beyler kız arkadaşımla hikayem

Beyler bildiğiniz aşıktım işte. Atarlı ergen olduğum halde inkar etmiyordum. Nereye baksam onu görüyordum, onu görünce her şeyi unutuyordum, şu pis gezegendeki en saf, en temiz varlık idi.

Su kadar berraktı, şeffaftı.

Şu anda işler karışıktı belki öyle her şey yolunda gitmiyordu ama gidecekti, gitmeliydi en azından öyle ümit ediyorum.
Ben fark etmeden onun olmuştum. doğrusunu söylemek gerekirse bu durumdan şikayetçi de değildim.

Zeynep yüzünden güzelim cumartesimiz tak olsa da ecrin’in montuma asılıp bana sarılması inanılmaz hoştu beyler. Çok sahipleniciydi.

Evde kimse yoktu, yemek falan da yoktu canım sıkılmıştı.
Fenden arkadaşım olan ömer’i aradım beyler, lafladık. Şu koca göğüslü dilan’a kadar alayını anlattım ulan. Salyaları akıyordu tabi herifin. Ben de olaydım falan diyordu. yazın ziyaretime gelecekti zaten.

Telefonu kapatınca pizza söyledim beyler sonra da tek başıma tıkındım. Mesaj gelmişti. Telefona baktım: zeynepten.
Amk pgibopatı.

@531 çok boş yazmışsın kardeş. Ecrin de yaşıyor şuanda.
ve ben uzun yıllar öncesini falan anlatmıyorum hatırlamam kadar doğal bir şey
gibtir git şimdi

Zeynep başıma bela olmaktan çekinmiyordu. Ama artık onunla ne buluşmayı, ne de adam gibi oturup konuşmayı düşünüyordum
beyler. Görüldüğü gibi laftan anlamıyordu. Utanması sıkılması da yoktu.

Her neyse cevap falan atmadım mesajına ders çalışmam gerekiyordu.
Ecrin ise yine ve yine aklımın baş köşesinde, bana gülümsüyordu.
Ya beyler bir insanın her anında nasıl aklında olabilirdi?

Ama acı gerçek ki ders çalışmam gerekti, boşlamıştım bu ara sınav vardı zaten pazartesi günü.ona ineklemeye başladım
burslularla paralı öğrencilerin sınavları farklı oluyordu ve burslu öğrencilerin yani bizim sınavlarımız fen lisesi ayarında kazık oluyordu.
Bir kaç saat oturup fizik inekledim. Sonra uyudum biraz.
uyandığımda aklımda yine o var.

hatırlıyorsunuz, kız bana gece mesaj atmıştı dışarı çıkalım diye. Ben de ona mesaj atacaktım beyler. Lunaparka gitmek istiyordum onunla. Hem havaların ısınmasıyla sokaklar da kalabalıklaşmaya başlamıştı.

ona doyamıyordum ki... gün içinde bir kaç kez görmezsem içim rahat etmiyordu. Iyi ki sürekli çalışan bir babası vardı ve onu çok sıkmıyordu. Yoksa yüzünü görmeden yapamazdım.

onunla olmaya; mantığım manasız, gururum imkansız dese de kalbim hep denemeye değer olduğunu fısıldıyordu.

Ecrin benden bıkabilirdi belki. Sürekli mesaj atıyordum, sürekli arayıp soruyordum sürekli onu görmek istiyordum benden bıkabilirdi ama umrumda değildi. Onu başkasına yar etmemeye kararlıydım. Hayatımda ilk defa bir şey için, bir insan için böyle bir çaba gösteriyordum.

onu her gördüğümde sanki platonik aşkımmış gibi, sanki ilk günkü gibi heyecanlanıyordum ve elim ayağıma dolaşıyordu. Bunun adını biliyordum.

Sonunda mesaj attım ecrin'e 20 dk sonra cevap geldi saat 8 olmuştu beyler.
-efendim ali?
-ecrin dışarı çıkalım mı?
-benim de çıkasım var ama sınavım var pazartesi
-ben seni çalıştırırım hadi ya
-tamam 10 dakikaya hazır olurum

Bir taşla iki kuş vurmuştum beyler. Hem ecrin ile doyasıya eğlenecek hem de onu çalıştıracaktım.
böylece belki yine yakınlaşabilirdik.

@543 ünideyim panpa istanbulda

ben de hemen gün içindeki ikinci duşumu aldım, parfümlerimi süründüm
ona güzel görünmeli, güzel kokmalıydım.

kendimi hünkarına süslenen cariye gibi hissediyordum.

her neyse beyler anneme de çalıştığımın kanıtı olan testlerimi gösterdim sanki ortaokul çocuğuyuz amk.
sonrasında yola koyuldum.

ecrin sitenin girişinde beni bekliyordu.
dalmış gitmişti, beni görünce gülümsedi, gözleri kısıldı.

oturduğu yerden ayağa kalktı. gülümseyerek;
-"yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyor." dedi

-"gitmesin de zaten."

elinden tuttum sonra.
çıkma teklifine falan gerek yoktu ya da olayı meşrulaştırmak için herhangi bir teklife.
dediği gibi yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. onu sevdiğimi söylemiştim. o da bana çok değer verdiğini söylemişti. bir teklife falan gerek yoktu. o benimdi, bana aitti. eğer biri sorarsa da evet sevgiliyiz derdim zaten.

taksiye atladık, lunaparka gittik. cumartesi olması ve havanın güzel olması nedeniyle kalabalıktı.
ecrin daha önce hiç gondola binmemiş. sürükledim ben de. ben varım korkma falan diyorum beyler.

yerlerimize oturduk, sallanmaya başladı. ecrin bir yandan gülüyor, bir eliyle kalbini diğer eliyle de elimi tutuyordu.
halbuki daha hiç yükselmemiştik bile.

gondol daha yukarılara çıktığında gözlerini kapatıyordu ısrarla açmasını istedim bu sefer çığlık atmaya başladı.

fırsat bilip yaklaştım beyler bana sarıldı. korktuğu için sımsıkı sarılmıştı.
ağzından bir kaç küfür de duydum.

ben gondolun ne kadar yükseldiğini umursamıyordum bile arkama yaslanmış ecrin'in parfüm kokusunu içime çekiyordum. o bundan habersizdi.

sonunda indik gondoldan. hızlı trene falan binmişti artık sarılma falan yoktu.
kız bağışıklık kazanmıştı, eğlenmesine bakıyordu. bana sarılmıyor diye trip atacak değildim beyler. ben de eğleniyordum.

tren de bitince zaten saat artık 10 olmuştu. sonra lunaparktan çıkıp sahile doğru yürüdük. kolumu omzuna attım. sahilin bu tarafı son derece ıssızdı. hani kuş uçmaz kervan geçmez derler ya öyle.

karşıdaki resimli duvarlara kadar yürüyüp geri dönecektik.
yavaş yavaş konuşmadan ilerliyorduk. tam dibe geldik deniz kenarında bir bankta iki erkek öpüşüyordu. vay amk. hayır gidin ıssız bir yerde yapın dicem zaten ıssız bir yer. gidin evinizde yapın amk! ecrin utanmıştı biraz.
sonra biz çark atıp geri dönerken ecrin enes diye bağırdı.

hay dıbınakoyim!

gözlerime inanamıyordum beyler. bu dediklerime ister inanın ister inanmayın. enes' in şu anda ne yaptığını ne ettiğini bilmiyorum ama bu partta onun üzerinde duracağım beyler.

ona haksızlık ettim triplerine falan girmeyeceğim o gavat davranışlarının karşılığını aldı.

her neyse ecrin ağzı açık bakıyordu. enes ise üzgündü beni falan umursamıyordu bezmiş gibi bir hali vardı.
ben bir şey demedim zaten herhangi bir tepki vermemiştim. ecrin enes' in yanına gitti. enes oturduğu yerden kalkıp dur işareti yaptı.
-ecrin sonra konuşalım olur mu?
-tamam.

sonrasında ecrin ile uzaklaştık. eve yürüyerek gitmek istiyordum çünkü enes' i soracaktım.

@562 panpa ben 2000li yılların başlarında lisede değildim gözden kaçırdın heralde...
2009'da geçiyor bu olaylar. ve lise o zaman 4 yıldı.
sağolasın

ecrin ile yürümeye devam ediyorduk. ben ise gülmemek için kendimi zor tutuyordum. enes bana mı aşıktı lan yoksa? hani bu aramızı bozmaya çalışmalar falan.

ecrin de bir şey olmamış gibi önüne bakıyordu. sessizliği bozmam gerekiyordu beyler meraktan çatlayacaktım.
-şimdi enes muallak mi yani?

ecrin bu lafım üzere omzuma vurdu amk yalandan acımış gibi yaptım.
-anlat o zaman ecrin!
ecrin de iyi be diyip anlatmaya başladı.
-enes' in böyle olduğunu bilmiyordum ve en ufak bir şüphem de olmadı.
sana bir şey söyleyeceğim ama yemin et kimseye demeyeceksin.

çocuk gibi yemin ettim amk şuan umrumda değildi. ecrin devam etti.

-bak enes' in annesiyle benim teyzem arkadaş, hani annem sandığın.

başımı salladım.
-enes' in babasıyla annesi ayrıldı. ayrılmalarının sebebi de galiba.. anladın işte. teyzem telefonda ne zamandır işte o olmuyor falan diyordu.

utanmıştı.
-işte ertan amcayı hiç görmedik zaten bir daha babam da biliyor sanırım ama enes ne bileyim geceleri kulüplere falan sürekli kızlarla gider. şaşırdım. konuşacağım onunla.
dedi.

ne yalan söyleyeyim üzülmüştüm amk. baba diyorsun senelerce muallak çıkıyor. dalga geçmiyorum beyler berbat bir şeydir.
ama bence enes' in olayı pgibolojikti yani içgüdüsel bir yatkınlık değil. ayrıca babasının durumundan sonra tam tersi homofobik olmalıydı. işin bu tarafı da çelişkiliydi.

her neyse beyler. ecrin ile taksiye bindik. evlerimize gittik. değişik ve uzun bir gündü lan bir günde çok şey olmuştu. ben ise enesin gay olduğunu düşünerek rahatlıyordum.

sabah uyandığımda ilk defa annemlerle yürüyüşe gittim kardeşlerim. babam benden fitti amk o yaşında. uzun zaman sonra ailece bir şeyler yapmış olduk. onları ihmal etmiştim. ablam ise 23 nisan tatili sebebiyle bize gelecekti tabi ben o zaman palandöken'de kayak yapacağım daha doğru yapamayacağım için onu göremeyecektim.

eve geldiğimde biraz bilgisayar oynadım ders falan çalıştım beyler rutin. sonra ecrin'e mesaj attım. bugün enes ile nostalji cafe'de buluşacaklarmış bu olayı konuşacaklarmış. ders çalışma olayı yattı gibi görünüyordu yani. akşam beni arayıp haberdar etmesini söyledim.

ertesi gün fizik sınavı olduğu için inekledim beyler, akşama kadar. aileme boşlamadığımı da ispatlıyordum bir nevi.

akşam saat 6'da ecrin aradı. konuşmuşlar. bu babasının gay olduğunu enes anlatmış. tabi ecrin bildiği halde bilmemezlikten gelmiş falan.
enes gay falan değilmiş beyler, biciksüelmiş. yani her iki cinsiyete de ilgi duyabilenlerden. alayına kayarım diyor anlayacağınız.
hep dizilerde filmlerde gördüğüm adamlar bana tuhaf gelirdi. ama şaşılacak bir şey değildi artık bu yaygınlaşmaya başlamıştı sadece belli etmeyenler vardı.

haline falan üzülemedim gavatın amk. ecrin de demiş zaten pgibolojik yardım al falan diye. enes ben de ne olduğumu bilmiyorum falan demiş. ben de karşıma alıp konuşacaktım amk. ama zütümü kollamam gerekti.

ecrin eve gittiğinde hala telefonla konuşuyorduk. yazılıya çalışmayacağını kopya çekeceğini söyledi. hep beşmiş notları kopya çeke çeke. tabi amk benim babamın parası olsa o kadar ben de çalışmazdım gerizekalı mıyım ben.

pazartesi günü enes'i okulda görmemiştim. biriyle ertesi gün konuşmayı kafaya koyuyorum, ne hikmetse gelmiyorlar zaten o gün okula.
ben enes'e değil annesine acıyordum amk bi yandan oğlu bi yandan kocası. ecrin'in dediğine göre hastalıklı da bir kadınmış zaten.

sınava girdim. normal geçti beyler. kaç aldığımı hatırlamıyorum, ama dört almıştım. sınavlar yapıldığı gün okunuyordu optik okuyucularla.

öğle arası ecrin, ercan ben dönerciye gittik. başak'ın öğleden sonra sınavı varmış çalışmak için kalmıştı.

öğleden sonra okula gittiğimde enes'i gördüm beyler koridorda hocayla tartışıyordu. sonra sınıfına girerken arkadaşları bunun sırtını sıvazlıyor nasıl gitti kardeşim falan diyorlardı.
içimden ıyk dedim lan. kim bilir enes kankaları hakkında neler... neyse. fesatlığı bırakıp sınıfıma girdim, hocanın almadığı kulak kıllarına odaklandığım için dersi pek de dinleyemedim.

çıkışta ecrin ile vedalaştık. zeynep'i de bugün okulda görmemiştim. olaysız bir günüm daha geçmişti beyler.

bu arada gezi günü de git gide yaklaşıyordu.

ertesi günlerde olay olmadı panpalarım. enesle konuşma fırsatı da bulamıyordum .heralde ifşa olduğundan zütü başı dağıtmış olacak ki dersleri boşluyor, yarışlara gidiyordu.

ne yalan söyleyeyim sınırda yapılan yarışları çok merak ediyordum ama gibsen katılamazdım.

bu hafta çok yoğun geçti beyler. geziden evvel sınavlar biteceği için her gün 3er 2şer sınav oluyorduk.
bazen öğle araları ecrin ile kütüphanede çalışıyorduk ama ecrin'in fen dersleri tak gibiydi.
fakat dehşet matematik geometri yapabiliyordu.
ve tarih'e özel bir ilgi duyuyordu. ben de tarih'i ona anlattırıyordum.
zaten genellikle ercan, ecrin ben çalışıyorduk. başak ise kendi arkadaşlarıylaydı sınav haftası boyunca. onu da aramızda görmeyi özlemiştik.

başak beni bir erkekle kızın dost olabileceğine inandıran kişidir beyler. bunun için de çok değerlidir. hala konuşur, görüşürüz ve hala en yakın arkadaşlarımdan biridir.

22 nisan gecesi yola çıkacaktık beyler. yani bu gece. öğle arası kaçmaya çalışıyordum ama sınav vardı. o yüzden kaçamadım.
daha kar eldiveni, kar botu gibi şeyler alacaktım panpalar. daha doğrusu annemle gidecektik.

gibik biyoloji sınavına girdim. zaten bu aralar kafamı kaldıracak vaktim olmamıştı. sınavlara giriyor, çıkıyordum. üstelik bunlar son sınavlar falan da değildi beyler :(

bu gezi deşarj olmam için iyi bir fırsattı. okul çıkışı annem aldı arabayla beyler. sorumsuzluğumdan dem vurdu. kocaman haftasonu niye almamışım. haklıydı amk. gerçi yok enes muallakymiş yok zeynep hap içmiş bilmem ne hayatımdan olay ekgib olmamıştı.

bu şehre geldiğimden beri sürekli bir ekşın içerisindeydim. memleketim hatay değildi belki ama bu şehirdeydi tanıdıklarım, sevdiklerim, bu şehirdeydi sığındığım genç kız, üzüldüğüm zamanları.. bu şehir, hayatımı değiştiren şehir idi..

annemle gereken şeyleri aldık. bulmamız zor olmuştu beyler. baya pahalıya patlamıştı tabi. ama ciddi söylüyorum birkaç senedir alış verişe çıkmıyordum. o yüzden geçmişin acısını çıkarıyor gibi bir şeydi.

küçük boyutlu valizimi hazırladık annemle beraber. bir de sırt çantamı alacaktım. onun içinde de ıvır zıvır vardı.

ecrin'e mesaj attım
-nerdesin? gittin mi? gitmediysen alayım seni.
cevap gecikmedi:
-babam bıraktı yerleştim otobüse, korulukta oturuyorum:)
-tamam:) geliyorum

annem ve babamla vedalaşıp taksiye bindim.

daha az kişi gelmişti zaten. otobüste ecrin'in yerini kestiremiyordum amk. tam mesaj atacakken belimde iki el hissettim ve "bööööö" diye bir bağırış duydum. hhahaha çok korktum amk. ecrin'e ayıp olmasın diye korkmuş taklidi yaptım.

oturduğu yeri gösterince hemen ardından yanında berfin diye bir kız oturuyormuş sınıfından yani ona söz vermiş. hayallerimi yıktın :(

her neyse artık ben de valizimi şoföre verdim, sırt çantamı da ecrinlerin hizasındaki koltuğa attım. ercan'a da mesaj attım çantamı falan tarif ettim yanıma otursun diye. gerçi günlük hayatta kullandığım çantamı almıştım ama ercan andavalının kafası basmayabilirdi.

sonra ecrin ile koruluğa yürüdük millet gelene kadar hava alalım diye.

Oturduk işte acaba nasıl olacak falan fistan diye konuşuyoruz beyler.

Sohbetimiz ercan’ın beni aramasıyla son bulmuştu. Otobüsün beş dakikaya kalkacağını söylüyordu. Herkes ne ara gelmişti lan?

Neyse biz de ecrin ile gittik. Ercan’ı cam kenarına oturttum yoksa yolculuk boyunca ecrin’i rahatsız edemezdim. Berfin kim ise onu da bulup konuşmalıydım ki o da cam kenarında otursun, ben de ecrin’imle rahatça uğraşabileyim.

Tabi kaşla göz arasında boşluğuma geldiği an ecrin cam kenarına geçmiş, ben de avucumu yalamıştım. Enayi gibi vip yeri de ercan’a kaptırmıştım.

Artık kulağıma müziği taktım. Yaklaşık 13 saatlik yola kendimi hazırladım. Yarını düşündüm. Güzel olabilirdi beyler.
Kızlar yolda giderken alış veriş merkezlerinde durmak istiyordu ama hocalar izin vermemişti. Yoksa gidişimiz çok uzardı.

Ercan ise başak olmadığı için sap idi. Biliyorsunuz 10. Sınıflar yoktu gezide. Yalnız 11. Sınıflar vardı.

Sahi enes’i gözlerim arar olmuştu. Otobüste görmem için oturduğum yerden kalkmam gerekti ama o bin olsaydı mutlaka dikkat çekecek bir
şeyler yapardı. Ercan’ı dürttüm. Her bir taktan haberi vardı, umarım bunu da bilirdi..

-pişt ercan hemen uyudun mu lan?
Uyuordu amk bir de inkar ediyordu. Ağzındaki salyalara kadar görmüştüm yani.
-yok oğlum ne uyuması ne var?
-enes geldi mi geziye?
-onun yarışı vardı galiba. Kankaları da yok. Bu sefer motor değil arabalarla yarışacaklarmış.

Gelmediğine sevinmiştim beyler. Ama yaptığı iş çok tehlikeliydi. Yasal olmayışını geçtim canları tehlikedeydi ve çok riskliydi. Zaten ehliyetleri de yoktu sanırım. Okulda neredeyse herkes onun yarıştığını biliyordu, ama kimsenin gıkı çıkmıyordu.

Özellikle kızlar çok havalı buluyordu. Kızların geneli çok gerizekalı amk.

Bir de zeynep’in gelip gelmediğini öğrensem iyi olacaktı. O da yoksa oh kebap. Hani bu hap içme olayından sonra ailesi evhamlanmış geziye izin vermemiş olabilirlerdi ki aklı başında bir ebeveyn böyle davranmalıydı kanımca.
Umursamaktan vazgeçtim. Kulağıma müziği taktım, dalmışım sonrasında.

Her zaman ben ercan’ı uyandırırdım beyler biliyorsunuz ama bu sefer o beni dürtüyordu. Tuvalet molası verilmiş. Önce nerede olduğumu kavrayamasam da ercan beni kaldırmıştı. Beraber tuvalete gittik. işedik beyler yani tuvalette yapmamız gerekeni yaptık.
Ecrin’i de otobüsün dışında gördüm. Yanında berfin ile sohbet ediyordu. Yeriz diye ercan ile birkaç paket cips, çikolata, sakız falan aldık.

Geri döndüğümüzde sigara içen birkaç öğretmen ve birkaç kişi hariç herkes içeri girmişti. Dışarıdaki bir grup insan arasında Zeynep de gözüme çarptı. O da gelmişti. Neyse ki keyfimi bozamazdı.

Ayrıca ne biçim ailesi vardı bu kızın? Yolda bulmuşlardı heralde çocuklarını. Ya zütünü başını kırsa kayak yaparken? Bunu da ben mi diyecektim amk?

neyse Biz de otobüsün içine geçtik. Ecrin ile berfin’e sakız çikolata cips falan verdik, gerisini ercan’la ikimiz tıkındık.
Yarın sivilcelere hoş geldin diyecektik yani. Sonra otobüste muavinden gazete istedik, sudoku oynadık bununla.

Ha kendimle ilgili şöyle de bir bilgi vereyim sudoku oynamayı çok severim beyler. Gerek internetten olsun gerek gazeteden olsun sürekli takip ederim. Zor sudoku kitapları alırım.
Ercan ile yarım saat bir saat kadar kapıştıktan sonra kulaklarımıza müzik takıp uyuduk.

beyler bir kaç saat yokum ona göre beklemeyin isterseniz haber vereyim dedim