1. 201.
    +5
    Her yer birbirine benziyordu. Gözümde kar gözlüğü vardı zaten ama kimin olduğunu bilmiyordum. Lobinin ordaki koltuktan indiregandi yapmıştım.

    Her yer bembeyaz örtüyle örtülmüştü adeta. Ve benim nereye gideceğime dair bir fikrim yoktu.

    içgüdülerim nasıl yönlendirirse öyle hareket edecektim artık. Yaklaşık 20 dakika boyunca motorla dolandım durdum, bir şey bulamadım beyler, yollara ayak basılmamıştı,
    ölüm sessizliği vardı palandöken’de…

    Bir süre de ters istikamette gittim. Motor bozuldu. Sövmeye vaktim yoktu, uyumaya da.

    Ölüm bana uğramayacak diye bir şey yoktu sonuçta. Var gücümle koşmaya başladım beyler, nereye gittiğimi ben de bilmiyorum. Telefonum da yoktu, odamdaydı.

    Artık bacaklarım tükenmişti. Kar, soğuk ve zor hava şartları… kendimden geçtim ecrin eğer “kolyeyi kaybedersen seni öldürürüm” lafını çok ciddiye almıştı ve bir kolye için bu soğukta kendini karlı yollara atmıştı.

    Bana değer vermesi sadece lafta değildi. Ona inanmadığım için kendimden utandım.
    ···
  2. 202.
    +5
    @782 panpa açıklamasını yapıcaktım ama madem bunu yazdın söyliyim. ecrin benden bir kaç dakika önce gelmiş zaten şayet daha önce gelseydi bilincinin açık olması imkansız olurdu

    zaten ecrin'in ayağında kar botu da yoktu karların üstünden gelemiyordu o yüzden ayakları iz bırakıyordu. karların yüksekliği fazla olduğu için de dirseğe kadar derinlikte çukurlar halindeydi ayak izleri
    ···
  3. 203.
    +2
    Yerde ayak izleri görmeye başladım beyler. Ama üzerleri karla örtülüyordu git gide ve kaybolmaya mahkumdu bu ayak izleri…
    Yine de bir ümit takip ettim. Ecrin, bir ağacın altındaydı. Gözleri kapanmıştı.
    -ecrin!
    Cevap vermedi, kirpikleri karla örtülmüştü. Minik eldivenleri karla dolmuştu. Kolunu elime alıp bileğinden nabzını yokladım. Atıyordu.

    Hemen sırtıma aldım ecrin’i bir yer bulmalıydım ama bilmiyordum. Ne zamandan beri böyleydi onu dal bilmiyordum. incecik zayıf ve hastalığa müsait bedeni bu soğuğa dayanmamıştı.

    Ecrin’in hırıltılarını duydum, bir şeyler demeye çalışıyordu. Sırtımdan indirip ecrin’i tokatladım. Ayılsın diye. Kirpiklerindeki karları temizledim. Gözlerini açmaya çalıştı.
    -ecrin konuş benimle tamam mı? Duyuyor musun beni?

    Başını salladı. Bilincini açık tutmam lazımdı. Sırtımda olduğu sürece şarkı söyledim. Kar fırtınası devam ediyordu. Ecrinin yüzünü

    öyle bir sardım ki hiçbir yeri açıkta değildi, olmamalıydı zaten. Ölürdü. Benim kar gözlüğüm vardı en azından. O gözlük almayı da akıl edememişti.

    Ben de serdar ortaç’tan binlerce dansöz var’ı söylüyordum neşelenelim biraz diye.

    Bir yandan da ecrin’i yokluyor, bilinci açık mı kontrol ediyordum. Soru falan soruyordum adın ne babanın adı ne…

    Umudum vardı beyler dümdüz yürüyordum illa ki karşımıza bir yer çıkacaktı.
    ···
  4. 204.
    0
    yeni bölüm akşama gelecek, onu söyleyeyim, seri gelecek.
    ···
  5. 205.
    +5
    doğum günümde bile buraya yazıyorum amk ya
    ···
  6. 206.
    +6 -1
    Artık tükenmişken 10 dakikalık yürüme mesafesinde simsiyah bir ev gördüm. Bakımsız, virane gibi dursa da başka çaremiz yoktu. Artık ecrin ile konuşmaya takatim kalmamış, koşmaya başlamıştım.
    Çünkü ben de donuyordum, çok üşümüştüm.
    Siyah eve vardık. Kapısı kilitli değildi. iki katlı bir evdi, müstakil. Terk edildiği çok belli oluyordu zaten bir köşede bira şişeleri falan vardı. Evin pencereleri gazete ile kaplıydı. Ürkütücü görünüyordu. Birkaç tane sandalye, bir kilim ve kırık dökük bir masa, soba parçaları, biraz da odun yığını duruyordu. Ecrin’i yere bırakıp üst kata çıktım. Gerçi burada bu havada insan olduğunu zannetmiyordum ama yine de tedbiri elden bırakmamak şarttı. Merdivenin bitiminde pet şişe içerisinde gaz yağı ve bir kutu kibrit bulunuyordu. Üst kat bomboştu. Odaları gezdim. Odaların birinde şömine vardı.
    Hemen koşarak aşağı indim. Ne kadar sandalye varsa hepsini kapıya dayadım. En azından biri açarsa sesini duyacak, ona göre bir şeyler yapacaktım. Sonra kilimi aldım ve ecran’ı sırtlayıp yukarı kata çıktım. Ev de dışarının soğukluğunu aratmıyordu. Allah’tan pencereler kapalıydı ve o kadar soğuk almıyordu.
    ···
  7. 207.
    +6
    kilimin bir kısmını kopardım beyler, gaz yağına buladım hemen aşağı inip odunları şömineye dizdim, gaz yağı yardımıyla da şömine yanmaya başladı.

    Sonra kilimi yere serdim. Pis de olsa yapacak bir şey yoktu. Kar gözlüğümü çıkarmak yeni aklıma gelmişti. Bir güzel silkeledim üzerimdeki karları.

    Sıra ecrin’deydi. Ecrin’i dürttüm. Gözlerini açmaya çalıştı. Kıyafetleri sırılsıklam olmuştu. Tedbirli çıkmadığı çok belliydi. Kar botlarını bile giymeyi unutmuştu, montu yine kızakta kayarken giydiği mont değildi ve pantolonu olduğu gibi sırılsıklamdı.
    -ecrin uyan.

    Bunu birkaç kere tekrar ettim, maalesef istemeyerek de olsa tokatladım.
    Açtı gözlerini.

    -ecrin üstünü başını çıkarman gerekiyor.
    -çıkaramam
    Diye sayıklamaya başladı.
    -ölmek mi istiyorsun?

    Bir şey diyemedi. Sinirlenmiştim. Montunu pantolonu falan çıkardım. Utanmıştı ve cenin pozisyonunu almıştı, kendini gizlemeye çalışıyordu.
    Kendi kazağımı çıkardım, şöminede ısıtıp ecrin’e giydirdim. Bacakları üşümesin diye de montumu örttüm. Şöminenin tam yanında yatıyordu.
    Ecrin’in montunu kontrol ettim, telefonu bozulmuştu.
    Adımı sayıklıyordu. Bense üşüyordum.
    ···
  8. 208.
    +3
    Ecrin hala adımı sayıklıyordu. Yanına çömeldim ben de.
    -ali.
    -burdayım canım.
    -iyi misin?
    -evet iyiyim.
    Yalanım batsın.
    -kolyeyi.. kaybettim. Özür dilerim.
    ···
  9. 209.
    +5
    Gözümde birikmiş yaş özerkliğini ilan etti, ecrin’in alnına damladı.
    -sus yarım akıllı. Ne diye çıktın ki.
    Diyebildim. Gülümsedi. Kolumdan kendine doğru çekti beni. Sarıldı. Isınmış, sıcacık olmuştu.

    Bir süre öyle kaldık. Saat hesaplarıma göre 12 falan olmalıydı. Sabahı nasıl getireceğime dair bir fikrim yoktu.

    Buraya geleli daha yarım saat iken ve ben bu kadar zorlanmışken burada sabahı getirmek…
    Şu evden kurtulursam ve otele geri dönebilirsek dünyanın en iyi insanı ben olacağım diye yeminler ediyordum kendi kendime.
    -ali, yanıma gelebilirsin.
    Dedi ecrin gözleri kapalı şekilde. Yanına yatmalı mıydım bilmiyorum. Kilim ikimizi almazdı yani vücudumun birazı boşlukta kalırdı. Ama asıl sorun bu değildi belki de.
    Ecrin’e bu kadar yakın olmaktan korkuyordum ben sanki.
    ···
  10. 210.
    +5
    Ecrin bunu birkaç kere daha sayıkladı ama belki de –hatta büyük ihtimalle- ne söylediğini bilmiyordu ve sabah beni yanında gördüğünde kendine kızacaktı ve benden soğuyacaktı.
    Tabi aklımda şöminenin ne kadar sıcak olduğu ve yarım saatte bu kadar zorlanmışken sabahı getiremeyeceğim yer edinmişti ve dayanamayarak ecrin’in yanına geldim.
    Ona bu kadar yakın hiç olmamıştım ve belki de hiçbir zaman olamayacaktım.
    Şömine tarafında ben vardım. Sırtıma müthiş sıcak vuruyor, beni rahatlatıyordu. Ecrin’in yüzünü görmemek için gözlerimi kapatıyordum

    çünkü kendimi tutamayabilirdim. Gerçi o yorgunlukla bende hormon falan kalmamıştı da konu sevdiğim kişiyse öyle olmayabiliyordu
    ···
  11. 211.
    +4
    Sabah gözümü birkaç adamın konuşmaları eşliğinde açtım. Konuştukları dili bilmiyordum. Nereli olduklarını da bilmiyordum. Zar zor kendime geldiğimde akşam olanları, ecrin’i bulduğumu ve bu eve gelişimizi hatırladım.
    Adamlar uyandığımı görünce şaşkın şaşkın parmaklarıyla beni işaret edip bir şeyler dediler.
    Turistlerdi herhalde tam donanımlı kayak giysileri vardı. Ecrin ‘in bacakları falan Allah’tan örtülüydü.
    Yoksa giberdim lan ben bunları. Güya sandalye falan koymuştum hani biri kapıyı açtığında sandalyeler düşecekti ve sesinden uyanacaktım ama pek bir işe yaramamıştı anlaşılan.
    O yorgunlukla öyle de bir uyumuştum ki yanı başımda bomba patlasa uyanmazdım herhalde.
    ···
  12. 212.
    +5
    Telefon çekmiyordu. Ayrıca adamlar da buralarda gezintiye çıkmışlardı. Meğer biraz daha yürüseymişiz 20 dakika kadarlık bir mesafede başka bir otel varmış.

    Kader, onca eziyeti çektiğimize değmedi. Turistlerle çıktık yollara.

    Ecrin zorlanıyordu. Artık o yürürken ben yorulmaya başlamıştım. Sırtıma aldım ecrin’i. Böylesi daha kolaydı. En azından batıp çıkmıyorduk artık. Adamların nereye gittiğine dair bir fikrimiz yoktu, ama peşlerine takılmaktan başka çaremiz de yoktu.
    Sonunda karşıda bir otel göründü. Hiç allah’a böyle şükrettiğimi bilmiyorum ulan. Artık yavaştan koşmaya başlamıştım. Yerlerdeki kar miktarı azalmaya başlamıştı zaten kar yağmıyordu artık ama hava yine de çok soğuktu.
    ···
  13. 213.
    +5
    Otelde bulduğumuz adamlara derdimizi anlattık. Paramız olsa ecrin’e otelin altında kıyafet satılan yerden bir şeyler alacaktım işte ama yoktu.
    Kimse de hayrına böyle bir teklifte bulunmadı. Ambulans geldi, hastaneye gittik. Hastanedekilere otelin adını söyledik. Bir şeyimiz yoktu, öksürük falan işte. Grip olacağımıza kendimizi hazırlamıştık zaten.

    Otele gidince ise herkes bizi bekliyordu. lobide kalabalık bir öğrenci grubu bizi alkışladı. Hocaların karakolla işleri bitmişti, veliler falan gelmişti. yani bu gibiş sokuş meselesi için.

    Ailelerimize de haber yollanmıştı. Evet vahi amca beni gibecek diye korkuyordum artık.
    Cidden. Çünkü bu kızıyla ikinci gece geçirişimdi.
    ···
  14. 214.
    +3 -1
    Adama diyecek lafım yoktu beyler, çünkü haklıydı. Ne dese haklıydı lan. Tahsin hocanın ise azarını işittik. Ecrin de ben de. Adam kendince haklıydı. iyi ki bir gezi düzenlemişti, öğrencilerin başlarına gelmeyen kalmamıştı ki bir daha gezi düzenlemeyeceğine dair yeminler ediyordu.

    Her neyse bu sanırım mutlu olabileceğim son geceydi. Vahi amca ve kendi ailem beynimi gibeceklerdi çünkü. Bugün yola çıktıklarına göre akşama burada olurlardı.

    Biz ecrin ile dışarı adım atmayacaktık zaten, tahsin hocanın kesin emri vardı. Artık otelde takılacaktık.

    Saunaya gittik, ayrılmak zorunda kaldık haliyle. Sıcağı özlemişim amk. Bıraksalar 3 saat kalırdım yani orada. Saunada 1 saat falan kaldık ercan ile. Ercan benim en iyi dostumdu be. Hani o da olmasa zaten ben bir hiçtim. Geldiğimden beri beraberdik ve bana karşı en ufak yamuğunu görmemiştim.

    Saunadan sonra odalarımıza çıktık ve duş aldık. Gerçekten beyler sıcak bir yuvanın ne kadar kıymetli olduğunu anlamıştım ve her dakika şükrediyordum. imana gelmiştim bildiğiniz.

    Akşam yemeğine indiğimizde ecrinler her zamanki kız grubuyla otururken bu sefer ercanla bana pusat diye bir çocuk eşlik ediyordu.

    Burslu ve popüler bir çocuktu. Basketçiydi zaten. Normal oturduk konuştuk. Ben tabi ecrin’e bakıyorum sürekli o da utanıp kaçırıyor bakışlarını.
    Dün olanları hatırlıyordu sanırım.

    Yoksa bu utanmaların azalmaya başlamışken yeniden canlanmasının başka bir açıklaması olamazdı.
    ···
  15. 215.
    +4
    Yemeklerimizi bitirdikten sonra monopoly falan oynadık. Erkek erkeğe. Bu sefer kızlar hamama gitmişlerdi sanırım. Ahh aslında ecrin’i öyle görmek isterdim de neyse.

    Daha sonra bara gittik, kokarım diye içki içmedim malum vahi amcalar geliyordu. Dans falan edip stres attım, atmalıydım çünkü bol bol şamar yiyecektim.

    Mutluluğum 1-2 saat sürdü.
    Vahi amca, ecrin’in teyzesi izel hanım ve annemler teşrif etmişlerdi.

    -lan utanmıyor musun kızımın aklını çelmeye?
    -vahi amca ..
    -sus lan!

    Adam soru soruyordu ama cevap vermeme izin vermiyordu. Haklıydı lan bir şey diyemedim. iki eli yakamdaydı. Ecrin “yapma baba” bile diyemiyordu.

    Vahi amcanın normalde var olmayan şivesi sinirlenince hafiften ortaya çıkmıştı ve ben kendimi gülmemek için zor tutuyordum amk.

    bir yandan da izel hanım vahi amcayı sakinleştirmeye çalışıyordu.
    ···
  16. 216.
    +6
    Annemler de film izler gibi oturmuş, bizi izliyorlardı. Annem de “eve gidince görüşürüz “ bakışını atıyordu bana. Babamın umrunda bile değildim lan adam bitse de gitsek diye bakıyordu.
    Ayrıca ikimizin velileri de “çok şükür kurtuldunuz” diye değil, “ne işiniz var lan sizin oralarda” kafasındalardı. Bu beni sinirlendirmişti.
    Tabi bunu söylersem vahi amca beni oracıkta çapraz yatırır düz giberdi.
    ···
  17. 217.
    +4
    O yüzden sesimi çıkarmadım.

    -baba ali bana kolye verdi onu aramaya gittim.
    Ah ecrin. Salak ecrin. Niye söylüyorsun bunu ecrin.

    -kızım sen gerizekalı mısın? Neymiş o aynısından alırım ben sana? Kolyeyi düşürsen bulacak mısın o fırtınada benim yarım akıllı kızım?
    -baba..
    -afkurma! Cevap veriyor bi de hala!
    Bu azarı işiteceğini adım gibi biliyordum. Hayır ecrin’in dışarı çıkmasının hiçbir mantıklı açıklaması yoktu. Çıksa bulması imkansızdı zaten. Babası haklıydı beyler. Ecrin de salaklığını biliyordu zaten.

    Üstelik herkes bizi izlemeye başlamıştı. Zeynep’ten berfin’e, ercan’dan çetin’e herkes bizi izliyordu. Sanki prison break izliyorlardı amk hepsinin gözleri kocamandı ve dikkat kesilmişlerdi.
    ···
  18. 218.
    +7
    Ecrin ise üzüntüyle babasına bakıyordu.
    -baba ben kolyeyi dışarıda, karda aramadım.
    Vahi amca anlamamıştı
    -ne?
    -kolyeyi sokaklarda aramadım ben.

    Bu sefer ben araya girdim beyler.
    -ecrin ne diyorsun açık konuşsana?

    Ecrin biraz deli gibi bakıyordu. Sinirleri bozulmuş gibiydi.
    -otel.. otele gidecektim.. ben..

    Gözleri dolmuştu beyler. Herkes pür dikkat bize bakıyor, olayı anlamaya çalışıyorlardı. Ecrin’i sarstım.
    -ecrin anlat şunu!

    -zeynep, kolyemi boynumdan koparıp aldı, tuvaletin penceresinden attı.
    ···
  19. 219.
    +2
    beyler yazmaya devam edicem ama işlerinizi görün uzun bölüm gelecek
    ···
  20. 220.
    +4 -1
    Zeynep birden fırladı. Ağlıyordu hiçbir şey yapmıyor ve hiçbir şey demiyordu. Ben de izleyenler arasına katılmıştım.
    Ultra sessizlik vardı ortamda.
    Ecrin zeynep’e öyle bir tokat patlattı ki bütün lobi yankılandı. Resepsiyon görevlileri bile odaklanmış bizi izliyordu.
    Ecrin daha sonra bir şey demeden uzaklaştı. Vahi amca ise çok şaşkındı ecrin’in arkasından bakakalmıştı beyler.
    Ben hemen peşinden koştum ecrin’in. Otelin merdivenlerindeydik.
    -ecrin!
    -ali bırak, moralim çok bozuk.
    -niye söylemedin ki? O gün tuvaletten çıktığında niye söylemedin? Hiçbir şey olmamış gibi niye davrandın?

    -bulacağımı düşündüm ali. Sana çaktırmamak için o zaman gidemedim işte. Aslında gidecektim ama beni merak edip arayacaktın, mahçup olacaktım, kar fırtınası olacağını da düşünmemiştim. Hiçbirini hesaba katmadım ali. Sen ortalarda yokken otele gidip alıp gelecektim hemen kolyeyi. Ama öyle olmadı işte!
    ···