-
76.
0telefondan mesajlaşmalara devam ediyoruz. ben her mesajıyla mutlu olmaya başlıyorum. telefonun başında bekliyorum sürekli. sms geldiğinde ondan başkasıyla eğer gönderen küfürler ediyorum. sadece vera'yla konuşmak istiyorum artık. yavaş yavaş boyutları genişliyo duygularımın. her kelimesinde her hücresine kadar aşık olmaya başlıyorum. ilk kez böyle şeyler hissediyorum birine karşı. aşkın neye benzediğini tasavvur ediyorum her geçen gün. vera da bu ilgimin fazlasıyla farkında ve o da çok sıcak konuşuyor benimle. aldığım her mesajda harfler dans ediyor sanki telefonun küçücük ekranında. o artık tamamen hayatımın merkezinde. kimle konuşsam cümlelerimin içinde o var. ağzımda onun isminin dışındaki her kelime eğreti duruyor sanki. artık tek bişey söyleyebiliyorum ; vera.
-
77.
0o sıralarda alper de vera'nın sınıfından ece diye bi kızla konuşuyor. ben de ece'yle aramı ısıtıp vera hakkında ne biliyorsa öğreniyorum. hello kitty'yi çok seviyor diyor ece. 15 temmuz vera'nın doğum günü. günler yaklaştıkça bi şekilde ona bi hediye alabilir miyim diye düşünüyorum. o yaz alper'le birlikte üçüncü sınıf bi spor salonuna yazılmıştık. işe beraber gidiyoduk, tatil günlerinde spora beraber gidiyoduk ve evlerimiz de yakın olduğu için sürekli görüşüyoduk. neredeyse her gün. vera'ya olan duygularımın en iyi şahidi de alper. 11 temmuz 2010 pazar akşamı alper'le konuşuyorum. salı günü ece'yle buluşacağını söylüyor. sen de gel bizimle diyor. tamam diyorum geleyim. öğleden sonra buluşmak için sözleşmişler. 13 temmuz sabahı alperle spora gidiyoruz. saat 14:00da bursa kent meydanı avm'de olacak buluşma. spor salonundan 13.00 gibi çıkıyoruz. spor salonu maksem'de. kent meydanı avm maksem'den yürüyerek 25-30 dakika. bilenler bilir. alper diyor ki benim eve gitmem lazım buluşmadan önce. sen git ece'yle buluşmaya bekletme kızı, ben eve gidip yanınıza geleyim. alper'in evi temenyeri'nde. en fazla 1 saat gecikebilir diye düşünüyorum. yavaş yavaş yürümeye başlıyorum avm'ye doğru. giderken yolda bi kitapçıda hello kitty baskılı güzel bi defter görüyorum. şunu alayım da ece'ye veririm. o da vera'ya verir buluşunca, nasılsa ben okul açılana kadar göremem onu diyorum. saat 14:00. buluşma noktasındayım. ece'yle buluşuyoruz. alper biraz gecikecekmiş diyor bana. biliyorum diyorum az önce beraberdik. biraz uzun sürecekmiş işi, az önce konuştuk biz diyor. anlam da veremiyorum, alper bana neden söylemedi de ece'ye söyledi işinin uzun süreceğini diye düşünüyorum. ece ve alper sinemaya gitmek için sözleşmişler. ece 'alper nasılsa geç gelecek bari ikimiz gidelim sinemaya' diyor. kent meydanı avm'de sinema en üst katta. yürüyen merdivenlerle çıkıyoruz sinema katına. merdivenin sonunda biri bekliyor bizi. vera.
-
78.
0onu karşımda görünce tek kelime edemiyorum. donup kalıyorum adeta. merhaba bile demeden sinema gişesine gidiyorum 3 öğrenci sinema bileti alıcam diyorum. yanlış hatırlamıyosam toy story 3'e. ellerim titriyor parayı uzatırken. aklımdan milisaniyede yüzlerce şey geçiyor. ne yapacağımı düşünüyorum. hiç bişey bulamadan dönüyorum ece'yle vera'nın yanına. merhaba diyebiliyorum. nasılsın iyiyim sen nasılsın muhabbetinden sonra yine tıkanıyorum. mısır ister misiniz diyorum. filme girerken alırız diyorlar. ulan filme daha 20 dakika var, ne konuşacağım ne muhabbet edeceğim konusunda aklımda hiç bir şey yok. ben hiç öyle hayal etmemiştim ilk buluşmayı. 20 dakika boyunca vera'yla maksimum 3 cümle konuşuyoruz. ben sürekli ece'yle konuşuyorum. ece'yle konuştuğum şeylerin onda birini vera'yla konuşsam yeter de artar bile diyorum içimden. kız haliyle yanlış anlıyor beni. buluşmadan önce mesajlaşırken susmayan ben kızın yanında sus pus kesiliyorum. film başlamak üzere. mısırlarımızı alıp salona giriyoruz. ilk önce ece geçip oturuyor. ardından ben yanına oturuyorum. vera yanıma gelir, film esnasında bi iki bişey konuşurum diye düşünürken gidip ece'nin diğer yanına oturuyor. sap gibi kalıyorum ece'nin sağında. filme bakıyorum ama hiç bişey anlamıyorum. kafamda, kendini pikachu zannedip balkondan atlayan çocuktan tutun da afrika'daki dünya kupasına kadar herşey allak bullak. hepsini aynı anda düşünebiliyorum. bi konu arıyorum. film arası yaklaştıkça tedirginliğim daha da artıyor. film arası oluyor, ışıklar açılıyor. ece bi muhabbet başlatmak için eğlenceli filmmiş gibi bişeyler söylüyor. ben hala vera'nın yüzüne bakamıyorum. ama o lafa karışıp evet evet ben de beğendim diyip bana dönüp sen nasıl buldun diyor. güzel filmmiş ben de beğendim diyorum ama filmden hiç bi şey anlamamışım. benim yerime de o konuşuyor sanki. benim verebileceğim cevapları önceden tahmin edercesine sorular soruyor. ece çok az giriyor muhabbete. ece film arası bitmek üzereyken, alper de filmin sonunda burda olacakmış, filmden sonra ne yapalım diye soruyor. o sırada film başlıyor.
-
79.
0bursa'da kültürpark diye her şehirde rahatlıkla bulabileceğiniz büyük yeşil alanlar, mesire-piknik alanları, sıralı banklar, ikinci sınıf kafeler ve fıskiyeli bi göletten oluşan bir park var. filmden sonra alper'in de aramıza katılmasıyla topluca kültürpark'a gitme kararı alıyoruz. avm-kültürpark arası yürüyerek 15-20 dakika. ağır ağır yürüyerek ilerliyoruz. yol boyunca yavaş yavaş vera'yla biraz daha koyulaştırıyorum sohbeti. kültürpark'a vardığımızda biraz gezinip lunapark'a girme kararı alıyoruz. ulan fazla para da almamışım yanıma doğal olarak. para suyunu çekiyor ben de. alper'den biraz para alıyorum lunapark biletleri için. fakat ece ve vera ödetmiyorlar. neye binsek diye düşünüp gondol'a binme kararı alıyoruz. çok kişi yok sırada. alper ece'yi alıp önden gidiyor. en arka sıraya oturuyorlar. dolayısıyla ben de vera'yla yan yana oturmak zorunda kalıyorum. farkediyorum ki ikimiz de bu durumdan fazlasıyla memnunuz. bindiğimizde klagib korkuyor musun korkmuyor musun muhabbetleri yapılıyor. vera ben korkmam dediği halde gondol çalışmaya başladığında sanki korkacakmış gibi hissediyorum. vera'yla ilk kez bu kadar yakınız. gondolun her hareketinde saçları yüzümün önüne geliyor. o kadar güzel kokuyordu ki, o gondol hiç durmasın istedim. ve o günden sonra da saçlarının kokusunu hiç unutamadım.
-
80.
0lunaparktan çıkıyoruz. kültürparkın yukarısına doğru ilerlerken heyecandan kuruyan dilimi damağımı ıslatmak için bi içecek almaya karar veriyorum. vera fanta istiyor. içeceklerimizi alıp yukarı doğru yürümeye devam ediyoruz. sohbet ede ede tekrar kent meydanı avm'nin önüne geliyoruz. vera evine avm'den yürüyerek gidebiliyor. alper ve ece önden hızlı adımlarla ilerliyorlar ve bi süre sonra gözden kayboluyorlar. elimde hediyemle vera'yla başbaşa kalıyorum. artık biraz daha rahat konuşmaya ve yavaştan yüzüne bakabilmeye başlıyorum. hediyesini verip bunu doğum günün için aldım. şimdiden doğum günün kutlu olsun diyorum. sevinci gözlerinden okunuyor. bi sonraki görüşmemizin okul başlangıcında olacağını ikimiz de biliyoruz. kendine iyi bak diyorum. görüşürüz diyor. giderken arkasından bakıyorum. arkasından koşmak geliyor içimden. dönüp oturuyorum avm bahçesine. alper'leri arıyorum.
-
81.
0cumadan sonra mı yazacaksın mubarek
-
82.
020 eylül 2010. okullar açılıyor. kıyafetlerimi giyip okula gidiyorum. açılış töreninde gözlerim vera'yı arıyor. göremiyorum sırada. sınıflara giriyoruz. 1. telefüs vera yok. 2. tenefüs vera yok. 3. tenefüs vera yine yok. öğle arasında çıkmıyorum bahçeye. alper geliyor 15 dakika sonra. seninki bahçede oturuyor arkadaşlarıyla neden gitmiyorsun yanına diyor. hemen çıkıyorum bahçeye. bahçeye çıktığımda sağdaki potanın altında görüyorum onu. cesaretimi toplayıp giriyorum 6-7 kişilik kız grubunun arasına. vera'yı alıp kantine doğru yürüyorum. çay istiyor. kendime de bi tane meyveli soda alıp. bahçede yürümeye başlıyoruz. 5-6 dakika yürüdükten sonra geçen sene her tenefüs yanında gezen hafif toplu kumral kırması arkadaşı geliyor yanımıza. öğle arasının sonuna kadar yanımızda kalıyor. bu durum haliyle beni rahatsız ediyor fazlasıyla. ama bişey söyleyemiyorum. diğer tenefüslerde de aynı şekilde geziyoruz bahçede. çıkışta bekliyorum onların binasının kapısında. yine ikisi birlikte çıkıyor. vera'nın otobüse bineceği durağa kadar beraber gidiyoruz. diyorum ki herhalde artık gider. gitmiyor aq. vera otobüse binene kadar bekliyor. sonrasında gidiyor. deliriyorum. ama yine bişey diyemiyorum.
-
83.
0http://tinyurl.com/jvtyhy4 buyrun bi şarkı daha paylaşayım sizinle pampalarım.
-
84.
0işbu sayko durum bir süre daha aynı şekliyle devam ediyor. okulda tenefüslerde, öğle aralarında ve okul çıkışlarında 3 kişi geziyoruz. gün geçtikçe daha da rahatsız edici bi hal alıyor bu durum. vera'yla olan yakınlığımız stabil kalıyor haliyle. artık tayfa da bi hareketlenme olması gerektiğini düşünüyor olacak ki, beni sürekli artık teklif etmem gerektiği konusunda uyarıyorlar. vera'nın da bu teklifi beklediği aşikar. ona karşı yaptığım her güzel hareketin karşılığını yüzünde farkedebiliyorum. bu kadirşinas kızı ve şahsımı artık daha fazla bekletmenin anlamsızlığı üzerine kafa patlatıyorum günlerdir. ve planımı günler öncesinden yapmış olmanın rahatlığıyla, söyleyeceğim şeyleri tekrar ediyorum içimden sürekli.
-
85.
0bi bitmediniz a.q adam 1. sınıfda kızdan hoşlanmış biz o yaşda top oynayım eriğe dalıoduk bizmi yanlış büyüdük yoksa sizmi başkaydınız a.q...
-
86.
0devam et panpa.
-
87.
0konusu ne la hikayenin gibiş sokuşmu ?
-
88.
0beyler velhasıl-ı kelam ilkokulu iyi kötü bitirdiğim senenin yazında evimizin 30 metre ilerisinde yapılan yeni okulun inşaatı bitti ve yeni eğitim öğretim yılında o okula aldırdı ailem kaydımı. ortaokula başladığım sene yeni okul, yeni arkadaşlıklar ve yeni bi ortam içinde buldum kendimi. artık mavi önlükten kurtulmuş beyaz gömlek, kravat ve hırkaya geçiş yapmıştım. kendimi büyümüş ve fazlasıyla olgunlaşmış hissetmeye başlamıştım. 6. sınıfa gidiyorum. alt sınıfların hepsiyle aynı kattayız. okul yeni açıldığı için sınıflar maksimum 20 kişilik. sınıfın başarılı öğrencilerindenim. zamanla yavaş yavaş arkadaşlıklar kurmaya başladım. sınıftaki mevcudun az olması da çabucak kaynaşmaya yol açıyordu.
-
89.
0yannan okurum
-
90.
0anlat pampa dinliyoruz
-
91.
0reserved
-
92.
0Dinliyom rezerveyullah
-
93.
0biz yan yana cam kenarında önden üçüncü sırada otururduk. soğuk günlerde cam kenarını ona verirdim. kalorifer o taraftaydı üşümesin isterdim. harfleri öğrenirken a harfini bi türlü beceremezdim. beraber a lardan kiraz yaparak öğretti bana. kocaman gözleri vardı. açık kahverengi. camdan vuran ışıkla birlikte gözleri parlardı. pokemonlu bi çantam vardı benim de. set halinde almıştık. sırt çantası, beslenme çantası, suluk,kalemlik ve içinde kalemler. bi gün beslenme çantalarımızı değiştirmeye karar verdik. onun beslenme çantasının barbie tarzı bi deseni vardı pembe renkli. ama barbie değildi eminim. onu takıp eve dönene kadar yüzlerce kişinin odak noktası oldum. dalga geçenler, gülenler,karşıdan parmakla işaret edenler. bi yandan aldırış etmemeye çalışsam da diğer yandan çizilen erkeklik gururum içimi acıtıyordu.
-
94.
0Hah amk. Aşk acısı çekerken gel bide bu picin kini dinle. De hadi anlat anlat
-
95.
0Korkunçlu olur hüzünlü olur ama yarak kürek bi hikayeyese sonra kadınınbamından vböcwk çıktı hahhaha tarzı hikayeyse anlatma pampa.
başlık yok! burası bom boş!