1. 76.
    +8
    Normalce konuşuyorlardı beyler. Bir numara yoktu yani. Ben de arkalarında bunları izliyorum. Enes’in vücudu ve yüzü ecrin’e dönüktü ecrin ise turuncu bir şey içiyordu.

    Sırtımda bir el hissettim: “selam!” zeynep’ti beyler. Hah bir sen ekgibtin. Enes’imiz var, dilan’ımız kadroya demin dahil oldu, bir de sen.. harika cidden. Zoraki gülümsedim.

    “bira içelim mi?” dedi Zeynep.

    Ne yalan söyleyeyim bira sevmezdim beyler. Yanında cips kola falan olursa belki. Alkolle ilişkim likörlü çikolatalardan ibaretti.

    “sen sporcusun emin misin içeceğine?” dedim zeynep’i ayrıca ecrin ile ilgilenmek istiyordum zeynep’le değil.

    Zeynep biraz bozulur gibi oldu ama hiç bozuntuya vermeyerek “yo bir şey olmaz gel” dedi ecrinler’in oraya gittik tabureye oturdum.

    Enes’e binlik yapma sırası bendeydi. Hep o mu bölecek amk.
    ···
  2. 77.
    +7
    Ecrin bizi Zeynep ile görünce bozulur gibi oldu biraz. Sevinmiştim. Biraz da onun burnu sürtsün beyler ben kıskanmak zorunda mıyım hep?

    Aşık olmak çok bencilce bir oluşum beyler. Hep size baksın istersiniz, başkasına değil. kıskanırsınız, başkasına sizden önce cevap verse, önceliği başka bir şey olsa. Hep size, hep sizedir. Karşınızdaki için değil kendiniz için seversiniz. inkar etmiyorum beyler. Bencildim zaten.

    Ama seviyordum işte. Kıskanıyordum. Kıskanıyordum çünkü kaybetmekten korkuyordum. Kıskanıyordum çünkü seviyordum. Gerçi ecrin hiç benim olmamıştı belki. Sahiden biz hiçbir şeydik. Ne arkadaştık,ne sevgiliydik ne de yoldaş… adı konulamaz bir şeydi işte. Sahip olmadığım birini kaybetmekten korkuyordum ben.

    Hele enes bini gelir de elimden alır diye ödüm kopuyordu beyler.

    Bakın biz erkekler öyle değiliz. Birini sevdik mi o mezara kadar olur genellikle. ikinci kez zor severiz. Ama kadınlar öyle değil çabuk bağlanıp çabuk vazgeçebiliyorlar. Daha ayran gönüllü oluyorlar.

    Ecrin’in nasıl bir gönlü vardı bilmiyordum ama sürekli yanında olmalı, aklının karışmasına izin vermemeliydim.
    ···
    1. 1.
      0
      Ayraçç
      ···
  3. 78.
    +3
    kimler burda kardeşlerim ona göre yemek yicem yada yazıcam
    ···
  4. 79.
    +9
    Dediğim gibi ecrin beni Zeynep ile görünce biraz bozulur gibi oldu. Enes de konuşmalarını böldüğüm için sinirlendi biraz. Oh olsun bine.

    Enes gram umrumda değildi zaten.

    Zeynep’e bira istemediğimi söyledim. Zeynep’i de bozdum amk. Sonra vazgeçtim “bana da al” dedim. Sevindi Zeynep.
    Ecrin yine bozuldu tabi. Ben de tabureye oturdum. Havadan sudan konuştuk beyler. Gece iki buçuktu saat. Parti devam ediyordu.

    Biramızı içtik sonra kafamızı dinlemek için Zeynep, enes,ecrin, ben dışarı çıktık.

    Aslında ecrin ile başbaşa çıkmak isterdim ama iki gerizekalı bizi bırakmıyorlardı.

    Sonra enes’e telefon geldi.

    “efendim? Evet tabiki vahi amca. Yanımda vahi amca. Tamamdır. biliyorum amca” dedi sırıtarak konuşuyordu. Kapattıktan sonra telefonu bizden tarafa döndü. Özellikle bana bakarak:

    “ecrin sana emanet diyor ya ahah” falan yaptı yavşak.

    Sinir oldum beyler. Vahi amca beni sevmiyordu ama benim nefret ettiğim birine kızını emanet edebiliyordu.

    Halbuki ben o binten çok daha güvenilirdim. En azından yavşak değildim. arkadaş ayağına yatıp gizliden gizliye birinden hoşlanmıyordum. erkek adam dediğin seviyorsa belli eder dıbınakoyim. yok ben senin kankanım kardeşinim nedir?

    Tabi vahi amca bunları bilmiyordu, ama kendimi sevdirmeye çalışmalıydım ona.
    Akabinde dedim ki kendi kendime: ulan adamla yüzleşmeye korkuyorsun neyini sevdireceksin?

    Sonrasında düşüncelerimden sıyrılmam gerektiğini anladım. Enes ecrin’e döndü “ecrin seni eve ben bırakacağım, gidelim artık saat de geç oldu zaten.” Dedi, bani de yokluyordu bir bakıma, tepkimi merak ediyordu.
    ···
  5. 80.
    +6 -1
    Bense hemen müdahale ettim beyler:
    “doğum günü partisi nolacak, çok erken kapatıyorsun geceyi ben bırakırım istersen” dedim. Aslında teklif gibi değil meydan okumaydı bu. Otursun oturduğu yerde amk.

    Cevabı gecikmedi :
    “gerek yok ben de çok yoruldum zaten benden bağımsızlar isteyen keyfine eğlencesine bakar” dedi.

    Sonra devam etti:
    “sen de zeynep’i bırak istersen onun da uykusu gelmiş gibi görünüyor.”

    Ecrin’in ise gözlerinden uyku akıyordu. Bu bin ondan faydalanır, sarılır, öper diye ödüm kopuyordu beyler.

    O benim yaban çiçeğimdi. Isırgan otumdu.

    Ama başka çarem de yoktu. Zeynep de kızdı sonuçta bu saatte yapacak bir şey yoktu. Evinin yakın olduğunu söyledi. Benimse hiç içim rahat değildi beyler.

    Biz girişte dikilirken bir araba farı ışığı gözlerimizi felç etti. içindekinin kim olduğunu merak ederken vahi amca çıkmasın mı!
    ···
  6. 81.
    +6
    Lan bu adamı göreceğime bu kadar sevineceğimi bilmezdim beyler.
    Sanırım uzun zaman sonra şansım yaver gitmişti. En azından sevdiceğimi bir bine emanet etmeyecektim.

    Enes biraz şaşkın görünüyordu : “v-v-vahi amca ben bırakırdım ne gerek vardı?”

    Vahi amca da saf saf cevap verdi lan. Ben de adamı zeki zannetmiştim.

    “oğlum doğum günün bölünsün istemedim mutlu yıllar” dedi kafa tokuşturdular.

    Bana da “merhaba delikanlı” dedi. Gülümsedim karşılık vererek.

    Hafif şivesi vardı beyler(Trabzonlu) kötü bir adam değildi, kızına değer verdiği de ortadaydı ama hiç de evinden kalkıp gelmiş gibi bir görüntüsü yoktu. Jilet gibiydi takımıyla.

    Ecrin ise her şeyden habersiz resmen ayakta uyuyordu. Babası kızını aldı, destek olarak bmw’sine bindirdi. Uzaklaştılar.

    Enes yapmacık bir “iyi geceler” dedikten sonra agresif bir şekilde bara geri döndü.

    Zeynep de benim üstüme kalmıştı. Sarhoş görünmüyordu ama esniyordu arada. mecbur ben eve bırakacaktım. bu saate kızı tek başına göndermezdim.
    ···
  7. 82.
    +4
    Zeynep’e “gidelim?” diye sordum.

    Gülümseyerek başını salladı, cevap verdi “zaten çok uzakta sayılmaz 15-20 dakikalık yol” dedi.

    Konuşa konuşa yürüyorduk. Kız biraz salaktı amk.
    “burcun ne?” dedi. Bilmiyordum beyler burç falan.
    “bilmiyorum”

    Güldü. Doğum tarihimi sordu. Sonra

    “ikizlersin, ben de aslan’ım” dedi.

    Kafamı salladım beyler pek önemsemeyerek. Sohbet ediyordum falan ama kafam başka yerdeydi. Bitse de gitsem diye geçiriyordum zaten içimden.

    Soru sorup duruyordu. Sence eğlenceli miydi doğum günü, gizem’in (o kimse bilmiyorum) kıyafeti çok açık mıydı, dilan(hani şu bana yavşayan koca memeli kız) ile aramda ne vardı…

    Ağır ol biraz amk ya. Gerçi kafasının hafif güzel oluşuna veriyordum bunu günlük hayatta öyle salak biri gibi durmuyordu beyler ya da hanım kız taklidi yapıyordu.

    Bir süre daha yürüdükten sonra durdu. Eliyle yanımızdaki apartmanı göstererek “burası, burada oturuyorum” dedi.

    Kafamı salladım. “iyi geceler sana, görüşürüz.” Dedim. Benim de uykum gelmişti panpalar.

    Tam arkamı dönmüş gidiyorken “dur” diye bir ses geldi.

    Dediğini yapıp arkamı dönmemle beraber dudaklarım, zeynep'in dudaklarıyla örtülmüştü.
    ···
  8. 83.
    +1
    var mı dinleyen devam ediyim
    ···
  9. 84.
    +6
    Evet beyler bu panpanız ilk öpücüğünü hiçbir şey hissetmediği, sıradan bir kızdan aldı.

    Zeynep beni öptüğünde kalıbımı basarım buraya en ufak bir şey hissetmedim, arzulamadım onu. içimde sadece nefret vardı ama nefret de edemezdim gibi geliyordu çünkü kafası güzeldi.

    Bir yandan ecrin’e anlatsam mı anlatmasam mı diye düşünürken diğer yandan zeynep’in yaptığı iğrençliği düşünüyordum.

    Beni öptükten hemen sonra onu ittirmiş, azarlamış ve evine yollamıştım. Ne mallık varsa hepsi benim başıma gelir zaten dıbınakoyim.
    Ben ecrin ile öpüşmenin hayallerini kurarken (o da yanaktan) gelsin elin kızı yapışsın dudağıma.

    Beyler :(

    Artık yapacak bir şey yoktu. Zeynep’e karşı bir şey hissetmiyordum zaten. Acaba ilişkimi kesse miydim yoksa hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam mı etseydim…

    Bu soru kafamı meşgul ediyordu.

    Bir taksi çevirdim, eve yürüyecek takatim kalmamıştı. Evime gittim ve düşüncelerim eşliğinde uykuya daldım.
    ···
  10. 85.
    +5
    Ertesi gün uyandığımda annem babam evdeydi ve ailecek bir şeyler yapmak istediler. Beraber yemeğe gittik. Tatildi beyler Pazar günüydü.

    Eve döndüğümde birkaç saat ders çalıştım. Biliyorsunuz 22 nisan’da Erzurum’a kayağa gidecektik. Yani yine derslerim biraz aksayacaktı. O yüzden o zamana kadar biraz kasmayı düşünüyordum.

    Zeynep’in dün yaptığı ise sürekli aklımı meşgul ediyordu. Ben ne yapacaktım?

    Zeynep, ecrin’in okuldaki ender kankalarından biriydi. Ecrin ki öyle önüne gelenle takılmaz. Zeynep ile gezdiğine göre iyi biri olmalıydı. Ama neden böyle bir şey yapmıştı? Tamam belki kafası biraz iyi olabilirdi ama bardan çıktığımızda bilincini kaybetmiş kadar sarhoş da görünmüyordu.

    Üstelik kendimi iki arkadaşın arasına girmiş gibi hissediyordum.

    Sonunda kararımı verdim beyler. Zeynep ile konuşacaktım. Üstü örtülürse her şey taka sarıyordu.

    Bir sırrın er ya da geç öğrenileceğine inananlardanım ben beyler. Bu yüzden ecrin öpme olayını öğrenirse benden soğur, onun güvenini kaybedebilirdim, hem de onu bu kadar zor kazanmışken kaybetmeye niyetim yoktu (ki hala tam kazandığım söylenemez)

    Yani ecrin ile de konuşacaktım. En doğru kararı verdiğimi düşünüyorum, iyi ki de böyle yapmışım.

    Zeynep’e mesaj attım beyler buluşalım diye. Zaten mesaj atmamdan 1-2 dakika sonra cevap gelmişti bile. Kabul etti.
    ···
  11. 86.
    +5
    Havuzlu çarşıda buluşacaktık. Hatay’da oturan bilir beyler nostalji cafe vardır havuzlu çarşıda. Ercanla her buluştuğumuzda oraya giderdik zaten. Zeynep ile de orada buluşacaktım.

    Aklıma havuzlu çarşı dediğimde ecrin geliyordu, hep o geliyordu.

    Beni bekletişi, yağmur altında perişan oluşum, yağmur damlalarının burnumdan, kulaklarımdan yere damlayışı, sonra aniden gelişi, asansör, beraber uyumamız…

    Bu duygusal zevklerin yanında cinsel zevkler önemsiz kalıyordu.

    Meydanda zeynep’i gördüm, benden önce gelmişti. Halbuki ben de tam vaktinde gelmiştim.
    Baş selamı verdim. Hiçbir şey olmamış gibi gülümsüyordu. Bu yüzsüzlüğü beni sinir etse de kibar olmaya çalıştım.
    ···
  12. 87.
    +3 -1
    Hele şükür oturduk. Benim türk kahvesi zaafım var zaten, Zeynep de adını anlamadığım tiki kahvelerinden birini söyledi oturuyoruz.
    “Zeynep dün geceyi hatırlıyorsun değil mi?” dedim.

    Gerçekten kendime inanamıyordum ben öyle bir şeylerin üstüne gitmekten ziyade kaçardım beyler. Değişmeye başlamıştım. Olayların sebeplerini araştırıyor, çözüm arıyordum. Bu ben, eski ben değildi.

    Zeynep hızlıca kafasını salladı, gülümsedi
    “evet her şeyi hatırlıyorum neden ki?” dedi gözlerini kocaman açarak.

    Şirin olduğunu falan mı sanıyordu? Mala benzediğini söylemek istedim ama kalbini kırmak istemedim kardeşlerim.

    “bak Zeynep biliyorsun ki ben ec-“

    Kulaklarını tıkadı “hebelehübele” gibi çocuksu şeyler söyledi.

    Ardından gözlerime bakarak ve biraz yaklaşarak “duymak istemiyorum” dedi.
    ···
  13. 88.
    +3
    Ben de bir şey diyememiştim. Kahvemi içtim diyecek bir şey bulamayınca.her defasında konu açmaya çalıştım ama beni dinlemiyor, konuyu değiştiriyor ağzında bir şeyler geveliyordu.

    Kaçıyordu.

    Ama böylesi bana ikiyüzlülük gibi geliyordu. Zeynep hem beni sevecek, hem de ecrin ile arkadaş kalacak? Ortada enes belası da varken bunun sonu kavak yelleri olurdu.

    Sonra zeynep birden “şişe çevirmece oynayalım mı?” dedi.

    Gerçekten kızın zeka yaşından şüphe etmeye başlamıştım.

    “yok ya ne sorcaksan sor iki kişiyiz zaten” dedim.
    Aşağılamadım bakın yine sabrediyorum.

    “tamam. Doğruluk mu cesaret mi” dedi.
    Cidden bu muhabbet beni baymıştı. Sırf cevap vermek için üfleye püfleye “doğruluk” dedim.
    “peki öyleyse. Arkadaşlık mı aşk mı?”

    Oturduğum sandalyeden biraz yanaştım “ikisi de. Benim kitabımda kaybetmek yazmaz.”

    Ayarı vermiştim beyler.
    ···
  14. 89.
    +5
    Yüz ifadesi biraz değişir gibi oldu zeynep’in ama bozuntuya da vermemeye çalışıyordu. Ben buna en sevdiği grubu falan sorarak geçiştirdim soruyu.

    Sonrasında kalktık.

    Ayrılırken onun hiç beklemediği bir anda “ben ecrin’e aşığım dedim” tam sessizlik olduğunda, hiç beklemediği bir anda söyledim bunu.

    Gözleri doldu beyler. Göz yaşlarının akmaması için gözlerini pörtletiyordu. Güldü sonra. Sinirleri bozulmuştu, anladım.
    Ama buna bir son vermem gerekiyordu.

    “sana sus demiştim aptal. Aptal” diye omzuma vurmaya başladı.

    Ağlıyordu.
    Biri ilk defa benim yüzümden ağlıyordu.
    ···
  15. 90.
    +11
    Hıçkırmaya başlamıştı amk. Yoldan gelen geçen bize bakıyordu.
    Zaten havuzlu çarşı dediğim gibi ergenlerin takılma mekanı. Bizim okuldan biri görse adım çıkacak.ben de hiç ağlayan bir kız görmedim, en azından benim yüzümden ağlayan bir kız.

    Omzunu ovaladım “ağlama” falan dedim. Mal oldum amk. “gel sakinleş biraz” dedim.

    Ben bu kadar hayvan olup birini incitmiş miydim? insanların beni sürekli incitmesinden yakınan ben, beni seven birinin üzülmesine ve ağlamasına sebep olmuştum.

    En sonunda denize bakan bir bank bulduk ben marketten su falan da almıştım yüzüne çarptım bunun, birazını da içti. Daha iyiydi ama gözleri kıpkırmızıydı.

    Zeynep’in tipine bakarsanız ecrin’den daha güzel denebilirdi. Basketbolcuydu. Uzun boyluydu ama hantal değildi.

    -şimdi daha iyi misin?
    -beni sevmenin hiç imkanı yok mu ali?

    Bu soru üzerine düşündüm beyler, ya da düşünür gibi yaptım. Direk cevap vererek daha da kalbinin kırılmasını istemedim. Zeynep, kafamın karışmasına sebep olmuştu dürüst olmam gerekirse. Çünkü ecrin bana böyle davranmıyordu. Kafamı karıştıran zeynep’in bana fiziksel olarak daha yakın olması ya da beni öpmesi değildi. Bana karşı hissettiklerini gizlemiyordu. Ya da gizleyemiyordu.

    -susma hakkımı kullansam Zeynep?
    Başını salladı. Yüzü benden tarafa dönük değildi.
    -niye bana bakmıyorsun? Dedim
    -sümüğüm akıyor, böyle görme beni.

    Yarılmıştım amk. Gittim koştum dönerci vardı zaten yakınlarda bir peçete kapıp geldim. Kıza uzattım. Sümkürdü.
    Rahat biriydi beyler.
    ···
  16. 91.
    +6 -1
    Saat altı falan olmuştu. Vedalaşıp evlere gittik.

    Ne yalan söyliyim ecran’ın aklının karışmasından korkuyorum demiştim ya beyler. Asıl karışan benim aklımdı.
    Ecrin elbette ağır basıyordu sonuçta dediğim gibi ilk aşkımdı ama Zeynep de aklımı kurcalamıyor değildi.

    Eve gittiğimde 1-2 saat uyudum çok yorulmuştum. Sonrasında yemek yedim, ders çalıştım, duş aldım. Malum yarın okul vardı.
    Ecrin’e mesaj atacaktım ama vazgeçtim. Ve zeynep’ten mesaj geldiğini gördüm, ona da cevap vermedim. Telefonumu kapatıp uyudum.

    Ertesi sabah gibik çalar saatle uyandım. Klagib zaten biliyorsunuz; kahvaltı, kısa bir aile sohbeti, vedalaşma faslı, servis, okul.
    Bayrak töreninin ardından ecrin’i aradım. Görsem şaşardım zaten. Yine geç kalmıştır diye düşündüm. Zeynep’ten ise kaçacak delik arıyordum.

    Aklımı karıştırmasına izin vermemeliydim.

    Sınıfa çıktım, ercan ile dertleştim. Ercan’a Zeynep olayını anlatmadım beyler. Sonuçta yakın arkadaşımdı ama kızı ifşa etmiş olacaktım nihayetinde.

    Hoş olmazdı, bana yakışmazdı. Enes’in doğum gününe gelmemişti. Zaten davet de almamıştı. Alsaydım gitmezdim diyordu, ercan da benim gibi öyle ortamları seven biri değildi. Karıya kıza pek düşkünlüğü yoktu.

    Öğle arasında ecrin’i aradı gözlerim korulukta. Yoktu. Kantinde de yoktu. Ben yemeğimi yedim hızlıca.
    Ecrin’e olanları anlatmalıydım. Yine yangın merdivenlerinde olabilir düşüncesiyle en üst katın yangın merdivenine çıktım. Evet, yanılmamışım tek başına oradaydı.

    Yine ayakkabılarını çıkarmıştı, beni fark etmedi.

    Sesli bir şekilde korkuttum: “ecrin!”
    irkildi, kaşlarını çattı, gözlerini kıstı.
    -ne arıyorsun burda?
    ···
  17. 92.
    +4
    Zaten biraz soğukkanlı bir kızdı ama bu sefer bana buz gibi bakışlarıyla buz gibi bir cevap vermişti Trabzon güzeli.
    -ecrin, noldu?

    Olduğu yerden kalktı ayakkabılarını giydi:
    -bir de noldu diye soruyor musun? Utanmıyor musun benimle oynamaya!

    Diye bağırdı. Ecrin’i hiç böyle sinirli görmemiştim. O anki yüz ifademi ben de bilmiyorum. Kim söylemişti bir fikrim yok ama yine korktuğum başıma gelmişti. Biri bizi görmüş ve ispiyonlamıştı.

    Umarım birazdan tüm okul burada toplanmazdı.

    Ecrin’in çekik gözleri sinirlenmesiyle kocaman olmuş, alnındaki yeşil damarlar belirginleşmişti.
    Sonra gözleri doldu, bir hıçkırık sesi duydum bana çarpıp merdivenlerden indi sonra içeri girdi sanırım.

    Vay dıbınakoyim neden ben?

    Zeynep’e küfür etmek geliyordu içimden.

    Okulda onca yakışıklı, kaslı,uzun boylu her genç kızın hayalini süsleyen erkekler varken; onca basketbolcu, judocu,sporcu her ne taksa erkekler varken neden ben?

    Sadece mutlu olmak isteyen sıradan biriydim ben. Hiçbir özelliğim yoktu. Sıkıcı biri de denebilirdi bana.

    Ama sanki bütün oyunlar benim üzerime oynanıyordu.
    ···
  18. 93.
    0
    https://www.youtube.com/watch?v=STUBM6yrUqY
    https://www.youtube.com/watch?v=P7doBMhQwvA
    ···
  19. 94.
    +6 -1
    işler kötüye gittikçe durduramıyordum, ardı arkası kesilmiyordu. Dibe battıkça batıyordum.

    Ecrin benden şüphe duyuyordu. Halbuki belki de beni o bu dünyaya bağlamıştı, daha iyi biri olmuştum.

    Hayat daha yaşanılabilir olmuştu.

    Ama yine mutluluğum kelepçelenmişti, kısa sürmüştü. Yanınlayken kendimden geçtiğim insan, artık yüzümü görmek istemiyordu.

    Çöktüm, başımı ellerimin arasına aldım. Gidişine hiçbir şey diyememiştim. Öylece bakakalmıştım. Mesaj atsam cevap vermezdi, biliyorum.

    Ecrin’i biraz olsun tanıdıysam benden kaçacaktı.
    Benim onunla tanışmadan önceki halime benizyordu. Kaçıyordu…
    ···
  20. 95.
    +8
    Öğleden sonraki dersleri gibtir ettim. Zaten edebiyat, tarih falan vardı. Ercan’a sonra konuşmak istediğimi söyledim. Çantamı sırtlayıp çıktım sınıftan.

    Okuldan çıkarken Zeynep seslendi. Git gide sinirim bozuluyordu. Bir de hala yanıma geliyordu.

    -noldu ali? Ne bu halin?
    -bir de soruyor musun?
    Diye azarladım. Anlamayarak yüzüme bakıyordu. Devam ettim:

    -senin yüzünden ecrin benden nefret ediyor artık.
    Durdu. yere baktı. Üzülmüştü. dudağını ısırdı tırnaklarıyla falan oynadı. Gözlerimi devirdim.

    Tam arkamı dönmüş gidiyorken her zamanki gibi arkamdan seslendi:
    -ali; sana senin bana davrandığın gibi davransaydım, benden nefret ederdin.

    Başımdan aşağı soğuk sular dökülüyordu sanki. Diyecek bir şeyim, bir lafım, bir cevabım yoktu.

    Fena züt etmişti ve en can alıcı noktalarımdan birinde vurmuştu beni.

    Aşık olmam üzülmeme ve başkalarını da üzmeme sebep olmuştu.
    Zeynep’in bu lafıyla gerçekten bana kırıldığını anlamıştım.

    Evet, harika okulda neredeyse herkesle aram bozuk.
    ···