-
176.
+5Uyandığımda mal olmuş, önce otobüste olduğumu fark edemesem de 1-2 dakikaya jeton düşmüştü. Ercan benden önce uyanmış, camdan dışarıya bakıyordu. Ecrin ise kafasını berfin’in omzuna yaslamış uyuyordu.
Ercan, kahvaltı yapmaya geldiğimizi, palandöken’e henüz varamadığımızı söyledi. Berfin’e seslenmeli, ecrin’i uyandırmamasını istemeliydim. Onu ben uyandırmalıydım diye düşünürken berfin sevdiceğimi hızlı bir şekilde dürttü. Ecrin uyandı. Ondan tarafa bakmamaya çalıştım.
Beyler ona bu kadar düşkün olduğumu bilmesini pek de istemiyordum. O benden değil, bana aşık olmaktan korkuyordu bunun farkındaydım.
Herkes otobüsten inip, yemek yiyeceğimiz cafeye doğru yol aldı. Şömineli falan güzel bir yerdi ama hep bizim gibi öğrenci doluydu. Meğerse onlar da bizle aynı otele gidiyormuş falan fişman…
Uzunca iki masa bizim okula ayrılmıştı. Tahsin hoca da bir paket içinde sandviç, poğaça dağıtıyordu. Çaylar söylendi. Ben ecrin ile karşılıklı denk gelememiştim. Bizim masanın sağ en uç tarafında yemeğini yiyordu.
Zeynep ise karşımdakinin yanında oturuyordu. Karşımda sayılırdı yani. bana kaçamak bakışlar atıyordu, ben ise inadına ya ecrin'e bakıyordum ya da ercan ile sohbet ediyordum.
Sevdiğimle bir türlü yan yana gelemezken sevmediğim dibimde bitiyordu. Bu bana kaderimin bir oyunu olmalıydı. -
177.
+4Kahvaltılarımızı yaptıktan sonra tekrar sıkılarak otobüse geçtik. Artık herkes bezmişti. Yolun geri kalanında otobüsçe türkü falan söyledik. Bir eleman gitarını getirmişti, sonunda gelmemiz gereken yere geldik beyler.
Kayak malzemeleri kiralamak için dükkanlar vardı tabi benim oralarda hiç gözüm yoktu. Anca kızakla kayabilirdim amk. Zaten bizi serbest bırakmadan önce teleferiğe binilecekmiş. Teleferikler de dört kişilikti. Otobüsten indiğimizde hemen ecrin’i buldum:
-ecrin teleferiğe sen ben ercan berfin bineriz tamam?
-olur.
Dedi.
Sonra dördümüz beraber takılmaya başladık beyler. Berfin de normal bir kızdı, konuşmaları hafiften tiki de olsa. Ayrıca Vanlıydı. Annemin hemşerisiydi yani.
Teleferiğe bindik. Çok güzeldi beyler, şarkılar söyledik.
Ecrin’in güzelliği beyaz zemin üzerinde daha da ortaya çıkıyordu.
Teleferikle karşıya geçince orada fotoğraf çektirdik, okulca. Sonra cafeye girip sıcak çikolata içtik. Hiç unutmam 6 lira bayılmıştık lan bir fincan sıcak çikolataya. Hayır bir özelliği de yok sıcak suyun içine paketi döküyorlar amk. Neyse olsun bir seferlik.
Sonra teleferikle tekrar karşıya geçtik. Tahsin hoca da uyarıyor aman bilmeyen kaymasın dikkatli olun bilmem ne. Bizi serbest bıraktılar zaten. Ecrin de kayak yapmayı bilmiyormuş. Okulun kaymak tabakası birkaç grup insan hariç kimse cesaret edememişti zaten. -
178.
+3Genellikle herkes kızağa benzer bir şey kiralıyor, onla kayıyordu. Biz de öyle yaptık. Kızakların geneli 2 kişilikti ama ekşın olsun diye üst üste oturup 3-4 kişi binen de oluyordu.
Bizim okuldan bazı uyanıklar, bizimle aynı otelde kalacak olan ankaralı kızlara yavşıyorlardı, akşam odaya atma düşüncesiyle.
Kaydık, eğlendik beyler ne yalan söyleyeyim pek anlatılacak bir olay olmadı. Bir sürü fotoğraf çekildik, çok güzeldi.
Akşam otelde eğlence olacaktı, asıl güzel kısım orasıydı, yani benim için. -
179.
+3Otelde biz ercan’la ikimiz kalacaktık. Ecrin ise kendiyle beraber dört kişilik bir kız grubuyla kalacaktı. Ercan’la ben soyunup dökündük duş aldık bir güzel. giyindik, parfüm sıktık saçımızı falan spreyledik lan.
Paralı öğrenciler yanlarında votka getirmişlerdi. Tahsin hoca özellikle bu gezide içmeyi yasaklamıştı ve otelin barmenini tembihlemişti kimlik kartı göstermeyen kimseye vermeyin diye.
Tabi o iş, bizim okul züppelerinin barmenin cebine para sıkıştırmasıyla çok rahat çözülebilirdi fakat tahsin hoca bunu akıl edememişti. Gerçi bizim okul züppeleri de akıl edememişti çünkü dediğim gibi yanlarında votka vardı. Aslında gerek yokmuş.
Akşam yemeğine otel restoranına indik. Restoranın bitişindeki duvarı, istanbul Boğazı’nın panoramik çekilip büyütülmüş bir fotoğrafı kaplıyordu.
Gözlerim yine ecrin’i aramıştı. Onu bulduğumda 4 kız arkadaşıyla çoktan yemeklerini almış, oturuyordu.
Önemli değildi. Eğlence boyunca benimdi nasıl olsa.. -
180.
+5Tabağımdaki son tavuk parçasını da ağzıma attım. Ercan ultra yavaş yemek yiyordu amk. Yanımızda iki paralı öğrenciyle muhabbet kurmuştuk: anıl ve çetin. Kafa çocuklardı ama çok çapkın ve hovardalardı.
Beni ilgilendirmiyorlardı nasıl olsa. Şimdiden ankara ted koleji’ndeki kızlarla telefon numaralarını vermişlerdi birbirlerine.
Onlara hiç imrenmiyordum beyler. Yani ben öyle çok karı kız peşinde koşan ya da cinselliğe düşkün olan biri olmadım pek. Ama duygusal biri de değildim. Neyse boşverin ne olduğumu ben de bilemedim amk.
Yemekleri bitirdik, otelin diskosuna inilecekti. Ama daha saat 7 idi ve çoğu kişi bu saatte eğlenmek istemiyordu. Bense bu eğlenceyi ecrinle yaşamak istiyordum.
Anıl, çetin,ercan ve ben herkesten önce bara gittik. Bunların içki gibi bir kaygısı yoktu zaten, gecenin başında içmeyeceklerdi.
Ben ise sora sora ecrin’in odasını buldum. Kapıyı tıklattığımda berfin açtı.
-müsait misiniz kızlar?
-müsaitiz geçebilirsin.
Ecrin saçlarını tarıyordu. Berfin’e bizi yalnız bırak demedim, diyemedim. Oturdum ecrin’in tişörtünü inceliyorum:
resimdeki kertenkele ile kız birbirine bakıyorlardı. kız kertenkeleye hülyalı bir bakışla, kertenkele ise kıza boş ve parlak gözlerle. Kız oldukça sakin duruyordu ki.
Ecrin benim geldiğimi fark etmişti hele şükür.
-naber?
-iyiyim, hazırım birazdan, bir kaç dakikaya çıkabiliriz.
Dedi gülümsedi bana.
Bu bakışlar ve jestler, bu gülümseme ve de kendisini aynada süzme tarzı zarifti. Ama kendini beğenmiş değildi. -
181.
+5Sonunda çıktık odadan. Hep beraber bara indik. Misket çalıyordu. Anıl ve çetin ciddi ciddi oynuyor, bayağı da eğleniyor gözüküyordu. Ercan oynamam için ısrar etti beyler. Yaklaşık 10 dakika kadar dil döktü. Oynamam diye tutturdum. Sonra bir kalktım ki kalkış o kalkış. Pistten en son beni alabildiler beyler. Çetin odasına votkaları getirmeye çıktı.
Okuldaki erkeklerin yarısı ankara ted’li kızlara çakmak için ortam oluşturmaya çalışıyorlardı. Ankara ted’li erkekler de bizim okulun kızlarına.
Ecrin’i uzak tutmalıydım beyler, biri yavşarsa bile kafa göz girişebilirdim. Aynı masadaydık. Çetin votkaları getirdi, aldığımız meyve sularının içlerine döktük. Ecrin ve bana az koymasını istedim.
Onu öpmek istiyordum artık ve ikimiz de ayık olmalıydık, sarhoşken ne anlamı vardı ki?
Ben kaç defa doğarsam doğayım onu sevecektim. Ecrin ile tanıştığımdan beri sanki onunla tanışmak için yaşamışım gibi hissediyordum. Ben gerçeklerimi bulmaya gelmişlerdendim ve gerçeğim de ecrin idi.
Bu yüzden sonsuza dek hatırlayacağım bir şey olsun istiyordum. -
182.
+3 -1Saat dokuz buçuk falan olmuştu. Kimilerinin kafası iyiydi.
Barda FRANK SiNATRA - Strangers In The Night çalıyordu. Öğrenciler küçük gruplara ayrılmış, kendi aralarında konuşuyordu ritme uygun hafif hafif sallanıyorlar, dans ediyorlardı. Kimse boydan boya kesintisiz camların arkasındaki karlı dağların manzarasıyla igilenmiyordu.
-“benle dans etsene ecrin” benim romantikliğim ancak bu kadar olabilirdi.
Gülümseyerek elini verdi. Birkaç sinatra şarkısında daha bu şekilde dans ettik.
Beyler benim en çok haz aldığım şeylerden biri kalabalık ortamlarda bir süre takılarak kendimi yorum, sonrasında sessiz sakin yalnız başıma kafayı dinleyebileceğim bir yere gitmektir.
Bar, düğünler, eğlenceler ve gürültülü mekanlar bize göre değildi. Beraber bardan doğru dışarıya açılan balkona çıktık. Hava buz gibiydi.
Ama benim için sorun değildi ben kara çirozun tekiydim, üşümüyordum bile.
Hatta bu ecrin’in üşüyüp bana sarılması için oldukça güzel bir fırsattı.
Ceketimi ona verdim. Sarıldı. Yan yanaydık.
-“inanıyorum ki bir gün yaşamak için sebebimsin diyebileceğim birini bulacağım.”
Ecrin suratıma sorar gibi baktı. Biraz bozulmuş gibiydi.
-“seni buldum.” -
183.
+4Bu sefer başını önüne eğdi. Bana olan duygularını bir türlü kestiremiyordum. Başkası meydana çıkınca (misal Zeynep) beni sahipleniyor, duygularımı dile getirince ise utanıyordu.
Beni yeterince sevmiyor gibiydi. Aklımı okumuş gibi:
-“seni yeterince sevmediğimi mi düşünüyorsun?”
Bir şey diyemedim. Gururum kırılır diye. Halbuki onu kaç kere sevdiğimi söylemiştim. Şimdi düşünüyorum da gururum falan kırılmazmış. Bu sefer ben başımı öne eğdim.
-“ali korktum.”
Öne eğdiğim başımı kaldırdım. Bu sefer manzarayı seyrediyordum. Hareketsiz durduğumuz için üşümeye başlamıştım. Dişerimi birbirine çarpmaması için bastırıyordum.
-“sevmekten korktum.ben birininin bana böyle davranmasına..”
Yarım bıraktığı lafı nefesini vererek tamamladı.
-“alışık değilim sadece. Yani bir erkeğin.” -
184.
+6Sonra ona hediye ettiğim kolyeyi tuttu. Satürn kolyeyi. Çarpık gülümsememi takındım.
-“o kolyeyi kaybedersen seni öldüreceğimi söylemiştim?”
Başını salladı hızlıca. Sanırım o da üşüyor gibiydi.
-“biliyorum. Asla kaybetmeyeceğim. O zaman söylememiştim ama bu hayatımda aldığım en güzel hediye.”
Tam cevap verecektim ki
-“seni seviyorum ali.” -
185.
+6O sihirli cümle: seni seviyorum. Söyleyince insana rahatlık veren fakat söylemesi çok zor olan…
Zamanın içinde kusursuz bir an..
Öylece kalakaldım beyler. Bir şey söyleyemedim. Beni sevdiğini söylemişti. Zafer dansımı yapmam gerekiyordu. Bu öyle bir duyguydu ki.
Anlatılmaz, tarif edilmez…
Ecrin çatlamış dudaklarını yalayınca kendimi tutamayıp eğildim.
gibik birkaç kişi ellerinde sigaralarla geldiler, içmeye. Öpemedim onu.
Ecrin de bozulmuş gibiydi. Elini tuttum, beraber içeri yürüdük.
Camdan zeynep’i gördüm. Bizi izlemiş olmalıydı. -
186.
+7Ben zeynep’i önemsemeyi uzun zaman önce bırakmıştım beyler biliyorsunuz. inadına ecrin’e daha da çok yaklaştım ona bakarak. Ve beraber bara girdik.
Bir süre daha dans ettik daha çok düğün havası vardı barda. Damat halayı falan çektik baya eğlendik.
Sonrasında herkes odalarına dağıldı.
Ercan ile ben çok yorgun olduğumuz için uykuya daldık.
-polis kalkın kalkın!
Söverek uyandık beyler, kapımız kırılmıştı, neye uğradığımızı şaşırdık amk.
-temiz burası!
Dedi polisin biri. Hayır loş ışıkta nolduğunu göremiyorduk, polisler birden gelmişlerdi ve ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.
Ercan anılı aradı, meğerse otelde gibiş sokuş varmış beyler. Yani bunlar ahlak masasından mı ne geliyorlarmış, bizim okuldan ve ankara ted kolejinden öğrenciler göz altına alınmış.
Gecenin üçüydü sanırım bunlar olduğunda, otelin genelinde bir kaos hakimdi. Hocalar falan hep karakola gittiler öğrencileri kurtarmak için.
Velilere bir şekilde ulaşacaktı ama kaçarı yoktu.
gibtir ettim, benimle alakalı bir durum yoktu zaten zütümü yayıp yatmaya devam ettim. -
187.
+5Sabah kahvaltımızı yaptık. Tabakları dolduruyoruz tabi beleşe bu kadar çeşidi bulunca klagib bir türk olarak her türlü sömürdük. Ecrin’i gözlerim aradı, yine aynı kız grubuyla oturuyorlardı.
Okul olarak biraz ekgibtik, dünkü olay malum.
Anıl sigara içecekmiş, dışarı çıktık soğukta. Bir süre sonra yine ecrin’i merak ettim, bu günü beraber geçirmeliydik.
-anıl ecrin nerede biliyor musun?
-sağa bak.
Kafamı sağa döndürdüm hemen.
-hani lan yok sağda falan?
Parmağıyla göstererek
-arkaya bak!
Yine baktım.
-agahaghaghah sen aşıksın olum
Bir de kafama güzelinden şaplak yedim.
-gerizekalı.
Mal olmuştum beyler. -
188.
+4En iyisi ecrin’e mesaj çekmek olacaktı.
-ecrin nerdesin?
-kızlarla başka otele gittik ya çağla’nın istediği kahveden yokmuş bizim otelde, oranın cafesindeyiz gelsene
Amk sosyetikleri. Lan bir kahve için başka otele mi gidilir bu nasıl bir akıl? Tabi ecrin’in arkadaşlarıyla bozuşmamak için bir şey demedim.
Büyük ihtimalle ecrin de kendi arkadaşlarıyla arasını bozmamak için laf etmiyordu çünkü biliyordum bu tarz bir yaşam ona göre değildi, ya da bu tarz davranışlar diyelim.
-tamam geliriz belki.
Dedim. Nah belki. Gayet de gidecektim, hatta kesin gidecektim. Ve o kokoşların arasından kurtaracaktım ecrin’imi.
-beyler toparlanın ilerideki otele gideceğiz.
Anıldan yanıt gecikmedi:
-ne oteli kendi otelimiz var işte burada mis gibi
-kızların hepsi gitmişler çok güzel otelmiş herkes orda bence gidelim.
Evet baya sallamıştım. Herkes orada falan değildi amk. Anıl, çetin, ercan ve ben yola koyulduk bir yandan da ecrin’e otelin adını nasıl gidileceğini falan soruyorum.
Her neyse vardık otele, 15 dakika sonunda. Çetinler sövüyordu bana haliyle kılıbık falan diye dalga geçiyorlardı. Bense konuyu değiştiriyordum bakın sosyetik zengin orta yaşlı hatunlar vardır diye.
Bunların oturduğu cafeye gittik. Kadınlar günü gibiydi, arada birkaç tane de erkek vardı.
Ve Zeynep de oradaydı beyler, ecrin ile uzak oturmuşlardı. -
189.
+4Ecrin beni görünce hemen ayağa kalktı, sarıldı. Herkes “ooo” falan yapıyor tabi. Ben de şaşırdım, ecrin bana nasıl sarıldı böyle herkesin içinde diye.
-hoş geldin
Dedi sevimli şekilde. Ercan da biz de burdayız gibisinden trip attı. Oturduk sohbet ettik beyler.
Kızlar aslında kötü insanlar değildi öyle tiki sohbetleri de yoktu. Önyargı kötü bir şeydi amk.
Ecrin lavaboya kalktı. Bunu niye söylüyorum çünkü birkaç dakika sonra zeynep’i de aynı tarafa giderken gördüm.
Bir şey demedim, dikkat çekmemek için. Hala okulda çoğu kişi zeynep’li olayı bilmiyordu. Yani zeynep’in beni sevdiğini biliyorlardı ama öpmesini, ya da tuhaf davranışlarını bilmiyorlardı. intihar girişiminden haberleri vardı gerçi.
Ecrin’den nasıl olsa öğrenirdim.
10 dakika falan tık yoktu beyler. Ne ecrin ne de Zeynep gelmedi. -
190.
+4Ben tabi biraz evhamlandım. Tabi belli etmemeye çalışıyorum masadakilere. Ercan’ında durumu çaktığını fark ettim. ikimiz de erkektik sonuçta kızlar tuvaletine giremezdik. Kapı dinleyelim desek yanlış anlardı insanlar.
Ah keşke başak olsaydı dedim içimden. Her türlü işimizi o halledebiliyordu, sorunlara çözüm bulabiliyordu.
Ama şimdi ikimiz de telepati yoluyla birbirimizle anlaşmaya çalışıyor, elimiz kolumuz bağlı bir şekilde duruyorduk. Bir yandan da sohbete katılmaya çalışıyorduk, aklımız başka yerde olsa bile.
Zeynep geldi sonunda, gözleri biraz kızarmış gibiydi. Ama bunu sanırım sadece ben ve ercan anlamıştık. Diğerleri çakmamıştı. Geldiği gibi normal arkadaşlarıyla sohbet etmeye koyuldu.
Ardından birkaç dakika sonra da ecrin teşrif etti masaya. -
191.
+6Ecrin’i tek yakalayabildiğim ilk fırsatta soracaktım. Bir-iki saat daha oturduktan sonra kalktık beyler artık.
-ecrin zeyneple bir şey mi oldu?
-hayır olmadı bir şey noldu ki?
-ikiniz de tuvalete gittiniz gelmediniz falan. Sonra Zeynep ağlamış gibiydi?
-hayır olmadı bir şey.
Nah olmadı. Söz söylemedim. Demiyorsa vardır bir bildiği diye düşündüm ama yaptığı güvenimi kırmaktan başka bir şey değildi. Aralarında bir diyalog geçtiği ve bu diyaloğun iyi bir şey olmadığı da açıktı. Ama ecrin söylemiyordu.
Umursamamaya çalıştım, keyfime bakmaya çalıştım.
Otele geri döndük beyler, bu akşam yine eğlence vardı hem de ünlü bir dj mi ne geliyormuş. Benim bu tarz şeylere ilgim olmadığı için bilmiyordum, ne yalan söyliyim önemsemiyordum da. -
192.
+4Otelin hamamı varmış beyler. Biz de ercan, ben, anıl, çetin gittik. iyi bir dörtlü olmuştuk. Çetin ve anıl şımarık çocuklar değillerdi. Öyle enes ile de merhaba merhaba muhabbetleri vardı, takılmıyorlardı.
Çok eğlendik hamamda amk, kimseye haber vermedik doluşmasınlar diye. Koskoca hamam bize kalmıştı. Çok güzeldi beyler kaplıcasıydı, saunasıydı derken 3-4 saatimizi buralarda harcamıştık.
Haliyle karnımız da acıkmıştı, üstümüzü giyinip yukarı bir şeyler yemeye çıktık. Berfin telaşla yanımıza geldi
-ali ecrin yok.
-ne demek yok nerede?
-kolye falan bir şeyler dedi anlamadım, gitti ve yok telefonuna ulaşılamıyor ve dışarıda kar fırtınası var.
Beyler kar fırtınası adamı öldürebilir bile. -
193.
0@759 panpa öyle diyorsun, acele anlatırsam hikayeden hiçbir tad alamazsın diyorum ben
-
194.
+6Berfin daha kimseye söylememişti bunu beni aramış yarım saat. Telefonlarımız odalarda olduğu için de ulaşamamış. E zaten demiştim hamama kimse gelmesin diye haber vermedik.
Kendime sövdüm nasıl haber vermedik diye. Hocalar zaten hala bu gibiş sokuş meselesiyle uğraşıyorlardı. karakolda olmalılardı.
Ercan beni durdurmak istese de gittim beyler, ecrin’i bulmalıydım. Erzurum’un soğuğuna dayanamazdı o.
Hemen odama fırladım. Kat kat giyindim her türlü eşyamı. Sonra otelin önündeki kar motorlarından birini kaptım.
Nerede olduğunu, ne tarafa gittiğini bilmiyordum. Ama bulmalıydım onu. Kimse beni durduramadı zaten beyler. Ne berfin ne ercan. Kimseye haber vermemeleri için de tembihledim. Ama büyük ihtimalle bu riski almazlardı.
Kar motoruyla giderken aklıma berfin’in sözü geldi: “ecrin kolye falan bir şeyler dedi, anlamadım.” Kolye. Ne olabilirdi? Kolyeyi mi kaybetmişti?
Sırf bunun için bu fırtınada dışarı mı çıkmıştı? Gerizekalı mıydı bu kız? -
195.
+1beyler misafirler gitti seri yazmaya çalışırım bugün