kız desen her türlü ortam var.
ama bir yanım da gerçek mutluluğun bu olmadığını söylüyordu. annem sabah nöbetten gelmiş yatağında mışıl mışıl uyuyordu kahvaltıyı babam hazırlamıştı. ikimiz kahvaltı yaptık babamla. adam 9 saat uyuduğu için acayip dinçti, cin gibiydi. bense gözlerimi zor açıkta tutuyordum. çay ile uykumu açmaya çalıştım. dişimi fırçaladım ve ağzıma bir sakız atarak evden çıktım.
serviste giderken bir yandan gün içinde planımı yapıyordum kendi halimde. bir yanım öğle arasını test çözerek geçir derken diğer yarım onun yüzünü gör, dayanamazsın diyordu. o artık resmen benim zaafım olmuştu. ecrin'in zaafım olduğunu çok sonra kabul edebildim beyler.
ilk girişte göremedim zaten onu. sınıfa girdim ercan'la lafladık, onu ektiğim için gönlünü aldım. ilk dört ders geçmek bilmedi. içimi rahatlatmak için ders aralarında test çözdüm biraz. çünkü her ne kadar inkar etsem de ecrin sürekli aklımı meşgul ediyor, derse odaklanmamı engelliyordu.
zar zor dört dersi atlattım. öğle arası geldiğinde bir poğaça atıştırıp hemen koruluğun yolunu tuttum. gittiğimde ise pek hoş bir manzarayla karşılaştığım söylenemezdi. -
53.
+9enes bini yarimin yanında oturuyordu. lan ben saatlerce düşüneyim, ne desem nasıl konuşsam nasıl otursam; orosbu çocuğu gelsin çat diye uygulasın hayata bak ya.
herifin elinin altında 180'lik at gibi hatunlar var, gidiyor ecrin'in yanına oturuyor. herife zaten kılım beyler geldiğimden beri biliyorsunuz ecrin'e yakın olmasa gibimde bile değildi ama ona yakın olması ve benim bu yakınlığın sebebini bilmemem iyice çileden çıkmama sebep oluyordu.
kolunu ecrin'in omzuna atsa falan zaten gurur falan dinlemez kafasına işerdim huur çocuğunun ama iyi ki öyle bir şey olmadı. normal oturuyor konuşuyorlardı. ben de onları izliyordum. arkaları dönük olduğu için beni fark etmedi ikisi de. o sırada arkamdan biri tıkladı beni, kendime geldim böylece..
düşüncelerimden sıyrılmama sebebiyet veren bu kişi üzerime gazoz döken kızın ta kendisiydi. şimdi gelmiş karşıma gülümsüyordu.
kızın medeni cesaretine hayran kalmıştım beyler. hani kızla çarpıştık, suçlu benim çünkü önüme bakmadım, üstüne kızı azarladım, özür falan da dilemedim. tam bir gavatım ne deseniz haklısınız..
"merhaba ben zeynep" dedi gülümseyerek ben de karşılık verdim "ali, memnun oldum"
kız "pek iyi tanışmasakta... " dedi gülümsemesini sürdürerek. jest olsun diye oturmayı teklif ettim. bankta oturduk. derslerden havadan sudan falan konuştuk.
sporcu bursu olduğunu söyledi -ki ben bunu zaten biliyordum da o anlatınca yeni duymuş gibi yaptım-
yarım saat falan konuştuk dediğim gibi beyler. sonra kız telefon numaramı istedi! reddedersem çok bozulurdu ayrıca kötü niyetle istediğini de zannetmiyordum. verdim numaramı. -
54.
+10zeynep ile konuşmak işin hikaye tarafıydı beyler. ne yalan söyleyeyim oyalanmak için konuşuyordum. lavoboya gitme bahanesiyle kalktım yanından artık son çare, o sırada eneslerden o tarafa baktım ama ikisi de yoktu beyler.
zaten yağmur çiselemeye başlamıştı okuldan içeriye girdim. kantine gittim, yoktu. ama enes'i kantinde gördüm. iyi ki enes kantindeydi lan cidden aralarında bir şey olsaydı sevgili babında ben biterdim beyler. yani şuan aralarındaki ilişki ney bilmiyorum bu bile deli ediyorsa, sinir ediyorsa beni; sevgili olsalardı halim ne olurdu bilemiyorum.
öğle arası onu ya bulmuştum ya da bulmuştum yoksa çıkışa kadar görmem çok zordu. tenefüste sınıfına girmek istemiyordum; enes, kaşarlar, tikiler, enes'in yandaşları ve diğer öğrencilerin bakışlarına maruz kalacaktım çünkü.
sınıfından hemencecik kafa uzattım orada mı diye; yoktu. utanmasam kızlar tuvaletine girecektim amk.
onu bir gün görmesem günüm güzel geçmezdi, buna inandırmıştım kendimi.
kararlıydım beyler bu sefer bizim katın yangın merdivenine çıktım. kolejde düzen şöyle; zemin katta 9lar, ikinci katta 10lar, üçüncü katta 11ler, dördüncü katta 12ler var. yangın merdiveni de her katta bulunuyor biliyorsunuz. en üstten başlayıp en alta kadar arayacaktım ecrin'i. ki tahminimde de yanılmamıştım çatı katında bacaklarını uzatmış ayakkabılarını çıkartmış oturuyordu.
beni görünce toparlandı, gülümsedi: "nasıl buldun burayı?"
"bilmem, tesadüf" dedim.
halbuki biliyorsunuz utanmasam kız tuvaletine girecektim. resmen kalbim navigasyon görevi görüyordu. ben onun olduğu yeri düşünmemiştim, kalbim oraya yönlendirmişti.
ben de yanına oturdum. "rahat olabilirsin." dedim. hatta öyle hissetmesi için ayakkabılarımı çıkardım beyler.
baya hoşuna gitmiş gözüküyordu, kulaklarına kadar sırıttı, ayakkabılarını yeniden çıkardı suratıma bakarak. -
55.
+4panpa benim de bi hayatım var lan ben de işiyorum sıçıyorum
-
56.
+1 -1sağ olun var olun kardeşlerim. dediğim gibi yarın erken saatlerde devam edicem
-
57.
+8ecrin ile olduğum zaman saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyordum bu da kaderin bana bir oyunuydu herhalde ki öğle arası çabucak bitivermişti. istemeyerek de olsa ondan ayrıldım ve geçsin diye dakikaları saydığım derslere girdim. okul çıkışı ecrin'i göremedim.
eve gittiğimde her zamanki gibi yemeğimi yedim, 1-2 saatimi ders başında geçirdim beyler. saat altı buçuk gibi televizyon karşısına geçtim telefonumu kontrol ettiğimde zeynepten mesaj gelmişti: "merhaba:)" ama 1-2 saat önce gelmiş beyler. ben de "merhaba" diyerek karşılık verdim. bir yandan da ecrin'e mesaj attım "ne yapıyorsun" diye. ikisinden de 1 dakika arayla cevap geldi. ikisiyle de normal konuştum ama ecrin'den mesaj geldiğinde daha heyecanlanıyordum.
ecrin'li, mesajlı, aşklı bir günüm daha sona erdi beyler.
ertesi gün okulda olan önemli olaylar var bu yüzden uzatmak istemeyerek direk konuya girmek istiyorum panpalar. ders dil anlatımdı biz de ercanla dinlemiyoruz konuşuyoruz tabi. sonra biri kapıyı tıklattı. ve içeri girdi büyük ihtimalle bu enes'in tayfadaki kızlardandı. uzun boyluydu zaten beline kadar kumral saçları vardı. teni ise çakma esmer gibi duruyordu. fizik olarak ise ağız salyaları akıtan türde biriydi.
elinde bir kaç kağıt var gibi duruyordu:
"hocam dersinizi böldüğüm için özür dilerim izninizle bir duyurum olacak. 11. sınıflara sınav için moral gezisi düzenlenecek iki tane. biliyorsunuz aslında şubat tatilinde palandöken'e gidecektik ama gezi kulübü öğretmenimiz tahsin hocanın annesi vefat etmişti. 23 nisan resmi tatil biliyorsunuz, 22 nisan gecesi yola çıkılacak, 23-24-25 nisan günleri kalınacak, cumartesi gecesi yola çıkılıp pazar sabahı herkes evlerinde olacak.
bir de kıbrıs gezisi düşünülüyor, ama daha ileri tarihte olduğu için tekrar geleceğim ben.
geziye katılacaklar parayı en geç 10'unda teslim etsin, iyi dersler"
vay anasını satıyım. okulda tak gibi gezi oluyordu bizim okul kıçının dibindeki gölde piknik yapmaktan acizdi. ne yalan söyleyeyim gezilerin ikisi de umrumda değildi. kayak yapmayı bilmiyordum zaten. rezil olduğumla kalabilirdim. ama ecrin giderse... bu benim için iyi bir fırsat olabilirdi. bir yandan da enes'i düşünüyordum. kesin güzel kayabiliyordur bin.
her neyse işin bu kısmını bırakıp ecrin'li kısma odaklanmam gerekiyordu. -
58.
+1burda mısınız lan
-
59.
+1up up up
-
60.
+1up up up
-
61.
-1@230 panpa ne kadar sürede bitirebilirim bilmiyorum kafama göre yazmıyorum ki yaşadıklarımın hepsini yazmaya çalışıyorum işte
-
62.
+8öğle arasında yine ecrin'i aradım. bu sefer yanında zeynep vardı. amk iyi ki bir şey konuşacağız. bir gün enes olur, bir gün zeynep. allah'tan öyle aşırı sosyal ortamları olan ya da çevresi çok geniş biri değildi kız, yoksa kafayı yerdim.
zeynep'i umursamayarak yanlarına gittim. "naber kızlar?" ikisi de gülümseyerek cevap verdiler zeynep kaydı. eliyle yanını gösterdi: "otursana ali" amk ecrin'le aramıza girmiş oluyordu. tabi çok anlaşılmasın diye oturdum yapacak bir şey yok. öğle arası boyunca da kalkmadı oradan. üçümüz oturduk. ecrin ile ben muhabbet edemedik. ettik daha doğrusu da benim istediğim şekilde olmadı bu sohbet. ve geziden konu açamadım.
eve gider gitmez aklımda ecrin'e mesaj atmak vardı ve attım. bir süre yanıt gelmedi beyler. o sırada yemek yedim ben de. ders falan almıyor kafa mesaj beklerken. neyse ki çok da uzun bir bekleyiş olmadan mesaj geldi. geziden konu açtım, bir aksilik çıkmazsa gideceğim dedi ve bana da gelmemi teklif etti. ecrin neredeyse ben de oradaydım. iyi ki maddi durumu kötü bir ailem yoktu, yoksa bu geziler başıma dert olabilirdi. ben hayatım boyunca sadece ilkokulda ankara gezisine gittim beyler hani eski meclis gezilir falan klagib. onun dışında hiç geziye gitmemiştim. o yüzden ailem de beni göndermek için can atıyordu oğlumuz gezsin görsün sosyalleşsin diye. -
63.
+7yine ertesi bir güne daha uyandım beyler. hazırlanmamı ve ilk dört dersi geçiyorum. bi tak olduğu yoktu zaten ercanla sohbet ediyorduk. sınavdan, geziden, havadan sudan. başak ile araları limoniymiş. her neyse öğle arasını bekledim yine her zamanki gibi. koruluğun oraya gittiğimde ecrin yine tek başınaydı, ülker çikolatalı gofret yiyordu.
jest olsun diye kantinden kakaolu süt aldım lan. sonra birdenbire yanına oturdum onun.
ecrin'in suratına her baktığımda kalbim hızlanıyor, midemde kelebekler uçuşuyor aklımsa karmakarışık oluyordu. yanına oturduğumda gülümsedi ve süt için de teşekkür etti.
gofretinin alt tarafından koparıp bana uzattı. seve seve aldım panpalar. ecrin biriyle aynı bardaktan-şişeden su içemiyormuş aynı çataldan yiyemiyormuş. çok takıntılıymış bu konuda. onun hakkında yeni bir şey daha öğrenmiştim işte. bu sevindiriyordu beni.
sonra arkama yaslandım daha iyi kesme fırsatı buldum onu. birden telefonumu çıkarıp kamerasını açtım, ecrin'e buraya bak! diye bağırdım o da anlamadan neye uğradığını şaşırdı çok komik bir fotosunu çektim amk. çok şaşkın ve tatlı görünüyordu. hala duruyor fotoğraf tabi 2 megapiksel kamera ile ne kadar anlaşılırsa...
biz gülüşür şakalaşırken enes bini geldi sırıtarak. sinir oluyorum amk, hadi zeynep de gelsin siz ikiniz bizim ortamıza oturun lak lak yapalım gerizekalı.
"selam gençler nasılsınız" dedi yavşak yavşak. "iyiyiz" diye cevap verdim ben de dişlerimin arasından tıslar gibi.
sornasında ecrin'e döndü "bebeğim 4 nisan doğum günüm biliyorsun, geliyorsun tabi ki" dedi. dıbınakoduğum. bebeğim ne lan? sen kimsin?
nasıl deli oldum bilemezsiniz beyler. alnımdaki damar atıyordu büyük ihtimalle. ve kızarmış da olabilirdim. dediğim gibi sinirimi gizleyebilen biri olamadım hiçbir zaman.
ecrin de "tabi ki geliriz. gideriz di mi ali?" dedi. elimde olsa enes'e şöyle güzel şaklayanından iyi bir el hareketi çekerdim biliyorsunuz beyler ama ecrin'in yanında yapamadım. en azından iyi bir orta parmağı hak ediyordu da neyse. acayip züt olmuştu.
beni mal etmek isterken kendi ayar yemişti.
hay ağzını öpeyim ecrin! neyse o günleri de göreceğiz inşallah. -
64.
+9şu huur çocuğunun partisine gitmek istemiyordum. parti ne amk? doğum günü partisi nedir yani kaç yaşındayız? ben en son 5 yaşımdaydım pasta üflediğimde. ne salak adamlar var amk.
bir de barda kutluyormuş. zengin bini seni.
her neyse beyler 4 nisan'da cuma gününe denk geliyor beyler. akşam 7'de başlıyormuş sabaha kadarmış. aileme şimdilik bu "sosyalliğim" batmıyordu beyler. ecrin'le gece dışarı çıktığımdan ya da okul çıkışı gezdiğim zamanlardan haberleri yok. belki 9 veya 10. sınıf olsaydım bu kadar takmazlardı ama 11dim işte. önümde bir sınav vardı. hayatımın sınavı. bu yüzden hem dersimi çalışıyor hem de geziyordum. gezmeyip ders çalışsam aklımda yine o olacaktı. bir değişiklik olmayacaktı yani.
ecrin ile mesajlaştık onu ben zütürecektim beyler. umarım zengin binleri papyonlu smokinlerle falan gelmezlerdi amk. kot tişört giydim zaten ben klagib. amacım ecrin'le yakınlaşmak zaten doğum günü falan hikaye. -
65.
+4Üzerime parfüm kutusunu boşaltım evden dışarı atabildim kendimi sonunda. Zaten ecrin’le evlerimiz çok uzak değildi hızlı yürürsem 15 dakikada varabileceğim uzaklıktaydı.
Sitenin önünde beklemeye başladım…
Sonunda gördüm onu.
Peri kızı gibi falan olmamıştı beyler. Standarttı amk. Üzerinde kurukafalı tişört altında kot converse falan vardı. Elinde kot montu duruyordu, sırtında da spor bir çanta.
işte benim kızım dedim hiç kasmıyordu beyler. Eminim parti kaşar yuvasıdır enes’in doğum gününden bahsediyoruz. O an aklıma enes’e hediye almadığım geldi.
“ecrin ben enes’e hediye almadım”
Ecrin güldü “önemli değil ben belgesel seti aldım ikimizin hediyesi deriz.” Dedi. Belgesel seti ne lan?
Şaşırmıştım. “enes belgesel mi seviyor?”
Ecrin yanıtladı “bilmem ne sevdiğini ben de bilmiyorum tam. Seviyordur heralde” dedi.
Bir kere daha şaşırdım beyler seviyordur heralde ne lan? Neyse gibtir edin. Benim doğum gününe gidiş amacım belliydi zaten bar karanlığında göz gözü görmüyor pahalı bir şey alsam kimse takmayacaktı bile beni.
Ecrin koluma girdi. Ben de buna bakıp gülümsedim lan. çok şirindi minik bir şeydi.
Taksiye bindik. Ben barın adını falan bilmiyorum tabi ecrin söyledi. En sonunda geldik beyler.
Güvenliğe isimlerimizi verdik falan. Bir arıza çıkmadı. Partiye bir girdim belli zaten gibiş sokuşlu bir ortam olacak. Kızlar miniler simli elbiseler falan giymiş. Hepsi de birbirinden Kezban duruyor. Sesli kahkahalar, sex on the beach kokteylleri… -
66.
+5Enes de karılı kızlı bir yerde oturuyor böyle deri koltuklar olan köşeler olur barlarda bilirsiniz beyler.
Hatunlar koltukların kenarına falan yaslanmış. Kızların bir kısmının yüzünü hatırlıyorum zaten okuldan. Ecrin ile bana tip tip baktılar. Sevgili huurlar; kıskanın. Sizi hiçbir erkek böyle sevemeyecek çünkü gibilmekten başka bir işe yaramıyorsunuz bar güzelleri sizi…
Bu düşüncelerimi aktaran bakışımı onlara sundum. Dj gibi bir ibiş (büyük ihtimalle bu da bizim okuldandı) eğlence başlasın gibisinden bir şeyler söyledi. Enes yanımıza geldi benimle tokalaştı ecrin’e sarıldı. Ecrin son derece normaldi öyle bir karşılık vermedi. Ona karşı bir şey hissetmediğinden emin oldum.
Sonra enes diğer konuklarıyla(!) ilgilendi.
Dj çakması ibiş de pitbull - hotel room service çalıyordu beyler o zaman bayağı patlamıştı.
Hatunlar falan havaya girmeye başlıyordu yavaştan. Açılış parçası için fena değildi yavaş yavaş gaza getiriyordu.
Ben dans falan beceremem amk öyle duruyordum ecrin de bakıp kahkaha atıyordu halime o da pek sevmemişti herhalde burayı.
Sesimizi duyamıyorduk zaten. Ecrin’e bağırdım
“ortadan kaybolalım mı birazcık!”
“olur napıcaz, fark ederse ayıp olmasın ama!” diye bağırdı.
Evet enes fark etmemeliydi.
“biraz gezer geliriz hediye verileceği zaman!” diye bağırdım ben de. Elini tuttum koşa koşa kaçtık ordan. -
67.
+4Barın kasıntı ve basık ortamından kurtulmuştuk. Gülerek kendimizi dışarı attık.
Ecrin “napıcaz şimdi?” diye sordu gülerek. Ben de “bi şeyler yiyelim çok açım” dedim. Kız dürümcüye gitmek istedi ya la.
işte benim kızım.
Gittik kol kadar dürüm yedik sahilde. Taburede oturuyorduk. Sonrasında çay içtik. Sevgiliden çok iki kafadara benziyorduk. Ama aramızdaki ilişki bununla bitmemeliydi . ecrin’i istiyordum sonuçta.
istemeyerek de olsa doğum gününe geri döndük. Hala müzik çalmaya devam ediyordu. Kızlar zütlerini oynatıyordu. Erkekler de fordluyordu beyler. Yabancı dizilerdeki ciks ve uyuşturucu partilerinden sözde farklıydı ama görünüşe göre tıpa tıp aynısıydı.
Enes ortalıklarda görünmüyordu. içerideki ortamdan ecrin de hiç hoşlanmamıştı bar taburesine gittik oturduk biz de. Zaten çoğu kişi diskotekteydi. Oturan kişi sayısı azdı.
Sanırım britney spears’ın bir şarkısının remix’i çalıyordu şarkının ismini unuttum önemli de değil zaten.
Pasta kesilmemişti daha zaten saat 11 buçuktu. Büyük ihtimalle tam 12 de keseceklerdi. Bense kara kara bu yarım saat nasıl geçer diye düşünüyordum. Barmen’den kağıt kalem istedim.
Belki çok saçma gelicek beyler ama ecrin’le sos oynadık. -
68.
+6Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım zaten. Mal bir fon müziği eşliğinde birkaç garson dev gibi bir pasta getirdi beyler enes bini üfledi alkış koptu falan. ilkokullu doğum gününden tek farkı daha edepsiz bir yaş günü oluşuydu.
Sonra hediye furyası başladı kim ne verdi kimsenin umrunda değildi acayip bir karmaşa hakimdi. Ecrin ile ben de gittik kutlu olsun falan dedik.
Sonra jason mraz’dan i’m yours çalmaya başladı tabi herkes dans etmeye başladı yavaş yavaş.
Bu şarkı da değişik bir şarkı beyler. Yani salon dansı da yapılıyo, ateşli dans da yapılıyo zaten alayını yapan vardı.
Ben de ecrine elimi verdim yakınlaşmaya çalışıyorum sonuçta.
Dans etmeye başladık yavaş yavaş. Ellerim ince belinde tabi. Utanır gibi oldu biraz yüzüme bakamıyordu zaten sağa sola çeviriyordu kafasını bense inatla yüzüne bakıyordum.
Ha ben heyecanlı değil miydim? Öküz gibi heyecanlıydım hem de. Annem ve halam dışında hiçbir dişi ile dans etmemiştim. Bu kadar yakın mesafede de durmamıştım. -
69.
+8 -1Ama hayır. Ben onunla herkesin içinde yakınlaşmak istemiyordum amk. Kızı öpersem ertesi gün facebook’ta fan ve anti grubumuz olabilirdi. Burası böyle bir okuldu. Bu kadar basit olsun istemiyordum.
Fakat ecrin artık bana yakın olmaya alışmalıydı. Bu kadar utanmamalıydı. Gelsin yapıştırsın kendini bana demiyorum ama en azından yüzüme daha rahat bakabilseydi amk. Ama küçük çocuk gibi sağa sola bakıp gözlerini falan deviriyordu. Kendimi sapık gibi hissettim hani ben bakıyorum ya sürekli.
Biz bununla dans ettik zaten şarkı bitti. Careless whisper var beyler hani saksafonlu. Bilen bilir eski bir şarkı. O çalmaya başladı.
Enes bini sesleniyordu “ali ecrin’i biraz da ben alıyorum müsaadenle, eşleri değiştirelim” diye yavşak yavşak güldü. Sen nerden çıktın amk? Hayır ne güzel sen meşgulsündür, yanında at gibi hatunlar var bana bulaşmazsın diye seviniyorum gelmiş müsaade istiyor bir de aslında izin aldığı falan yok beyler. Kızı alıcam diye haber verdi zaten sonra tuttu kolundan çekti dans etmeye başladılar.
Eşleri değiştirelim dediği için ben de 175lik koca memeli esmer kızla dans etmeye başladım. Kendimi zorluyor, bakmıyordum beyler kız da ağır kaşar çıkmıştı yanaşmaya çalışıp duruyordu. Bense sevdiğime ihanet etmiş gibi hissetmemek için bedenimi uzak tutuyordum.
Bana kalsa kızı fırlatıp gidicem ama olur da enes ecrin’e yanaşırsa olaya müdahale etmem gerekti. O yüzden yüzüm onlara dönük şekilde dans ediyordum. -
-
1.
0rez buradada
-
1.
-
70.
+7Siyah saçlı kaşar bağırarak “seni okulda hep görüyorum” dedi. Ben ana bu bizim okulda mıydı falan oldum. Yaş itibariyle 25 falan gösteriyordu.
“ben seni hiç görmedim” dedim yüzüne bakmayarak.
Gözüm hala ecrin ile enesteydi. Ecrin onunla benimle olduğundan daha rahat gibiydi. Yumruklarımı sıktım.
Ecrin’i hem seviyor hem de ona sövüyordum.
Benimleyken o kadar sağa sola bakıp başını öne eğiyordu ama onunlayken konuşuyordu işte. Ben ağzından tek laf çıkınca mutlu olayıp, o gitsin başkasına şakısın.
Biraz kırılmıştım beyler. Ama belli etmemeliydim. Soktumun gururu.
“adım dilan” dedi esmer koca göğüslü kız.
“memnun oldum” diye yanıtladım.
Hala karşılık mı bekliyordu bu amk salağı. Ellerini enseme dolamış zaten okşuyor arada baştan çıkarmak için anlamıyorum sanki kaşar. Sinir olmuştum beyler.
“beni görmemen, tanımaman normal 12. Sınıfım merdiven inip çıkmaya üşeniyorum, pencereden görüyorum seni” dedi. Bak hala konuşuyo. Bas tokadı bana amk. Bas, ilgi duymuyorum sana.
ilgi duymuyorum bak özellikle belli ediyorum. Beyler erkeğin yavşağı bir derece çekiliyor. Belki de alışık olduğumuzdan ama kızlara hiç yakışmıyor ya.
Her neyse enes ecrin’i bardaki şu taburelere zütürdü. Bende dian'ı gibtir edip peşlerinden gittim. -
-
1.
+1kardeşim sevdiğimle dans etmiştik kız yüzüme bakamadı. Sonra başkasıyla dans etti muhabbet kurdu amk.
-
1.
-
sen önce kendine iş bul hergün iddia
-
kayra hayatını kaybetmiş
-
ferrebahçe kuralım bence
-
zaza türkleri oğuz boyundan
-
namik sözlüğün selameti için şu çocuğu geri getir
-
dışarda kulaklık takan insan
-
ev gençlerini destekliyorum
-
namik reyis 5 dk da sözlüğe düzen getirmiş
-
beyler komünistim sorusu olan varsa
-
unutulması gerekenleri unutamayıp
-
ev beyi olursam kadın ozgurlugune ve esitligine
-
kayrayım ben
-
mayis ayi ne kadar uzun sürdü
-
alt sınıf inceller olarak
-
beyler 36 yaşından sonra masörlük yapabilir miyim
-
bu pic bir işe girsin
-
mustafa kemali samsuna vahdettin yolladı
-
evlilik fakir işiyse
-
piyo sence nasıl çıkmışım kanzi
-
oweladi muhtar kufurbazgocmarla
-
bakircan eksi gundem birinci baslik bak
-
en büyük hayalim ev beyi
-
lan adam belli ki hayatla ilgili çok
- / 1